20.
Taha Suresi
109. ayet
Marmaduke Pickthall
On that day no intercession availeth save (that of) him unto whom the Beneficent hath given leave and whose word He accepteth.
يَوْمَئِذٍ لَا تَنْفَعُ الشَّفَاعَةُ اِلَّا مَنْ اَذِنَ لَهُ الرَّحْمٰنُ وَرَضِيَ لَهُ قَوْلاً
Yevme izin la tenfauş şefaatu illa men ezine lehur rahmanu ve radıye lehu kavla.
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
O gün, Rahman (olan Allah)'ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimseden başkasının şefaati bir yarar sağlamaz.
Türkçe Kur'an Çözümü
O gün şefaat fayda vermez. . . Sadece Rahman'ın izin verdiği ve sözüne (illa Allah diyen) razı olduğu kimse müstesna!
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
"O gün, Rahman'ın izin verdiğinden ve sözünden hoşnut olduğundan başkasının şefaati fayda vermez."
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
O gün, Rahman'ın izin verdiği ve sözünden razı olduğu kimseden başkasının şefaati fayda vermez.
Mesaj: Kuran Çevirisi
O gün, Rahman'ın izin verdiği ve sözünü uygun gördüğü kimseden başkasının şefaatı (aracılığı) yarar vermez.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
O gün şefaat faide vermez, ancak Rahmanın izin verdiği ve sözüne razı olduğu kimse müstesna
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
O gün çok esirgeyici (Allahın) kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnud olduğu kimselerden başkasının şefaati faide vermez.
Kur'an Mesajı
O Gün, hakkında sınırsız rahmet Sahibi'nin izin verdiği, sözünden hoşnut olduğu kimseden başkasına kayırmanın, arka çıkmanın bir yararı olmayacaktır.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
O gün, Rahman'ın izin verdiği ve sözünden hoşlandığı kimselerden başkasına şefaat fayda vermez.
Kuran-ı Kerim ve Meali
O gün, Rahman'ın şefaat izni verip sözünden razı olduğu kimselerden başkasının şefaati fayda vermez.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
O gün Rahman'ın izin verip sözünden hoşlandığı kimseden başkasının şefa'ati fayda vermez.
Kur'an-ı Kerim Meali
O gün şefaat yarar sağlamaz. Ancak Rahman'ın izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimse müstesna...
Hayat Kitabı Kur’an
O gün, kendisine O rahmet kaynağının geçit verdiği ve sözünden razı olduğu kimselerden başkasına şefaatin hiçbir yararı olmayacak.
Kerim Kur'an
İzin Günü[1], şefaat fayda vermez. Rahman'ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimse hariç.[2]
Kerim Kur'an
İzin Günü, şefaat fayda vermez. Rahman'ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimse hariç.[1]
Kur'an-ı Kerim Gerçek
O gün, Bağışlayanın izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimseden başkasının ara buluculuğu yarar sağlamaz.
Süleymaniye Vakfı Meali
O gün şefaat, sadece Rahman'ın onay verdiği ve lehine söz söylenmesini kabul ettiği kişiye fayda sağlar[1].
Mesaj: Kuran Çevirisi
O gün, kimseden başkasının şefaati (aracılığı) yarar vermez. Rahman'ın izin verdiği ve sözünü uygun gördüğü hariç.[1]
Kur’an Meal-Tefsir
O gün Rahmân'ın izin verdiği ve sözünden razı olduğundan başkasına şefaat yarar sağlayamayacaktır.[1]
The Final Testament
On that day, intercession will be useless, except for those permitted by the Most Gracious, and whose utterances conform to His will.
The Quran: A Monotheist Translation
On that Day, no intercession will be of help, except for he whom the Almighty allows and accepts what he has to say.
Quran: A Reformist Translation
On that day, no intercession will be of help, except for he whom the Gracious allows and accepts what he has to say.
The Clear Quran
On that Day no intercession will be of any benefit, except by those granted permission by the Most Compassionate and whose words are agreeable to Him.
Tafhim commentary
On that Day intercession shall not avail save of him whom the Most Compassionate Lord permits, and whose word of intercession is pleasing to Him.[1]
Al- Muntakhab
This is the Day when no intercession shall be accepted from anyone on behalf of another except from him who is granted permission from Allah AL-Rahman on the basis of his virtuous attributes and his pleading is acceptable to Him.
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
That Day, no intercession will benefit except [that of] one to whom the Most Merciful has given permission and has accepted his word.