11. Hud Suresi 82. ayet Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı

Böylece emrimiz geldiği zaman, üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş, istif edilmiş taşlar yağdırdık;
فَلَمَّا جَٓاءَ اَمْرُنَا جَعَلْنَا عَالِيَهَا سَافِلَهَا وَاَمْطَرْنَا عَلَيْهَا حِجَارَةً مِنْ سِجّ۪يلٍۙ مَنْضُودٍۙ
Fe lemma cae emruna cealna aliyeha safileha ve emtarna aleyha hicareten min siccilin mendud.
Ayetbul | Kuran Mealleri | Quran | Hud suresi 82. ayet

Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Böylece emrimiz geldiği zaman, üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş, istif edilmiş taşlar yağdırdık;
Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an Çözümü
Emrimiz geldiği vakit oranın üstünü altına getirdik ve üzerlerine mendud (istiflenmiş) siccilden (pişirilmiş, taşlaşmış çamur) taşlar (muhtemelen volkanik patlama sonucu oluşan lavlar) yağdırdık.
Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Emrimiz gelince, oranın altını üstüne getirdik ve üzerlerine sağanak halinde balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık.
Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
(82-83) (Azap) emrimiz gelince oranın altını üstüne getirdik. Üzerine de Rabbinin katında işaretlenmiş pişirilmiş balçıktan taşlar yağdırdık. Bunlar zalimlerden uzak değildir.
Edip Yüksel (Eski Baskı) Mesaj: Kuran Çevirisi
Emrimiz gelince onun üstünü altına getirdik, üzerlerine sertleşmiş kat kat taş yağdırdık.
Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Vakta ki emrimiz geldi o memleketin üstünü altına geçirdik ve üzerlerine istif edilmiş siccilden taşlar yağdırdık
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Emrimiz geldiğinde, o memleketin üstünü altına geçirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş istif taşlar yağdırdık.
Gültekin Onan
Böylece buyruğumuz geldiği zaman, üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş, istif edilmiş taşlar yağdırdık.
Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
(82-83) Vaktaki (azab) emrimiz geldi, (o memleketin) üstünü altına getirdik ve tepelerine balçıkdan pişirilmiş, istif edilmiş taşlar yağdırdik ki onlar Rabbinin katında hep damgalanmışlardı. Onlar zaalimlerden uzak değildir.
İbni Kesir
Emrimiz gelince; oranın üstünü altına getirdik ve üzerine yığın yığın sert taşlar yağdırdık.
Muhammed Esed Kur'an Mesajı
Ve böylece hükmümüz vaki olunca bu (günahkar şehirlerin) altını üstüne getirdik; ve önceden yazılmış bir cezanın infazı için üzerlerine birbiri ardından püskürtü halinde sert taşlar yağdırdık.
Şaban Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
(82-83) Emrimiz gelince oranın altını üstüne getirdik. Üzerlerine Rabbin katından, işaretli olarak yığın yığın sert taş yağdırdık. Bunlar şimdi de zalimlerden uzak değildir.
Suat Yıldırım Kuran-ı Kerim ve Meali
(82-83) Azap emrimiz gelince o ülkenin üstünü altına çevirdik ve üzerlerine pişirilmiş balçıktan yapılıp istif edilmiş ve Rabbinin nezdinde damgalanmış taşlar yağdırdık. Evet bu taşlar şimdiki zalimlerden de uzak değildir.
Süleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
(Azab) emrimiz gelince oranın üstünü altına getirdik, üzerine de taş yağdırdık: Çamurdan pişmiş, (azab için) hazırlanmış, istif edilmiş.
Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim Meali
Nihayet emrimiz gelince oranın üstünü altına getirdik. Ve üzerlerine, pişirilmiş çamurdan yapılıp istif edilmiş taş yağdırdık.
Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’an
Sonunda emrimizin (infaz) vakti geldi, oranın altını üstüne getirdik ve o coğrafyanın üzerine püskürtü halinde akkor balçıktan taşlar yağdırdık;
Erhan Aktaş Kerim Kur'an
Takdirimizle yaşadıkları yeri alt üst ettik. Üzerlerine pişmiş çamurdan yığınlarca taş yağdırdık.
Erhan Aktaş (Eski Baskı) Kerim Kur'an
Takdirimizle yaşadıkları yeri alt üst ettik. Üzerlerine yığınlarca pişmiş çamurdan taş yağdırdık.
Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim Gerçek
Buyruğumuz geldiği zaman altını üstüne getirdik ve katılaşmış çamurdan istif edilmiş taşları onların üzerine yağdırdık.
Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı Meali
Emrimiz gelince, oranın altını üstüne getirdik. Üzerlerine pişmiş çamurdan üst üste taşlar yağdırdık.
Edip Yüksel Mesaj: Kuran Çevirisi
Emrimiz gelince onun üstünü altına getirdik, üzerlerine sertleşmiş kat kat taş yağdırdık.
Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir
(82, 83) (Azap) emrimiz gelince, oranın üstünü altına getirmiş ve üzerlerine Rabbin katında işaretlenerek[1] (balçıktan) pişirilip istif edilmiş taşlar yağdırmıştık. Onlar (işaretli taşlar), zalimlerden uzak değildir.
Əlixan Musayev
Əmrimiz gəldikdə oranın altını üstünə çevirdik və odda bişmiş gil­ daşları ardıcıl olaraq onların üstünə yağdırdıq.
Bünyadov-Məmmədəliyev
(Lut tayfasının məhvi barəsində) əmrimiz gəldiyi zaman o yurdun altını üstünə çevirdik və üzərinə odda bişmiş (bir-birinə bitişik) bərk daşlar yağdırdıq.
Ələddin Sultanov
Əmrimiz gəldiyi zaman oranın altını üstünə çevirdik və ora odda bişən bərk daşlar yağdırdıq.
Rashad Khalifa The Final Testament
When our judgment came, we turned it upside down, and we showered it with hard, devastating rocks.
The Monotheist Group The Quran: A Monotheist Translation
So when Our command came, We made its highest part become its lowest, and We rained on it with hardened fiery projectiles.
Edip-Layth Quran: A Reformist Translation
So when Our command came, We turned it upside down, and We rained on it with hardened fiery projectiles.
Mustafa Khattab The Clear Quran
When Our command came, We turned the cities upside down and rained down on them clustered stones of baked clay,
Al-Hilali & Khan
So when Our Commandment came, We turned (the towns of Sodom in Palestine) upside down, and rained on them stones of baked clay, in a well-arranged manner one after another;
Abdullah Yusuf Ali
When Our Decree issued, We turned (the cities) upside down, and rained down on them brimstones hard as baked clay, spread, layer on layer,-
Marmaduke Pickthall
So when Our commandment came to pass We overthrew (that township) and rained upon it stones of clay, one after another,
Abul A'la Maududi Tafhim commentary
And when Our command came to pass, We turned the town upside down, and rained on it stones of baked clay, one on another,[1]
Taqi Usmani
So, when Our command came to pass, We turned their habitations upside down, and rained on it stones of hard clay, one over another
Abdul Haleem
And so when what We had ordained came about, We turned their town upside down and rained down stones of baked clay on it, layer upon layer,
Mohamed Ahmed - Samira
So when the decreed moment arrived, We turned the habitations upside down, and rained upon them stones of hardened lava in quick succession,
Muhammad Asad
And so, when Our judgment came to pass, We turned those [sinful towns] upside down, and rained down upon them stone-hard blows of chastisement pre-ordained. one upon another,
Abdel Khalek Himmat Al- Muntakhab
When Our command came to pass, We turned those cities - Sodom and Gomorrah- upside down and rained them with fire and successive brimstones as hard as baked clay.
Progressive Muslims
So when Our command came, We turned it upside down, and We rained on it with rocks made from hardened clay.
Shabbir Ahmed
And so, when Our Command came to pass, We brought low the highly arrogant towns (Sodom and Gomorrah), and rained down upon them hard devastating rocks (from the volcano).
Syed Vickar Ahamed
So when Our Commandment came forth, We turned (their cities) upside down, and sent down upon them rains of stones: hard as baked clay, spread, layer upon layer—
Sahih International (Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
So when Our command came, We made the highest part [of the city] its lowest and rained upon them stones of layered hard clay, [which were]
Ali Quli Qarai
So when Our edict came, We made its topmost part its nethermost, and We rained on it stones of laminar shale,
Bijan Moeinian
When the time arrived, I turned the town upside down [by an earthquake] and showered them with baked clay type of stones (probably caused by a volcanic eruption) one after another.
George Sale
And when our command came, We turned those cities upside down, and We rained upon them stones of baked clay, one following another,
Mahmoud Ghali
So as soon as Our Command came, We turned it upside-down (Literally: We made its highest lowest) and rained on it stones of baked clay tiered, (one on another).
Amatul Rahman Omar
So when Our command (about the punishment) came to pass We turned those (townships) upside down and We rained upon them, layer upon layer, with many stones of petrified clay,
E. Henry Palmer
And when our bidding came, we made their high parts their low parts. And we rained down upon them stones and baked clay one after another,
Hamid S. Aziz
(The messengers) said, "O Lot! Verily, we are the messengers of your Lord. They shall certainly not reach you; now travel with your people in the darkness of the night, and let none of you look round. But your wife (will do so), and there shall befall her what befalls them. Verily, their appointment is for the morning! And is not the morning nigh?"
Arthur John Arberry
So when Our command came, We turned it uppermost nethermost, and rained on it stones of baked clay, one on another,
Aisha Bewley
When Our command came, We turned their cities upside down and rained down on them stones of hard baked clay,
Sam Gerrans The Qur'an: A Complete Revelation
And when Our command came, We utterly overthrew it, and rained upon it stones of baked clay, piled up in layers,
Эльмир Кулиев
Когда же явилось Наше веление, Мы перевернули вверх дном их селения и последовательно обрушили на них каменья из обожженной глины,