24.
Nur Suresi
Elmalılı Hamdi Yazır
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
1. Bir Sure ki indirdik ve farz kıldık hem içinde açık açık ayetler indirdik gerek ki beller tutarsınız
2. Zaniye ve zani, hemen bunlardan her birine yüz değnek vurun, Allahın dininde bunlara bir acıyacağız tutmasın, Allaha ve Ahıret gününe gerçekten inanıyorsanız, hem mü'minlerden bir taife azablarına şahid olsun
3. Zani bir zaniye veya müşrikeden başkasını nikah etmez, zaniye, onu da bir zani veya müşrikten başkası nikah etmez, mü'minlere ise bu haram kılındı.
4. Irz ehli kadınlara atan, sonra dört şahid getirmiyen kimselere de seksen değnek vurun ve ebeda bunların şehadetini kabul etmeyin, bunlar öyle fasıklerdir
6. Zevcelerine atan kendi nefislerinden başka şahidleri de olmıyan kimseler ise her biri şöyle şehadet etmelidir: dört şehadet "billahi kendisi şübhesiz sadıklardan" diye
10. Ya olmasa idi üzerinizde Allahın fadl-ü rahmeti!... Ve hakıkat Allahın hakim bir tevvab olması!...
11. Haberiniz olsun ki ifk ile gelenler içinizden bir takımdır; onu hakkınızda bir şer sanmayın, belki o, hakkınızda bir hayırdır, onlardan her kişiye o vebalden kazandığı, büyüğüne tesaddi eden, ona da büyük bir azab vardır
12. Ne vardı onu işittiğiniz vakıt erkek ve kadın mü'minler kendi kendilerine husni zann etselerdi de bu açık bir ifktir deselerdi ya
13. Ona dört şahid getirselerdi ya, mademki şahid getiremediler o halde onlar Allah ındinde yalancılardan ıbarettirler
14. Eğer Dünya ve Ahırette Allahın fadl-ü rahmeti üzerinizde olmasa idi o daldığınız yaygarada size mutlak büyük bir azab dokunurdu
15. O sırada ki dillerinizle telakkı ediyordunuz ve ağızlarınızla hiç bir ılminiz olmıyan bir şey söyleyor ve onu kolay sanıyordunuz, halbuki o, Allah yanında büyük bir vebal
19. Mü'minler içinde biedebane sözlerin şüyu' bulmasını arzu edenler için muhakkak Dünya ve Ahırette elim bir azab vardır ve siz bilmediğiniz halde Allah, bilir
21. Ey o bütün iyman edenler Şeytanın adımlarına uymayın, her kim Şeytan adımlarına uyarsa şübhe yok ki o çirkin ve merdud şeyler emreder, eğer üzerinizde Allahın fadl-ü rahmeti olmasa idi içinizden hiç biri ebeda temize çıkamazdı ve lakin Allah, dilediğini temize çıkarır ve Allah, semi'dir alimdir
22. Bir de içinizden fadl-ü vüs'at sahibi olanlar karabet sahiblerine, miskinlere ve Allah yolunda muhacirlere vergisini vermekten kusur etmesin ve afvetsin, aldırmasın, Allahın size mağrifet etmesini arzu etmez misiniz? Allah gafurdur rahimdir
23. Şübhe yok ki ırz ehli bihaber mü'min kadınlara atanlar Dünyada ve Ahırette mel'undurlar ve onlara büyük bir azab vardır
25. O gün Allah, onlara hak cezalarını temamen verecek ve Allahın aşikar hakk olduğunu bileceklerdir
26. Habisat habisler için, habisler habisat için ve tayyibat tayyibler için, tayyibler tayyibat içindir, bunlar, onların dediklerinden müberradırlar, kendilerine bir mağrifet ve bir rızkı kerim vardır
27. Ey o bütün iyman edenler! kendi odalarınızın gayrı odalara sahiblerine istinas edip selam vermeden girmeyiniz, bu sizin için hayırlıdır, gerek ki düşünürsünüz
28. Bunun üzerine onlarda kimse bulmazsanız size bir izin verilmedikçe içeri girmeyin ve eğer size dönün derlerse dönün, o sizin için daha temizdir ve Allah bütün amellerinize alimdir
29. Meskun olmıyan ve içinde bir intifa' salahiyyetiniz olan odalara girmenizde size bir günah yoktur, neyi açıklar ve neyi saklarsınız Allah bilir
30. Mü'min erkeklere söyle: gözlerini sakınsınlar ve ırzlarını (apışlarını) muhafaza etsinler, bu kendileri için daha temizdir, her halde Allah ne yaparlarsa habirdir
