35.
Fatır Suresi
24. ayet
Ali Bulaç
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Şüphesiz biz seni, hak ile bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Hiç bir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip geçmiş olmasın.
اِنَّٓا اَرْسَلْنَاكَ بِالْحَقِّ بَش۪يراً وَنَذ۪يراًۜ وَاِنْ مِنْ اُمَّةٍ اِلَّا خَلَا ف۪يهَا نَذ۪يرٌ
İnna erselnake bil hakkı beşiren ve nezira, ve in min ummetin illa hala fiha nezir.
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Şüphesiz biz seni, hak ile bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Hiç bir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip geçmiş olmasın.
Türkçe Kur'an Çözümü
Muhakkak ki biz seni Hak olarak irsal ettik, müjdeci ve uyarıcı! Hiçbir ümmet yoktur ki onun içinde bir uyarıcı gelip geçmiş olmasın.
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
- Sen, sadece bir uyarıcısın. Biz seni müjdeleyici ve uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Her millet için mutlaka bir uyarıcı olmuştur.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
Şüphesiz biz, seni müjdeleyici ve uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, aralarında bir uyarıcı gelip geçmiş olmasın.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Seni bir müjdeci ve uyarıcı olarak gerçekle gönderdik. Her toplum içinde mutlaka bir uyarıcı gelmiştir.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Muhakkak ki seni hakk ile hem bir beşir hem bir nezir gönderdik, hiç bir ümmet de yoktur ki içlerinde bir nezir geçmiş olmasın
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
Şübhesiz ki biz seni (rahmetimizin) müjdeci (si,) (azabımızın) korkutucu (su) olarak hidayetle gönderdik. Hiçbir ümmet müstesna olmamak üzere mutlakaa içinde (azabdan) bir korkutucu (peygamber gelib) geçmişdir.
Kur'an Mesajı
Biz seni hakikat ehli bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik; çünkü hiçbir topluluk yoktur ki içlerinden bir uyarıcı gelip geçmemiş olsun.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Biz seni müjdeci ve uyarıcı olman için, hak ile gönderdik. İçinde uyarıcı olmayan hiç bir ümmet yoktur.
Kuran-ı Kerim ve Meali
Evet, Biz seni gerçeğin ta kendisine malik olarak, rahmetle müjdeleyen ve kafirleri azapla uyaran bir elçi olarak gönderdik. Zaten uyaran bir peygamber gelmiş olmayan hiçbir millet yoktur.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Biz seni gerçek ile birlikte müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Her millet içinde mutlaka bir uyarıcı (peygamber gelip) geçmiştir.
Kur'an-ı Kerim Meali
Şu bir gerçek ki, biz seni hak ile bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, içinden bir uyarıcı gelip geçmemiş olsun.
Hayat Kitabı Kur’an
Şüphe yok ki Biz seni hakikate sadık bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik: zira hiçbir ümmet yoktur ki içlerinden bir uyarıcı çıkmamış olsun.
Kerim Kur'an
Kuşkusuz Biz seni, gerçek ile bir haber verici ve uyarıcı olarak gönderdik. Her ümmet[1] içinde bir uyarıcı geçmiştir.
Kerim Kur'an
Kuşkusuz Biz seni, gerçek ile bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Her ümmet[1] içinde bir uyarıcı geçmiştir.
Kur'an-ı Kerim Gerçek
Aslında, seni, muştulayıcı ve uyarıcı olarak gerçekle gönderdik. Bir uyarıcının gelip geçmediği hiçbir toplum yoktur.
Süleymaniye Vakfı Meali
Bu gerçeği seninle birlikte gönderdik ki, müjdeler veresin ve uyarılarda bulunasın. Her toplumun(ümmetin) geçmişinde mutlaka bir uyarıcı bulunmuştur.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Seni bir müjdeci ve uyarıcı olarak gerçekle gönderdik. Her toplum içinde mutlaka bir uyarıcı gelmiştir.
Kur’an Meal-Tefsir
Biz seni bir amaç için müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.[1] (Nitekim) her ümmet için de elbette bir uyarıcı gelmiştir.[2]
The Final Testament
We have sent you with the truth, a bearer of good news, as well as a warner. Every community must receive a warner. *
The Quran: A Monotheist Translation
We have sent you with the truth as a bearer of good news and a warner. There was not a nation that a warner did not come to it.
Quran: A Reformist Translation
We have sent you with the truth, a bearer of good news, and a warner. There is not a nation but a warner came to it.
The Clear Quran
We have surely sent you with the truth as a deliverer of good news and a warner. There is no community that has not had a warner.[1]
Tafhim commentary
We have sent you with the Truth to proclaim good news and to warn. Never has there been a nation but a warner came to it.[1]
Al- Muntakhab
We have sent you with the spirit of truth guiding into all truth and never was there a nation but had a Messenger, a spectacle and a warning.
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
Indeed, We have sent you with the truth as a bringer of good tidings and a warner. And there was no nation but that there had passed within it a warner.