26.
Şuara Suresi
21. ayet
Ali Bulaç
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
"Sizden korkunca da hemen aranızdan kaçtım; sonra Rabbim bana hüküm (ve hikmet) verdi ve beni gönderilen (elçilerden) kıldı."
فَفَرَرْتُ مِنْكُمْ لَمَّا خِفْتُكُمْ فَوَهَبَ ل۪ي رَبّ۪ي حُكْماً وَجَعَلَن۪ي مِنَ الْمُرْسَل۪ينَ
Fe ferartu minkum lemma hıftukum fe vehebe li rabbi hukmen ve cealeni minel murselin.
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
"Sizden korkunca da hemen aranızdan kaçtım; sonra Rabbim bana hüküm (ve hikmet) verdi ve beni gönderilen (elçilerden) kıldı."
Türkçe Kur'an Çözümü
"Bu yüzden de sizden korkumdan firar ettim. . . Rabbim de bana bir hüküm hibe etti ve beni Rasullerden kıldı. "
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
- Musa, "O işi, daha ne yaptığımı bilmez biriyken işledim. Bu yüzden sizden korkup kaçtım; sonra, Rabbim bana ilim ve hikmet verip beni peygamberlerden kıldı. Başıma kaktığın bu nimet, İsrailoğulları'nı kendine köle yapmandan dolayıdır" dedi.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
"Sizden korktuğum için de hemen aranızdan kaçtım. Derken, Rabbim bana hüküm ve hikmet bahşetti de beni peygamberlerden kıldı."
Mesaj: Kuran Çevirisi
'Sonra, sizden korktuğum için sizden kaçtım ve Rabbim bana bilgelik verip beni elçilikle görevlendirdi.'
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Onun üzerine vaktaki sizden korktum, içinizden kaçtım, derken rabbım bana huküm ihsan buyurdu ve beni mürselinden kıldı
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
"Sizden korkunca da hemen içinizden (bırakıb) kaçdım. Nihayet Rabbim bana bir hüküm verdi ve beni peygamberlerden yapdı".
Kur'an Mesajı
"ve sizin yanınızdan kaçtım, çünkü sizden korkuyordum. Ama daha sonra bana Rabbim (doğruyla eğri arasında) hüküm verebilme yeteneği bahşetti; ve beni elçiler(in)den biri yaptı.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Sizden koktuğum için de kaçtım. Sonra Rabbim bana gerçeği kavrama yetisi verdi ve beni bir elçi olarak görevlendirdi.
Kuran-ı Kerim ve Meali
"Sizden korktuğum için de kaçmıştım. Ama Rabbim bana hüküm ve hikmet verdi ve beni peygamberler arasına dahil etti."
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
"Sizden korkunca aranızdan kaçtım, sonra Rabbim bana hükümdarlık verdi ve beni elçilerden yaptı"
Kur'an-ı Kerim Meali
"Sizden korkunca aranızdan kaçtım. Daha sonra Rabbim bana hükmetme gücü bağışladı ve beni peygamberlerden biri yaptı."
Hayat Kitabı Kur’an
ardından da, sizden korktuğum için yanınızdan kaçtım. Daha sonra Rabbim bana doğru düşünme yeteneği bahşetti ve beni elçiler arasına kattı.
Kerim Kur'an
Sizden korktuğum için de hemen kaçtım. Sonra Rabbim bana hikmet[1] bağışladı ve beni resullerden kıldı.
Kerim Kur'an
Sizden korktuğum için de hemen kaçtım. Sonra Rabb'im bana hikmet[1] bağışladı ve beni rasullerden kıldı.
Kur'an-ı Kerim Gerçek
"Sizden korktuğum için aranızdan kaçtım. Sonra, Efendim, bana bilgelik verdi ve beni gönderilenlerden yaptı!"
Süleymaniye Vakfı Meali
Sizden korktuğum için de kaçtım. Rabbim şimdi bana hikmeti verdi ve beni elçilerinden biri yaptı.
Mesaj: Kuran Çevirisi
"Sonra, sizden korktuğum için sizden kaçtım ve Efendim bana bilgelik verip beni elçilikle görevlendirdi."
Kur’an Meal-Tefsir
Sizden korktuğum için de aranızdan kaçmıştım. Sonra Rabbim bana hikmet (doğru hüküm verme yeteneği) verdi ve beni elçilerden (biri olarak) görevlendirdi.
The Final Testament
"Then I fled, when I feared you, and my Lord endowed me with wisdom and made me one of the messengers.
The Quran: A Monotheist Translation
"SoI ran away from you all, for I feared you. So my Lord granted me judgment, and made me of the messengers."
Quran: A Reformist Translation
"So I ran away from you all when I feared you. So my Lord granted me judgment, and made me of the messengers."
The Clear Quran
So I fled from you when I feared you. Then my Lord granted me wisdom and made me one of the messengers.
Tafhim commentary
Then I fled for fear of you. Then my Lord bestowed wisdom and authority on me[1] and made me one of the Messengers.
Al- Muntakhab
In consequence I withdrew hastily and took flight when I feared you might avenge your right. But Allah, my Creator, -knowing that the guilt did not reside in my intention- vested me with the capacity of judging rightly in matters relating to life and conduct and with the soundness of judgement in the choice of means and ends, and conferred on me the prerogative of being one of the Messengers.
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
So I fled from you when I feared you. Then my Lord granted me wisdom and prophethood and appointed me [as one] of the messengers.