28. Kasas Suresi 63. ayet Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı

Üzerlerine (azab) sözü hak olanlar derler ki: "Rabbimiz, işte bizim azdırıp saptırdıklarımız bunlar; kendimiz azıp saptığımız gibi, onları da azdırıp saptırdık. (Şimdiyse) Sana (gelip onlardan) uzaklaşmış bulunmaktayız. Onlar bize tapıyor da değillerdi."
قَالَ الَّذ۪ينَ حَقَّ عَلَيْهِمُ الْقَوْلُ رَبَّنَا هٰٓؤُ۬لَٓاءِ الَّذ۪ينَ اَغْوَيْنَاۚ اَغْوَيْنَاهُمْ كَمَا غَوَيْنَاۚ تَبَرَّأْنَٓا اِلَيْكَۘ مَا كَانُٓوا اِيَّانَا يَعْبُدُونَ
Kalellezine hakka aleyhimul kavlu rabbena haulaillezine agveyna, agveynahum kema gaveyna, teberre'na ileyke ma kanu iyyana ya'budun.
Ayetbul | Kuran Mealleri | Quran | Kasas suresi 63. ayet

Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Üzerlerine (azab) sözü hak olanlar derler ki: "Rabbimiz, işte bizim azdırıp saptırdıklarımız bunlar; kendimiz azıp saptığımız gibi, onları da azdırıp saptırdık. (Şimdiyse) Sana (gelip onlardan) uzaklaşmış bulunmaktayız. Onlar bize tapıyor da değillerdi."
Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an Çözümü
Bildirilen sözü hak etmiş olanlar dedi ki: "Rabbimiz. . . İşte şunlar saptırıp azdırdığımız kimseler. . . Kendimiz sapıp azdığımız gibi onları da azdırdık. . . Sana yöneldik, hüküm senin. . . Zaten onlar bize tapınmıyorlardı. "
Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
O gün, söz aleyhlerine gerçekleşmiş olanlar, "Ey Rabbimiz! Şunlar azdırdığımız kimselerdir. Biz nasıl azmışsak, onları da öyle azdırdık. Onlardan uzaklaşıp sana geldik, zaten onlar bize tapmıyorlardı" derler.
Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
Haklarında azap hükmü gerçekleşenler, "Ey Rabbimiz! İşte şunlar bizim azdırdıklarımızdır. Kendimiz azdığımız gibi onları da azdırdık. Şimdi de onlardan uzaklaşıp sana döndük. Zaten (gerçekte) onlar bize tapmıyorlardı" diyeceklerdir.
Edip Yüksel (Eski Baskı) Mesaj: Kuran Çevirisi
Aleyhlerinde yargının gerçekleştiği kimseler, 'Rabbimiz, şunlar bizim saptırdığımız kimselerdir; biz kendimiz sapmış olduğumuz için onları saptırdık. Onları bırakıp sana sığınıyoruz. Onlar aslında bize tapmıyorlardı,' derler.
Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Aleyhlerinde söz hakk olmuş olanlar şöyle demektedir: ey bizim yegane rabbımız! daha işte şunlar: o azdırdığımız kimseler, biz onları kendi azdığımız gibi azdırdık sana teberri ettik onlar bizlere tapmıyorlardı
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Aleyhlerinde hüküm verilmiş olanlar: "Ey Rabbimiz, işte azdırdığımız kimseler! Biz onları kendi azdığımız gibi azdırdık. Sana masum olduğumuzu arzettik; onlar bize tapmıyorlardı.
Gültekin Onan
Üzerlerine (azab) sözü hak olanlar derler ki: "Rabbimiz, işte bizim azdırıp saptırdıklarımız bunlar; kendimiz azıp saptığımız gibi, onları da azdırıp saptırdık. (Şimdiyse) Sana (gelip onlardan) uzaklaşmış bulunmaktayız. Onlar bize tapıyor da değillerdi."
Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
(O gün) aleyhlerinde söz hak olanlar (şöyle) demişdir (diyecekdir): "Ey Rabbimiz, işte bunlar bizim azdırdığımız kimselerdir. Kendimiz nasıl azmışsak onları da öylece azdırdık. Uzaklaşdık, sana (döndük. Zaten) onlar bize tapmıyorlardı".
