7.
Araf Suresi
171. ayet
Ali Bulaç
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Bir zamanlar dağı, sanki bir gölgelikmiş gibi üstlerine geçirmiştik. Onlar ise neredeyse tepelerine düşecek sanmışlardı. (Onlara demiştik ki:) "Size verdiklerimize sımsıkı sarılın ve onda olanı düşünün, ki sakınasınız."
وَاِذْ نَتَقْنَا الْجَبَلَ فَوْقَهُمْ كَاَنَّهُ ظُلَّةٌ وَظَنُّٓوا اَنَّهُ وَاقِعٌ بِهِمْۚ خُذُوا مَٓا اٰتَيْنَاكُمْ بِقُوَّةٍ وَاذْكُرُوا مَا ف۪يهِ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ۟
Ve iz netaknel cebele fevkahum ke ennehu zulletun ve zannu ennehu vakıun bihim, huzu ma ateynakum bi kuvvetin vezkuru ma fihi leallekum tettekun.
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Bir zamanlar dağı, sanki bir gölgelikmiş gibi üstlerine geçirmiştik. Onlar ise neredeyse tepelerine düşecek sanmışlardı. (Onlara demiştik ki:) "Size verdiklerimize sımsıkı sarılın ve onda olanı düşünün, ki sakınasınız."
Türkçe Kur'an Çözümü
Hani o dağı sanki bir gölgelik gibi üstlerinde yükseltip kaldırmıştık da, o üzerlerine düşüp, kendilerini helak edecek diye düşünmüşlerdi. . . "Size verdiğimize kuvvetle sarılın ve onda olanı hatırlayıp düşünün ki korunabilesiniz. "
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Bir zamanlar, dağı İsrailoğulları'nın tepesine bir gölgelik gibi çekmiştik de onu üstlerine düşüyor sanmışlardı. "Size verdiğimiz kitabı kuvvetle tutunuz ve içindekini hatırınızdan çıkarmayınız ki korunabilesiniz" dedik.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
Hani dağı sanki bir gölgelikmiş gibi onların üstüne kaldırmıştık da üzerlerine düşecek sanmışlardı. (Onlara:) "Size verdiğimiz Kitab'a sımsıkı sarılın ve onun içindekileri hatırlayın ki, Allah'a karşı gelmekten sakınasınız" demiştik.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Dağı bir şemsiye gibi üzerlerinde sarsmıştık. Öyle ki tepelerine düşeceğini sanmışlardı: 'Size verdiğime sımsıkı sarılın. Kurtulabilmeniz için içeriği üzerinde düşünün.'
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Hem bir vakıt biz o dağı bir gölgelik gibi tepelerine çekmiştik de kendilerine düşüyor zannettikleri bir halde demiştik ki size verdiğimizi kuvvetle tutun ve içindekini hatırınızdan çıkarmayın gerektir ki korunursunuz
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
Biz bir zaman dağı, sanki o bir gölgelik imiş gibi, çekib (İsrail oğullarının) üstlerine kaldırmışdık. Onlar hakıykaten bu, kendilerine düşecek sanmışlardı. (İşte o vakit): "Size verdiğimiz (kitab) ı kuvvetle (ciddiyetle, azm ile) tutun. Onda olanı düşünün. Taki (kötülükden) sakınmış olasınız" (demişdik).
Kur'an Mesajı
Ve Sina Dağını, adeta bir gölge gibi İsrailoğullarının tepesinde salladığımız ve onların da dağın üzerlerine yıkılacağını düşündükleri zaman (onlara dememiş miydik:) "Size bahşettiğimiz kitaba sıkıca sarılın ve onun içindekileri aklınızda iyi tutun, ki Allaha karşı sorumluluk bilincine erişesiniz"?
Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Dağı onların üzerine kaldırmıştık. Sanki o gölgelik gibiydi. Öyle ki başlarına düşeceğini zannettiler. Size verdiğimize kuvvetle sarılın. Onun içinde olanları aklınızda tutun ki korunabilesiniz!
Kuran-ı Kerim ve Meali
Hem bir vakit biz o dağı bir gölgelik gibi İsrailoğullarının başlarının üstüne kaldırmıştık da onlar, dağın üzerlerine düşeceğini sanmışlardı. O zaman demiştik ki: Size verdiğimiz bu kitab'a ciddiyetle sarılın ve içindeki gerçekleri düşünüp hiç hatırınızdan çıkarmayın ki Allah'ı sayıp kötülüklerden sakınasınız.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Bir zaman da üzerlerine dağı, bir gölge gibi kaldırmıştık, üstlerine düşecek sanmışlardı: "Size verdiğim(Kitap)ı kuvvetle tutun ve içinde olanı hatırlay(ıp yap)ın ki (azabımızdan) korunasınız!" (demiştik).
