45.
Casiye Suresi
32. ayet
Ali Bulaç
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
"Gerçekten Allah'ın va'di haktır, kıyamet saatinde hiçbir kuşku yoktur" denildiği zaman, siz: "Kıyamet saati de neymiş, biz bilmiyoruz; biz yalnızca bir zan (ve tahmin)de bulunup zannediyoruz; biz, kesin bir bilgiyle inanmakta olanlar değiliz" demiştiniz.
وَاِذَا ق۪يلَ اِنَّ وَعْدَ اللّٰهِ حَقٌّ وَالسَّاعَةُ لَا رَيْبَ ف۪يهَا قُلْتُمْ مَا نَدْر۪ي مَا السَّاعَةُۙ اِنْ نَظُنُّ اِلَّا ظَناًّ وَمَا نَحْنُ بِمُسْتَيْقِن۪ينَ
Ve iza kile inne va'dallahi hakkun ves saatu la reybe fiha kultum ma nedri mes saatu in nezunnu illa zannen ve ma nahnu bi musteykınin.
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
"Gerçekten Allah'ın va'di haktır, kıyamet saatinde hiçbir kuşku yoktur" denildiği zaman, siz: "Kıyamet saati de neymiş, biz bilmiyoruz; biz yalnızca bir zan (ve tahmin)de bulunup zannediyoruz; biz, kesin bir bilgiyle inanmakta olanlar değiliz" demiştiniz.
Türkçe Kur'an Çözümü
"Allah vaadi haktır ve O Saat (hakikatin ortaya çıkacağı süreç) ki, onda şüphe yoktur" denildiğinde: "O Saat nedir, bilmiyoruz. . . Sadece bir zan olduğunu düşünüyoruz ve buna yakinimiz yok!" demiştiniz.
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
"Allah'ın vaadi gerçektir, kıyametin kopacağından hiç şüphe yoktur" dendiğinde, şöyle derdiniz: "Kıyametin ne olduğunu bilmiyoruz. Sadece öyle bir şey sanıyoruz, ama biz onun gerçekleşeceğine de inanmıyoruz."
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
"Şüphesiz, Allah'ın va'di gerçektir, kıyamet hakkında hiçbir şüphe yoktur" dendiği zaman ise; "Kıyametin ne olduğunu bilmiyoruz, sadece zannediyoruz. Biz bu konuda kesin kanaat sahibi değiliz" demiştiniz.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Kendilerine ALLAH'ın sözünün bir gerçek ve Saat'in kesinleşmesi kaçınılmaz bir olay olduğu söylendiğinde siz, 'Saat'in ne olduğunu bilmeyiz! Biz sadece çeşitli sanılara sahibiz ve bu konuda kesin bir bilgi elde etmiş değiliz,' derdiniz.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Hem Allahın va'dı haktır ve o saatın geleceğinde şübhe yoktur denildiğinde demiştiniz ki: bilmiyoruz saat nedir? Yalnız bir zandır zannediyoruz fakat biz yakin edinmiş değiliz
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
(Ey kafirler, size:) "Şübhesiz Allahın va'di hakdır. O saattin geleceğin) de asla şübhe yokdur" denildiği zaman siz "O saat de neymiş, bilmiyoruz. Tereddüdden başka bir zamanda bulunmuyoruz. Biz (onun muhakkak geleceğine) kat'i inan ve bilgi besleyenler değiliz" dediniz.
Kur'an Mesajı
Çünkü "Bakın, Allah'ın vaadi her zaman gerçekleşir ve Son Saat(in gelişi) hakkında hiçbir şüphe olamaz" denildiğinde siz şu cevabı verirdiniz: "Son Saat'in ne olduğunu bilmiyoruz, onun boş bir zandan başka bir şey olmadığını düşünüyoruz ve (sonuçta) ona kani olmuş değiliz!"
Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Allah'ın verdiği söz haktır ve kıyametin kopacağında şüphe yoktur, denildiği zaman: -Kıyametin ne olduğunu bilmiyoruz. Yalnız olmadığını sanıyoruz. Bu konuda kesin bir bilgi sahibi değiliz.
Kuran-ı Kerim ve Meali
Size: "Allah'ın vadi gerçektir, kıyamet (dirilme) saati mutlaka gelecektir" denildiğinde siz: "Kıyamet neymiş bilmeyiz, biz olsa olsa bir zan ve tahminde bulunabiliriz, ama biz kesin bir tarzda ona inanmayız." demiştiniz.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
"Allah'ın va'di gerçektir, (Duruşma) sa'at(inin geleceğin)de şüphe yoktur" dendiği zaman: "Sa'at nedir, bilmiyoruz, (onu) sadece (bir kuruntu) sanıyoruz biz ona inanmıyoruz" demiştiniz ha?!"
