52.
Tur Suresi
16. ayet
Ali Bulaç
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
"Girin ona; artık ister sabredin, ister sabretmeyin. Sizin için birdir. Siz ancak, yaptıklarınızla cezalandırılıyorsunuz."
اِصْلَوْهَا فَاصْبِرُٓوا اَوْ لَا تَصْبِرُواۚ سَوَٓاءٌ عَلَيْكُمْۜ اِنَّمَا تُجْزَوْنَ مَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ
Islevha fasbiru ev la tasbiru sevaun aleykum, innema tuczevne ma kuntum ta'melun.
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
"Girin ona; artık ister sabredin, ister sabretmeyin. Sizin için birdir. Siz ancak, yaptıklarınızla cezalandırılıyorsunuz."
Türkçe Kur'an Çözümü
"Yaşayın ateşte! Artık ister sabredin ister sabretmeyin; size fark etmez! Siz yaptıklarınızın sonuçlarını yaşamaktasınız!"
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Oraya girin, artık ona dayanmanız da dayanmamanız da sizin için farketmez. Siz sadece yaptığınızın karşılığını görmektesiniz.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
"Girin oraya. İster dayanın, ister dayanmayın, sizin için birdir. Size ancak yapmakta olduğunuzun karşılığı veriliyor."
Mesaj: Kuran Çevirisi
Orda yanın. İster sabredin, ister sabretmeyin sizin için değişmeyecektir. Yaptığınızın karşılığını görmektesiniz.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Yaslanın ona bakalım, ister sabredin, ister etmeyin, artık hepsi bir, hep yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
Girin oraya! İster dayanın, ister dayanmayın, sizce birdir. Siz ancak yapageldiklerinizin cezasına çarpılıyorsunuz".
Kur'an Mesajı
(İşte şimdi) onu çekin! Ama (ister) sabredin, ister etmeyin, sizin için fark etmez. Siz, yalnızca yapmış olduğunuzun karşılığını görüyorsunuz."
Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Girin oraya! İster sabredin, ister sabretmeyin, sizin için birdir, eşittir. Ancak yaptıklarınızla cezalandırılacaksınız.
Kuran-ı Kerim ve Meali
Girin oraya! İster dayanın, ister dayanamayın, artık hepsi bir! Siz sadece ne yaptıysanız onun karşılığını bulacaksınız.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
"Girin ona, ister dayanın, ister dayanmayın, sizin için birdir. Ancak yaptıklarınıza göre cezalandırılacaksınız."
Kur'an-ı Kerim Meali
"Dalın ona! Artık ister sabredin ister sabretmeyin. Sizin için hepsi birdir. Siz ancak yapıp ettiğiniz şeylerin karşılığıyla yüzyüze geleceksiniz."
Hayat Kitabı Kur’an
Orayı boylayın! Artık ister sabredin, ister sabretmeyin; size ilişkin (hüküm) değişmez: çünkü siz, sadece yaptıklarınızın cezasını çekmektesiniz."
Kerim Kur'an
Oraya girin. Artık dayansanız da dayanmasanız da sizin için birdir. Yaptığınız şeylerin karşılığını görüyorsunuz.
Kerim Kur'an
Oraya girin. Artık dayansanız da dayanmasanız da sizin için birdir. Yaptığınız şeylerin karşılığını görüyorsunuz.
Kur'an-ı Kerim Gerçek
"Oraya girin; artık dirençli olsanız da dirençli olmasanız da sizin için değişmez. Yalnızca yaptıklarınızın karşılığı verilerek cezalandırılacaksınız!"
Süleymaniye Vakfı Meali
Kızarın orada! Dayansanız da dayanmasanız da fark etmez. Size çektirilen sadece yaptığınızın cezasıdır."
Mesaj: Kuran Çevirisi
Orda yanın. İster sabredin, ister sabretmeyin sizin için değişmeyecektir. Yaptığınızın karşılığını görmektesiniz.
Kur’an Meal-Tefsir
Girin oraya (ateşe)!' Sabretseniz de sabretmeseniz de sizin için birdir. Size, sadece yaptıklarınızın karşılığı verilmektedir.
The Final Testament
Suffer the burning. Whether you are patient or impatient, it will be the same for you. This is the just requital for what you did.
The Quran: A Monotheist Translation
"Enter it, whether you are patient or impatient, it will be the same for you. You are only being requited for what you used to do."
Quran: A Reformist Translation
"Enter it, whether you are patient or impatient, it will be the same for you. You are only being requited for what you used to do."
The Clear Quran
Burn in it! It is the same whether you endure ˹it˺ patiently or not.[1] You are only rewarded for what you used to do."
Tafhim commentary
Go now and burn in it. It is all the same whether you bear it patiently or do not bear it with patience. You are only being recompensed for your deeds."
Al- Muntakhab
Now, you are put to torture by the fire which avenges wrong and punishes crime. And whether you bear it patiently or impatiently, you bear enough wrongs that it serves you right.
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
[Enter to] burn therein; then be patient or impatient - it is all the same for you. You are only being recompensed [for] what you used to do."