12.
Yusuf Suresi
110. ayet
Ali Bulaç
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Öyle ki elçiler, umutlarını kesip de, artık onların gerçekten yalanladıklarını sandıkları bir sırada onlara yardımımız gelmiştir; biz kimi dilersek o kurtulmuştur. Suçlu, günahkarlar topluluğundan zorlu azabımız kesin olarak geri çevrilmeyecektir.
حَتّٰٓى اِذَا اسْتَيْـَٔسَ الرُّسُلُ وَظَنُّٓوا اَنَّهُمْ قَدْ كُذِبُوا جَٓاءَهُمْ نَصْرُنَاۙ فَنُجِّيَ مَنْ نَشَٓاءُۜ وَلَا يُرَدُّ بَأْسُنَا عَنِ الْقَوْمِ الْمُجْرِم۪ينَ
Hatta izestey'eser rusulu ve zannu ennehum kad kuzibu caehum nasruna fe nucciye men neşa', ve la yureddu be'suna anil kavmil mucrimin.
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Öyle ki elçiler, umutlarını kesip de, artık onların gerçekten yalanladıklarını sandıkları bir sırada onlara yardımımız gelmiştir; biz kimi dilersek o kurtulmuştur. Suçlu, günahkarlar topluluğundan zorlu azabımız kesin olarak geri çevrilmeyecektir.
Türkçe Kur'an Çözümü
Ta ki Rasuller ümitlerini yitirdiler ve (azap uyarıları gerçekleşmeden önce) zannettiler ki kendileri yalanlandılar, (işte o zaman) nusretimiz onlara geldi. . . Dilediğimiz kimseler kurtarıldı. . . Suçlular toplumundan azabımız geri çevrilmez.
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Nihayet peygamberler ümitlerini yitirip de kendilerinin yalancı sanıldıklarını anladıklarında, onlara yardımımız gelir ve dilediğimiz kimse kurtuluşa erdirilir. Suçlular topluluğundan azabımız asla geri çevrilmez.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
Nihayet peygamberler ümitlerini kesecek hale gelip yalanlandıklarını düşündükleri sırada, onlara yardımımız geldi de, böylece dilediğimiz kimseler kurtuluşa erdirildi. Azabımız ise, suçlular topluluğundan geri çevrilemez.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Ne zaman ki elçiler umutlarını kestiler ve kendilerinin yalancı çıkarıldığını sandılar, işte o zaman onlara zaferimiz geldi. Nitekim, dilediğimiz kurtulur. Azabımız suçlular topluluğundan geri çevrilemez.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Nihayet Peygamberler ümidlerini kesecek hale geldikleri ve onlar yalana çıkarıldılar zannettikleri vakıt onlara nusratımız geldi de dilediklerimiz necata irdirildi, mücrimler güruhundan ise azabımız giri döndürülmez
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
Hatta o peygamberler (kavmlerinin imanından) ümidlerini kesib de onların (va'd edildikleri nusret-i ilahiyye hususunda) muhakkak yalana çıkarıldıklarını zannetdikleri sırada onlara nusretimiz yetişib gelmiş, biz kimi dilersek o (ya'ni peygamberler ve tabileri) kurtuluşa erdirilmişdir. Günahkarlar güruhundan ise azabımız asla döndürülmeyecekdir.
Kur'an Mesajı
(Önceki elçilerimizin hepsi uzun süre zulüm ve baskıya uğramışlardır;) nihayet bu elçiler neredeyse bütün ümitlerini kaybettikleri ve büsbütün yalancılıkla damgalandıklarını gördükleri bir sırada Bizim yardımımız kendilerine ulaşmıştır; ve böylece dilediğimizi kurtarmışızdır (hakkı inkar edenleri ise yok etmişizdir): çünkü azabımız günaha gömülüp gitmiş insanlardan asla geri çevrilemez.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Peygamberler ümitsizliğe düşüp, yalanlandıklarını gördükleri bir anda kendilerine yardımımız gelmiştir. Böylece, istediğimizi kurtarırız. Azabımız suçlu milletten geri döndürülemez.
Kuran-ı Kerim ve Meali
O müşrikler kendilerine mühlet verilmesine aldanmasınlar. Daha öncekilere de böyle fırsat verilmişti. Ne zaman ki peygamberler, toplumlarının imana gelmelerinden ümitlerini kesecek raddeye gelir ve toplumları da peygamberlerinin kendilerini aldattığı zannına kapılırlar, işte o zaman onlara yardımımız ulaşır, inkarcılar helak olur, dilediğimiz kimseler kurtulur. Çünkü (uzun vadede) cezamız, suçlu toplumlardan hiçbir surette geri çevrilmez.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
(Bir süre serbest bırakılmalarına aldanmasınlar. Kendilerinden önce gelenlere de öyle fırsat verilmişti. Fakat) Ne zaman ki, elçiler umutlarını kestiler ve kendilerinin yalana çıkarıldıklarını (kafirlere karşı kendilerine yapılacağı va'dedilen yardımın yapılmayacağını) sandılar, işte o zaman onlara yardımımız geldi ve dilediğimiz kimseler kurtarıldı. Azabımız suçlular topluluğundan asla geri çevrilmez.
