14. İbrahim Suresi 10. ayet Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı

Resulleri dedi ki: "Allah hakkında mı şüphe (ediyorsunuz)? O, gökleri ve yeri yaratandır; O, sizi, günahlarınızı bağışlamak için davet etmekte ve sizi adı konulmuş bir süreye kadar erteliyor." Dediler ki: "Siz, bizim benzerimiz olan birer beşerden başkası değilsiniz. Siz bizi, babalarımızın taptıklarından çevirip engellemek istiyorsunuz, öyleyse bize apaçık bir delil getirin."
قَالَتْ رُسُلُهُمْ اَفِي اللّٰهِ شَكٌّ فَاطِرِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ يَدْعُوكُمْ لِيَغْفِرَ لَكُمْ مِنْ ذُنُوبِكُمْ وَيُؤَخِّرَكُمْ اِلٰٓى اَجَلٍ مُسَمًّىۜ قَالُٓوا اِنْ اَنْتُمْ اِلَّا بَشَرٌ مِثْلُنَاۜ تُر۪يدُونَ اَنْ تَصُدُّونَا عَمَّا كَانَ يَعْبُدُ اٰبَٓاؤُ۬نَا فَأْتُونَا بِسُلْطَانٍ مُب۪ينٍ
Kalet rusuluhum e fillahi şekkun fatırıs semavati vel ard, yed'ukum li yagfire lekum min zunubikum ve yuahhırekum ila ecelin musemma, kalu in entum illa beşerun misluna, turidune en tesudduna amma kane ya'budu abauna fe'tuna bi sultanin mubin.
Ayetbul | Kuran Mealleri | Quran | İbrahim suresi 10. ayet

Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Resulleri dedi ki: "Allah hakkında mı şüphe (ediyorsunuz)? O, gökleri ve yeri yaratandır; O, sizi, günahlarınızı bağışlamak için davet etmekte ve sizi adı konulmuş bir süreye kadar erteliyor." Dediler ki: "Siz, bizim benzerimiz olan birer beşerden başkası değilsiniz. Siz bizi, babalarımızın taptıklarından çevirip engellemek istiyorsunuz, öyleyse bize apaçık bir delil getirin."
Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an Çözümü
Rasulleri demişti ki: "Semalar ve arzın Fatır'ı Allah hakkında kuşku mu? (O), sizin beşeriyetinizin getirisi olan kusurlarınızı bağışlıyor ve ömrünüzün sonuna kadar size müsaade ediyor. " Dediler ki (Rasullere): "Siz bizim gibi bir beşersiniz (bir mucizevi farkınız yok). . . Atalarımızın tapındıklarından bizi alıkoymak istiyorsunuz. . . (O halde) bize apaçık bir sultan (mucizevi güç, kanıt) getirin. "
Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Peygamberleri dedi ki: "Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüpheniz mi var? Halbuki O, sizin günahlarınızdan bir kısmını bağışlamak ve belirli bir vakte kadar tehir edip yaşatmak için sizi çağırıyor." Onlar dediler ki: "Siz de bizim gibi bir insandan başka bir şey değilsiniz. Siz, bizi atalarımızın tapmış olduğu şeylerden döndürmek istiyorsunuz. Öyleyse bize, bu iddianız konusunda apaçık bir delil getiriniz!"
Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
Peygamberleri dedi ki: "Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe mi var? (Halbuki) O, günahlarınızı bağışlamak ve sizi belli bir zamana kadar ertelemek için sizi (imana) çağırıyor. Onlar, "Siz de bizim gibi sadece birer insansınız. Bizi babalarımızın taptıklarından alıkoymak istiyorsunuz. Öyleyse bize apaçık bir delil getirin" dediler.
