23. Müminun Suresi 53. ayet Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı Meali

Sonra kitaplar yazarak din işlerini aralarında parçaladılar. Her bir cemaatin taraftarı kendinde olanla övünmektedir.
فَـتَقَطَّـعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُراًۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَدَيْهِمْ فَرِحُونَ
Fe tekattau emrehum beynehum zubura, kullu hızbin bima ledeyhim ferihun.
Ayetbul | Kuran Mealleri | Quran | Müminun suresi 53. ayet

Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Ancak onlar, işlerini kendi aralarında (farklı) kitaplar halinde böldüler; her bir grup, kendi ellerinde olanla yetinip sevinmektedir.
Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an Çözümü
(Din - sistem tek iken) onlar muhtelif yorumlar halinde aralarında işlerini parçaladılar. . . Her grup kendi kabul ettikleriyle hoşnuttur.
Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Ama insanlar,aralarındaki inanç bağını keserek kendi aralarında parça parça oldular. Her grup kendilerinde bulunan ile sevinip böbürlenmektedirler.
Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
(İnsanlar ise, din) işlerini kendi aralarında parça parça ettiler. Her grup kendinde bulunan ile sevinmektedir.
Edip Yüksel (Eski Baskı) Mesaj: Kuran Çevirisi
Fakat, onlar işlerini çeşitli kitaplara ayırdılar. Her grup kendi yanında bulunandan hoşnut...
Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Derken kumandalarını aralarında kitab kitab parçalaştılar, her hızib kendilerininkine güveniyor
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Derken kumandalarını aralarında kitap kitap parçalaştılar, her grup kendilerininkine güveniyor.
Gültekin Onan
Ancak onlar, buyruklarını kendi aralarında (farklı) kitaplar halinde böldüler; her bir grup, kendi ellerinde olanla yetinip sevinmektedir.
Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
Fakat (o kavmler) dinlerde (muhtelif) fırkalara ayrılmak, her fırka kendi ellerindeki (nezdlerindeki din) ile böbürlenmek suretiyle parça parça oldular.
İbni Kesir
Ama onlar işlerini kendi aralarında bölük bölük ayırdılar. Her bölük kendi tuttuğu yoldan memnundur.
Muhammed Esed Kur'an Mesajı
Ama (sizi izlediklerini söyleyen toplumlar) aralarındaki bu birliği bozup parça parça oldular; her hizip (ancak) kendi benimsediği (öğretinin dar ve katı kalıpları) içinde rahat soluk alır oldu.
Şaban Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
İşlerini aralarında bölük bölük ayırdılar. Her grup kendi yanında olanla ferahlıyor.
Suat Yıldırım Kuran-ı Kerim ve Meali
Ama peygamberleri izlediklerini iddia eden ümmetler fırkalara ayrılıp bölük bölük oldular. Her grup, kendilerine ait görüşten ötürü memnun ve mutludur.
Süleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Fakat işlerini aralarında parçalayıp, çeşitli kitaplara ayırdılar. Her parti, kendi yanında bulunanla sevinmektedir.
Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim Meali
Fakat onlar işlerini aralarında parçalayıp çeşitli zübürlere/kutsallaştırmış hizip kitaplarına ayırdılar. Her hizip, yalnız kendi yanındakiyle sevinip övünmektedir.
Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’an
Bu (emre) karşın, onlar aralarındaki birliği darmadağın edip (hakikati) parçaladılar: her hizip başladı elindeki (parçayla) övünmeye.
Erhan Aktaş Kerim Kur'an
Sonra işlerini aralarında parça parça ettiler. Her bir grup kendine olanla yetinmektedir.
Erhan Aktaş (Eski Baskı) Kerim Kur'an
Sonra emirlerini[1] aralarında parça parça ettiler. Her bir grup kendine olanla yetinmektedir.
Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim Gerçek
Ardından, işlerini aralarında parçalayıp kitaplara ayırdılar. Her mezhep, kendisinde olanlarla seviniyor.
Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı Meali
Sonra kitaplar yazarak din işlerini aralarında parçaladılar. Her bir cemaatin taraftarı kendinde olanla övünmektedir.
Edip Yüksel Mesaj: Kuran Çevirisi
Fakat, onlar işlerini çeşitli kitaplara ayırdılar. Her grup kendi yanında bulunandan hoşnut...
Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir
(Ne var ki) insanlar, kendi aralarında işlerini parça parça edip kitaplara ayrıldılar. Her grup kendi yanında bulunanla sevinmektedir.[1]
Əlixan Musayev
Lakin onlar öz dinini aralarında parçalayıb firqələrə bölündülər. Hər firqə öz təriqətinə sevinir.
Bünyadov-Məmmədəliyev
Amma (ümmətlər) öz dinini aralarında parçalayıb firqə-firqə oldular (müxtəlif məzhəblərə ayrıldılar). Hər firqə öz dininə sevinir. (Öz dinini haqq, digər dinləri batil hesab edib bundan məmnun olur).
Ələddin Sultanov
Ancaq onlar dini məsələlərdə firqələrə bölündülər. Hər bir firqə öz əlindəkinə görə sevinib qürurlanır.
Rashad Khalifa The Final Testament
But they tore themselves into disputing factions; each party happy with what they have.
The Monotheist Group The Quran: A Monotheist Translation
Butthe affair was disputed between them into segments. Every group happy with what it had.
Edip-Layth Quran: A Reformist Translation
But the affair was disputed between them into segments. Every group happy with what it had.
Mustafa Khattab The Clear Quran
Yet the people have divided it into different sects, each rejoicing in what they have.
Al-Hilali & Khan
But they (men) have broken their religion among them into sects,[1] each group rejoicing in what is with it (as its beliefs).
Abdullah Yusuf Ali
But people have cut off their affair (of unity), between them, into sects: each party rejoices in that which is with itself.
Marmaduke Pickthall
But they (mankind) have broken their religion among them into sects, each group rejoicing in its tenets.
Abul A'la Maududi Tafhim commentary
But people later cut up their religion into bits, each group rejoicing in what they have.[1]
Taqi Usmani
But they split up ways from one another (dividing themselves) into factions, each faction happy with what lies before it.
Abdul Haleem
but they have split their community into sects, each rejoicing in their own.
Mohamed Ahmed - Samira
But then they divided up their order into different creeds, each section rejoicing in what it had come to have.
Muhammad Asad
But they (who claim to follow you) have torn their unity wide asunder, piece by piece, each group delighting in [but] what they themselves possess [by way of tenets].
Abdel Khalek Himmat Al- Muntakhab
Yet they -the people- were divided among themselves and set at variance and the ties among them were severed. Instead of unity in feeling, action and purpose, they set their actual sectarian practice, each rejoicing with his own views.
Progressive Muslims
But the affair was disputed between them into segments. Every group happy with what it had.
Shabbir Ahmed
But they (who claim to follow you O Messengers) have torn their unity wide asunder, piece by piece into disputing factions, each faction rejoicing in its beliefs. (30:32).
Syed Vickar Ahamed
But people have broken their feelings (for Unity), between them, into (different) groups: Each group rejoices in what is with itself.
Sahih International (Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
But the people divided their religion among them into sects - each faction, in what it has, rejoicing.
Ali Quli Qarai
But they fragmented their religion among themselves, each party exulting in what it had.
Bijan Moeinian
What a shame that people have divided themselves into different nations each happy with what they have (proud of their "cultural roots!")
George Sale
But men have rent the affair of their religion into various sects: Every party rejoiceth in that which they follow.
Mahmoud Ghali
Then they cut up their Command among themselves into denominations, (i. e., differed about the command of Allah) each party exulting with whatever they had close to them. (i.e., their tenets)
Amatul Rahman Omar
But the people, (rather than preserve their unity) split up their affair among themselves (forming themselves into factions) considering (each portion thus split up) as (the real) Scripture, every faction rejoicing in that which was with them.
E. Henry Palmer
And they have become divided as to their affair amongst themselves into sects, each party rejoicing in what they have themselves.
Hamid S. Aziz
And, verily, this your religion (or brotherhood) is one religion (or brotherhood), and I am your Lord; so keep your duty unto Me.
Arthur John Arberry
But they split in their affair between them into sects, each party rejoicing in what is with them.
Aisha Bewley
But they disagreed and split up, dividing into sects, each party exulting in what it had.
Sam Gerrans The Qur'an: A Complete Revelation
But they divided their command among them into writings, each party exulting at what it has,
Эльмир Кулиев
Но они раскололи свою религию на части, и каждая секта радуется тому, что имеет.