2. Bakara Suresi 282. ayet Abdullah Yusuf Ali

O ye who believe! When ye deal with each other, in transactions involving future obligations in a fixed period of time, reduce them to writing Let a scribe write down faithfully as between the parties: let not the scribe refuse to write: as Allah Has taught him, so let him write. Let him who incurs the liability dictate, but let him fear His Lord Allah, and not diminish aught of what he owes. If they party liable is mentally deficient, or weak, or unable Himself to dictate, Let his guardian dictate faithfully, and get two witnesses, out of your own men, and if there are not two men, then a man and two women, such as ye choose, for witnesses, so that if one of them errs, the other can remind her. The witnesses should not refuse when they are called on (For evidence). Disdain not to reduce to writing (your contract) for a future period, whether it be small or big: it is juster in the sight of Allah, More suitable as evidence, and more convenient to prevent doubts among yourselves but if it be a transaction which ye carry out on the spot among yourselves, there is no blame on you if ye reduce it not to writing. But take witness whenever ye make a commercial contract; and let neither scribe nor witness suffer harm. If ye do (such harm), it would be wickedness in you. So fear Allah; For it is Good that teaches you. And Allah is well acquainted with all things. If ye are on a journey, and cannot find a scribe, a pledge with possession (may serve the purpose). And if one of you deposits a thing on trust with another, let the trustee (faithfully) discharge his trust, and let him Fear his Lord conceal not evidence; for whoever conceals it, - his heart is tainted with sin. And Allah knoweth all that ye do.
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِذَا تَدَايَنْتُمْ بِدَيْنٍ اِلٰٓى اَجَلٍ مُسَمًّى فَاكْتُبُوهُۜ وَلْيَكْتُبْ بَيْنَكُمْ كَاتِبٌ بِالْعَدْلِۖ وَلَا يَأْبَ كَاتِبٌ اَنْ يَكْتُبَ كَمَا عَلَّمَهُ اللّٰهُ فَلْيَكْتُبْۚ وَلْيُمْلِلِ الَّذ۪ي عَلَيْهِ الْحَقُّ وَلْيَتَّقِ اللّٰهَ رَبَّهُ وَلَا يَبْخَسْ مِنْهُ شَيْـٔاًۜ فَاِنْ كَانَ الَّذ۪ي عَلَيْهِ الْحَقُّ سَف۪يهاً اَوْ ضَع۪يفاً اَوْ لَا يَسْتَط۪يعُ اَنْ يُمِلَّ هُوَ فَلْيُمْلِلْ وَلِيُّهُ بِالْعَدْلِۜ وَاسْتَشْهِدُوا شَه۪يدَيْنِ مِنْ رِجَالِكُمْۚ فَاِنْ لَمْ يَكُونَا رَجُلَيْنِ فَرَجُلٌ وَامْرَاَتَانِ مِمَّنْ تَرْضَوْنَ مِنَ الشُّهَدَٓاءِ اَنْ تَضِلَّ اِحْدٰيهُمَا فَتُذَكِّرَ اِحْدٰيهُمَا الْاُخْرٰىۜ وَلَا يَأْبَ الشُّهَدَٓاءُ اِذَا مَا دُعُواۜ وَلَا تَسْـَٔمُٓوا اَنْ تَكْتُبُوهُ صَغ۪يراً اَوْ كَب۪يراً اِلٰٓى اَجَلِه۪ۜ ذٰلِكُمْ اَقْسَطُ عِنْدَ اللّٰهِ وَاَقْوَمُ لِلشَّهَادَةِ وَاَدْنٰٓى اَلَّا تَرْتَابُٓوا اِلَّٓا اَنْ تَكُونَ تِجَارَةً حَاضِرَةً تُد۪يرُونَهَا بَيْنَكُمْ فَلَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ اَلَّا تَكْتُبُوهَاۜ وَاَشْهِدُٓوا اِذَا تَبَايَعْتُمْۖ وَلَا يُضَٓارَّ كَاتِبٌ وَلَا شَه۪يدٌۜ وَاِنْ تَفْعَلُوا فَاِنَّهُ فُسُوقٌ بِكُمْۜ وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ وَيُعَلِّمُكُمُ اللّٰهُۜ وَاللّٰهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَل۪يمٌ
Ya eyyuhellezine amenu iza tedayentum bi deynin ila ecelin musemmen fektubuh, velyektub beynekum katibun bil adl, ve la ye'be katibun en yektube kema allemehullahu felyektub, velyumlilillezi aleyhil hakku velyettekıllahe rabbehu ve la yebhas minhu şey'a, fe in kanellezi aleyhil hakku sefihan ev daifen ev la yestatiu en yumille huve felyumlil veliyyuhu bil adl, vesteşhidu şehideyni min ricalikum, fe in lem yekuna raculeyni fe raculun vemraetani mimmen terdavne mineş şuhedai en tedılle ıhdahuma fe tuzekkire ıhdahumal uhra ve la ye'beş şuhedau iza ma duu, ve la tes'emu en tektubuhu sagiran ev kebiran ila ecelih, zalikum aksatu indallahi ve akvemu liş şehadeti ve edna ella tertabu illa en tekune ticareten hadıraten tudiruneha beynekum fe leyse aleykum cunahun ella tektubuha ve eşhidu iza tebaya'tum, ve la yudarra katibun ve la şehid, ve in tef'alu fe innehu fusukun bikum, vettekullah, ve yuallimukumullah, vallahu bi kulli şey'in alim.
Ayetbul | Kuran Mealleri | Quran | Bakara suresi 282. ayet

#kelimeanlamkök
1 ya eyyuha ey يَـٰٓأَيُّهَا
2 ellezine kimseler ٱلَّذِينَ
3 amenu iman eden(ler) ءَامَنُوٓا۟
4 iza zaman إِذَا
5 tedayentum birbirinize verdiğiniz تَدَايَنتُم
6 bideynin borç بِدَيْنٍ
7 ila kadar إِلَىٰٓ
8 ecelin süreye أَجَلٍۢ
9 musemmen belirli bir مُّسَمًّۭى
10 fektubuhu onu yazın فَٱكْتُبُوهُ ۚ
11 velyektub ve yazsın وَلْيَكْتُب
12 beynekum aranızda بَّيْنَكُمْ
13 katibun bir yazıcı كَاتِبٌۢ
14 bil-adli adaletle بِٱلْعَدْلِ ۚ
15 ve la وَلَا
16 ye'be kaçınmasın (yazsın) يَأْبَ
17 katibun yazıcı كَاتِبٌ
18 en أَن
19 yektube yazmaktan يَكْتُبَ
20 kema şekilde كَمَا
21 allemehu kendisine öğrettiği عَلَّمَهُ
22 llahu Allah'ın ٱللَّهُ ۚ
23 felyektub yazdırsın فَلْيَكْتُبْ
24 velyumlili yazdırsın وَلْيُمْلِلِ
25 llezi kimse ٱلَّذِى
26 aleyhi üzerinde عَلَيْهِ
27 l-hakku hak olan (borçlu) ٱلْحَقُّ
28 velyetteki korksun وَلْيَتَّقِ
29 llahe Allah'tan ٱللَّهَ
30 rabbehu Rabbi olan رَبَّهُۥ
31 ve la وَلَا
32 yebhas eksik etmesin يَبْخَسْ
33 minhu ondan (borcundan) مِنْهُ
34 şey'en hiçbir şeyi شَيْـًۭٔا ۚ
35 fein eğer فَإِن
36 kane ise كَانَ
37 llezi kimse ٱلَّذِى
38 aleyhi عَلَيْهِ
39 l-hakku borçlu olan ٱلْحَقُّ
40 sefihen aklı ermez سَفِيهًا
