28.
Kasas Suresi
75. ayet
Ali Bulaç
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Her ümmetten bir şahid ayırıp çıkardık da: "Kesin kanıt (burhan)ınızı getirin" dedik. Artık öğrenmiş oldular ki, hak, gerçekten Allah'ındır ve düzüp uydurdukları kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuşlardır.
وَنَزَعْنَا مِنْ كُلِّ اُمَّةٍ شَه۪يداً فَقُلْنَا هَاتُوا بُرْهَانَكُمْ فَعَلِمُٓوا اَنَّ الْحَقَّ لِلّٰهِ وَضَلَّ عَنْهُمْ مَا كَانُوا يَفْتَرُونَ۟
Ve neza'na min kulli ummetin şehiden fe kulna hatu burhanekum fe alimu ennel hakka lillahi ve dalle anhum ma kanu yefterun.
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Her ümmetten bir şahid ayırıp çıkardık da: "Kesin kanıt (burhan)ınızı getirin" dedik. Artık öğrenmiş oldular ki, hak, gerçekten Allah'ındır ve düzüp uydurdukları kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuşlardır.
Türkçe Kur'an Çözümü
Her ümmetten bir şahit (Rasul) çıkartıp dedik ki: "Hadi kesin delilinizi getirin!" Bunun üzerine bildiler ki Hak Allah içindir! Uydurdukları şeyler de, kendilerinde kaybolup gitti!
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Her ümmetten bir tanık çıkarır ve "Kesin delilinizi ortaya koyunuz" deriz. O zaman, gerçeğin Allah'a ait olduğunu, uydurduklarının kendilerini bırakıp kaçtığını anlarlar.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
Her ümmetten bir şahit çıkarırız ve (kafirlere), "Kesin delilinizi getirin" deriz. Onlar da gerçeğin Allah'a ait olduğunu bilirler ve (Allah'a ortak diye) uydurdukları şeyler kendilerini yüzüstü bırakıp kaybolup gitmişlerdir.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Her bir toplumdan bir tanık seçer ve, 'Delilinizi getirin,' deriz. Böylece, tüm gerçeğin ALLAH'a ait olduğunu öğrenecekler ve uydurmuş oldukları şeyler kendilerini bırakıp kaybolacaktır.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Hem her ümmetten birer şahid çıkardık ta haydin bürhanınızı dedik mi o vakıt hakk Allahın olduğunu bilmişler ve o uydurdukları şeyler kendilerinden gaib olup gitmişlerdir
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
(O gün) her ümmetden birer şahid (çekib) çıkarmışızdır da "Burhanınızı getirin" demişizdir. (O vakit) bilmişlerdir ki hak muhakkak Allahındır ve uydurageldikleri şeyler (putlar) da kendilerinden ayrılıb gaalib olmuşdur.
Kur'an Mesajı
Ve (bu soru cevapsız kalacak, çünkü) Biz (o sırada) her ümmetten bir şahit çıkarmış olacağız ve (günahkarlara:) "Geçmişteki iddialarınızı doğrulayan bir delil getirin!" diyeceğiz. Ve böylece görecekler ki, gerçek bütünüyle Allah'tan yana ve kendi çarpık muhayyilelerinin ürünü bütün o düzmece tanrılar onları terk etmiş.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Her toplumdan bir şahit çıkarırız ve: -Haydi delillerinizi getirin! deriz. İşte o zaman gerçeğin Allah'a ait olduğunu anlarlar. Uydurmuş oldukları şeyler onlardan kaybolup gider.
Kuran-ı Kerim ve Meali
O gün her ümmetten birer şahit çıkarırız. Resulleri yalancı sayanlara da: "Haydi bakalım, varsa delilinizi ortaya koyun!" deriz. O zaman onlar, hak ve hakikatin Allah'a ait olduğunu kesinlikle anlar ve uydurdukları tanrılar ise ortada görünmez olur.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Her ümmetten bir şahid çıkarırız: "Delilinizi getirin!" deriz. Gerçeğin Allah'a aidolduğunu bilirler ve uydurdukları şeyler kendilerinden sapıp gider.