Edip Yüksel (Eski Baskı) Mesaj: Kuran Çevirisi
Elçileri: 'Gökleri ve yeri yarıp yaratan ALLAH'tan mı kuşkulanıyorsunuz? Günahlarınızı bağışlamak için sizi çağırıyor ve size belli bir süre tanıyor,' dediler. Onlar da, 'Siz, ancak bizim gibi insanlarsınız, atalarımızın tapmakta olduğu şeyden bizi çevirmek istiyorsunuz. Bize açık bir yetki belgesi getiriniz,' dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Resulleri hiç, dediler: Gökleri ve Yeri yaradan Allahda şekk edilir mi? O, sizi günahlarınızı mağrifet etmek için çağırıyor ve müsemma bir ecele kadar size müsaade ediyor, siz, dediler bizim gibi bir beşersiniz, bizi babalarımızın taptıklarından çevirmek istiyorsunuz, o halde bize sultası açık bir bürhan getiriniz
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Peygamberleri dedi ki: "Hiç gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe edilir mi? O sizi, günahlarınızı bağışlamak için çağırıyor ve belirli bir süreye kadar size müsaade ediyor." Onlar da: "Siz de bizim gibi bir insansınız, bizi babalarımızın taptıklarından çevirmek istiyorsunuz. O halde bize açık bir delil getiriniz!" dediler.
Gültekin Onan
Resulleri dedi ki: "Tanrı hakkında mı şüphe (ediyorsunuz)? O, gökleri ve yeri yaratandır (fatır); O, sizi, günahlarınızı bağışlamak için davet etmekte ve sizi adı konulmuş bir ecele kadar erteliyor." Dediler ki: "Siz, bizim benzerimiz olan birer beşerden başkası değilsiniz. Siz bizi, babalarımızın taptıklarından çevirip engellemek istiyorsunuz, öyleyse bize apaçık bir delil getirin."
Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
Peygamberleri de şöyle demişdi: "Gökleri ve yeri yaratan, sizi günahlarınızdan yarlığamak, size muayyen bir vakta kadar meydan vermek için (hak dine) da'vet etmekde olan Allah hakkında mı bir şek"? Onlar da: "Siz de bizim gibi beşerden başka (bir şey) değilsiniz. Siz bizi atalarımızın tapmış olduğu şeylerden döndürmek istiyorsunuz. Öyleyse bize apaçık bir hüccet getirin" demişlerdi.
İbni Kesir
Peygamberleri onlara: Gökleri ve yeri yaratan, günahlarınızı bağışlamak için çağıran ve sizi belirli bir süreye kadar tehir eden Allah'tan mı şüphe ediyorsunuz? demişlerdi. Onlar da: Siz de bizim gibi sadece birer insansınız. Siz; bizi, atalarımızın tapındığı şeylerden döndürmek istiyorsunuz. Öyleyse, bize açık bir delil getirin, demişlerdi.
Muhammed Esed Kur'an Mesajı
Bu toplumlara gönderilen elçiler: "Hiç, göklerin ve yerin yaratıcısı olan Allah(ın varlığından, birliğinden) şüphe edilebilir mi?" dediler, "Sizi (geçmişteki) günahlarınızdan ötürü bağışlamak ve size (belirlediği) bir süre (bitince)ye kadar mühlet vermek üzere (doğru yola) çağıran O'dur! (Ama) onlar: "Sizler bizim gibi ölümlü insanlardan başka kimseler değilsiniz!" diye cevap verdiler, "Bizi, atalarımızın tapınageldiği şeylerden uzaklaştırmak istiyorsunuz; madem öyle, o zaman (Allah'ın elçileri olduğunuza dair) açık bir delil getirin bize!"
Şaban Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Peygamberleri: -Gökleri ve yeri yaratan, günahlarınızı bağışlamaya çağıran ve bir süreye kadar sizi erteleyen Allah'tan mı şüphe ediyorsunuz? dediler. Onlar da: -Siz de sadece bizim gibi birer insansınız; bizi babalarımızın kulluk ettiklerinden alıkoymak istiyorsunuz. Öyleyse bize apaçık bir delil getirmelisiniz, dediler.
Suat Yıldırım Kuran-ı Kerim ve Meali
Peygamberleri onlara: "Hiç gökleri ve yeri yaratan yüce Yaratıcı hakkında şüphe edilebilir mi?O günahlarınızı affetmeye çağırıyor ve muayyen bir süreye kadar size müsaade ediyor, mühlet veriyor." dediler. Onlarsa: "Siz," dediler, "bizim gibi bir beşerden başka bir şey değilsiniz. Siz bizi atalarımızın ibadet ettiği tanrılardan vazgeçirmek istiyorsunuz. O halde bize açık delil getirin."
Süleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Elçileri: "Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe (edilir) mi? (O), sizin günahlarınızdan bir kısmını bağışlamak ve sizi belirtilmiş bir süreye kadar ertelemek için sizi davet ediyor" dediler. Onlar: "Siz de bizim gibi bir insandan başka bir şey değilsiniz. Bizi, atalarımızın taptığından çevirmek istiyorsunuz. O halde bize açık bir delil getirin!" dediler.
Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim Meali
Resulleri dediler ki: "Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında mı kuşku? O sizi, günahlarınızı afftetsin, belirli bir süreye kadar size zaman tanısın diye çağırıyor." Şöyle cevap verdiler: "Siz de bizim gibi birer insandan başka şey değilsiniz. Atalarımızın kulluk ettiklerinden bizi yüz geri çevirmek istiyorsunuz. Hadi açık bir kanıt getirin bize!"
Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’an
Elçileri onlara "Gökleri ve yeri var eden Allah hakkında kuşku ha?" dediler; "O sizi günahlarınızdan arındırıp bağışlamaya ve sizin (hak ettiğiniz cezayı) belirli bir süre erteleyerek, sizleri (tevbe etmeye) çağırıyor. Onlar şöyle cevapladılar: "Siz de bizim gibi ölümlü bir insandan başkası değilsiniz. Siz bizi babalarımızın öteden beri tapa geldiği şeylerden vazgeçirmek istiyorsunuz. Madem öyle, bize apaçık bir belge getirsenize!"
Erhan Aktaş Kerim Kur'an
Resulleri dedi ki: "Göklere ve yere belli bir fıtrat[1] veren, sizi, suçlarınızı bağışlamak için çağıran ve belirlenmiş bir ecele[2] kadar sizi erteleyen Allah hakkında mı kuşkudasınız?" Dediler: "Siz de ancak bizim gibi sadece bir beşersiniz.[3] Atalarımızın kulluk ettiklerinden bizi çevirmek istiyorsunuz. Öyleyse açık bir sultan[4] getirin!"
Erhan Aktaş (Eski Baskı) Kerim Kur'an
Rasulleri dedi ki: "Göklere ve yere belli bir fıtrat veren[1], sizi, suçlarınızı bağışlamak için çağıran ve belirlenmiş bir ecele[2] kadar sizi erteleyen Allah hakkında mı kuşkudasınız?" Dediler: "Siz de ancak bizim gibi sadece bir insansınız. Atalarımızın kulluk ettiklerinden bizi alıkoymak istiyorsunuz. Öyleyse açık bir sultan[3] getirin!"
Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim Gerçek
Elçiler, onlara, şöyle dediler: "Gökleri ve yeryüzünü Yoktan Yaratan Allah hakkında kuşku mu var? Suçlarınızı bağışlamak için sizi çağırıyor ve belirlenmiş bir süreye dek sizi erteliyor!" Dediler ki: "Siz de bizler gibi yalnızca bir insanoğlusunuz. Atalarımızın hizmet ettiklerini bırakmamızı istiyorsunuz. Öyleyse bize, apaçık bir kanıt getirin!"
Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı Meali
Elçiler de "Göklerin ve yerin yaratıcısı olan Allah hakkında şüphe mi olur?" demişlerdi. O sizi, günahlarınızı örtmek ve o belirlenmiş ecelinize[1] kadar yaşatmak için çağırıyor." Onlar ise "Siz de tıpkı bizim gibi bir insansınız, aslında atalarımızın kulluk ettiği şeyden bizi çevirmek istiyorsunuz, o halde bize boyun eğdirecek açık bir delil getirin" demişlerdi.
Edip Yüksel Mesaj: Kuran Çevirisi
Elçileri: "Gökleri ve yeri yarıp yaratan ALLAH'tan mı kuşkulanıyorsunuz? Günahlarınızı bağışlamak için sizi çağırıyor ve size belli bir süre tanıyor" dediler. Onlar da, "Siz, ancak bizim gibi insanlarsınız, atalarımızın hizmet etmekte olduğu şeyden bizi çevirmek istiyorsunuz. Bize açık bir yetki belgesi getiriniz" dediler.
Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir
Elçileri şöyle demişti: "Gökleri ve yeri yoktan yaratan[1] Allah hakkında şüphe mi var? (Oysa) O, sizin günahlarınızdan bir kısmını bağışlamak ve sizi belirlenmiş bir vakte kadar ertelemek için sizi (gerçeğe) çağırıyor." Onlar da şöyle demişlerdi: "Siz de ancak bizim gibi bir insansınız.[2] Siz bizi atalarımızın tapmış olduğu şeylerden döndürmek istiyorsunuz.[3] (Öyleyse) bize apaçık bir delil getirin!"
Əlixan Musayev
Elçiləri (onlara) dedilər: “Göyləri və yeri yaradan Allaha şəkk etməkmi olar? O, günahlarınızı bağışlamaq və sizə müəyyən vaxta qədər möhlət vermək üçün sizi (iman gətirməyə) çağırır”. Onlar dedilər: “Siz də bizim kimi ancaq bir insansınız. Bizi atalarımızın ibadət etdiklərindən döndərmək istəyirsiniz. Elə isə bizə açıq-aydın bir dəlil gətirin”.
Bünyadov-Məmmədəliyev
Peyğəmbərləri də (onlara) belə cavab vermişdilər: “Məgər göyləri və yeri yaradan Allaha da şübhə etmək olarmı?! (Allah) günahlarınızı bağışlamaq və sizə müəyyən bir vaxta qədər (ömrünüzün sonuna kimi) möhlət vermək (sizi əzabla deyil, öz əcəlinizlə öldürmək) üçün imana dəvət edir”. Onlar demişdilər: “Siz də bizim kimi adi bir insansınız. Bizi atalarımızın ibadət etdiklərindən (bütlərdən) döndərmək istəyirsiniz. (Əgər bacarırsınızsa, sizin ibadət etdiyiniz Allahın haqq, bizim tapındığımız bütlərin isə batil olmasını sübut edən) açıq-aşkar bir dəlil gətirin!”
Ələddin Sultanov
Peyğəmbərləri (onlara) belə dedilər: “Göyləri və yeri yaradan Allah haqqında şübhəmi edirsiniz?! O sizin günahlarınızı bağışlamaq və sizə müəyyən bir vaxta qədər möhlət vermək üçün sizi (haqq dinə) çağırır”. Onlar isə belə dedilər: “Siz də bizim kimi bir insansınız. Bizi atalarımızın ibadət etdiklərindən döndərmək istəyirsiniz. (Əgər sizin dediyiniz doğrudursa,) bizə açıq-aşkar bir dəlil gətirin!”
Rashad Khalifa The Final Testament
Their messengers said, "Do you have doubts about GOD; the Initiator of the heavens and the earth? He invites you only to forgive your sins, and to give you another chance to redeem yourselves." They said, "You are no more than humans like us, who want to repel us from the way our parents used to worship. Show us some profound authority."
The Monotheist Group The Quran: A Monotheist Translation
Their messengers said: "Is there doubt regarding God, the initiator of the heavens and the earth? He invites you so that He may forgive some of your sins, and delay you to an appointed term." They said: "You are merely human beings like us; you wish to turn us away from what our fathers used to serve. So come to us with a clear proof."
Edip-Layth Quran: A Reformist Translation
Their messengers said, "Is there doubt regarding God, the initiator of the heavens and the earth? He invites you so that He may forgive some of your sins, and grant you until a predetermined time." They said, "You are but humans like us, you wish to turn us away from what our fathers used to serve. So come to us with clear authority."
Mustafa Khattab The Clear Quran
Their messengers asked ˹them˺, "Is there any doubt about Allah, the Originator of the heavens and the earth? He is inviting you in order to forgive your sins, and delay your end until your appointed term."[1] They argued, “You are no more than humans like us! You ˹only˺ wish to turn us away from what our forefathers worshipped. So bring us some compelling proof.”
Al-Hilali & Khan
Their Messengers said: "What! Can there be a doubt about Allâh, the Creator of the heavens and the earth? He calls you (to Monotheism and to be obedient to Allâh) that He may forgive you of your sins and give you respite for a term appointed." They said: "You are no more than human beings like us! You wish to turn us away from what our fathers used to worship. Then bring us a clear authority (i.e. a clear proof of what you say)."
