25.
Furkan Suresi
19. ayet
Shabbir Ahmed
It will be said to the idolaters of all forms, "Now your idols have proved you liars in what you say. So you cannot avert your penalty nor get help." And whoever among you wrongs others and thus wrongs himself, We shall make him taste of the great torment!
فَقَدْ كَذَّبُوكُمْ بِمَا تَقُولُونَۙ فَمَا تَسْتَط۪يعُونَ صَرْفاً وَلَا نَصْراًۚ وَمَنْ يَظْلِمْ مِنْكُمْ نُذِقْهُ عَذَاباً كَب۪يراً
Fe kad kezzebukum bima tekulune fe ma testetiune sarfan ve la nasra, ve men yazlım minkum nuzıkhu azaben kebira.
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
"İşte (ilahlarınız) sizin söylediklerinizi yalanladılar; bundan böyle (azabı) ne geri çevirmeye gücünüz yetebilir, ne de bir yardıma. Sizden kim zulmederse, ona büyük bir azab taddırırız."
Türkçe Kur'an Çözümü
(Allah dunundakilere tapanlara): "İşte söylediklerinizi gerçekten yalanladılar. . . Artık ne (azabı) kendinizden savmaya ve ne de yardım bulmaya gücünüz yetmez! Sizden kim zulmederse, ona büyük bir azap tattırırız. "
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
İşte, tanrı dedikleriniz de sizi yalanladılar. Artık ne azabı geri çevirmeye gücünüz yeter, ne de bir yardım bulabilirsiniz! İçinizden, haksızlık eden kimseye büyük bir azap tattırırız.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
(İlah edindikleriniz) söyledikleriniz konusunda sizi yalancı çıkardılar. Artık kendinizden azabı savmaya gücünüz yetmeyecek ve kendinize yardım da edemeyeceksiniz. Sizden kim de zulüm ve haksızlık ederse, ona büyük bir azap tattırırız.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Onlar sizin bu söylediklerinizi yalanlamış bulunuyorlar. Siz ne veto edebilir, ne de yardım edebilirsiniz. Hatta sizden zulmeden olursa ona da büyük bir azap tattırırız.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Demek sizi sözünüzde yalancı çıkarmışlardır, artık ne savmağa ne de bir yardıma çare bulamıyacaksınız ve içinizden her kim zulmederse ona büyük bir azab tattıracağız
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
İşte (tapdıklarınız) sizi, dedikleriniz hakkında, kat'i suretde yalancı çıkarmışlardır. O halde ne (azabınızı) döndürmiye, ne de (bu hususda) herhangi bir yardıma asla muktedir olamayacaksınız. Sizden kim zulmederse ona büyük bir azab tatdırırız.
Kur'an Mesajı
(Bunun üzerine, Allah da, müşriklere): "İşte (sizin tanrı yerine koyduğunuz kimseler, geçmişte) ileri sürdüğünüz iddiaların yalan olduğunu ortaya koydular" diyecek, "artık ne (hak ettiğiniz azabı) savuşturabilirsiniz, ne de kendinize bir destek bulabilirsiniz! Çünkü içinizden her kim (böyle bir) kötülük işlemişse, ona büyük bir azap tattıracağız!"
Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
İşte söyledikleriniz de sizi yalancı çıkardılar. Artık kendinizden azabı defetmeye de yardım etmeye de gücünüz yetmez. Sizden zalimlik edenlere büyük azabı tattırırız.
Kuran-ı Kerim ve Meali
"İşte gördünüz a!" denir o müşriklere, "Taptığınız nesneler söylediklerinizde sizi yalancı çıkardılar. Artık ne azabı savmaya, ne yardım temin etmeye çare bulamazsınız."(İşte ey bütün insanlar! Bilin ki:) İçinizden kim bu şirk koşma zulmünü işlerse, ona büyük bir azap tattıracağız.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
(Bu kez hitap, bunlara tanrı diye tapanlara yönelir.) İşte (tanrı) dedikleriniz de sizi yalanladılar. Artık ne (azabı geri) çevirmeğe gücünüz yeter, ne de (kendinize) bir yardım bulabilirsiniz! Sizden kim zulmederse ona büyük bir azab taddırırız.