Kur'an-ı Kerim Meali
Her ümmetten bir tanık çıkarmış da şöyle demişizdir: "Getirin susturucu kanıtınızı!" Bunun üzerine onlar hakkın Allah'a ait olduğunu bilmişlerdir. O iftira aracı yaptıkları şeyler de onları yüzüstü koyup kaybolmuşlardır.
Hayat Kitabı Kur’an
Zaten (o demeye kalmadan) Biz, her ümmetten bir tanık çıkarmış olacağız; ve dönüp "Haydi, getirin delilinizi!" diyeceğiz. Sonuçta onlar anlayacaklar ki, gerçek bütünüyle Allah'tan yana ve (çarpık tasavvurlarının) ürettiği sahte ilahlar kendilerini yalnız bırakmış.
Kerim Kur'an
Her ümmetten bir tanık çıkarırız. Sonra da: "Burhanlarınızı[1] getirin." deriz. Böylece hakikatin Allah'a ait olduğunu anlarlar. Uydurdukları şeyler, onlardan ayrılıp kaybolurlar.
Kerim Kur'an
Her ümmetten bir tanık seçtik. Sonra da: "Burhanlarınızı[1] getirin." dedik. Böylece hakikatin Allah'a ait olduğunu anladılar. Uydurdukları şeyler, onlardan ayrılıp kayboldular.
Kur'an-ı Kerim Gerçek
Her toplumdan bir tanık çıkaracağız ve "Kanıtınızı getirin!" diyeceğiz. Artık, gerçeğin Allah'a özgü olduğunu öğrendiler. Uydurmuş oldukları da onlardan uzaklaşarak yitip gitmiştir.
Süleymaniye Vakfı Meali
(Bu sözü), her toplumun içinden bir şahit çıkardığımız ve onlara; "Haydi, delilinizi getirin." dediğimiz sırada söyleriz. O sırada bunlar, Allah'ın haklı olduğunu öğrenmiş olurlar. Zaten uydurup durdukları şey de kaybolup gitmiştir.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Her bir toplumdan bir tanık seçer ve "Delilinizi getirin" deriz. Böylece, tüm gerçeğin ALLAH'a ait olduğunu öğrenecekler ve uydurmuş oldukları şeyler kendilerini bırakıp kaybolacaktır.
Kur’an Meal-Tefsir
(O gün) her ümmetten bir şahit çıkarmış olacağız[1] ve (inkârcılara) "Kesin delilinizi getirin!" diyeceğiz. (İşte o zaman) bilecekler ki gerçek, Allah'a aittir ve uydurmakta oldukları şeyler de kendilerinden kaybolmuşlardır.[2]
The Final Testament
We will select from every community a witness, then say, "Present your proof." They will realize then that all truth belongs with GOD, while the idols they had fabricated will abandon them.
The Quran: A Monotheist Translation
And We will extract from every nation a witness, then We will say: "Bring forth your proof." They will then realize that all truth belongs with God, and what they had invented will abandon them.
Quran: A Reformist Translation
We will extract from every nation a witness, then We will say, "Bring forth your proof." They will then realize that all truth belongs with God, and what they had invented will abandon them.
The Clear Quran
And We will bring forth a witness[1] from every faith-community and ask ˹the polytheists˺, "Show ˹Us˺ your proof." Then they will ˹come to˺ know that the truth is with Allah ˹alone˺. And whatever ˹gods˺ they fabricated will fail them.
Tafhim commentary
And from each people We shall draw a witness,[1] and shall say to them: "Do produce your evidence now."[2] Then they shall know that the Truth is with Allah alone, and the lies which they had invented will forsake them.
Al- Muntakhab
And We will call to witness one from each nation (the Messenger) to give evidence in relation to the worldly matters and We will question the infidels- as to their proof of the validity of their gods whom they had incorporated with Allah! But they shall fail to advance any proof and they shall realize that Allah alone is and has always been the Truth personified. Here and now they are renounced and forsaken by those whom they presumed to share with Him His divine nature and supremacy; they have failed their expectations.
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
And We will extract from every nation a witness and say, "Produce your proof," and they will know that the truth belongs to Allah, and lost from them is that which they used to invent.