Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Yeminlerinin olanca gücüyle Allah'a and içtiler; eğer sen onlara emredersen (savaşa) çıkacaklar diye. De ki: "And içmeyin, bu bilinen (örf üzere) bir itaattır. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır."
Türkçe Kur'an Çözümü
Eğer sen onlara (münafıklara) emredersen: "Mutlaka çıkacaklar" diye en şiddetle Allah adına yemin ederler. . . De ki: "Yemin etmeyin! (Sizden istenen) şartların gerektirdiği bir taattır. . . Muhakkak ki Allah yaptıklarınızı Habiyr'dir. "
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Eğer, o ikiyüzlülere emredersen, savaşa çıkacaklarına bütün güçleriyle yemin ederler. De ki: "Yemin etmeyiniz, itaatiniz bilinmektedir. Allah yaptıklarınızdan haberdardır."
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
Münafıklar, sen kendilerine emrettiğin takdirde mutlaka savaşa çıkacaklarına dair en ağır bir şekilde Allah'a yemin ettiler. De ki: "Yemin etmeyin. Sizden istenen güzelce itaat etmektir. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır."
Mesaj: Kuran Çevirisi
Kendilerine emrettiğin taktirde çıkacaklarına dair yeminlerinin en ciddi olanıyla ALLAH'a yemin ettiler. De ki, 'Yemin etmeyin. Nasıl itaat ettiğiniz ortada. ALLAH yaptığınız her şeyden haberdardır.'
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Ötekiler Allaha en kuvvetli yeminleriyle kasem ettiler vallahi kendilerine emredersen behemehal bilatereddüd çıkar giderlermiş, de ki: Yemin etmeyin, ancak bir taati ma'rufe, her halde Allah bütün yaptıklarınıza ve yapacaklarınıza habirdir
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
(Münafıklar) eğer kendilerine emr edersen (cihada) behemehal çıkacaklarına, olanca hızlarıyle, yemin etdiler. (Onlara) de ki: "(Bihude) yemin etmeyin. (Bu), adet (iniz) vech ile (sade dilinizin gevelediği) bir itaatdır. Şübhesiz ki Allah, yapageldiğiniz şeylerden hakkıyle haberdardır".
Kur'an Mesajı
(İki yüzlü kimselere gelince,) böyleleri, kendilerine emredersen, (savaş için) mutlaka çıkacaklarına (ve kendilerini bu işe adayacaklarına) var gücüyle yemin ederler. De ki: "Yemin etmeyin! (Sizden bütün istenen, Allah'ın mesajına) güzelce boyun eğmektir. Şüphesiz, Allah yaptıklarınızdan bütünüyle haberdardır!"
Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Kendilerine emir verdiğin takdirde savaşa çıkacaklarına var güçleriyle Allah'a yemin ettiler. De ki: -Yemin etmeyin! İtaatiniz malumdur, Allah ise sizin yaptıklarınızdan haberdardır.
Kuran-ı Kerim ve Meali
Senin kendilerine emretmen halinde hicret edeceklerine veya savaşa çıkacaklarına dair vargüçleriyle yemin billah ettiler. De ki: "Yemine ne hacet! Yemin etmeyin, sizden istenen makul bir itaattır. Elbette Allah yaptığınız ve yapacağınız her şeyi bilir"
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Yeminlerinin var gücüyle Allah'a yemin ettiler: Eğer sen onlara emredersen (savaşa) çıkacaklar diye. De ki: "Yemin etmeyin. (Sizden istenen, yalan yere yemin etmek değil), güzel ita'at etmektir. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı haber almaktadır".
Kur'an-ı Kerim Meali
Yeminlerinin olanca gücüyle Allah'a ant içtiler ki, sen onlara emredersen mutlaka savaşa çıkacaklar. De ki: "Ant içmeyin! Örfe uygun bir itaat yeterli! Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır."