Kur'an-ı Kerim Meali
Ne zaman ki resuller ümitsizliğe düşüp yalanlandıkları kanısına vardılar, işte o zaman yardımımız kendilerine ulaştı da dilediklerimiz kurtarıldı. Azabımız suçlular topluluğundan geri çevrilemez.
Hayat Kitabı Kur’an
(Önceki) peygamberler (öylesine zorlandılar ki), en sonunda neredeyse (toplumlarına ilişkin) tüm umutlarını yitirdiler; artık iyiden iyiye yalanla(n)dıklarını düşünmeye başlayınca, yardımımız kendilerine ulaştı; sonuçta dilediğimizi kurtuluşa ulaştırmışızdır; fakat azabımız günaha gömülüp gitmiş bir toplumdan asla geri çevrilmez.
Kerim Kur'an
Ne zaman ki resuller, yalanlanmalarının bitmeyeceği kanaatine varıp ümitlerini iyice yitirince, onlara yardımımız ulaştı. Sonra da dilediklerimiz kurtarıldı. Azabımız, suçlu halklardan geri çevrilmez.
Kerim Kur'an
Ne zaman ki rasuller, yalanlanmalarının bitmeyeceği kanaatine varıp ümitlerini iyice yitirince, onlara yardımımız ulaştı. Sonra da dilediklerimiz kurtarıldı. Azabımız, suçlular topluluğundan geri çevrilmez.
Kur'an-ı Kerim Gerçek
Öyle ki, elçiler umutlarını yitirdiklerinde ve yalancı çıkarıldıklarını düşündüklerinde, yardımımız geldi ve dilediğimiz kimseler kurtarıldı. Cezamız ise suçlular toplumundan geri çevrilmez.
Süleymaniye Vakfı Meali
O elçiler umutlarını kesmiş ve yalancı yerine konuldukları kanaatine varmışlarsa yardımımız gelir, sonra tercih ettiğimizi kurtarırız. Azabımız, suçlular topluluğundan engellenemez.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Ne zaman ki elçiler umutlarını kestiler ve kendilerinin yalancı çıkarıldığını sandılar, işte o zaman onlara zaferimiz geldi. Nitekim, dilediğimiz kurtulur. Azabımız suçlular topluluğundan geri çevrilemez.
Kur’an Meal-Tefsir
Sonunda elçiler ümitlerini yitirip de kendilerinin (ümmetleri tarafından) yalanlandıklarını kesin olarak anladıkları sırada[1] onlara yardımımız gelmiş[2]ve dilediğimiz kimse(ler) kurtarılmıştır. Azabımız, suçlular topluluğundan geri döndürülemez.
The Final Testament
Just when the messengers despair, and think that they had been rejected, our victory comes to them. We then save whomever we choose, while our retribution for the guilty people is unavoidable.
The Quran: A Monotheist Translation
Then, when the messengers gave up, and they thought that they have been denied, Our victory came to them. We then save whom We wish, and Our punishment cannot be swayed from the wicked people.
Quran: A Reformist Translation
Then, when the messengers gave up, and they thought that they have been denied, Our victory came to them. We then save whom We wish, and Our punishment cannot be swayed from the wicked people.
The Clear Quran
And when the messengers despaired and their people thought the messengers had been denied help, Our help came to them ˹at last˺. We then saved whoever We willed, and Our punishment is never averted from the wicked people.
Tafhim commentary
(It also happened with the earlier Messengers that for long they preached and people paid no heed) until the Messengers despaired of their people, and the people also fancied that they had been told lies (by the Messengers), then suddenly Our help came to the Messengers. And when such an occasion comes We rescue whom We will; as for the guilty, Our chastisement cannot be averted from them.
Al- Muntakhab
Our Messengers O Muhammad do face hardships and difficulties, adversities and distresses to the extent that they give up hope of their followers' constancy and begin to think that they take them for impostors. There and then the turning point is reached and Our help comes in good time. We deliver whom We will and punish whom We will and never is Our retributive punishment averted from those who grow daily more and more wicked.
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
[They continued] until, when the messengers despaired and were certain that they had been denied, there came to them Our victory, and whoever We willed was saved. And Our punishment cannot be repelled from the people who are criminals.