51.
Zariyat Suresi
28. ayet
Ali Bulaç
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
(Onlar yemeyince) Bunun üzerine içine bir tür korku düştü. "Korkma" dediler ve ona bilgin bir erkek çocuk müjdesini verdiler.
فَاَوْجَسَ مِنْهُمْ خ۪يفَةًۜ قَالُوا لَا تَخَفْۜ وَبَشَّرُوهُ بِغُلَامٍ عَل۪يمٍ
Fe evcese minhum hifeh, kalu la tehaf, ve beşşeruhu bi gulamin alim.
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
(Onlar yemeyince) Bunun üzerine içine bir tür korku düştü. "Korkma" dediler ve ona bilgin bir erkek çocuk müjdesini verdiler.
Türkçe Kur'an Çözümü
(Yemediklerini görünce İbrahim'in içine) onlardan bir korku düştü! "Korkma" dediler ve Onu Aliym bir erkek çocuk ile müjdelediler.
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Hallerinden dolayı içinden bir korku duydu. "Korkma!" dediler ve ona bilgin bir çocuk müjdesi verdiler.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
(Yemediklerini görünce) onlardan İbrahim'in içine bir korku düştü. Onlar, "korkma" dediler ve onu bilgin bir oğul ile müjdelediler.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Onlardan bir korku duydu. Bunun üzerine onlar, 'Korkma' dediler ve ona bilgin bir oğul müjdelediler.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
O vakıt onlardan içine bir korku düştü. Korkma dediler ve kendisine alim bir oğlan tebşir ettiler.
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
Derken içine onlardan gizli bir korku çökdü. "Korkma" dediler ve onu çok bilgin bir oğulla müjdelediler.
Kur'an Mesajı
(İbrahim, misafirlerin yemediklerini görünce,) onlardan endişeye kapıldı; (ama) onlar: "Korkma!" dediler ve derin bilgi ile donatılan bir erkek çocuk (sahibi olacağı) müjdesini verdiler.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Onlardan dolayı içine bir korku düştü. -Korkma, dediler. Ona bilgin bir erkek çocuğu müjdelediler.
Kuran-ı Kerim ve Meali
O sırada onlardan yana içine bir korku düştü. "Korkma!" dediler ve ona büyüdüğünde alim olacak bir çocuklarının dünyaya geleceğini müjdelediler.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
(Yemediklerini görünce) Onlardan içine bir korku düşürdü. "Korkma" dediler ve ona bilgin bir oğlan çocuğu müjdelediler.
Kur'an-ı Kerim Meali
O arada, içine bunlardan bir kuşku düştü. "Korkma!" dediler. Ve ona bilgin bir oğlan müjdelediler.
Hayat Kitabı Kur’an
Derken, onlardan yana içini bir korku ve endişe kapladı. "Endişeye mahal yok!" dediler ve ona sıra dışı bir bilgi ile donatılmış bir oğlan çocuğu müjdelediler.
Kerim Kur'an
Durumlarından dolayı içine bir korku düştü. "Korkma." dediler ve ona bilgin bir çocuk müjdelediler.
Kerim Kur'an
Durumlarından dolayı içine bir korku düştü. "Korkma." dediler ve ona bilgin bir çocuk müjdelediler.
Kur'an-ı Kerim Gerçek
Bu yüzden, onlardan dolayı içine bir korku düştü. "Korkma!" dediler ve bilgili bir oğulu, sevinçli bir haber olarak Ona verdiler.
Süleymaniye Vakfı Meali
Hallerinden içine korku düştü. "Korkma" dediler ve ona, bilgili bir oğul müjdesi verdiler.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Onlardan bir korku duydu. Bunun üzerine onlar, "Korkma" dediler ve ona bilgin bir oğul müjdelediler.
Kur’an Meal-Tefsir
(Yemediklerini görünce) onlardan korkmaya başlamıştı. (Melekler) "Korkma!" demiş ve ona bilen bir erkek çocuğu müjdelemişlerdi.[1]
The Final Testament
He harbored fear of them. They said, "Have no fear," and they gave good news of a knowledgeable son.
The Quran: A Monotheist Translation
He then became fearful of them. They said: "Do not fear," and they gave him good news of a knowledgeable son.
Quran: A Reformist Translation
He then became fearful of them. They said, "Do not fear," and they gave him good news of a knowledgeable son.
The Clear Quran
˹They did not eat,˺ so he grew fearful of them.[1] They reassured ˹him˺, "Do not be afraid," and gave him good news of a knowledgeable son.[2]
Tafhim commentary
Then he became afraid of them.[1] They said: "Fear not," and announced to him the good news of (the birth of) a boy endowed with knowledge.[2]
Al- Muntakhab
back he recoiled apprehensive and pervaded with fear, but they consoled him and in good will they said: "Do not be afraid " and they authoritatively made to him the intimation of the coming of a well informed and wise son who would have a sound judgment and the ability to perceive and adopt the best means for accomplishing an end.
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
And he felt from them apprehension. They said, "Fear not," and gave him good tidings of a learned boy.