Kur'an-ı Kerim Meali
Bir zaman, dağı tepelerine bir gölgelik gibi çekmiştik de onu üstlerine düşüyor sanmışlardı. "Size verdiğimizi kuvvetle tutun ve içindekini hatırınızdan çıkarmayın ki korunabilesiniz."
Hayat Kitabı Kur’an
Ve Biz (Sina) Dağı'nı bir gölgelik gibi tepelerine dikip, onların dağın üzerlerine yıkılacağını zannettikleri o zaman da (demiştik): "Size bahşettiğimiz vahye sımsıkı sarılın ve onun ilkelerini aklınızdan çıkarmayın ki, sorumluluğunuzu yerine getirmiş olasınız!"
Kerim Kur'an
Hani! Biz, dağı gölgelik gibi üzerlerine kaldırmıştık da onlar da üzerlerine düşecek sanmışlardı. "Size verdiğimize sımsıkı sarılın, içindeki öğüdü tutun ki takva sahibi olabilesiniz."
Kerim Kur'an
Hani! Biz, dağı gölgelik gibi üzerlerine kaldırmıştık da onlar da üzerlerine düşecek sanmışlardı. "Size verdiğimize sımsıkı sarılın, içindeki öğüdü tutun ki takva sahibi olabilesiniz."
Kur'an-ı Kerim Gerçek
Dağı, bir gölgelik gibi onların üzerine kaldırdığımızda, üstlerine düşeceğini sanmışlardı. "Size verdiğimize sımsıkı sarılın ve içindekilerini aklınızda tutun; böylece, belki sorumluluk bilincine erişirsiniz!"
Süleymaniye Vakfı Meali
Bir gün o dağı adeta bir gölgelik gibi üzerlerine kaldırdık; başlarına düşeceğini sandılar. "Size verdiğimizi(Tevrat'ı) sıkı tutun. İçindekilerini düşünün ki kendinizi koruyabilesiniz" dedik.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Dağı bir şemsiye gibi üzerlerinde sarsmıştık. Öyle ki tepelerine düşeceğini sanmışlardı: "Size verdiğime sımsıkı sarılın. Kurtulabilmeniz için içeriği üzerinde düşünün."
Kur’an Meal-Tefsir
Hani üstlerine düşeceğini sandıkları (Sînâ)[1] Dağı'nı onların üzerine gölge gibi kaldırmıştık. (Onlara) "Size verdiğimizi (Kitabı) kuvvetle alın (sıkıca tutunun) ve içinde olanı hatırlayın ki takvâlı olabilesiniz." (demiştik).
The Final Testament
We raised the mountain above them like an umbrella, and they thought it was going to fall on them: "You shall uphold what we have given you, strongly, and remember the contents thereof, that you may be saved."
The Quran: A Monotheist Translation
And We raised the mountain above them as if it were a cloud, and they thought it would fall on them: "Take what We have given you with strength and remember what is in it that you may be righteous."
Quran: A Reformist Translation
When We raised the mountain above them as if it were a cloud, and they thought it would fall on them: "Take what We have given you with strength and remember what is in it that you may be aware."
The Clear Quran
And ˹remember˺ when We raised the mountain over them as if it were a cloud and they thought it would fall on them.[1] ˹We said,˺ "Hold firmly to that ˹Scripture˺ which We have given you and observe its teachings so perhaps you will become mindful ˹of Allah˺."
Tafhim commentary
And recall when We shook the mountain over them as though it were a canopy, and they thought that it was going to fall over them; and We said: 'Hold firmly to that which We have given you, and remember what is in it, that you may guard against evil.[1]
Al- Muntakhab
And you Ahl AL-Kitab had better recall to the mind that once when your fathers camped at the foot of the Mount and heaven thundered and the awe - inspiring echoes thundered in their ears as We entered with them into a covenant, and We stabilized the Mount above them when it shook with such fits of awe for the profound reverence dutiful to Allah and they thought it was collapsing over their heads. There and then did We say to them: " Adhere to all We have imparted to you -AL-Tawrah- and observe the code of discipline and body of regulations and hold them in esteem and hold to your promise and pay attention and regard to it and be mindful of Our commandments, you may hopefully entertain the profound reverence dutiful to Me".
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
And [mention] when We raised the mountain above them as if it was a dark cloud and they were certain that it would fall upon them, [and Allah said], "Take what We have given you with determination and remember what is in it that you might fear Allah. "