35.
Fatır Suresi
32. ayet
E. Henry Palmer
Then we gave the Book for an inheritance to those whom we chose of our servants, and of them are some who wrong themselves, and of them are some who take a middle course, and of them are some who vie in good works by the permission of their Lord; that is great grace.
ثُمَّ اَوْرَثْنَا الْكِتَابَ الَّذ۪ينَ اصْطَفَيْنَا مِنْ عِبَادِنَاۚ فَمِنْهُمْ ظَالِمٌ لِنَفْسِه۪ۚ وَمِنْهُمْ مُقْتَصِدٌۚ وَمِنْهُمْ سَابِقٌ بِالْخَيْرَاتِ بِاِذْنِ اللّٰهِۜ ذٰلِكَ هُوَ الْفَضْلُ الْكَب۪يرُۜ
Summe evresnel kitabellezinastafeyna min ibadina, fe minhum zalimun li nefsih, ve minhum muktesid, ve minhum sabikun bil hayrati bi iznillah, zalike huvel fadlul kebir.
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Sonra Kitabı kullarımızdan seçtiklerimize miras kıldık. Artık onlardan kimi kendi nefsine zulmeder, kimi orta bir yoldadır, kimi de Allah'ın izniyle hayırlarda yarışır öne geçer. İşte bu, büyük fazlın kendisidir.
Türkçe Kur'an Çözümü
Sonra kullarımızdan süzüp seçtiklerimizi Hakikat ve Sünnetullah bilgisine varis kıldık! Onlardan kimi nefsine zulmedicidir (hakikat bilgisinin hakkını vererek yaşayamaz). . . Onlardan kimi muktesiddir (arada, kah hakikatini hisseder kah bedenselliğe düşer). . . Onlardan kimi de Bi-iznillah (Esma açığa çıkışının elvermesiyle) hayırlar - yaşantıları ile öne geçendir. . . İşte bu büyük lütuf, üstünlüktür! Not: Bu ayeti açıklayan bir hadis-i şerif: Ebud Derda r. a. dedi ki, Hz. Rasulullah'ı şu ayeti (yani bu 32. ayeti) okurken işittim de şöyle buyurdu: "Hayratlar ile öne geçene gelince, o hesap görmeden cennete girer. . . Muktesid (arada olan) ise kolay bir hesapla hesaba çekilir. . . Amma nefsine zulmedene gelince, kendisine hemm (hüzün - üzüntü) dokununcaya kadar bir makamda oturur, sonra cennete dahil olur". . . Sonra şu ayeti okudu: "Hamd, hazanı (üzülmeyi) bizden gideren (tüm kuvvelerin sahibi) Allah'a aittir. . . Muhakkak ki Rabbimiz, Ğafur'dur, Şekur'dur. {34. ayet}" (Müsned-i A. Hanbel)
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Sonra bu kitabı kullarımızdan seçtiklerimize miras bıraktık. Onlardan bazısı kendilerine haksızlık ettiler. Bazıları orta yolu tuttular. Kimileri de hayır işlerinde Allah'ın izniyle öne geçtiler. İşte bu en büyük fazilettir.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
Sonra biz, o kitabı kullarımızdan seçtiğimiz kimselere (Muhammed'in ümmetine) miras olarak verdik. Onlardan kendine zulmedenler vardır. Onlardan ortada olanlar vardır. Yine onlardan Allah'ın izniyle hayırlı işlerde öne geçenler vardır. İşte bu büyük lütuftur.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Sonra kullarımızdan seçtiklerimizi kitaba varis kıldık. Onlardan kimi kendilerine zulmedenlerdir, kimi orta yolu tutar, kimi de ALLAH'ın izniyle iyi işlerde öncüdür. İşte büyük lütuf budur.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Sonra biz o kitabı kullarımızdan süzdüklerimize miras kıldık, onlardan da nefislerine zulmeden var, muktesıd, orta giden var, Allahın izniyle hayırlarda ileri geçenler var, işte büyük fadl o
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
Sonra bir o kitabı kullarımızdan (beğenib) seçdiklerimize miras bırakdık. İşte onlardan kimi nefsine zulmedendir, onların ba'zısı mu'tedildir, onlardan bir kısmı da Allahın izniyle hayrat (ve hasenat yarışların) da öncü ol (up kazan) andır. İşte bu, büyük fazl (-u kerem) in ta kendisidir.
Kur'an Mesajı
Biz, bu ilahi vahyi kullarımızdan seçtiklerimize miras olarak bahşettik. Onlardan bazısı kendilerine zulmeder, bazısı (doğru ile eğri arasında) ara yolu tercih eder, bir kısmı da Allah'ın izniyle iyilikte başı çekenlerden olur. Bu (ise) en büyük fazilettir.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Sonra bu kitaba, kullarımızdan seçtiğimizi mirasçı kılarız. Onlardan kendine zulmeden de olur, onu tasdik eden de. Onların arasında Allah'ın izniyle hayırlarda yarışanlar vardır. En büyük fazilet budur.
