2.
Bakara Suresi
76. ayet
Abul A'la Maududi
Tafhim commentary
And when they meet those who believe (in Muhammad) they say: "We too believe in him." But in their intimate meetings they say to one another: “How foolish! Why should you intimate to them what Allah has revealed to you, for they will use it as argument against you before your Lord?”[1]
وَاِذَا لَقُوا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا قَالُٓوا اٰمَنَّاۚ وَاِذَا خَلَا بَعْضُهُمْ اِلٰى بَعْضٍ قَالُٓوا اَتُحَدِّثُونَهُمْ بِمَا فَتَحَ اللّٰهُ عَلَيْكُمْ لِيُحَٓاجُّوكُمْ بِه۪ عِنْدَ رَبِّكُمْۜ اَفَلَا تَعْقِلُونَ
Ve iza lekullezine amenu kalu amenna, ve iza hala ba'duhum ila ba'din kalu e tuhaddisunehum bi ma fetehallahu aleykum li yuhaccukum bihi inde rabbikum e fe la ta'kılun.
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
İman edenlerle karşılaştıklarında "İman ettik" derler; kendi başlarına kaldıkları zaman ise, derler ki: "Allah'ın size açtık (açıkladık)larını, Rabbiniz katında size karşı bir belge olsun diye mi onlarla konuşuyorsunuz? Hala akıllanmayacak mısınız?"
Türkçe Kur'an Çözümü
Bunlar iman edenlerle karşılaştıklarında "iman ettik" derler; sonra da birbirleriyle başbaşa kaldıklarında, "Allah'ın size açtığı hakikati, aleyhinizde delil olarak kullanmaları için mi bunlara anlatıyorsunuz, bunu düşünemiyor musunuz?" derler.
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Münafıklar, müminlerle karşılaştıklarında, "İman ettik" derler. Birbirleriyle başbaşa kaldıklarında ise, "Allah'ın size açtıklarını, Rabbiniz katında sizin aleyhinize delil getirmeleri için mi onlara anlatıyorsunuz; bunları düşünemiyor musunuz?" derler.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
Onlar iman edenlerle karşılaşınca, "İman ettik" derler. Birbirleriyle baş başa kaldıklarında da şöyle derler: "Rabbinizin huzurunda delil olarak kullanıp sizi sustursunlar diye mi, Allah'ın (Tevrat'ta) size bildirdiklerini onlara söylüyorsunuz? (Bu kadarcık şeye) akıl erdiremiyor musunuz?"
Mesaj: Kuran Çevirisi
İnananlarla karşılaşınca, 'İnandık,' derler; başbaşa kaldıklarında ise 'Rabbiniz katında size karşı delil olarak kullanmaları için, ALLAH'ın size açıkladığını mı onlara anlatıyorsunuz, akletmez misiniz,' derler.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Hem iman edenlere rast geldiklerinde "amenna" derler. Birbirleriyle halvet yaptıklarında da "rabbinizin huzurunda aleyhinize huccet edinsinler diye mi tutup Allahın size açtığı hakikati onlara söylüyorsunuz? aklınız yok mu be?" dediler
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
(Yahudi münafıklar) iman edenlere kavuşdukları zaman "İnandık" derler. Birbirine (dönüb) halvet oldukları vakit ise (aralarındaki ileri gelenler, münafıklık eden arkadaşlarına) "Allahın size açdığı şey'i (Resulüllahın sıfatlarına ve saireye dair Tevratda öğretdiklerini) mü'minler onunla Rabbiniz katında (aleyhinizde) kuvvetli delil getirsinler diye mi onlara söyleyib duruyorsunuz? Buna aklınız ermiyor mu?" derler.
Kur'an Mesajı
Nitekim, imana ermiş olanlarla buluştuklarında, "(Sizin inandığınız gibi) inanıyoruz!" derler; ama birbirleriyle baş başa kaldıklarında, "Rabbinizin kelamını size karşı koz olarak kullansınlar diye mi Allah'ın size açıkladığı şeyleri onlara haber veriyorsunuz? Aklınızı başınıza toplamayacak mısınız? derler.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
İnananlarla karşılaştıkları zaman "inandık" derler, birbirleriyle yalnız kaldıklarında: - Rabbiniz'in yanında size karşı delil getirsinler diye mi, Allah'ın size açıkladığını onlara anlatıp duruyorsunuz? Bunu akıl etmiyor musunuz? derlerdi.
Kuran-ı Kerim ve Meali
Onlar iman edenlerle karşılaştıklarında "Biz de iman ettik" derler. Kendi aralarında kaldıklarında ise: "Ne yapıyorsunuz? derler, Rabbinizin huzurunda aleyhinize hüccet edinsinler diye mi tutup Allah'ın size açtığı gerçeği onlara söylüyorsunuz? Hiç aklınızı kullanmıyor musunuz?"
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
İnananlara rastladıkları zaman: "İnandık" derler; birbirleriyle yalnız kaldıkları zaman: "Allah'ın size açtığını onlara söylüyorsunuz ki, onu Rabbiniz katında sizin aleyhinizde delil olarak mı kullansınlar? Aklınızı kullanmıyor musunuz?" derler.
