18.
Kehf Suresi
99. ayet
Ali Bulaç
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Biz o gün, bir kısmını bir kısmı içinde dalgalanırcasına bırakıvermişiz. Sur'a da üfürülmüştür, artık onların tümünü bir arada toparlamışız.
وَتَرَكْنَا بَعْضَهُمْ يَوْمَئِذٍ يَمُوجُ ف۪ي بَعْضٍ وَنُفِخَ فِي الصُّورِ فَجَمَعْنَاهُمْ جَمْعاًۙ
Ve terakna ba'dahum yevmeizin yemucu fi ba'dın ve nufiha fis suri fe cema'nahum cem'a.
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Biz o gün, bir kısmını bir kısmı içinde dalgalanırcasına bırakıvermişiz. Sur'a da üfürülmüştür, artık onların tümünü bir arada toparlamışız.
Türkçe Kur'an Çözümü
O gün onları serbest bırakırız, dalgalar halinde (iki tür) birbirlerine girerler! Sur'a da üflenmiştir; artık hepsini cem etmişizdir.
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
O gün biz onları, birbirine çarparak çalkalanır bir halde bırakmışızdır. Sur'a da üfürülmüş, böylece onları bütünüyle bir araya getirmişizdir.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
O gün biz onları bırakırız, dalga dalga birbirlerine karışırlar. Sonra sura üfürülür de onları toptan bir araya getiririz.
Mesaj: Kuran Çevirisi
O gün onları bırakırız. Dalgalar halinde birbirlerine girerler. Boruya üflenir; hepsini bir araya toplarız.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Ve o gün onları bırakıvermişizdir, bir kısmı diğerinin içinde dalgalanıyorlar, Sura da üfürülmüştür, artık hepsini toplamış da toplamışızdır
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
O gün biz onları birbiri içinde dalgalanır bir halde bırakmışızdır (bırakacağız. Artık) "Şuur" da üfürülmüşdür (üfürülecekdir.) Bu suretle hepsini (mahşerde) derleyip toparlamışızdır (toplayacağız).
Kur'an Mesajı
O gün onları bırakırız, dalga dalga yürüyüp birbirlerine karışsınlar; ve sura üflenir: Böylece hepsini bir araya toplarız.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Günü gelince biz onları bırakırız. Dalgalar halinde birbirlerine girerler. Sur'a üflendiği zaman da hepsini bir araya toplarız.
Kuran-ı Kerim ve Meali
O gün, yani kıyamet günü onlar deniz dalgaları gibi birbirine çarparak çalkalanırlar. Sur'a da üfürülür, insanların hepsini bir araya toplarız.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Biz o gün (Ye'cuc ve Me'cuc'u) bırakmışızdır: Birbiri içinde dalgalanır(lar). Sur'a da üflenmiştir ve onları hep bir araya toplamışızdır.
Kur'an-ı Kerim Meali
O gün onları bırakmışızdır, birbirleri içinde dalgalanırlar. Sura da üflenmiştir; hepsini bir araya toplamışızdır.
Hayat Kitabı Kur’an
O gün geldiğinde, Biz onları birbirini kıran dalgalar (gibi) çalkalanmaya terkederiz. Nihayet sur borusu çalınır; sonunda hepsini bir araya toplarız.
Kerim Kur'an
İzin günü[1] onları terk ederiz. Dalga dalga birbirlerine karışırlar. Ve Sur'a üfürülür. Hepsini bir araya toplarız.
Kerim Kur'an
O gün onları terk ederiz. Dalga dalga birbirlerine karışırlar. Ve Sur'a üfürülür. Hepsini bir araya toplarız.
Kur'an-ı Kerim Gerçek
O gün, onları bırakırız; dalgalar biçiminde birbirlerine karışırlar. Çünkü boruya üflenmiştir. Sonunda, tümünü bir araya toplarız.
Süleymaniye Vakfı Meali
O gün onlardan biri diğerinin içinde dalgalanacaktır. Sura üflenince de tamamını bir araya toplayacağız.
Mesaj: Kuran Çevirisi
O gün onları bırakırız. Dalgalar halinde birbirlerine girerler. Boruya üflenir; hepsini bir araya toplarız.
Kur’an Meal-Tefsir
O gün (kıyamet gününde bakarsın ki) biz onları birbirine karışmış bir hâlde bırakmışızdır. Sûr'a da üflenecek,[1] böylece onları tamamen bir araya getireceğiz.
The Final Testament
At that time, we will let them invade with one another, then the horn will be blown, and we will summon them all together.
The Quran: A Monotheist Translation
And We left them until that day to surge like waves on one another. And the horn was blown, so We gathered them together.
Quran: A Reformist Translation
We left them till that day to surge like waves on one another. The horn was blown so We gathered them together.
The Clear Quran
On that Day, We will let them[1] surge ˹like waves˺ over one another. Later, the Trumpet will be blown,[2] and We will gather all ˹people˺ together.
Tafhim commentary
And on that Day[1] We shall let some of them surge like waves against others, and the Trumpet shall be blown. Then We shall gather them all together.
Al- Muntakhab
And on the Day when the promise is fulfilled, we will leave them -the people- in an undulating conformation until the trumpet is sounded and then We assemble them all together in throngs.
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
And We will leave them that day surging over each other, and [then] the Horn will be blown, and We will assemble them in [one] assembly.