60.
Mümtehine Suresi
13. ayet
Ali Bulaç
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Ey iman edenler, Allah'ın kendilerine karşı gazablandığı bir kavmi veli (dost ve müttefik) edinmeyin; ki onlar, kafirlerin mezar halkından umut kesmeleri gibi ahiretten umut kesmişlerdir.
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَتَوَلَّوْا قَوْماً غَضِبَ اللّٰهُ عَلَيْهِمْ قَدْ يَـئِسُوا مِنَ الْاٰخِرَةِ كَمَا يَـئِسَ الْكُفَّارُ مِنْ اَصْحَابِ الْقُبُورِ
Ya eyyuhellezine amenu la tetevellev kavmen gadıballahu aleyhim kad yeisu minel ahireti kema yeisel kuffaru min ashabil kubur.
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Ey iman edenler, Allah'ın kendilerine karşı gazablandığı bir kavmi veli (dost ve müttefik) edinmeyin; ki onlar, kafirlerin mezar halkından umut kesmeleri gibi ahiretten umut kesmişlerdir.
Türkçe Kur'an Çözümü
Ey iman edenler! Dost edinmeyin Allah'ın gazap ettiği, sonsuz gelecek yaşama umudu olmayanları; tıpkı gerçeği reddedenlerin kabir halkından ümit kestikleri gibi!
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Ey iman edenler! Allah'ın gazap ettiği bir toplumu dost edinmeyiniz! Zira onlar, kafirler kabirlerindekilerden ümit kestikleri gibi, ahiretten ümit kesmişlerdir.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
Ey iman edenler! Kendilerine Allah'ın gazap ettiği, kabirlerdeki kafirlerin ümit kestikleri gibi tamamen ahiretten ümitlerini kesmiş bir toplumu dost edinmeyin.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Ey inananlar, ALLAH'ın kendilerine kızgın olduğu bir topluluğu dost edinmeyin. İnkarcılar, mezardakilerden nasıl umut kesmişlerse onlar da ahiretten öylesine umut kesmişlerdir.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Ey o bütün iyman edenler! Öyle bir kavmı dost tanımayın ki Allah kendilerine gazabetmiş, Ahıretten ümidi kesmişler, eshabı kuburdan olan kafirlerin me'yusiyyetleri gibi ye'se düşmüşlerdir.
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
Ey iman edenler, üzerlerine Allahın gazab etdiği o kavm ile dost olmayın ki mezarların yaranından olan kafirler nasıl ümidlerini kesdilerse onlar da öylece ahiretden ümidlerini kesmişlerdir.
Kur'an Mesajı
Siz ey imana ermiş olanlar! Allah'ın gazabına uğrayan toplum ile dost olmayın! Onlar(ı dost edinenlerin) öteki dünya ile ilgili hiçbir ümitleri kalmamıştır; tıpkı bu hakikat inkarcılarının, (şimdi) mezarlarında yatanları (tekrar görme) ümitlerini kaybetmiş bulunmaları gibi.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
-Ey iman edenler, Allah'ın kendilerine gazap ettiği bir toplumu dost edinmeyin. Onlar, kabirdeki kafirlerden ümitlerini kestikleri gibi, ahiretten ümitlerini kesmişlerdir.
Kuran-ı Kerim ve Meali
Ey iman edenler! Allah'ın kendilerine gazab ettiği bir güruhu dost edinmeyin. Onlar ki ölüp kabre giren bir kafir nasıl ahiret mutluluğundan ümidini kesmişse, kendileri de ahiretten öyle ümitlerini kesmişlerdir.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Ey inananlar, Allah'ın kendilerine gazabettiği; kafirlerin mezarlık halkından umudu kestiği gibi ahiretten umudu kesmiş olan bir topluluk ile dostluk etmeyin!
Kur'an-ı Kerim Meali
Ey iman edenler! Allah'ın kendilerine gazap ettiği bir toplulukla dostluk kurmayın! Çünkü bunlar ahiretten ümitlerini kesmişlerdir. Tıpkı, kabir halkından olan inkarcıların, ümitlerini kestikleri gibi...
Hayat Kitabı Kur’an
Siz ey iman edenler! Allah'ın gazabına uğrayan bir topluma gönülden dostluk beslemeyin! Onlar ahiretten, tıpkı kabir ehli arasına karışan kafirlerin ümit kestiği gibi ümit kesmişlerdir.
Kerim Kur'an
Ey iman edenler! Allah'ın gazap ettiği halka dönmeyin.[1] Kafirlerin mezarlık halkından ümitlerini kestikleri gibi[2] onlar da ahiretten ümitlerini kesmişlerdir.
Kerim Kur'an
Ey iman edenler! Allah'ın gazap ettiği halka dönmeyin.[1] Gerçeği yalanlayan nankörlerin, mezarlık halkından ümitlerini kestikleri gibi[2] onlar da ahiretten ümitlerini kesmişlerdir.
Kur'an-ı Kerim Gerçek
Ey inanca çağırılanlar! Allah'ın öfkesine uğrayan bir toplumu dost edinmeyin. Nankörlük edenler, mezardaki yoldaşlarından umutlarını nasıl kestilerse, onlar da sonsuz yaşamdan umutlarını öyle kesmişlerdir.
Süleymaniye Vakfı Meali
Ey inanıp güvenenler (müminler)! Allah'ın öfkesini hak eden bir topluluğa yakınlık göstermeyin.Onlar, kabirlerde olan kafirlerin umut kesmeleri gibi[1] ahiretten ümitlerini keserler.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Ey iman edenler, ALLAH'ın kendilerine kızgın olduğu bir topluluğu dost edinmeyin. İnkarcılar, mezardakilerden nasıl umut kesmişlerse onlar da ahiretten öylesine umut kesmişlerdir.
Kur’an Meal-Tefsir
Ey iman edenler! Kendilerine Allah'ın gazap ettiği (hiçbir) topluluğu dost edinmeyin![1] Onlar, kâfirlerin mezarlar halkından (ölülerden) ümit kestikleri gibi elbette ahiretten ümit kesmişlerdir.
The Final Testament
O you who believe, do not befriend people with whom GOD is angry, and who are hopelessly stuck in disbelief; they are just as hopeless as the disbelievers who are already in the graves.
The Quran: A Monotheist Translation
O you who believe, do not ally a people with whom God is angry; for they have given-up regarding the Hereafter, just like the rejecters have given-up on the people who are already in the graves.
Quran: A Reformist Translation
O you who acknowledge, do not ally a people with whom God is angry; for they have given up regarding the Hereafter, just like the ingrates have given up on the people who are already in the graves.
The Clear Quran
O believers! Do not ally yourselves with a people Allah is displeased with. They already have no hope for the Hereafter, just like the disbelievers lying in ˹their˺ graves.
Tafhim commentary
Believers, do not make friends with those against whom Allah is wrathful and who are despaired of the Hereafter, as despaired as are the unbelievers lying in their graves.[1]
Al- Muntakhab
O you whose hearts - reflect - the image of religious and spiritual virtues: do not make friendly intimacy with people who have come within the measure of Allah's wrath. They have given up hope of sharing the beatitude of the Hereafter, just as they have lost hope of their dead returning back from their graves, and just as their dead had already despaired of forgiveness.
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
O you who have believed, do not make allies of a people with whom Allah has become angry. They have despaired of [reward in] the Hereafter just as the disbelievers have despaired of [meeting] the inhabitants of the graves.