İbni Kesir
Aleyhlerine hüküm gerçekleşen kimseler: Rabbımız; işte bunlar azdırdığımız kimselerdir. Kendimiz nasıl azmışsak onları da öylece biz azdırdık. Onlardan uzaklaşıp sana geldik, zaten onlar bize tapmıyorlardı, derler.
Muhammed Esed Kur'an Mesajı
(Bunun üzerine, vaktiyle yapılan) uyarının apaçık aleyhlerine tecelli ettiğini gören kimseler: "Ey Rabbimiz!" diyecekler, "Bunlar bizim azdırdığımız kimselerdir; (evet,) biz kendimiz azdığımız gibi, onları da azdırdık (Ama şimdi) onları Senin hükmüne bırakıyoruz; zaten onların tapındığı gerçekte biz değildik".
Şaban Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Hüküm aleyhlerinde gerçekleşmiş olanlar: -Rabb'imiz, işte azdırdıklarımız onlardır. Kendimiz azdığımız gibi onları da azdırdık. Onlardan uzaklaştık, sana geldik. Zaten onlar bize de kulluk etmiyorlardı, dediler.
Suat Yıldırım Kuran-ı Kerim ve Meali
(Şeytanlardan ve insanlardan putlaştırılmış oldukları için) kendileri hakkında azap hükmü kesinleşmiş olanlar: "Ulu Rabbimiz! İşimiz meydanda, azdırdığımız kimseler işte karşımızda, inkar edemeyiz. Ama sırf kötülük olsun diye değil, kendimiz azdığımız gibi onları da azdırdık. Onları zorlamadık. Onların iddiaları ile, onların bizi putlaştırmaları ile hiçbir ilişkimiz olmadığını ilan ediyoruz, Sana sığınıyoruz. Zaten aslında onlar bize tapmıyorlardı, kendi hevalarına tapıyorlardı."
Süleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
(Azab) söz(ü) üzerlerine hak olanlar: "Rabbimiz, azdırdıklarımız şunlar. Kendimiz azdığımız gibi onları da azdırdık. (Biz azdık, onlar da bize uydular. Onların yaptıklarından) uzak olduğumuzu, (bu hususta bizim suçumuz olmadığını) sana arz ederiz. Zaten onlar bize tapmıyorlardı (kendi arzularına tapıyorlardı)." derler.
Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim Meali
Üzerlerine hüküm hak olanlar şöyle diyecekler: "Rabbimiz, azdırdıklarımız işte şunlar! Kendimiz azdığımız gibi onları da azdırdık. Onlardan uzak olduğumuzu sana arz ediyoruz. Zaten onlar sadece bize kulluk/ibadet etmiyorlardı ki!.."
Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’an
Aleyhlerindeki sözün gerçekleştiğini gören kimseler: "Rabbimiz!" diyecekler; "İşte şunlar bizim azdırdıklarımız; kendimiz azdığımız gibi onları da azdırdık: (onlarla) ilişiğimizi kesip sana sığınıyoruz; zaten onlar aslında bize tapıyor değildiler."
Erhan Aktaş Kerim Kur'an
Haklarında sözün gerçekleştiği[1] kimseler: "Rabb'imiz! İşte bunlar azdırdığımız kimselerdir. Kendimiz azdığımız gibi, onları da azdırdık.[2] Uzak olduğumuzu[3] Sana arz ederiz. Zaten onlar, bize kulluk etmiyorlardı." dediler.
Erhan Aktaş (Eski Baskı) Kerim Kur'an
Haklarında sözün gerçekleştiği[1] kimseler: "Rabb'imiz! İşte bunlar azdırdığımız kimselerdir. Kendimiz azdığımız gibi, onları da azdırdık.[2] Uzak olduğumuzu[3] Sana arz ederiz. Zaten onlar, bize kulluk etmiyorlardı." dediler.
Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim Gerçek
Üzerine yargı gerçekleşenler, şöyle derler: "Efendimiz! Bizim azdırdıklarımız, işte bunlardı. Kendimiz azıttığımız gibi, onları da azdırdık. Zaten onların hizmet ettikleri, yalnızca biz değildik!"
Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı Meali
Cezayı hak edenler diyecekler ki: "Rabbimiz! Bunlar, hayallere daldırdığımız kimselerdir; tıpkı bizim daldığımız gibi daldırdık. Onlardan ilişkimizi kesip sana yöneldik. Zaten kulluk ettikleri yalnız biz değildik".
