40. Mümin Suresi 83. ayet Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı

Resulleri kendilerine apaçık belgeler getirdiği zaman, onlar, yanlarında olan ilimden dolayı sevinip böbürlendiler de, kendisini alay konusu edindikleri şey, onları sarıp kuşatıverdi.
فَلَمَّا جَٓاءَتْهُمْ رُسُلُهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ فَرِحُوا بِمَا عِنْدَهُمْ مِنَ الْعِلْمِ وَحَاقَ بِهِمْ مَا كَانُوا بِه۪ يَسْتَهْزِؤُ۫نَ
Fe lemma caethum rusuluhum bil beyyinati ferihu bima indehum minel ilmi ve haka bihim ma kanu bihi yestehziun.
Ayetbul | Kuran Mealleri | Quran | Mümin suresi 83. ayet

Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Resulleri kendilerine apaçık belgeler getirdiği zaman, onlar, yanlarında olan ilimden dolayı sevinip böbürlendiler de, kendisini alay konusu edindikleri şey, onları sarıp kuşatıverdi.
Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an Çözümü
Rasulleri onlara apaçık deliller olarak geldiklerinde, onlar kendi bildiklerine dayanarak sevinip şımardılar! Alay etmekte oldukları şey onları kuşatmıştır!
Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Peygamberleri onlara apaçık deliller getirdiklerinde, kendi bildikleri ile şımarmışlar ve alay ettikleri azap kendilerini çepeçevre kuşatmıştı.
Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
Peygamberleri onlara apaçık deliller getirince, sahip oldukları bilgi ile şımardılar (ve onları alaya aldılar). Sonunda alaya almakta oldukları şey kendilerini sarıverdi.
Edip Yüksel (Eski Baskı) Mesaj: Kuran Çevirisi
Elçileri apaçık kanıtlarla kendilerine vardıklarında, yanlarındaki bilgiyle gururlandılar. Alaya aldıkları şey kendilerini sarıverdi.
Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Çünkü onlara Peygamberleri beyyinelerle geldikleri vakıt kendilerinde bulunan ılme güvendiler de o istihza ettikleri şey kendilerini kuşatıverdi
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Çünkü onlara peygamberleri açık delillerle geldiği zaman, kendilerinde bulunan ilme güvendiler de alay ettikleri şey kendilerini kuşatıverdi.
Gültekin Onan
Resulleri kendilerine apaçık belgeler getirdiği zaman onlar, yanlarında olan ilimden dolayı sevinip böbürlendiler de, kendisini alay konusu edindikleri şey, onları sarıp kuşatıverdi.
Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
Öyle ya, kendilerine peygamberleri apaçık mu'cizeler getirince onların nezdindeki ilme karşı (eğlenerek) şımarıklık gösterdiler de hakkında istihza edegeldikleri şey kendilerini çepçevre kuşatıverdi.
İbni Kesir
Peygamberleri kendilerine huccetlerle gelince; kendi yanlarındaki bilgi ile gururlandılar da, alaya aldıkları şey kendilerini kuşatıverdi.
Muhammed Esed Kur'an Mesajı
Çünkü elçileri onlara, hakikatin bütün kanıtlarıyla geldiklerinde, (halen) sahip oldukları bilgiye yaslanarak küstahça böbürlendiler ve (böylece / sonunda,) küçümsedikleri şey tarafından sarılıp kuşatıldılar.
Şaban Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Peygamberleri onlara apaçık belgelerle geldiği zaman, kendi bilgileri ile şımardılar ve alay ettikleri şey onları çepeçevre kuşatıverdi.
Suat Yıldırım Kuran-ı Kerim ve Meali
Resulleri onlara açık açık delilleri getirdikçe, bunlar kendilerinde bulunan bilgi ile şımarıp böbürlendiler (Peygamberlerin getirdiği hidayetle alay ettiler). Sonunda alaya almalarının cezası, kendilerini her taraftan kuşatıverdi.
Süleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Elçileri onlara açık kanıtlar getirince, yanlarında bulunan bilgi ile sevin(ip övün)düler (peygamberlerin getirdikleri bilgiye değer vermediler, onlarla alay ettiler). Sonunda alay edegeldikleri şey, kendilerini kuşatıverdi.
Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim Meali
Resulleri onlara açık seçik beyyineler getirdiklerinde, onlar yanlarındaki bilgiyle sevinip övündüler. Ve alay edip durdukları şey kendilerini kuşatıverdi.
Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’an
Çünkü onlara elçileri hakikatin apaçık delilleriyle geldiğinde, elde tuttukları bir parça bilgiye güvenip küstahça şımardılar: sonunda alay ede geldikleri gerçek kendilerini çepeçevre kuşattı.
Erhan Aktaş Kerim Kur'an
Resulleri kendilerine kanıt içeren açıklayıcı bilgilerle geldiği zaman, sahip oldukları bilgiye güvenerek şımardılar ve kendisi ile alay ettikleri şey onları kuşattı.
Erhan Aktaş (Eski Baskı) Kerim Kur'an
Rasulleri kendilerine kanıt içeren açıklayıcı bilgilerle geldiği zaman, sahip oldukları bilgiye güvenerek şımardılar ve kendisi ile alay ettikleri şey onları kuşattı.
Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim Gerçek
Elçiler onlara açık kanıtlar getirdikleri zaman, yanlarında bulunan bilgiden dolayı büyüklük tasladılar. Ve alay ettikleri şey, onları kuşattı.
Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı Meali
Elçileri onlara o açık belgelerle(mucizelerle) gelince, kendilerindeki bilgiyle(din diye bildikleriyle) avundular. Hafife aldıkları şey başlarına geliverdi.
Edip Yüksel Mesaj: Kuran Çevirisi
Elçileri apaçık kanıtlarla kendilerine vardıklarında, yanlarındaki bilgiyle gururlandılar. Alaya aldıkları şey kendilerini sarıverdi.
Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir
Elçileri onlara apaçık bilgiler getirince, onlar kendilerinde bulunan (eksik) bilgiye güvenmişlerdi. (Buna karşılık) alay ettikleri şey kendilerini kuşatacaktır.[1]
Əlixan Musayev
Elçiləri onlara açıq-aydın ayələr gətirdikdə, ancaq özlərindəki biliyə sevindilər və, beləliklə də, onları istehza etdikləri (şey) (əzabla) çulğaladı.
Bünyadov-Məmmədəliyev
Peyğəmbərləri onlara açıq-aşkar möcüzələr gətirdikdə özlərində olan elmə sevindilər, onlara (kafirlərə) isə məsxərəyə qoyduqları əzab yetişdi. (Və ya: peyğəmbərləri onlara açıq-aşkar möcüzələrlə gəldikləri zaman onlar öz biliklərinə - batil əqidə və fəlsəfələrinə, ticarətdən mənfəət əldə edə bilmək bacarıqlarına – qürrələndilər. Kafirləri istehza etdikləri əzab sardı).
Ələddin Sultanov
Peyğəmbərləri onlara açıq-aydın möcüzələr gətirdiyi zaman onlar öz elmləri ilə qürrələndilər. Beləcə, istehza etdikləri əzab onları bürüdü.
Rashad Khalifa The Final Testament
When their messengers went to them with clear proofs, they rejoiced in the knowledge they had inherited, and the very things they ridiculed were the cause of their fall.
The Monotheist Group The Quran: A Monotheist Translation
Then, when their messengers came to them with clear proofs, they were content with what they already had of knowledge. And they will be surrounded by that which they used to mock.
Edip-Layth Quran: A Reformist Translation
Then, when their messengers came to them with clear proofs, they were content with what they already had of the knowledge. What they ridiculed became their doom.
Mustafa Khattab The Clear Quran
When their messengers came to them with clear proofs, they were prideful in whatever ˹worldly˺ knowledge they had,[1] and were ˹ultimately˺ overwhelmed by what they used to ridicule.
Al-Hilali & Khan
Then when their Messengers came to them with clear proofs, they were glad (and proud) with that which they had of the knowledge (of worldly things). And that at which they used to mock, surrounded them (i.e. the punishment).