Kur'an-ı Kerim Meali
Hani, size, "Hiç kuşkusuz, Allah'ın vaadi haktır, kıyamet saatinde de şüphe yoktur" dendiğinde, siz şöyle demiştiniz: "Saat nedir, bilmiyoruz. Sadece birşeyler var sanıyoruz; kesin bir bilgimiz olmadığı için inanmıyoruz."
Hayat Kitabı Kur’an
Size ne zaman, "Bakın, Allah'ın vaadi gerçekleşecektir ve Son Saat asla kuşku kaldırmaz!" denilmişse, siz şu cevabı vermiştiniz: "Bilmiyoruz, 'Son Saat' nedir? Ne ki biz onun bir zandan ibaret olduğunu sanıyoruz ve biz (bu konuda) ikna olmuş değiliz."
Kerim Kur'an
"Allah'ın verdiği söz gerçektir ve Sa'at[1] mutlaka gelecektir." dendiği zaman, siz: "Biz, o Sa'at nedir bilmeyiz? Yalnızca bir varsayım olduğunu sanıyoruz, kesin bilgi sahibi değiliz." dediniz.
Kerim Kur'an
"Allah'ın verdiği söz gerçektir ve Sa'at'in[1] geleceğinden kuşku yoktur." dendiği zaman, siz: "Biz, o Sa'at nedir bilmeyiz? Yalnızca bir varsayım olduğunu sanıyoruz, kesin bilgi sahibi değiliz." dediniz.
Kur'an-ı Kerim Gerçek
"Allah'ın sözünü verdiği kesinlikle gerçektir. Evrenlerin sonu hakkında da kuşku yoktur!" denildiğinde, şunu söylediniz: "Evrenlerin sonunun ne olduğunu bilmiyoruz. Yalnızca bir sanı olduğunu düşünüyoruz; kesin bir bilgimiz de yok!"
Süleymaniye Vakfı Meali
"Allah'ın verdiği söz doğrudur; kıyamet saatinden şüphe duyulamaz." denilince şöyle demiştiniz: "Kıyamet saati de ne oluyor? Biz bunu sadece bir olasılık olarak görüyoruz. Kesin bir kanaate varmış değiliz."
Mesaj: Kuran Çevirisi
Kendilerine ALLAH'ın sözünün bir gerçek ve o anın kesinleşmesi kaçınılmaz bir olay olduğu söylendiğinde siz, "O anın ne olduğunu bilmeyiz! Biz sadece çeşitli sanılara sahibiz ve bu konuda kesin bir bilgi elde etmiş değiliz" derdiniz.
Kur’an Meal-Tefsir
(Onlara) "Allah'ın vaadi gerçektir; o (Son) Saat'te de hiçbir şüphe yoktur." dendiği zaman, "O (Son) Saat'in ne olduğunu bilmiyoruz; (o konuda) sadece zanda bulunuyoruz;[1] asla ikna edilmiş değiliz!" demiştiniz.[2]
The Final Testament
When it is proclaimed that GOD's promise is the truth and that the Hour (of Judgment) is inevitable, you said, "We do not know what the Hour is! We are full of conjecture about it; we are not certain."
The Quran: A Monotheist Translation
And when it was said: "Surely the promise of God is the truth, and there is no doubt about the coming of the Hour," you said: "We do not know what the Hour is! We are full of conjecture about it; we are not certain."
Quran: A Reformist Translation
When it was said, "Surely God's promise is the truth, and there is no doubt about the coming of the moment," you said, "We do not know what the moment is! We are full of conjecture about it; we are not certain."
The Clear Quran
And whenever it was said ˹to you˺, ‘Surely Allah’s promise ˹of judgment˺ is true and there is no doubt about the Hour,’ you said ˹mockingly˺, ‘We do not know what the Hour is! We think it is no more than speculation, and we are not convinced ˹that it will ever come˺.’"
Tafhim commentary
And when it was said to them: "Surely Allah's promise is true, and there is no doubt regarding the Hour of Resurrection," you were wont to say: “We do not know what the Hour (of Resurrection) is. We are simply making conjectures and are not at all certain.”[1]
Al- Muntakhab
"And when it was related to you by Our Messenger that the promise of Allah is the absolute truth and that the predetermined final Hour is an undoubted and inevitable event, you always stated explicitly": "We do not profess to know what the predetermined final Hour is, nor do we recognize it; in effect our opinion of it is only a supposition formed on grounds admittedly insufficient".
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
And when it was said, 'Indeed, the promise of Allah is truth and the Hour [is coming] - no doubt about it,' you said, 'We know not what is the Hour. We assume only assumption, and we are not convinced.' "