2. Bakara Suresi 282. ayet Amatul Rahman Omar

O you who believe! when you transact a loan for a stipulated term, then write it down. Let a scribe write (it) in your presence in (term of) equity and fairness. The scribe shall not refuse to write down, since it is Allâh Who taught him (to write). Write he must. And let him upon whom be the liability, dictate and let him observe his duty to Allâh, his Lord, nor should he depreciate anything (what he owes) from it. But if the person upon whom the liability is, be of feeble mind or is infirm or he is incapable of dictating himself, then let some one who can watch his interests dictate in (term of) equity and fairness. And call in to witness (the transaction) two male witnesses from amongst your men. But if there be not two males (available) then let there be one male and two females such as you approve as witnesses (to bear witness), so that if either of the two women forgets then one may remind the other. And let the witnesses not refuse (to give evidence) whenever they are summoned. And never feel weary of writing it (- the transaction) down, whether it (- the debt) be small or large, along with the time of its (payment) being due. This (way) is more just in the sight of Allâh, and ensures a more upright evidence and is more likely to prevent your falling into doubts, (so write it down) except you carry ready trade and transfer the merchandise from hand to hand, in that case there shall be no blame on you that you do not write (the transaction). Yet have witnesses when you trade with one another. Let neither the scribe nor the witness be harmed, and if you do (any such thing) then that indeed, is disobedience on your part. Take Allâh as a shield (with the result that) Allâh will grant you knowledge, for Allâh has perfect knowledge of everything.
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِذَا تَدَايَنْتُمْ بِدَيْنٍ اِلٰٓى اَجَلٍ مُسَمًّى فَاكْتُبُوهُۜ وَلْيَكْتُبْ بَيْنَكُمْ كَاتِبٌ بِالْعَدْلِۖ وَلَا يَأْبَ كَاتِبٌ اَنْ يَكْتُبَ كَمَا عَلَّمَهُ اللّٰهُ فَلْيَكْتُبْۚ وَلْيُمْلِلِ الَّذ۪ي عَلَيْهِ الْحَقُّ وَلْيَتَّقِ اللّٰهَ رَبَّهُ وَلَا يَبْخَسْ مِنْهُ شَيْـٔاًۜ فَاِنْ كَانَ الَّذ۪ي عَلَيْهِ الْحَقُّ سَف۪يهاً اَوْ ضَع۪يفاً اَوْ لَا يَسْتَط۪يعُ اَنْ يُمِلَّ هُوَ فَلْيُمْلِلْ وَلِيُّهُ بِالْعَدْلِۜ وَاسْتَشْهِدُوا شَه۪يدَيْنِ مِنْ رِجَالِكُمْۚ فَاِنْ لَمْ يَكُونَا رَجُلَيْنِ فَرَجُلٌ وَامْرَاَتَانِ مِمَّنْ تَرْضَوْنَ مِنَ الشُّهَدَٓاءِ اَنْ تَضِلَّ اِحْدٰيهُمَا فَتُذَكِّرَ اِحْدٰيهُمَا الْاُخْرٰىۜ وَلَا يَأْبَ الشُّهَدَٓاءُ اِذَا مَا دُعُواۜ وَلَا تَسْـَٔمُٓوا اَنْ تَكْتُبُوهُ صَغ۪يراً اَوْ كَب۪يراً اِلٰٓى اَجَلِه۪ۜ ذٰلِكُمْ اَقْسَطُ عِنْدَ اللّٰهِ وَاَقْوَمُ لِلشَّهَادَةِ وَاَدْنٰٓى اَلَّا تَرْتَابُٓوا اِلَّٓا اَنْ تَكُونَ تِجَارَةً حَاضِرَةً تُد۪يرُونَهَا بَيْنَكُمْ فَلَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ اَلَّا تَكْتُبُوهَاۜ وَاَشْهِدُٓوا اِذَا تَبَايَعْتُمْۖ وَلَا يُضَٓارَّ كَاتِبٌ وَلَا شَه۪يدٌۜ وَاِنْ تَفْعَلُوا فَاِنَّهُ فُسُوقٌ بِكُمْۜ وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ وَيُعَلِّمُكُمُ اللّٰهُۜ وَاللّٰهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَل۪يمٌ
Ya eyyuhellezine amenu iza tedayentum bi deynin ila ecelin musemmen fektubuh, velyektub beynekum katibun bil adl, ve la ye'be katibun en yektube kema allemehullahu felyektub, velyumlilillezi aleyhil hakku velyettekıllahe rabbehu ve la yebhas minhu şey'a, fe in kanellezi aleyhil hakku sefihan ev daifen ev la yestatiu en yumille huve felyumlil veliyyuhu bil adl, vesteşhidu şehideyni min ricalikum, fe in lem yekuna raculeyni fe raculun vemraetani mimmen terdavne mineş şuhedai en tedılle ıhdahuma fe tuzekkire ıhdahumal uhra ve la ye'beş şuhedau iza ma duu, ve la tes'emu en tektubuhu sagiran ev kebiran ila ecelih, zalikum aksatu indallahi ve akvemu liş şehadeti ve edna ella tertabu illa en tekune ticareten hadıraten tudiruneha beynekum fe leyse aleykum cunahun ella tektubuha ve eşhidu iza tebaya'tum, ve la yudarra katibun ve la şehid, ve in tef'alu fe innehu fusukun bikum, vettekullah, ve yuallimukumullah, vallahu bi kulli şey'in alim.
Ayetbul | Kuran Mealleri | Quran | Bakara suresi 282. ayet

#kelimeanlamkök
1 ya eyyuha ey يَـٰٓأَيُّهَا
2 ellezine kimseler ٱلَّذِينَ
3 amenu iman eden(ler) ءَامَنُوٓا۟
4 iza zaman إِذَا
5 tedayentum birbirinize verdiğiniz تَدَايَنتُم
6 bideynin borç بِدَيْنٍ
7 ila kadar إِلَىٰٓ
8 ecelin süreye أَجَلٍۢ
9 musemmen belirli bir مُّسَمًّۭى
10 fektubuhu onu yazın فَٱكْتُبُوهُ ۚ
11 velyektub ve yazsın وَلْيَكْتُب
12 beynekum aranızda بَّيْنَكُمْ
13 katibun bir yazıcı كَاتِبٌۢ
14 bil-adli adaletle بِٱلْعَدْلِ ۚ
15 ve la وَلَا
16 ye'be kaçınmasın (yazsın) يَأْبَ
17 katibun yazıcı كَاتِبٌ
18 en أَن
19 yektube yazmaktan يَكْتُبَ
20 kema şekilde كَمَا
21 allemehu kendisine öğrettiği عَلَّمَهُ
22 llahu Allah'ın ٱللَّهُ ۚ
23 felyektub yazdırsın فَلْيَكْتُبْ
24 velyumlili yazdırsın وَلْيُمْلِلِ
25 llezi kimse ٱلَّذِى
26 aleyhi üzerinde عَلَيْهِ
27 l-hakku hak olan (borçlu) ٱلْحَقُّ
28 velyetteki korksun وَلْيَتَّقِ
29 llahe Allah'tan ٱللَّهَ
30 rabbehu Rabbi olan رَبَّهُۥ
31 ve la وَلَا
32 yebhas eksik etmesin يَبْخَسْ
33 minhu ondan (borcundan) مِنْهُ
34 şey'en hiçbir şeyi شَيْـًۭٔا ۚ
35 fein eğer فَإِن
36 kane ise كَانَ
37 llezi kimse ٱلَّذِى
38 aleyhi عَلَيْهِ
39 l-hakku borçlu olan ٱلْحَقُّ
40 sefihen aklı ermez سَفِيهًا