Edip Yüksel Mesaj: Kuran Çevirisi
Aleyhlerinde yargının gerçekleştiği kimseler, "Efendimiz, şunlar bizim saptırdığımız kimselerdir; biz kendimiz sapmış olduğumuz için onları saptırdık. Onları bırakıp sana sığınıyoruz. Onlar aslında bize hizmet etmiyorlardı" derler.
Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir
(O gün) hüküm aleyhlerine gerçekleşmiş olanlar şöyle diyeceklerdir: "Rabbimiz! Şunlar, azdırdığımız kişilerdir. Biz nasıl azmışsak onları da öyle azdırdık. (Kendilerinden) uzak olduğumuzu sana (arz ederiz). Zaten onlar, bize de tapmıyorlardı."[1]
Əlixan Musayev
Barələrində Sözün gerçəkləşəcəyi kimsələr deyəcəklər: “Ey Rəbbimiz! Bunlar bizim azdırdığımız kimsələrdir. Özümüz azdığımız kimi onları da azdırdıq. Biz (onlardan) uzaqlaşıb Sənə üz tuturuq. Doğrusu, onlar bizə ibadət etmirdilər”.
Bünyadov-Məmmədəliyev
Haqlarında hökm (vəd etdiyimiz əzab) vacib olanlar (şeytanlar və müşriklərin rəisləri) deyəcəklər: “Ey Rəbbimiz! Bunlar bizim (haqq yoldan) azdırdığımız kimsələrdir. Özümüz nə cür azmışdıqsa, onları da elə azdırdıq. Biz onlardan uzaqlaşıb (onlarla əlaqəmizi kəsib) Sənə tərəf gəldik. Əslində onlar bizə ibadət etmirdilər (yalnız öz nəfslərinə uyurdular).
Ələddin Sultanov
Haqlarında söz (əzab) vacib olan kimsələr belə deyəcəklər: “Ey Rəbbimiz! Bunlar bizim haqq yoldan azdırdığımız kimsələrdir. Özümüz haqq yoldan azdığımız kimi onları da azdırdıq. Onlardan uzaqlaşıb Sənə yönəldik. Onlar bizə ibadət etmirdilər (öz nəfslərinin arzularına uyurdular).
Rashad Khalifa The Final Testament
Those who incurred the judgment will say, "Our Lord, these are the ones we misled; we misled them only because we ourselves had gone astray. We now devote ourselves totally to You. They were not really worshipping us."
The Monotheist Group The Quran: A Monotheist Translation
Those who have deserved the retribution will say: "Our Lord, these are the ones we misled; we misled them only because we ourselves were misled. We seek to absolve ourselves to You, it was not us that they worshipped."
Edip-Layth Quran: A Reformist Translation
Those who have deserved the retribution will say, "Our Lord, these are the ones we misled; we misled them only because we ourselves were misled. We seek to absolve ourselves to You, it was not us that they served."
Mustafa Khattab The Clear Quran
Those ˹misleaders˺ against whom the decree ˹of torment˺ is justified will cry, "Our Lord! These ˹followers˺ are the ones we caused to deviate. We led them into deviance, for we ourselves were deviant. We disassociate ourselves ˹from them˺ before You. It was not us that they used to worship."
Al-Hilali & Khan
Those about whom the Word will have come true (to be punished) will say: "Our Lord! These are they whom we led astray. We led them astray, as we were astray ourselves. We declare our innocence (from them) before You. It was not us they worshipped."
Abdullah Yusuf Ali
Those against whom the charge will be proved, will say: "Our Lord! These are the ones whom we led astray: we led them astray, as we were astray ourselves: we free ourselves (from them) in Thy presence: it was not us they worshipped."
Marmaduke Pickthall
Those concerning whom the Word will have come true will say: Our Lord! These are they whom we led astray. We led them astray even as we ourselves were astray. We declare our innocence before Thee: us they never worshipped.
Abul A'la Maududi Tafhim commentary
Those against whom the Word will be realised[1] will say: "Our Lord, these are the ones whom we led astray just as we ourselves strayed. We absolve ourselves before You of all blame.[2] It was not us that they worshipped."[3]
Taqi Usmani
Those against whom the word will come true will say, "Our Lord, these are the ones whom we led astray. We led them astray as we ourselves went astray. We negate before you our responsibility (in respect of them); it was not we whom they worshipped."