Kur'an-ı Kerim Meali
İnanmış olanlarla karşılaştıklarında, "İnandık" derler. Baş başa kaldıklarında ise şöyle konuşurlar: "Allah'ın size açtığını, Rabb'iniz katında sizinle tartışmada kanıt yapsınlar diye onlara söylüyor musunuz? Aklınızı işletmeyecek misiniz?"
Hayat Kitabı Kur’an
Onlar, iman edenlerle buluştuklarında "iman ettik" derler, birbirleriyle baş başa kaldıklarındaysa (akıl hocaları, "iman ettik" diyenlere) "Rabbinizin katında size karşı bir koz olarak kullansınlar diye mi Allah'ın size açtığı şeyi onlara haber veriyorsunuz? Bu kadarını düşünemiyor musunuz?" derler.
Kerim Kur'an
Onlar, iman edenlerle karşılaştıkları zaman, "Biz de iman ettik." derler. Baş başa kaldıklarında: "Rabb'inizin size açıkladığını[1], size karşı delil olarak kullansınlar diye mi onlara söylüyorsunuz! Neden aklınızı kullanmıyorsunuz?" derler.
Kerim Kur'an
Onlar, iman edenlerle karşılaştıkları zaman, "Biz de iman ettik." derler. Baş başa kaldıklarında: "Rabb'inizin size açıkladığını[1], size karşı delil olarak kullansınlar diye mi onlara söylüyorsunuz! Neden aklınızı kullanmıyorsunuz?" derler.
Kur'an-ı Kerim Gerçek
İnanca çağırılanlarla karşılaştıklarında, "İnandık!" derler. Oysa kendi başlarına kaldıklarında, şöyle derler: "Allah'ın size açtığını, Efendinizin katında size karşı kanıt olması için mi onlara anlatıyorsunuz?" Yine de aklınızı kullanmayacak mısınız?
Süleymaniye Vakfı Meali
Allah'ın Kitabına inanıp güvenenlerle karşılaşınca "Biz ona güveniriz!" derler. Birbirleriyle baş başa kalınca da şöyle derler: "Allah'ın size gösterdiği şeyi (o Kitabın doğruluğunu) ne diye onlara söylüyorsunuz? Sahibinizin (Rabbinizin) katında size karşı delil getirsinler diye mi? Hiç aklınızı çalıştırmaz mısınız?"[1]
Mesaj: Kuran Çevirisi
Gerçeği onaylayanlarla karşılaşınca, "Gerçeği onayladık" derler; baş başa kaldıklarında ise "Efendiniz katında size karşı delil olarak kullanmaları için, ALLAH'ın size açıkladığını mı onlara anlatıyorsunuz, akletmez misiniz" derler.
Kur’an Meal-Tefsir
(Bunlar) müminlerle karşılaştıkları zaman "(Biz de) iman ettik." derler.[1] Birbirleriyle baş başa kaldıklarında "Allah'ın size açtıklarını (Tevrat'taki bilgileri), Rabbiniz katında aleyhinize delil getirmeleri için mi onlara anlatıyorsunuz? (Bunları) akıl etmiyor musunuz?" derler.
The Final Testament
And when they meet the believers, they say, "We believe," but when they get together with each other, they say, "Do not inform (the believers)of the information given to you by GOD, lest you provide them with support for their argument concerning your Lord. Do you not understand?"
The Quran: A Monotheist Translation
And when they come across those who believe, they say: "We believe!" And when they are alone with each other they say: "Why do you inform them of what God has said to us? Then they would use it in argument against us at your Lord. Do you not comprehend?"
Quran: A Reformist Translation
When they come across those who acknowledge, they say, "We acknowledge!", and when they are alone with each other they say, "Why do you inform them about what God has said to us? Then, they would use it in an argument against us at your Lord. Do you not reason?"
The Clear Quran
When they meet the believers they say, "We believe." But in private they say ˹to each other˺, “Will you disclose to the believers the knowledge Allah has revealed to you,[1] so that they may use it against you before your Lord? Do you not understand?”
Tafhim commentary
And when they meet those who believe (in Muhammad) they say: "We too believe in him." But in their intimate meetings they say to one another: “How foolish! Why should you intimate to them what Allah has revealed to you, for they will use it as argument against you before your Lord?”[1]
Al- Muntakhab
When they meet the true believers face to face they declare that they have conformed their will to Allah’s. And when they are with their like-minded companions they are reprehended for conversing with the Muslims on Muhammad's mission documented in AL-Tawrah previously when assenting to this truth is against their interest; They say to them: "Do you reveal to the Muslims knowledge Allah entrusted to us so that they use it against us in the venerable, Majestic presence of Allah, your Creator; Have you no sense as to exercise the faculty of reason?"
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
And when they meet those who believe, they say, "We have believed"; but when they are alone with one another, they say, "Do you talk to them about what Allah has revealed to you so they can argue with you about it before your Lord?" Then will you not reason?