31. Mü'min kadınlara da söyle: gözlerini sakınsınlar, ırzlarını muhafaza etsinler, ziynetlerini açmasınlar, zahir olanı başka ve baş örtülerini yakalarının üzerine vursunlar, ziynetlerini açmasınlar, ancak kendi kocalarına yahud kendi babalarına kocalarının babalarına yahud kendi oğullarına, yahud kendi biraderlerine, yahud kendi biraderlerinin oğullarına, yahud hemşirelerinin oğullarına yahud kendi kadınlarına yahud kendi ellerindeki memluklerine, yahud ihtiyacı olmıyan erkeklerden uyuntulara, yahud henüz kadınların avretlerine muttali' olmıyan çocuklara, müstesna, gizledikleri ziynetleri bilin diye ayaklarını da vurmasınlar, hepiniz Allaha tevbe edin ey mü'minler ki felah bulabilesiniz
32. Bir de sizden olan dulları ve kölelerinizden, cariyelerinizden salihleri evlendirin, eğer fukara iseler Allah, onlara fazlından gına verir, Allah, vasi'dir, alimdir
33. Bir nikaha çare bulamıyanlar Allah, kendilerine fazlından bir gına verinciye kadar ıffetli kalmıya çalıssınlar, memluklerinizden mükatebe istiyenleri de eğer kendilerinde bir hayır biliyorsanız hemen kitabete kesin ve onlara Allahın size malından verin ve dünya hayatın geçici metaını kazanacaksınız diye cariyelerinizi fuhşe ikrah etmeyin, hele ıffetli olmak isterlerse; her kim de onları ikrah ederse şübhesiz Allah, onlara ikrahlarından sonra gafurdur, rahimdir
34. Kasem olsun ki size beyan edici ayetler ve sizden evvel geçenkilerinki kabilinde bir mesel ve müttekıler için bir mev'ıza indirdik
35. Allah, Semavat-ü Arzın nurudur, nurunun temsili sanki bir mişkat; içinde bir mısbah, mısbah bir sırçada, sırça sanki bir kevkebi dürri (bir inci yıldız), mübarek bir ağaçtan tutuşturulur: bir zeytundan ki ne şarkidir ne garbi, yağı hemen hemen ateş dokunmasa bile zıya verir, nur üzerine nur, Allah nuruna dilediğini hidayet buyurur ve insanlar için meseller darb eyler ve Allah, her şey'e alimdir
36. O evlerde ki: Allah onların rif'atlandırılmasına ve içlerinde isminin zikredilmesine izin vermiştir, onlarda sabah ve akşam üstleri ona tesbih ederler
37. Nice erler ki ne ticaret ne beyi' kendilerini zikrullahtan, namaz kılmaktan, zekat vermekten alıkoymaz, kalblerin ve gözlerin kıvranacağı günden korkarlar
38. Çünki Allah kendilerine işledikleri amellerin en güzeliyle ecir verecek, fazlından da ziyadesini bahşeyleyecekdir ve Allah dilediğine hisabsız rızık verir
39. Küfredenlerin ise amelleri bir engin çölde serab gibidir, susayan onu bir su zanneder, nihayet ona vardığı vakıt onu bir şey bulmaz da yanında vicdanı Allahı bulur, o da ona tamamile hisabını görüverir ve Allah seri' hisablıdır
40. Yahud derin bir denizdeki zulümat gibidir, onu bir dalga bürüyor, üstünden bir dalga, üstünden bir bulut, öyle zulümat ki birbiri üstüne, elini çıkardığı vakıt onu görmesi ihtimali yok, her kime de Allah, bir nur yapmamışsa artık onun için hiç nur yoktur
41. Baksan a hakikat Allah, o Semavat-ü Arzdaki kimseler ve o kanad çırpıb süzülen dizilen kuşlar hep onun için tesbih ediyor, her biri cidden salatını ve tesbihini bilmiş, Allah da, ne yapıyorlarsa hep biliyor
43. Baksan a şu hakıykate: Allah, bir bulut sevk ediyor sonra onun açıklığını te'lif eyliyor, sonra onu teraküm ettiriyor da yağmuru görüyorsun hılalından çıkıyor, bir de o Semadan, ondaki dağlardan bir tolu indiriyor da dilediğini onunla musab kılıyor ve dilediğinden onu bertaraf ediyor, Şimşeğinin parıltısı hemen hemen gözleri alıverecek
44. Allah, geceyi gündüzü taklib ediyor, şübhe yok ki bunlarda gözü olanlar için muhakkak bir ıbret vardır
45. Hem Allah her hayvanı bir sudan yarattı, öyle iken kimisi karnı üstü yürüyor, kimisi iki ayak üzerine yürüyor, kimisi de dört ayak üzeri yürüyor, Allah, ne dilerse yaratır, hakikat Allah, her şeye kadir, çok kadir
46. Kasem olsun ki cidden beyan edici ayetler indirdik ve kimi dilerse Allah, doğru bir caddeye hidayet eyler