Abdul Haleem
and those [ringleaders] against whom the verdict will be passed will say, ‘Our Lord, these are the ones we caused to deviate. We caused them to deviate as we ourselves deviated, but now we disown them before You: they did not really serve us.’
Mohamed Ahmed - Samira
Those against whom the sentence is justified will say: "O Lord, these are those we had led astray as we had ourselves gone astray. We clear ourselves before You: They never worshipped us."
Muhammad Asad
[whereupon] they against whom the word [of truth] shall thus stand revealed will exclaim: O our Sustainer! Those whom we caused to err so grievously, we but caused to err as we our­selves had been erring. We [now] disavow them before Thee: it was not us that they worshipped!"
Abdel Khalek Himmat Al- Muntakhab
And there, those whose destiny as losers has been fulfilled shall say: "O Allah, our Creator", "it is these whom we led astray and caused to deviate in mind" "We caused them to deviate in purpose as we deviated in mind. We repudiate them and denounce them in Your August presence. In fact it was not us they really worshipped!"
Progressive Muslims
Those who have deserved the retribution will Say: "Our Lord, these are the ones we misled; we misled them only because we ourselves were misled. We seek to absolve ourselves to You, it was not us that they worshipped."
Shabbir Ahmed
Those against whom the charge will be proved, will say, "Our Lord! These are the ones we misled. We misled them only because we were astray ourselves. We now disown them before you. It was not us they worshiped."
Syed Vickar Ahamed
Those against whom the charge will be proved, will say: "Our Lord! These are the ones whom we led astray: Because we were astray ourselves: We free ourselves (from them) in Your Presence: They did not worship us. "
Sahih International (Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
Those upon whom the word will have come into effect will say, "Our Lord, these are the ones we led to error. We led them to error just as we were in error. We declare our disassociation [from them] to You. They did not used to worship us."
Ali Quli Qarai
Those against whom the word had become due will say, ‘Our Lord! These are the ones whom we have perverted. We perverted them as we were perverse ourselves. We plead for non-liability before You: it was not us that they worshipped.’
Bijan Moeinian
Those who had introduced alternative ideologies [and were literally taken to the Heaven by their followers] would speak up and confess: "Our Lord, we misled them [with our opinionated thoughts] for the simple reason that we were misled ourselves. Now [that we know the truth,] we throw ourselves at Your mercy; our fans did not literally worship us."
George Sale
And they upon whom the sentence of damnation shall be justly pronounced, shall answer, these, O Lord, are those whom we seduced; we seduced them as we also had been seduced: But now we clearly quit them, and turn unto Thee. They did not worship Us, but their own lusts.
Mahmoud Ghali
The ones against whom the Word (Literally: the Saying) came true will say, "Our Lord, these are the ones whom we have misguided; we misguided them even as we ourselves were misguided. We declare quit (i.e., We are not responsible for their being misguided) to You; in no way was it us that they were worshiping."
Amatul Rahman Omar
(Thus) those who have been doomed to condemnation will say, `Our Lord! these are the people whom we led astray, we led them astray even as we had gone astray ourselves. (Now we declare before You that) we have nothing to do with them and we turn to You. It was not us that they worshipped.'
E. Henry Palmer
And those against whom the sentence is due shall say, 'Our Lord! these are those whom we have seduced; we seduced them as we were seduced ourselves: but we clear ourselves to thee;- they,did not worship us!'
Hamid S. Aziz
And on the Day when He will call them and say, "Where are My partners which you imagined?"
Arthur John Arberry
Those against whom the Word is realized they shall say, 'Our Lord, those whom we perverted, we perverted them even as we ourselves erred. We declare our innocence unto Thee; it was not us that they were serving.'
Aisha Bewley
Those against whom the Word has been justly carried out will say, ‘Our Lord, those people we misled, we only misled them as we too were misled. We declare our innocence to You. It was not us they were worshipping!’
Sam Gerrans The Qur'an: A Complete Revelation
Those upon whom the word has become binding will say: “Our Lord: these are they whom we caused to err. We caused them to err even as we ourselves did err. We declare our innocence to Thee; it was not us that they served.”
Эльмир Кулиев
Тогда те, относительно которых подтвердилось Слово, скажут: "Господь наш! Вот те, которых мы ввели в заблуждение. Мы ввели их в заблуждение, потому что сами были заблудшими. Мы отрекаемся от них перед Тобой. Не нам они поклонялись".