20.
Taha Suresi
96. ayet
Ali Bulaç
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Dedi ki: "Ben onların görmediklerini gördüm, böylece elçinin izinden bir avuç alıp atıverdim; böylelikle bana bunu nefsim hoşa giden (bir şey) gösterdi."
قَالَ بَصُرْتُ بِمَا لَمْ يَبْصُرُوا بِه۪ فَقَبَضْتُ قَبْضَةً مِنْ اَثَرِ الرَّسُولِ فَنَبَذْتُهَا وَكَذٰلِكَ سَوَّلَتْ ل۪ي نَفْس۪ي
Kale basurtu bi ma lem yabsuru bihi fe kabadtu kabdaten min eserir resuli fe nebeztuha ve kezalike sevvelet li nefsi.
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Dedi ki: "Ben onların görmediklerini gördüm, böylece elçinin izinden bir avuç alıp atıverdim; böylelikle bana bunu nefsim hoşa giden (bir şey) gösterdi."
Türkçe Kur'an Çözümü
(Samiri) dedi ki: "Onların algılayamadıklarını ben fark ettim! Rasulün eserinden (bildirdiği B sırrı kuvvesini kullanarak) birazcık aldım da onu (altınların eridiği karışıma) attım. . . İşte böylece nefsim, (hakikatimden gelen kuvveyi) açığa çıkarmaya teşvik etti. "
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Samiri, "Onların görmedikleri bir şey gördüm ve o elçinin bastığı yerden bir avuç avuçladım. Bunu ziynet eşyalarının eritildiği potaya attım. Bunu böyle nefsim bana hoş gösterdi" dedi.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
Samiri, şöyle dedi: "Ben onların görmediği şeyi gördüm. Elçinin izinden bir avuç avuçladım da onu attım. Böyle yapmayı bana nefsim güzel gösterdi."
Mesaj: Kuran Çevirisi
Dedi ki, 'Onların görmediğini gördüm, elçinin öğretisinden bir kısmını alıp attım. Böyle uygun gördüm.'
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
ben dedi, onların görmediklerini gördüm de Resulün izinden bir avuç avuçladım da onu attım, ve bana nefsim böyle hoş gösterdi
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
O da (şöyle) dedi: — "Ben onların görmediklerini gördüm. Binaen'aleyh o peygamberin izinden bir avuç (toprak) alıb onu (erimiş hulliyyatın içine) atdım. Bunu bana nefsim hoş gösterdi böyle".
Kur'an Mesajı
"Ben onların göremediği bir şeyi gördüm; ve bu yüzden, Elçi'nin öğretilerinden bir tutam aldım ve onu fırlatıp attım; içimde bir şey böyle (yapmaya) itti beni."
Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
O da: -Onların görmedikleri bir şey gördüm ve elçinin izinden bir avuç avuçladım ve onu attım. İşte nefsim bunu bana hoş gösterdi. dedi.
Kuran-ı Kerim ve Meali
"Ben," dedi, onların görmedikleri bir şeyi gördüm. O resul'ün izinden bir avuç toprak alıp onu potanın içine attım. İşte böylece nefsim böyle yapmayı bana hoş gösterdi."
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
(Samiri): "Ben dedi, onların görmediklerini gördüm. Elçinin eserinden bir avuç aldım da attım; nefsim bana böyle (yapmayı) hoş gösterdi."
Kur'an-ı Kerim Meali
Samiri dedi: "Onların görmediklerini gördüm. Resulün izinden bir avuç avuçladım da onu attım. Nefsim bana böylesini hoş gösterdi."
Hayat Kitabı Kur’an
O dedi ki: "Ben (bu) işe onların bakmadıkları bir gözle baktım; bu nedenle de Elçi'nin (İnanç sisteminden) etkili bir parçayı çekip aldım ve kaldırıp attım: zira güdülerim beni böyle yapmaya sevk etti."
Kerim Kur'an
Samiri: "Ben, onların anlamadıkları şeyi anladım[1]. Resulün öğretisinden az bir şey almıştım işte onu bıraktım. Bunu, bana nefsim hoş gösterdi." dedi.
Kerim Kur'an
Samiri: "Ben, onların anlamadıkları şeyi anladım[1]. Rasulün izinden bir avuç avuçladım ve sonra da onu attım.[2] Bunu, bana nefsim hoş gösterdi." dedi.
Kur'an-ı Kerim Gerçek
"Onların görmediklerini gördüm. Elçinin izinden bir tutam alarak attım. Böylesi, benliğime daha güzel göründü!"[257]
Süleymaniye Vakfı Meali
Samiri dedi ki "Ben onların göremediklerini görmüş, senin[1] yoluna sıkı sıkıya bağlanmıştım. Ama onu daha sonra hayatımdan çıkardım; hepsi bu. Canım böyle istedi."
Mesaj: Kuran Çevirisi
Dedi ki, "Onların görmediğini gördüm, elçinin öğretisinden bir kısmını alıp attım. Böyle uygun gördüm."
Kur’an Meal-Tefsir
O da "Ben onların göremediği (bir gerçeği) gördüm. Elçinin mesajından bir kısmını aldım ve onu attım. İşte böyle, bunu nefsim bana hoş gösterdi." demişti.
The Final Testament
He said, "I saw what they could not see. I grabbed a fistful (of dust) from the place where the messenger stood, and used it (to mix into the golden calf). This is what my mind inspired me to do."
The Quran: A Monotheist Translation
He said: "I noticed what they did not notice, so I took a handful from where the messenger was standing, and I cast it in. This is what my soul inspired me to do."
Quran: A Reformist Translation
He said, "I noticed what they did not notice, so I took a portion from the teaching of the messenger, and I cast it away. This is what my person inspired me to do."
The Clear Quran
He said, "I saw what they did not see, so I took a handful ˹of dust˺ from the hoof-prints of ˹the horse of˺ the messenger-angel ˹Gabriel˺ then cast it ˹on the moulded calf˺. This is what my lower-self tempted me into."[1]
Tafhim commentary
He answered: "I saw what the people did not see. So I took a handful of dust from the trail of the Messenger, and I flung it (into the fire). Thus did my mind prompt me."[1]
Al- Muntakhab
"I have seen", said Samiri, "what they failed to see -meaning the Spirit Jabril (Gabriel)- and so I took a handful of dust from the track of the Messenger of Allah and I tossed it toward the calf, for so did my soul prompt me -a made- up excuse for his unforgivable sinful act-.
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
He said, "I saw what they did not see, so I took a handful [of dust] from the track of the messenger and threw it, and thus did my soul entice me. "