47. Bir de Allaha ve Resulüne inandık ve itaat ettik diyorlar da sonra bunun arkasından yan çiziyorlar, bunlar mü'min değillerdir
48. Aralarında hukmetmesi için Resulü ile Allaha da'vet olundukları vakıt da bakarsın bunlardan bir kısmı çekinirler
50. Kalblerinde bir maraz mı var? yoksa Allah ile Resulünün onlara haksızlık edeceğinden kuşkulandılar veya korktular mı? Hayır kendileri zalimler
51. Aralarında hukmetmesi için Resulü ile Allaha da'vet olundukları zaman mü'minlerin sözü ancak "semi'na ve ata'na" demeleridir, işte bunlar felah bulacak olanlardır
52. Ve her kim Allaha ve Resulüne itaat eyler ve Allaha haşyet besler ve ona korunursa işte murada irecek olanlar bunlardır
53. Ötekiler Allaha en kuvvetli yeminleriyle kasem ettiler vallahi kendilerine emredersen behemehal bilatereddüd çıkar giderlermiş, de ki: Yemin etmeyin, ancak bir taati ma'rufe, her halde Allah bütün yaptıklarınıza ve yapacaklarınıza habirdir
54. De ki Allaha itaat edin ve Resule itaat edin, yine dinlemezseniz artık onun üzerindeki ancak ona yükletilen, sizin üzerinize de size yükletilendir ve eğer ona itaat ederseniz hidayete irersiniz, Resulün üzerindeki ise ancak açık bir tebliğdir
55. Sizden iyman edip salih ameller işliyenlere Allah şöyle va'd buyurdu: kasem olsun ki onlardan evvelkileri istıhlaf ettiği gibi kendilerini Arzda mutlak ve muhakkak istıhlaf edecek ve behemehal onlara kendileri için marzıysi olan dinlerini kuvvetle icra kudreti verecek ve behemehal onları korkularının arkasından emne erdirecek, hakkımda hiç bir şeyi şerik koşmıyarak hep bana ıbadet edecekler, kim de bundan sonra küfranda bulunursa artık onlar hep fasıklardır
57. Sakın o küfr edenleri Arzda aciz bırakabilirler sanma, onların varacakları yer ateştir ve her halde o pek fena gidiştir
58. Ey o bütün iyman edenler! ellerinizdeki memlukleriniz ve sizden henüz büluğa irmiyenler üç vakıt size istiyzan etsinler: sabah namazından evvel ve öğle sıcağından elbisenizi çıkardığınız sırada, bir de yatsu namazından sonra ki sizin üç eksikli vaktınızdır, bunların maadasında ne size ne onlara günah yoktur, üzerinize dolaşırlar, birbirinize bakarsınız, işte böyle size Allah ayetleri beyan ediyor, ve Allah alimdir, hakimdir
59. Sizden olan çocuklar dahi büluğa irdiklerinde kendilerinden evvelkilerin istizan ettikleri gibi istizan etsinler, işte böyle size Allah, ayetlerini beyan ediyor ve Allah alimdir hakimdir
60. Nikah ümidi kalmıyan oturmuş kadınlara ise bir ziynet ile gösterişe çıkmamaları şartıyle çarşaflarını bırakmamalarında kendilerine bir günah yoktur, maamafih afifane sakınmaları kendileri için daha hayırlıdır ve Allah, semi'dir alimdir
61. A'maya harec yok, topala harec yok, marazlıya harec yok, kendilerinize de kendi evlerinizden veya babalarınızın evlerinden veya analarınızın evlerinden veya biraderlerinizin evlerinden veya hemşirelerinizin evlerinden veya amucalarınızın evlerinden veya halalarınızın evlerinden veya dayılarınızın evlerinden veya teyzelerinizin evlerinden veya anahtarlarına malik olduğunuzdan veya sadikınızın evinden yemenizde harec yok, gerek toplu ve gerek dağınık yemenizde de beis yoktur, binaenaleyh evlere girdiğiniz vakıt Allah tarafından mübarek, hoş bir sağlık olmak üzere kendilerinize selam veriniz, işte böyle size Allah ayetlerini beyan ediyor, gerek ki akl irdiresiniz
62. Mü'minler ancak şöylelerdir ki Allaha ve Resulüne iyman etmişlerdir, cem'ıyyetli bir işte bulundukları vakıt da ondan istiyzan etmeyince gitmezler, filhakıka senden izin istiyenler, onlar öyle kimselerdir ki Allaha ve Resulüne inanırlar, binaenaleyh ba'zı işleri için senden izin istediklerinde sen de onlardan dilediğine izin ver, onlar için Allahdan mağrifet isteyiver, şübhe yok ki Allah, gafurdur rahimdir