Kuran-ı Kerim ve Meali
Sonra Biz, kitabı seçtiğimiz kullarımıza miras verdik. Kullarımızdan kimi nefsine zulmeder. Kimi mutedildir, orta yolu tutar. Kimi de Allah'ın izniyle hayırlarda öne geçer. İşte büyük lütuf budur.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Sonra Kitabı kullarımız arasından seçtiklerimize miras verdik. Onlardan kimi nefsine zulmedendir, kimi orta gidendir, kimi de Allah'ın izniyle hayırlarda öne geçendir. İşte büyük lutuf budur.
Kur'an-ı Kerim Meali
Sonra, kullarımız arasından seçtiklerimizi Kitap'a mirasçı kıldık. İçlerinden öz nefsine zulmeden var. Orta yolda gideni var. Allah'ın izniyle hayırlarda öne geçeni var. İşte bu, büyük lütfun ta kendisidir.
Hayat Kitabı Kur’an
Derken, bu ilahi kelamı (tebliğ işine) kullarımızdan seçtiklerimizi varis kıldık: fakat onların içerisinden kimisi kendine zulmeder, kimisi ortalama bir yol tutar, kimisi de Allah'ın izniyle her iyi şeyde öncülük eder: bu, işte budur muhteşem zafer!
Kerim Kur'an
Sonra kullarımızdan seçtiğimiz kimselere Kitap'ı miras bıraktık. Onlardan bir kısmı kendilerine zulmederler, onlardan bir kısmı ortalama bir yol tutarlar, onlardan bir kısmı da Allah'ın izniyle hayırlarda önde giderler.[1] İşte büyük fazilet budur.
Kerim Kur'an
Sonra kullarımızdan seçtiğimiz kimselere Kitap'ı miras bıraktık. Onlardan bir kısmı kendilerine zulmederler, onlardan bir kısmı ortalama bir yol tutarlar, onlardan bir kısmı da Allah'ın izniyle hayırlarda önde giderler.[1] İşte büyük fazilet budur.
Kur'an-ı Kerim Gerçek
Sonra, kullarımızdan seçtiklerimizi, Kitap'a kalıtçı yaptık. Böylece, onlardan bir bölümü kendisine yazık eder, bir bölümü orta yolda gider; bir bölümü de Allah'ın izniyle, iyiliklerde öne geçer. İşte bu, büyük lütuftur.
Süleymaniye Vakfı Meali
Sonra kullarımızdan seçtiğimiz kimseleri Allah'ın izniyle bu Kitaba mirasçı yaparız. Onlardan kimi kendine kötülük yapar, kimi orta yolda gider, kimi de iyilikler konusunda en önde olur. İşte büyük üstünlük en önde olmaktır.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Sonra kullarımızdan seçtiklerimizi kitaba varis kıldık. Onlardan kimi kendilerine zulmedenlerdir, kimi orta yolu tutar, kimi de ALLAH'ın izniyle iyi işlerde öncüdür. İşte büyük lütuf budur.
Kur’an Meal-Tefsir
Sonra Kitabı kullarımızdan seçtiklerimize miras kıldık.[1] Kimi kendisine haksızlık eder;[2] kimi ortadadır; kimi de Allah'ın izniyle hayırlarda öndedir. Asıl büyük lütuf işte budur.
The Final Testament
We passed the scripture from generation to generation, and we allowed whomever we chose from among our servants to receive it. Subsequently, some of them wronged their souls, others upheld it only part of the time, while others were eager to work righteousness in accordance with GOD's will; this is the greatest triumph.
The Quran: A Monotheist Translation
Then We inherited the Book to those whom We selected from Our servants. Subsequently, some of them wronged themselves, and others upheld it partly, while others were eager to work righteousness in accordance with the will of God; such is the great benefit.
Quran: A Reformist Translation
Then We inherited the book to those whom We selected from Our servants. Subsequently, some of them wronged themselves, and others upheld it partly, while others were eager to work righteousness in accordance with God's will; this is the greatest triumph.
The Clear Quran
Then We granted the Book to those We have chosen from Our servants. Some of them wrong themselves, some follow a middle course, and some are foremost in good deeds by Allah’s Will. That is ˹truly˺ the greatest bounty.
Tafhim commentary
Then We bequeathed the Book to those of Our servants that We chose.[1]Now, some of them wrong themselves and some follow the medium course; and some, by Allah's leave, vie with each other in acts of goodness. That is the great bounty.[2]
Al- Muntakhab
And We made the Book an heritage We bequeathed to such of Our servants as We have chosen and taken by preference. Some of them, the wrongful of actions, are being unfair to themselves. Others choose a middle way between right and wrong and some do vie by the grace of Allah in doing all that is good and all that reflects wisdom and piety. This is indeed the sufficient grace abounding in whom He will as well as the efficacious grace which effects the end for which it is given.
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
Then we caused to inherit the Book those We have chosen of Our servants; and among them is he who wrongs himself, and among them is he who is moderate, and among them is he who is foremost in good deeds by permission of Allah. That [inheritance] is what is the great bounty.