6.
Enam Suresi
103. ayet
Ali Bulaç
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Gözler O'nu idrak edemez; O ise bütün gözleri idrak eder. O, latif olandır, haberdar olandır.
لَا تُدْرِكُهُ الْاَبْصَارُۘ وَهُوَ يُدْرِكُ الْاَبْصَارَۚ وَهُوَ اللَّط۪يفُ الْخَب۪يرُ
La tudrikuhul ebsaru ve huve yudrikul ebsar ve huvel latiful habir.
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Gözler O'nu idrak edemez; O ise bütün gözleri idrak eder. O, latif olandır, haberdar olandır.
Türkçe Kur'an Çözümü
Ebsar (görme - değerlendirme organları) O'nu idrak edemez; O, ebsarı idrak eder (değerlendirir)! "HU"; Latiyf'tir, Habiyr'dir.
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Gözler O'nu göremez; halbuki O, gözleri görür. O, eşyayı pek iyi bilen, her şeyden haberdar olandır.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
Gözler O'nu idrak edemez ama O, gözleri idrak eder. O, en gizli şeyleri bilendir, (her şeyden) hakkıyla haberdar olandır.
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
Ona gözler erişemez. O (nun ilmi) ise bütün gözleri ihaata eder. O, (kulları hakkında) gerçek rıfk-u lutf saahibidir. (Her şeyden de) haberdardır.
Kur'an Mesajı
Hiçbir beşeri görüş ve tasavvur Onu kuşatamaz, halbuki O her türlü beşeri görüş ve tasavvuru çevreleyip kuşatır: zira yalnız Odur (hikmetine) tam nüfuz edilemez olan, her şeyden haberdar bulunan.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Gözler O'nu idrak edemez. O, gözleri idrak eder. O, lütfedendir, haberdar olandır.
Kuran-ı Kerim ve Meali
Gözler O'na erişemez. O'nun ilmi ise bütün gözleri ihata eder.(Gözlerin görmediği her şeye nüfuz eden, her şeyden haberdar olan) latif ve habir O'dur.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Gözler O'nu görmez, O gözleri görür; O latif (gözle görülmez veya lutuf sahibi), herşeyi haber alandır.
Kur'an-ı Kerim Meali
Gözler onu fark edip kavrayamaz. Oysaki O, gözleri görür/bilir. O Latif'tir, lütfu çok olduğu halde kendisi görülemez; Habir'dir, her şeyden haberdardır.
Hayat Kitabı Kur’an
Hiçbir beşeri görüş ve tasavvur O'nu kuşatamaz, fakat O her türlü beşeri görüş ve tasavvuru çepeçevre kuşatır: Yalnızca O'dur her şeye nüfuz eden, her şeyden haberdar olan.
Kerim Kur'an
Gözler O'nu idrak edemez; O, gözleri idrak eder. O, Bütün Ayrıntıları Bilen'dir, Her Şeyden Haberdar'dır.
Kerim Kur'an
Gözler O'nu idrak edemez; O, gözleri idrak eder. O, Bütün Ayrıntıları Bilen'dir, Her Şeyden Haberdar'dır.
Kur'an-ı Kerim Gerçek
O'nu, gözler kavrayamaz. Oysa O, tüm gözlere erişir. Çünkü O, En İnce Ayrıntılarla Gerçekleştirendir; Haberlidir.
Süleymaniye Vakfı Meali
Gözler O'nu kuşatamaz ama O, gözleri kuşatır. O nazik davranır, her şeyin iç yüzünü bilir.
Kur’an Meal-Tefsir
Gözler O'nu idrak edemez (göremez);[1] (oysa) O, gözleri idrak eder (görür). O derin bilgi sahibidir, haberdardır.[2]
The Final Testament
No visions can encompass Him, but He encompasses all visions. He is the Compassionate, the Cognizant.
The Quran: A Monotheist Translation
The eyesight cannot reach Him, yet He can reach all eyesight; and He is the Subtle, the Expert.
Quran: A Reformist Translation
The eyesight cannot reach Him, yet He can reach all eyesight; and He is the Subtle, the Ever-aware.
The Clear Quran
No vision can encompass Him, but He encompasses all vision. For He is the Most Subtle, All-Aware.[1]
Tafhim commentary
No visual perception can encompass Him, even though He encompasses all visual perception. He is the All-Subtle, the All-Aware.
Al- Muntakhab
He is not apprehended by sight whereas He comprehends all that is displayed to the bodily eye and all that is brought before the mind’s eye, and He is the Gracious Who gives His servants an understanding heart, and He is AL-Latif (Kind) and Al- Khabir.
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
Vision perceives Him not, but He perceives [all] vision; and He is the Subtle, the Acquainted.