Abdullah Yusuf Ali
For when their messengers came to them with Clear Signs, they exulted in such knowledge (and skill) as they had; but that very (Wrath) at which they were wont to scoff hemmed them in.
Marmaduke Pickthall
And when their messengers brought them clear proofs (of Allah's Sovereignty) they exulted in the knowledge they (themselves) possessed. And that which they were wont to mock befell them.
Abul A'la Maududi Tafhim commentary
When their Messengers came to them with Clear Signs, they arrogantly exulted in whatever knowledge they had.[1] They were then encompassed by what they had mocked.
Taqi Usmani
When their messengers came to them with manifest signs, they exulted because of whatever knowledge they had, and they were encircled by what they used to ridicule.
Abdul Haleem
When messengers came to them with clear signs, they revelled in the knowledge they had, and so they were engulfed by the very punishment they mocked:
Mohamed Ahmed - Samira
For when Our apostles came to them with clear proofs, they boasted and exulted at the knowledge they possessed; but what they used to mock recoiled back on them,
Muhammad Asad
for when their apostles came to them with all evidence of the truth, they arrogantly exulted in whatever knowledge they [already] possessed: and [so, in the end,] they were overwhelmed by the very thing which they were wont to deride.
Abdel Khalek Himmat Al- Muntakhab
And when their Messengers brought them the clear and plain revelations guiding out of darkness and superstition of later times and out of want of spiritual and intellectual sight into illumination and enlightenment, they rejected the good counsel. They favoured what enriched their bosoms of worldly knowledge which satisfied their desires and made them rejoice beyond a common joy. And so, on all sides are they beset by the same material and immaterial things they had turned in to ridicule.
Progressive Muslims
Then, when their messengers came to them with clear proofs, they were content with what they already had of the knowledge. And that which they ridiculed became their doom.
Shabbir Ahmed
For when their Messengers came to them with all evidence of the Truth, they took delight in the knowledge they possessed. And the very thing they used to mock came on to pay a visit to them. (They took pride in their knowledge and skill and ridiculed the warnings of the Messengers that wrong Systems crash down however smartly they might be run).
Syed Vickar Ahamed
Then when their messengers came to them with clear proofs and evidences, they were only happy (and proud) with the knowledge (and worldly things) that they had; And that very (suffering) at which they used to mock surrounded them.
Sahih International (Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
And when their messengers came to them with clear proofs, they [merely] rejoiced in what they had of knowledge, but they were enveloped by what they used to ridicule.
Ali Quli Qarai
When their apostles brought them manifest proofs, they exulted in the knowledge they possessed, and they were besieged by what they used to deride.
Bijan Moeinian
When I sent them My Prophets with clear signs and proofs, they stuck to their own style of life and social systems. The very things that they ridiculed, were the cause of their fall.
George Sale
And when their apostles came unto them with evident proofs of their mission, they rejoiced in the knowledge which was with them: But that which they mocked at, encompassed them.
Mahmoud Ghali
So, as soon as their Messengers came to them with the supreme evidence (s), they exulted with what knowledge was in their presence, and what they used to mock at redounded on them.
Amatul Rahman Omar
And when their Messengers (of God) came to them with clear proofs they (vainly) boasted of their own partial knowledge. But they were caught by the very thing (- the calamity) which they used to treat very lightly.
E. Henry Palmer
And when there came to them their apostles with manifest signs they rejoiced in what knowledge they had; but there closed in upon them that whereat they had mocked.
Hamid S. Aziz
Then when their messengers came to them with clear arguments, they exulted in what they had with them of knowledge, and there beset them that which they used to mock.
Arthur John Arberry
So, when their Messengers brought them the clear signs, they rejoiced in what knowledge they had, and were encompassed by that they mocked at.
Aisha Bewley
When their Messengers brought them the Clear Signs, they exulted in the knowledge they had and then were engulfed by the very things they mocked.
Sam Gerrans The Qur'an: A Complete Revelation
When their messengers came to them with clear signs, they exulted at what they had of knowledge; but there surrounded them that whereat they mocked.
Эльмир Кулиев
Когда их посланники приходили к ним с ясными знамениями, они радовались тому знанию, которое было у них. И тогда их окружило (или поразило) то, над чем они издевались.