Abdullah Yusuf Ali
Their messengers said: "Is there a doubt about Allah, The Creator of the heavens and the earth? It is He Who invites you, in order that He may forgive you your sins and give you respite for a term appointed!" They said: "Ah! ye are no more than human, like ourselves! Ye wish to turn us away from the (gods) our fathers used to worship: then bring us some clear authority."
Marmaduke Pickthall
Their messengers said: Can there be doubt concerning Allah, the Creator of the heavens and the earth? He calleth you that He may forgive you your sins and reprieve you unto an appointed term. They said: Ye are but mortals like us, who would fain turn us away from what our fathers used to worship. Then bring some clear warrant.
Abul A'la Maududi Tafhim commentary
Their Messengers said: "Can there be any doubt about Allah, the Creator of the heavens and the earth?[1] He invites you that He may forgive you your sins and grant you respite till an appointed term."[2] They replied: "You are only a human being like ourselves. You seek to prevent us from serving those whom our forefathers have been serving all along. If that is so, produce a clear authority for it."[3]
Taqi Usmani
Their prophets said, "Is it in Allah that you have some doubt, who is the Creator of the heavens and the earth? He calls you, so that He may forgive you some of your sins and give you respite up to a specified term." They said, “You are no more than a human being like us. You want to prevent us from what our forefathers used to worship. So, bring us some clear authority.”
Abdul Haleem
Their messengers answered, ‘Can there be any doubt about God, the Creator of the heavens and earth? He calls you to Him in order to forgive you your sins and let you enjoy your life until the appointed hour.’ But they said, ‘You are only men like us. You want to turn us away from what our forefathers used to worship. Bring us clear proof then, [if you can].’
Mohamed Ahmed - Samira
Said their apostles: "Can there be doubt about God, the originator of the heavens and the earth? He calls you to forgive some of your sins, and give you respite for a time ordained. " They said: "You are only men like us, and yet you wish to turn us away from what our fathers worshipped. Bring to us then a clear proof."
Muhammad Asad
Said the apostles sent unto them: "Can there be any doubt about [the existence and oneness of] God, the Originator of the heavens and the earth? It is He who calls unto you, so that He may forgive you [whatever is past] of your sins and grant you respite until a term [set by Him is fulfilled]. " [But] they replied: "You are nothing but mortal men like ourselves! You want to turn us away from what our forefathers were wont to worship: well, then, bring us a clear proof [of your being God's message-bearers]!"
Abdel Khalek Himmat Al- Muntakhab
Their Messengers said to them: Do you people involve Allah in doubt when it is He who generated the heavens and the earth and brought them into existence and He invites you to His system of faith and worship so that you qualify to receive His blessings and the forgiveness of your sins! He grants you respite to confess yourselves mistaken and your punishment He puts in respite up to a predetermined point of time. They said: "But you are simply mortals like us and you just want us to turn our backs upon the gods our fathers held in holy reverence and veneration! Give us then solid evidence that convinces our minds and tends to prove the conclusion."
Progressive Muslims
Their messengers said: "Is there doubt regarding God, the initiator of the heavens and the Earth He invites you so that He may forgive some of your sins, and grant you until a predetermined time. " They said: "You are but humans like us, you wish to turn us away from what our fathers used to serve. So come to us with clear proof."
Shabbir Ahmed
Their Messengers said, "Can there be any doubt about Allah, the Initiator of the Highs and the Lows? He only calls you that He may grant you the protection of His forgiveness, to save you from trailing behind in humanity and to sustain your community for a long time. " They said, "You are but mortals like us! You want us to turn away from the way our ancestors used to worship. Then bring us a convincing miracle?" (Allah is far too Glorious from feeling offended by idol worship in any form. But submitting to false deities and 'authorities' is the root cause of inequities in any society, such as superstition, exploitation, ritualism and division of humanity into castes and sects, and the resulting violation of human rights. That is why all Messengers of God began their mission by calling people to the worship and obedience of the One True God).
Syed Vickar Ahamed
Their messengers (from Allah) said: "Is there a doubt about Allah, the Creator of the heavens and the earth? It is He, Who invites you, so that He may forgive you for your sins and give you relief for a fixed time!" They said: "Oh! You are not any more than a human (being), like ourselves! You want to turn us away from the (gods) our fathers worshipped: Then bring us some clear authority. "
Sahih International (Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
Their messengers said, "Can there be doubt about Allah, Creator of the heavens and earth? He invites you that He may forgive you of your sins, and He delays your death for a specified term. " They said, "You are not but men like us who wish to avert us from what our fathers were worshipping. So bring us a clear authority."