Kur'an-ı Kerim Meali
İşte haklarında söz söyledikleriniz de sizi yalanladılar. Artık ne azabı savabilirsiniz ne de yardımcı olabilirsiniz. Zulmedenlerinize zorlu bir azap tattıracağız.
Hayat Kitabı Kur’an
Bunun üzerine (Allah şirk koşanlara şöyle demişti): "Doğrusu o (tanrılık yakıştırdıklarınız), söylediklerinizin tümünde sizin yalancı olduğunuzu ortaya çıkarıyorlar. Artık ne (cezayı) atlatmaya mecaliniz yeter, ne de yardım almaya: zira sizden her kim (hakikati) tersyüz ederse, ona büyük bir azap tattıracağız.
Kerim Kur'an
İşte onlar[1] söylediklerinizden dolayı sizi yalanladılar. Artık uzaklaştırmaya[2] ve yardım almaya güç yetiremezsiniz. Ve sizden kim haksızlık etmişse ona büyük azabı tattıracağız.
Kerim Kur'an
İşte onlar[1] söylediklerinizden dolayı sizi yalanladılar. Artık uzaklaştırmaya[2] ve yardım almaya güç yetiremezsiniz. Ve sizden kim haksızlık etmişse ona büyük azabı tattıracağız.
Kur'an-ı Kerim Gerçek
İşte, sizin söylediklerinizi yalanladılar. Artık, geri çevirmeye ve yardıma gücünüz yetmez. Aranızdan, haksızlık yapanlara da büyük bir ceza tattıracağız.
Süleymaniye Vakfı Meali
(Allah Teala diyecek ki;) bunlar, anlattıklarınızı yalan saymışlardı. Bugün bunları ne azaptan kurtarabilirsiniz ne de yardım edebilirsiniz. Sizin içinizden yanlışa Allah'ı ikinci sıraya koymuşsa[1] ona büyük bir azap tattırırcağız.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Onlar sizin bu söylediklerinizi yalanlamış bulunuyorlar. Siz ne veto edebilir, ne de yardım edebilirsiniz. Hatta sizden zulmeden olursa ona da büyük bir azap tattırırız.
Kur’an Meal-Tefsir
(Allah şöyle diyecektir:) "İşte (taptıklarınız) sizin söylediklerinizi yalanladılar.[1] Artık (azabı) geri çevirmeye de yardıma da gücünüz yetmez. İçinizden haksızlık edenlere büyük bir azap tattıracağız!"
The Final Testament
They have disbelieved in the message you have given them, and, consequently, you can neither protect them from the retribution they have incurred, nor can you help them in any way. Anyone among you who commits evil, we will commit him to severe retribution.
The Quran: A Monotheist Translation
They have refuted what you claimed, so you will not find any excuse nor any victor. And whoever has done wrong among you, We will let him taste a great retribution.
Quran: A Reformist Translation
They have refuted what you claimed, so you will not find any excuse nor any victor. Whosoever has done wrong among you, We will let him taste a great retribution.
The Clear Quran
˹The doomed will be told˺, "Your gods have clearly denied your claims. So now you can neither ward off ˹the punishment˺ nor get any help." And whoever of you does wrong, We will make them taste a horrible punishment.
Tafhim commentary
Thus will those deities give the lie to all what you now say,[1] and you will not be able to avert your doom, nor obtain any succour. We shall cause whoever of you commits wrong[2] to taste an enormous chastisement.
Al- Muntakhab
Then the infidels shall be told: "You see, your gods have accused you of falsehood and want of conformity to fact and by consequence you shall not escape the torment nor can you be afforded help. And now a warning is issued to all, Thus, you people at large must know that he who is wrongful of actions shall taste the torment laid upon the damned.
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
So they will deny you, [disbelievers], in what you say, and you cannot avert [punishment] or [find] help. And whoever commits injustice among you - We will make him taste a great punishment.