Hayat Kitabı Kur’an
Bir de kendilerine emredecek olsan, mutlaka (savaş için sefere) çıkacaklarına dair var güçleriyle yemin edenlere de ki: "Yemin etmeyin! İtaat (herkesçe) bilinen ortak iyiyedir: şu da bir gerçektir ki, Allah yaptıklarınızdan ayrıntısıyla haberdardır."
Kerim Kur'an
Münafıklar, kendilerinden istediğin takdirde kesinlikle savaşa çıkacaklarına dair en kuvvetli yeminleri ile Allah'a yemin ettiler. De ki: "Yemin etmeyin. Bağlılık ma'ruftur.[1]" Kuşkusuz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
Kerim Kur'an
Münafıklar, kendilerinden istediğin takdirde kesinlikle savaşa çıkacaklarına dair en kuvvetli yeminleri ile Allah'a yemin ettiler. De ki: "Yemin etmeyin. Bağlılık ma'ruftur[1]". Kuşkusuz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
Kur'an-ı Kerim Gerçek
Buyruk vermiş olsaydın kesinlikle çıkacaklarına ilişkin, tüm güçleriyle, Allah'ın üzerine yemin ediyorlar. De ki: "Yemin etmeyin; güzelce boyun eğmek yeterlidir!" Kuşkusuz, Allah, yaptıklarınızdan Haberlidir.
Süleymaniye Vakfı Meali
"Emir verirsen, mutlaka savaşa çıkacaklar" diye, olanca güçleriyle Allah'a yemin ederler. De ki: "Yemin etmeyin, güzel bir itaat yeter. Çünkü Allah yaptıklarınızın iç yüzünü bilir."
Mesaj: Kuran Çevirisi
Kendilerine emrettiğin taktirde çıkacaklarına (yola veya savaşa) dair yeminlerinin en ciddi olanıyla ALLAH'a yemin ettiler. De ki: "Yemin etmeyin. Nasıl itaat ettiğiniz ortada. ALLAH yaptığınız her şeyden haberdardır."
Kur’an Meal-Tefsir
(Münafıklar), sen kendilerine emrettiğin takdirde mutlaka (yanında savaşa) çıkacaklarına dair var güçleriyle Allah'a yemin ettiler. De ki: "Yemin etmeyin![1] İtaatiniz bilinmektedir![2] Şüphesiz ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır."
The Final Testament
They swear by GOD, solemnly, that if you commanded them to mobilize, they would mobilize. Say, "Do not swear. Obedience is an obligation. GOD is fully Cognizant of everything you do."
The Quran: A Monotheist Translation
And they swear by God with their strongest oaths that if you would only command them they would mobilize. Say: "Do not swear, for obedience is an obligation. God is Expert over what you do."
Quran: A Reformist Translation
They swear by God with their strongest oaths that if you would only command them they would mobilize. Say: "Do not swear, for obedience is an obligation. God is Ever-aware of what you do."
The Clear Quran
They swear by Allah their most solemn oaths that if you ˹O Prophet˺ were to command them, they would certainly march forth ˹in Allah’s cause˺. Say, "˹You˺ do not ˹have to˺ swear; your obedience is well known!"[1] Surely Allah is All-Aware of what you do.”
Tafhim commentary
(The hypocrites) solemnly swear by Allah: "If you order us, we shall surely go forth (and fight in the cause of Allah)." Tell them: "Do not swear. The state of your obedience is known.[1] Allah is well aware of all that you do."[2]
Al- Muntakhab
And they -the hypocrites- make a solemn declaration with an appeal to Allah that should you O Muhammad command them to join forces even though it be at the cost of quitting their homes and forsaking their families, they shall obey. Say to them: "You may spare your oaths, the nature of your obedience declares itself in your actions which together with your words do not accord;" "Allah is 'Alimun indeed of all that you do."
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
And they swear by Allah their strongest oaths that if you ordered them, they would go forth [in Allah 's cause]. Say, "Do not swear. [Such] obedience is known. Indeed, Allah is Acquainted with that which you do."