Ali Quli Qarai
Their apostles said, ‘Is there any doubt about Allah, the originator of the heavens and the earth?! He calls you to forgive you a part of your sins, and grants you respite until a specified time. ’ They said, ‘You are nothing but humans like us who desire to bar us from what our fathers used to worship. So bring us a manifest authority.’
Bijan Moeinian
Their prophets said: "Do you have doubt about the Lord who has initiated the heavens and the earth? What is wrong about His willingness to forgive your sins and giving you a second chance from now till the rest of your life [so that you prove that you deserve His generosity?" The disbelievers replied: “Who are you? You are nothing but human beings like us. You simply want to change our way of life (as it is fashionable today to refer to as American way of life in the U.S.) and deprive us of what our forefathers have worshipped in their wisdom. If you are truthful, come up with a miracle in support of your claims.”
George Sale
Their apostles answered, is there any doubt concerning God, the creator of heaven and earth? He inviteth you to the true faith that He may forgive you part of your sins, and may respite your punishment, by granting you space to repent, until an appointed time. They answered, ye are but men, like unto us: Ye seek to turn us aside from the gods which our fathers worshipped; wherefore bring us an evident demonstration by some miracle, that ye speak truth.
Mahmoud Ghali
Their Messengers said, "Is there any doubt regarding Allah, The Originator (Literally: Renderer; i. e., creator) of the heavens and the earth? He calls you that He may forgive you (some) of your guilty deeds and to defer you to a stated term." They said, "Decidedly you are nothing except mortals like us; you would (like) to bar us from what our fathers were worshiping; then come up to us with an evident all-binding authority."
Amatul Rahman Omar
Their Messengers (of God) said, `Is there any doubt about Allâh, the Originator of the heavens and the earth? He calls you (to Himself) that He may protect you against your sins and grant you respite till an appointed time (to the end of your lives). ' They said, `You are nothing but a human being like ourselves. You desire to stop us from (worshipping) that our fathers have been worshipping, well better bring us some manifest authority.'
E. Henry Palmer
Their apostles said, 'Is there doubt about God, the originator of the heavens and the earth? He calls you to pardon you for your sins, and to respite you until an appointed time. ' They said, 'Ye are but mortals like ourselves; ye wish to turn us from what our fathers used to serve. Bring us, then, obvious authority!'
Hamid S. Aziz
Their Messengers said, "Is there doubt about Allah, the originator of the heavens and the earth? He calls you to pardon you for your sins, and to reprieve you unto an appointed term. " They said, "You are but mortals like ourselves; you wish to turn us from what our fathers used to serve. Bring us, then, clear authority!"
Arthur John Arberry
Their Messengers said, 'Is there any doubt regarding God, the Originator of the heavens and the earth, who calls you so that He may forgive you your sins, and defer you to a term stated?' They said, 'You are nothing but mortals, like us; you desire to bar us from that our fathers served; then bring us a manifest authority. '
Aisha Bewley
Their Messengers said, ‘Is there any doubt about Allah, the Bringer into Being of the heavens and the earth? He summons you to forgive you for your wrong actions and to defer you until a specified time. ’ They said, ‘You are nothing but human beings like ourselves who want to debar us from what our fathers worshipped; so bring us a clear authority.’
Sam Gerrans The Qur'an: A Complete Revelation
Their messengers said: “Can there be about God any doubt: the Creator of the Heavens and the Earth? He calls you, that He will forgive you of your transgressions, and delay you to a stated term.” They said: “You are only mortals like us, who would turn us away from what our fathers served. So bring us a clear authority.”
Эльмир Кулиев
Посланники говорили им: "Неужели вы сомневаетесь в Аллахе — Творце небес и земли? Он призывает вас, чтобы простить ваши грехи и предоставить вам отсрочку до назначенного времени". Они говорили: "Вы — такие же люди, как и мы. Вы хотите увести нас от того, чему поклонялись наши отцы. Приведите же нам ясное доказательство".