41 ev yahut أَوْ
42 deiyfen zayıf ضَعِيفًا
43 ev ya da أَوْ
44 la لَا
45 yestetiu güç yetiremiyecek يَسْتَطِيعُ
46 en أَن
47 yumille kendisi yazdırmaya يُمِلَّ
48 huve o هُوَ
49 felyumlil yazdırsın فَلْيُمْلِلْ
50 veliyyuhu onun velisi وَلِيُّهُۥ
51 bil-adli adaletle بِٱلْعَدْلِ ۚ
52 vesteşhidu şahid tutun وَٱسْتَشْهِدُوا۟
53 şehideyni iki şahidi شَهِيدَيْنِ
54 min -den مِن
55 ricalikum erkekleriniz- رِّجَالِكُمْ ۖ
56 fe in eğer فَإِن
57 lem لَّمْ
58 yekuna yoksa يَكُونَا
59 raculeyni iki erkek رَجُلَيْنِ
60 feraculun (o zaman) bir erkek فَرَجُلٌۭ
61 vemraetani iki kadın وَٱمْرَأَتَانِ
62 mimmen kimse مِمَّن
63 terdevne razı olduğunuz تَرْضَوْنَ
64 mine -den مِنَ
65 ş-şuheda'i şahidler- ٱلشُّهَدَآءِ
66 en ta ki أَن
67 tedille şaşırırsa تَضِلَّ
68 ihdahuma kadınlardan biri إِحْدَىٰهُمَا
69 fetuzekkira hatırlatması için فَتُذَكِّرَ
70 ihdahuma biri إِحْدَىٰهُمَا
71 l-uhra diğerine ٱلْأُخْرَىٰ ۚ
72 ve la وَلَا
73 ye'be kaçınmasınlar يَأْبَ
74 ş-şuheda'u şahidler ٱلشُّهَدَآءُ
75 iza zaman إِذَا
76 ma bir şeye مَا
77 duu çağrıldıkları دُعُوا۟ ۚ
78 ve la وَلَا
79 tesemu üşenmeyin تَسْـَٔمُوٓا۟
80 en أَن
81 tektubuhu yazmaktan تَكْتُبُوهُ
82 sagiran az olsun صَغِيرًا
83 ev veya أَوْ
84 kebiran çok olsun كَبِيرًا
85 ila kadar إِلَىٰٓ
86 ecelihi onu süresine أَجَلِهِۦ ۚ
87 zalikum bu ذَٰلِكُمْ
88 eksetu daha adaletli أَقْسَطُ
89 inde katında عِندَ
90 llahi Allah ٱللَّهِ
91 ve ekve mu ve daha sağlam وَأَقْوَمُ
92 lişşehadeti şahidlik için لِلشَّهَـٰدَةِ
93 ve edna ve daha elverişlidir وَأَدْنَىٰٓ
94 ella أَلَّا
95 tertabu kuşkulanmamanız için تَرْتَابُوٓا۟ ۖ
96 illa ancak إِلَّآ
97 en أَن
98 tekune olursa تَكُونَ
99 ticaraten ticaret تِجَـٰرَةً
100 hadiraten peşin حَاضِرَةًۭ
101 tudiruneha hemen alıp vereceğiniz تُدِيرُونَهَا
102 beynekum aranızda بَيْنَكُمْ
103 feleyse yoktur فَلَيْسَ
104 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ
105 cunahun bir günah جُنَاحٌ
106 ella ötürü أَلَّا
107 tektubuha onu yazmamanızdan تَكْتُبُوهَا ۗ
108 ve eşhidu ve şahid tutun وَأَشْهِدُوٓا۟
109 iza zaman da إِذَا
110 tebayea'tum alışveriş yaptığınız تَبَايَعْتُمْ ۚ
111 ve la وَلَا
112 yudarra asla zarar verilmesin يُضَآرَّ
113 katibun yazana da كَاتِبٌۭ
114 ve la ve وَلَا
115 şehidun şahide de شَهِيدٌۭ ۚ
116 ve in eğer وَإِن
117 tef'alu (bir zarar) yaparsanız تَفْعَلُوا۟
118 feinnehu şüphesiz فَإِنَّهُۥ
119 fusukun kötülük olur فُسُوقٌۢ
120 bikum kendinize بِكُمْ ۗ
121 vetteku korkun وَٱتَّقُوا۟
122 llahe Allah'tan ٱللَّهَ ۖ
123 ve yuallimukumu ve size öğretiyor وَيُعَلِّمُكُمُ
124 llahu Allah ٱللَّهُ ۗ
125 vallahu Allah وَٱللَّهُ
126 bikulli her بِكُلِّ
127 şey'in şeyi شَىْءٍ
128 alimun bilir عَلِيمٌۭ