41 ev yahut أَوْ
42 deiyfen zayıf ضَعِيفًا
43 ev ya da أَوْ
44 la لَا
45 yestetiu güç yetiremiyecek يَسْتَطِيعُ
46 en أَن
47 yumille kendisi yazdırmaya يُمِلَّ
48 huve o هُوَ
49 felyumlil yazdırsın فَلْيُمْلِلْ
50 veliyyuhu onun velisi وَلِيُّهُۥ
51 bil-adli adaletle بِٱلْعَدْلِ ۚ
52 vesteşhidu şahid tutun وَٱسْتَشْهِدُوا۟
53 şehideyni iki şahidi شَهِيدَيْنِ
54 min -den مِن
55 ricalikum erkekleriniz- رِّجَالِكُمْ ۖ
56 fe in eğer فَإِن
57 lem لَّمْ
58 yekuna yoksa يَكُونَا
59 raculeyni iki erkek رَجُلَيْنِ
60 feraculun (o zaman) bir erkek فَرَجُلٌۭ
61 vemraetani iki kadın وَٱمْرَأَتَانِ
62 mimmen kimse مِمَّن
63 terdevne razı olduğunuz تَرْضَوْنَ
64 mine -den مِنَ
65 ş-şuheda'i şahidler- ٱلشُّهَدَآءِ
66 en ta ki أَن
67 tedille şaşırırsa تَضِلَّ
68 ihdahuma kadınlardan biri إِحْدَىٰهُمَا
69 fetuzekkira hatırlatması için فَتُذَكِّرَ
70 ihdahuma biri إِحْدَىٰهُمَا
71 l-uhra diğerine ٱلْأُخْرَىٰ ۚ
72 ve la وَلَا
73 ye'be kaçınmasınlar يَأْبَ
74 ş-şuheda'u şahidler ٱلشُّهَدَآءُ
75 iza zaman إِذَا
76 ma bir şeye مَا
77 duu çağrıldıkları دُعُوا۟ ۚ
78 ve la وَلَا
79 tesemu üşenmeyin تَسْـَٔمُوٓا۟
80 en أَن
81 tektubuhu yazmaktan تَكْتُبُوهُ
82 sagiran az olsun صَغِيرًا
83 ev veya أَوْ
84 kebiran çok olsun كَبِيرًا
85 ila kadar إِلَىٰٓ
86 ecelihi onu süresine أَجَلِهِۦ ۚ
87 zalikum bu ذَٰلِكُمْ
88 eksetu daha adaletli أَقْسَطُ
89 inde katında عِندَ
90 llahi Allah ٱللَّهِ
91 ve ekve mu ve daha sağlam وَأَقْوَمُ
92 lişşehadeti şahidlik için لِلشَّهَـٰدَةِ
93 ve edna ve daha elverişlidir وَأَدْنَىٰٓ
94 ella أَلَّا
95 tertabu kuşkulanmamanız için تَرْتَابُوٓا۟ ۖ
96 illa ancak إِلَّآ
97 en أَن
98 tekune olursa تَكُونَ
99 ticaraten ticaret تِجَـٰرَةً
100 hadiraten peşin حَاضِرَةًۭ
101 tudiruneha hemen alıp vereceğiniz تُدِيرُونَهَا
102 beynekum aranızda بَيْنَكُمْ
103 feleyse yoktur فَلَيْسَ
104 aleykum üzerinize عَلَيْكُمْ
105 cunahun bir günah جُنَاحٌ
106 ella ötürü أَلَّا
107 tektubuha onu yazmamanızdan تَكْتُبُوهَا ۗ
108 ve eşhidu ve şahid tutun وَأَشْهِدُوٓا۟
109 iza zaman da إِذَا
110 tebayea'tum alışveriş yaptığınız تَبَايَعْتُمْ ۚ
111 ve la وَلَا
112 yudarra asla zarar verilmesin يُضَآرَّ
113 katibun yazana da كَاتِبٌۭ
114 ve la ve وَلَا
115 şehidun şahide de شَهِيدٌۭ ۚ
116 ve in eğer وَإِن
117 tef'alu (bir zarar) yaparsanız تَفْعَلُوا۟
118 feinnehu şüphesiz فَإِنَّهُۥ
119 fusukun kötülük olur فُسُوقٌۢ
120 bikum kendinize بِكُمْ ۗ
121 vetteku korkun وَٱتَّقُوا۟
122 llahe Allah'tan ٱللَّهَ ۖ
123 ve yuallimukumu ve size öğretiyor وَيُعَلِّمُكُمُ
124 llahu Allah ٱللَّهُ ۗ
125 vallahu Allah وَٱللَّهُ
126 bikulli her بِكُلِّ
127 şey'in şeyi شَىْءٍ
128 alimun bilir عَلِيمٌۭ