40.
Mümin Suresi
85. ayet
Ali Bulaç
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Ama Bizim dayanılmaz azabımızı gördükleri zaman, imanları kendilerine hiçbir yarar sağlamadı. (Bu,) Allah'ın kulları arasında sürüp giden sünnetidir. İşte kafirler burada hüsrana uğramışlardır.
فَلَمْ يَكُ يَنْفَعُهُمْ ا۪يمَانُهُمْ لَمَّا رَاَوْا بَأْسَنَاۜ سُنَّتَ اللّٰهِ الَّت۪ي قَدْ خَلَتْ ف۪ي عِبَادِه۪ۚ وَخَسِرَ هُنَالِكَ الْكَافِرُونَ
Fe lem yeku yenfeuhum imanuhum lemma reev be'sena, sunnetallahilleti kad halet fi ibadih, ve hasire hunalikel kafirun.
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Ama Bizim dayanılmaz azabımızı gördükleri zaman, imanları kendilerine hiçbir yarar sağlamadı. (Bu,) Allah'ın kulları arasında sürüp giden sünnetidir. İşte kafirler burada hüsrana uğramışlardır.
Türkçe Kur'an Çözümü
Fakat hışmımızı gördükten sonra onların iman etmeleri kendilerine fayda vermedi! Bu, geçmişten beri uygulanan kulları hakkındaki Sünnetullah'tır! Hakikat bilgisini inkar edenler (hakikatlerinden, Sünnetullah'tan perdeliler) işte bundan dolayı hüsrana uğradı!
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Ancak, azabımızı görünce, inanmalarının kendilerine hiçbir faydası olmamıştı. İşte, öteden beri Allah'ın kullarına uyguladığı yasası budur. O durumda inkar edenler kaybedeceklerdir.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
Fakat azabımızı gördükleri zaman inanmaları, kendilerine fayda vermedi. Bu, Allah'ın kulları hakkında eskiden beri yürürlükte olan kanunudur. İşte orada inkarcılar hüsrana uğradılar.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Azabımızı gördüklerinde inanmaları kendilerine bir yarar sağlamaz. Bu, daha önceki kulları hakkında sürekli uygulanan ALLAH'ın sünneti (yasası) dır. İşte o zaman inkarcılar hüsrana uğramışlardır.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Dediler amma hışmımızı gördükleri vakıtki iymanları kendilerine faide verecek değildi. Allahın kullarında geçegelen sünneti, ve işte husrana bu noktada düştü kafirler
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
Fakat hışmımızı gördükleri zaman imanları faide verecek değildi. Allahın, kulları hakkında cari olagelen adeti (budup). İşte kafirler burada hüsrana uğradı.
Kur'an Mesajı
Fakat cezamızın farkına vardıktan sonra iman etmiş olmaları kendilerine bir fayda sağlamayacaktır. Allah'ın kulları için her zaman uyguladığı yol yöntem budur. İşte, hakikati inkar etmiş olanlar, o zaman ve orada, ziyana uğramış olacaklardır.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Azabımızı gördükleri zaman iman etmeleri onlara bir yarar sağlamadı. Allah'ın geçen kulları hakkındaki kanunu budur. İşte inkarcılar böyle hüsrana uğrar.
Kuran-ı Kerim ve Meali
Fakat şiddetimizi gördüklerinde iman etmeleri kendilerine fayda sağlamadı. Allah'ın kulları hakkında cari olan uygulaması hep böyle olmuştur. İşte kafirler burada hüsrana uğramışlardır.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Fakat hışmımızı gördükleri zaman inanmaları, kendilerine bir fayda sağlamadı. Allah'ın kulları hakkında eskiden beri yürürlükte olan yasası budur. İşte o zaman kafirler ziyana uğramışlardır.
Kur'an-ı Kerim Meali
Ne var ki, şiddetimizi gördüklerinde, ettikleri iman kendilerine yarar sağlamadı. Allah'ın, kulları hakkında işleyip duran yolu yöntemidir bu. İnkarcılar orada hüsrana uğradılar.
Hayat Kitabı Kur’an
Fakat kahredici cezamızı gördükten sonra iman etmeleri, onlara hiçbir yarar sağlamadı. Kulları hakkında geçmişten bugüne Allah'ın uygulaması budur: Nitekim inkarı tabiat edinenler orada ve o anda hüsrana uğradılar.
Kerim Kur'an
Cezamızı görünce iman etmeleri onlara bir fayda vermedi. Allah'ın kulları hakkındaki geçmişten bugüne uyguladığı yasası[1] budur. Kafirler orada zarara uğradılar.
Kerim Kur'an
Cezamızı görünce iman etmeleri onlara bir fayda vermedi. Allah'ın kulları hakkındaki geçmişten bugüne uyguladığı yasası budur. Gerçeği yalanlayan nankörler orada zarara uğradılar.
Kur'an-ı Kerim Gerçek
Sonunda, cezamızın yaman olduğunu gördükleri zaman, inanmaları onlara yarar sağlamaz. Allah'ın Yasası, kulları için böyle gelip geçmiştir. Ve nankörlük edenler, orada yitime uğramışlardır.
Süleymaniye Vakfı Meali
Şiddetli azabımızı gördükleri zaman inanmalarının onlara faydası olmadı. Bu, Allah'ın kulları hakkında, öteden beri yürürlükte olan yasasıdır[1]. Kendilerini doğrulara kapatanlar (kafirler) işte o zaman(azabı görünce) kaybederler.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Azabımızı gördüklerinde gerçeği onaylamaları kendilerine bir yarar sağlamaz. Bu, daha önceki kulları hakkında sürekli uygulanan ALLAH'ın sünneti (yasası) dır. İşte o zaman inkarcılar hüsrana uğramışlardır.
Kur’an Meal-Tefsir
Allah'ın kulları hakkında süregelen kanunu olarak[1] azabımızı gördükleri zaman (o anki) imanları, kendilerine yarar sağlamamıştır.[2] Kâfirler, orada kaybetmiş (olacak)lardır.
The Final Testament
Their belief then could not help them in the least, once they saw our retribution. Such is GOD's system that has been established to deal with His creatures; the disbelievers are always doomed.
The Quran: A Monotheist Translation
But their belief could not help them once they saw Our might; such is the way of God that has been established for His servants; and the rejecters were then totally in loss.
Quran: A Reformist Translation
But their acknowledgement could not help them once they saw Our might. Such is God's sunna that has been established with His servants. The ingrates were then totally in loss.
The Clear Quran
But their faith was of no benefit to them when they saw Our torment. This has ˹always˺ been Allah’s way ˹of dealing˺ with His ˹wicked˺ servants. Then and there the disbelievers were in ˹total˺ loss.
Tafhim commentary
But their believing after they had seen Our chastisement did not avail them. That has been Allah's Way concerning His servants.[1] And the unbelievers courted utter loss, then and there.
Al- Muntakhab
But their submission to Allah, then and their acknowledgment of His Godhead when they saw His severe punishment befalling them precluded forgiveness; a mode of action adopted by Allah and has long been pursued. The loss, then, falls on those who deny Him.
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
But never did their faith benefit them once they saw Our punishment. [It is] the established way of Allah which has preceded among His servants. And the disbelievers thereupon lost [all].