4.
Nisa Suresi
13. ayet
Ali Bulaç
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve elçisine itaat ederse, onu altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur.
تِلْكَ حُدُودُ اللّٰهِۜ وَمَنْ يُطِـعِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ يُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِد۪ينَ ف۪يهَاۜ وَذٰلِكَ الْفَوْزُ الْعَظ۪يمُ
Tilke hududullah. Ve men yutııllahe ve resulehu yudhılhu cennatin tecri min tahtihal enharu halidine fiha. Ve zalikel fevzul azim.
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve elçisine itaat ederse, onu altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur.
Türkçe Kur'an Çözümü
Bunlar, Allah'ın hükmü olan sınırlardır. Kim Allah'a ve Rasulüne tabi olursa, onu altında ırmaklar akan cennetine sonsuza dek yaşamak üzere sokar. İşte bu aziym kurtuluştur.
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Bunlar Allah tarafından konulan sınırlardır. Kim Allah'a ve Peygamber'ine itaat ederse Allah onu, içinden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır; orada süreli kalacaklardır. İşte büyük kurtuluş budur.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
İşte bu (hükümler) Allah'ın koyduğu sınırlarıdır. Kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu, içinden ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokar. İşte bu büyük başarıdır.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Bunlar ALLAH'ın yasalarıdır. ALLAH'a ve elçisine uyanları içinden ırmaklar akan cennetlere yerleştirir. Orada sürekli kalırlar. Bu, en büyük başarıdır.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
İşte bütün bu ahkam Allahın kesdiği hududdur, ve her kim Allah ve Resulüne itaat ederse Allah onu altından ırmaklar akar cennetlere koyar, içlerinde ebedi kalmak üzre onları, bu ise o fevzi azimdir
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
İşte bunlar Allahın sınırlarıdır. Kim Allaha ve peygamberine itaat ederse (Allah) onu altından ırmaklar akan cennetlere sokar ki onlar orada ebedi kalıcıdırlar. Bu, en büyük bir kurtuluş (ve seadet) dir.
Kur'an Mesajı
Bunlar Allah tarafından konulan sınırlardır. Kim Allah'a ve Elçisi'ne tabi olursa, Allah onu, mesken olarak içinden ırmaklar akan hasbahçelere koyacaktır; bu büyük bir mazhariyettir.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Bunlar Allah'ın kanunlarıdır. Kim Allah'a ve resulüne itaat ederse, (Allah, o kimseyi) içinde ebedi kalacağı alt kısmından ırmakların aktığı cennetlere girdirir. Bu da en büyük kurtuluştur.
Kuran-ı Kerim ve Meali
İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve resulüne itaat ederse Allah onu, içinden ırmaklar akan cennetlere ebedi kalmak üzere yerleştirir. İşte en büyük başarı da budur.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve Elçisine ita'at ederse Allah onu, altlarından ırmaklar akan, içinde sürekli kalacakları cennetlere sokar. İşte büyük başarı budur.
Kur'an-ı Kerim Meali
İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve onun resulüne itaat ederse Allah onu, altından nehirler akan cennetlere, orada sürekli kalıcılar halinde, sokar. İşte bu, en büyük başarıdır.
Hayat Kitabı Kur’an
Bütün bunlar Allah tarafından çizilen sınırlardır. Kim Allah'a ve Rasulü'ne uyarsa, Allah onları içerisinde yerleşip kalacakları zemininden ırmaklar çağlayan cennetlere koyar; işte muhteşem kazanç da budur.
Kerim Kur'an
İşte bunlar, Allah'ın yasalarıdır. Kim Allah'a ve Resul'üne[1] itaat ederse, onu içinden ırmaklar akan Cennetlere koyacak, orada sürekli olarak kalacaktır. İşte büyük başarı budur.
Kerim Kur'an
İşte bunlar, Allah'ın yasalarıdır. Kim Allah'a ve Rasul'üne itaat ederse, onu içinden ırmaklar akan Cennetlere koyacak, orada sürekli olarak kalacaktır. İşte büyük başarı budur.
Kur'an-ı Kerim Gerçek
İşte bunlar, Allah'ın sınırlarıdır. Allah'a ve O'nun elçisine kim bağlı kalırsa, altlarından ırmaklar akan, sürekli kalacakları cennetlere onu yerleştirecektir. En büyük başarı, işte budur.
Süleymaniye Vakfı Meali
Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlarıdır. Allah'a ve elçisine kim itaat ederse onu, ölümsüz olarak kalacağı ve içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. En büyük kurtuluş işte budur.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Bunlar ALLAH'ın yasalarıdır. ALLAH'a ve elçisine uyanları içinden ırmaklar akan bahçelere yerleştirir. Orada sürekli kalırlar. Bu, en büyük başarıdır.
Kur’an Meal-Tefsir
İşte şu(nlar), Allah'ın (koyduğu) sınırlarıdır.[1] Kim Allah'a ve Elçisine gönülden itaat ederse, (Allah) onu, içinde ebedî kalıcılar olarak altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar. İşte bu, büyük kurtuluştur.[2]
The Final Testament
These are GOD's laws. Those who obey GOD and His messenger, He will admit them into gardens with flowing streams, wherein they abide forever. This is the greatest triumph.
The Quran: A Monotheist Translation
These are the boundaries of God, and whoever obeys God and His messenger, He will admit him to estates with rivers flowing beneath them, abiding therein. This is the great triumph.
Quran: A Reformist Translation
These are God's limits, and whoever obeys God and His messenger, He will admit him to gardens with rivers flowing beneath, eternally abiding therein. This is the greatest victory.
The Clear Quran
These ˹entitlements˺ are the limits set by Allah. Whoever obeys Allah and His Messenger will be admitted into Gardens under which rivers flow, to stay there forever. That is the ultimate triumph!
Tafhim commentary
These are the bounds set by Allah. Allah will make the man who obeys Allah and His Messenger enter the Gardens beneath which rivers flow. He will abide there for ever. That is the mighty triumph.
Al- Muntakhab
These are the limiting provisions imposed by Allah, and whoever obeys Allah and His Messenger shall be a recipient of Allah's blessings; Allah shall welcome them into gardens of bliss beneath which rivers flow wherein they will have passed through nature to Eternity, and this is indeed a triumph supreme.
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
These are the limits [set by] Allah, and whoever obeys Allah and His Messenger will be admitted by Him to gardens [in Paradise] under which rivers flow, abiding eternally therein; and that is the great attainment.