10.
Yunus Suresi
26. ayet
Ali Bulaç
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Güzellik yapanlara daha güzeli ve fazlası vardır. Onların yüzlerini ne bir karartı sarar, ne bir zillet, işte onlar cennetin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır.
لِلَّذ۪ينَ اَحْسَنُوا الْحُسْنٰى وَزِيَادَةٌۜ وَلَا يَرْهَقُ وُجُوهَهُمْ قَتَرٌ وَلَا ذِلَّةٌۜ اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ الْجَنَّةِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ
Lillezine ahsenul husna ve ziyadeh, ve la yerheku vucuhehum katerun ve la zilleh, ulaike ashabul cenneh, hum fiha halidun.
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Güzellik yapanlara daha güzeli ve fazlası vardır. Onların yüzlerini ne bir karartı sarar, ne bir zillet, işte onlar cennetin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır.
Türkçe Kur'an Çözümü
İhsan ehline, daha güzeli ve fazlası vardır. . . Onların vechlerini (yüzlerini - şuurlarını) ne kara toz zerresi (bencillik), ne de (hakikatlerinden ayrı düşmenin getirisi olan) zillet kaplar. . . Onlar sonsuza dek cennet ehlidirler!
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Güzel davrananlara daha güzel karşılık, bir de daha fazlası vardır. Onların yüzlerine ne bir kara leke bulaşır ne de bir zillet. İşte onlar cennet ehlidirler. Onlar, orada süreli kalacaklardır.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
Güzel iş yapanlara (karşılık olarak) daha güzeli ve bir de fazlası vardır. Onların yüzlerine ne bir kara bulaşır, ne de bir zillet. İşte onlar cennetliklerdir ve orada ebedi kalacaklardır.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Güzel davrananlara daha fazlası vardır. Yüzlerini ne bir yoksunluk ne de bir aşağılanma duygusu kaplar. Onlar cennet halkıdır. Orada ebedi kalıcıdırlar.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Hasenat yapanlara husna bir de ziyade var, ve yüzlerine ne bir kara bulaşır ne zillet, onlar eshabı Cennet hep orada muhalleddirler
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
İyi iş, güzel amel yapanlara ("ihsan" mertebesine erenlere) daha güzel iyilik, bir de ziyade vardır. Onların yüzlerine ne bir toz (karalık) bulaşır, ne de bir horluk kaplar. Onlar cennetin yaranıdırlar ki kendileri onun için ebedi kalıcıdırlar.
Kur'an Mesajı
İyi ve yararlı işler yapmakta sebatlı olanları (karşılık olarak) daha iyisi ve ondan da fazlası beklemektedir. (Kıyamet Günü'nde) onların yüzlerini ne bir kararma, ne de bir aşağılanma gölgelemeyecektir: İşte bunlardır cennetlikler; orada ebedi kalacak olanlar.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
İyi davrananlara, daha iyisi ve bir fazlası vardır. Onların yüzlerini karartı ve zillet bürümez. Onlar cennet dostlarıdır, onlar orada ebedidirler.
Kuran-ı Kerim ve Meali
İyi ve güzel davranışlarda bulunanlara en güzel mükafat yani cennet ile daha da fazlası olarak Allah'ın cemalini görmek var. Onların yüzlerine ne bir leke bulaşır, ne de bir zillet! İşte onlar cennetliktir. Onlar orada ebedi kalacaklardır.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Güzel davrananlara daha güzel karşılık ve fazlası var. Onların yüzlerine ne bir kara bulaşır, ne de horluk. İşte onlar cennet halkıdır, orada ebedi kalacaklardır.
Kur'an-ı Kerim Meali
Güzel düşünüp güzel davrananlara güzellik var. Dahası da var. Onların yüzlerine kara da bulaşmaz, zillet de... Cennetin dostlarıdır onlar; sürekli kalıcıdırlar orada.
Hayat Kitabı Kur’an
İyi ve yararlı davranmakta sebat gösterenlere (karşılık olarak) ondan daha iyisi ve (kat kat) fazlası var. Dahası (o gün) onların ne yüzleri kara çıkar, ne de onursuzluktan başları eğilir: işte bunlar Cennet'in sakinleridir; orada yerleşip kalmak üzre girerler.
Kerim Kur'an
İyi ve güzel davrananlar için daha güzeli ve fazlası var. Onların, yüzleri ne kararır ne de hor görülmekten kızarır. Onlar, Cennet halkıdır. Orada sürekli kalıcıdırlar.
Kerim Kur'an
İyi ve güzel davrananlar için daha güzeli ve fazlası var. Onların, yüzleri ne kararır ne de hor görülmekten kızarır. Onlar, Cennet halkıdır. Orada sürekli kalıcıdırlar.
Kur'an-ı Kerim Gerçek
Güzel davrananlara, daha güzeli ve ondan da çoğu vardır. Onların yüzünü, ne bir kararma ne de bir aşağılanma kaplamaz. Cennetin yoldaşları, işte onlardır. Sürekli orada kalacaklardır.
Süleymaniye Vakfı Meali
Güzel davrananlara da daha güzeli ve fazlası vardır. Yüzleri ne kararacak ne de kızaracaktır. İşte bunlar cennet ahalisidir; onlar orada ölümsüzdürler.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Güzel davrananlara daha fazlası vardır. Yüzlerini ne bir yoksunluk ne de bir aşağılanma duygusu kaplar. Onlar bahçe halkıdır. Orada ebedî kalıcıdırlar.
Kur’an Meal-Tefsir
Güzel davrananlara daha güzel karşılık, bir de fazlası vardır. Onların yüzlerine herhangi bir toz (leke) ve aşağılanma bulaşmaz.[1] İşte onlar cennet halkıdır; orada ebedî kalacaklardır.
The Final Testament
For the righteous, the reward will be multiplied manifold. Their faces will never experience any deprivation or shame. These are the dwellers of Paradise; they abide therein forever.
The Quran: A Monotheist Translation
For those who do good will be good and more, and their faces will not be darkened or humiliated. These are the people of the Paradise, in it they will abide.
Quran: A Reformist Translation
For those who promote reforms will be good and more, and their faces will not be darkened or humiliated. These are the people of paradise, in it they will abide.
The Clear Quran
Those who do good will have the finest reward[1] and ˹even˺ more.[2] Neither gloom nor disgrace will cover their faces. It is they who will be the residents of Paradise. They will be there forever.
Tafhim commentary
For those who do good there is good reward and more besides;[1] neither gloom nor humiliation shall cover their faces. They are the people of the Garden and in it they shall abide.
Al- Muntakhab
A world in the August presence where He shall requite those who vested their deeds with wisdom and piety with more than they expect; more than what is commensurate with their pious deeds. Never shall their faces be overlaid with unbroken and oppressing, mournful and painful gloom nor with humiliation and shame; these are the inmates of Paradise wherein they wit have passed through nature to Eternity.
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
For them who have done good is the best [reward] and extra. No darkness will cover their faces, nor humiliation. Those are companions of Paradise; they will abide therein eternally