27.
Neml Suresi
14. ayet
Ali Bulaç
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Vicdanları kabul ettiği halde, zulüm ve büyüklenme dolayısıyla bunları inkar ettiler. Artık sen, bozguncuların nasıl bir sona uğratıldıklarına bir bak.
وَجَحَدُوا بِهَا وَاسْتَيْقَنَتْهَٓا اَنْفُسُهُمْ ظُلْماً وَعُلُواًّۜ فَانْظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُفْسِد۪ينَ۟
Ve cehadu biha vesteykanetha enfusuhum zulmen ve uluvva, fenzur keyfe kane akıbetul mufsidin.
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Vicdanları kabul ettiği halde, zulüm ve büyüklenme dolayısıyla bunları inkar ettiler. Artık sen, bozguncuların nasıl bir sona uğratıldıklarına bir bak.
Türkçe Kur'an Çözümü
Enfüsleri onlara (Musa'nın bildirdiği hakikatlere) yakin duyduğu halde; zulüm ve büyüklük duygusuyla bile bile onları inkar ettiler. . . Bir bak, o bozguncuların sonu ne oldu!
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Kendileri de mucizelerimize kesin olarak inandıkları halde, zulüm ve kibirlerinden dolayı, onları bile bile inkar ettiler. Bozguncuların sonunun nasıl olduğuna bir bak!
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
Kendileri de bunların hak olduklarını kesin olarak bildikleri halde, sırf zalimliklerinden ve büyüklük taslamalarından ötürü onları inkar ettiler. Ama bozguncuların sonunun nasıl olduğuna bir bak!
Mesaj: Kuran Çevirisi
Zulüm ve kibirlerinden dolayı kendilerinin haklı oduğuna inandılar ve onları reddettiler. Bozguncuların sonunun nasıl olduğuna dikkat et.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Ve nefisleri yakin hasıl ettiği halde mücerred zulm-ü kibirden onlara cehudluk ettiler, fakat bak o müfsidlerin akıbeti nasıl oldu?
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
Vicdanları da bunlara tam bir kanaat haasıl etdiği halde zulm ve kibr ile yine bunları (inadlarından) inkar etdiler. (Habibim) fesadcıların encamı bak nice oldu!
Kur'an Mesajı
ve zihnen onların doğruluğuna kani oldukları halde, sırf zulmü kendilerine yol edinmiş olmalarından ve kendilerini büyüklük duygusuna kaptırmış olmalarından ötürü mesajlarımıza karşı çıktılar; bak işte bozguncuların sonu nasıl oldu!
Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Gerçeği çok iyi anladıkları halde, sırf zalimlik ve büyüklenme yüzünden inkar ettiler. İşte bak, bozguncuların sonu nasıl oldu?!
Kuran-ı Kerim ve Meali
Vicdanları onların doğruluğuna şahitlik ettiği halde, sırf kibir ve haksızlık saikiyle, onları inkar ettiler. İşte bak da fesatçıların, bozguncuların akıbetlerinin nasıl olduğunu gör!
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Vicdanları, onlar(ın doğruluğun)a kanaat getirdiği halde, sırf haksızlık ve böbürlenme yüzünden onları inkar ettiler. Bak işte o bozguncuların sonu nasıl oldu.
Kur'an-ı Kerim Meali
Zulüm ve böbürlenmeyle, ona karşı çıktılar. Oysaki öz benlikleri, onun gerçekliğine kanaat getirmişti. Bak da gör, nasıl olmuştur o bozguncuların sonu!
Hayat Kitabı Kur’an
İç dünyalarında kesin kanaat getirdikleri halde, sırf gerçeği çarpıtma ve büyüklenmelerinden dolayı bile bile inkara saptılar: hele bir bak, fesatçıların akıbeti nasıl olurmuş?
Kerim Kur'an
Doğruluğundan emin oldukları halde, haksızca ve büyüklenerek mücadele ettiler. Ama bozguncuların sonlarının nasıl olduğuna bir bak!
Kerim Kur'an
Doğruluğundan emin oldukları halde, haksızca ve büyüklenerek bile bile yalanladılar. Ama bozguncuların sonlarının nasıl olduğuna bir bak!
Kur'an-ı Kerim Gerçek
Kendileri de onları kesin olarak bilmelerine karşın, haksızlık yaparak ve büyüklük taslayarak inkar ettiler. Artık, bozgunculuk yapanların sonunun nasıl olduğuna bir bak?
Süleymaniye Vakfı Meali
İçlerinde en küçük şüphe olmadığı halde zalimliklerinden ve büyüklenmelerinden dolayı bile bile inanmadılar. Bak bakalım, o bozguncuların sonu ne oldu.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Zulüm ve kibirlerinden dolayı kendilerinin haklı olduğunu onayladılar ve onları reddettiler. Bozguncuların sonunun nasıl olduğuna dikkat et.
Kur’an Meal-Tefsir
Kendileri bu delillere kesin olarak inandıkları hâlde, haksızlık ve kibirleri nedeniyle onları inkâr etmişlerdi.[1] Bozguncuların sonunun nasıl olduğuna bir bak!"
The Final Testament
They rejected them and were utterly convinced of their wrong ways, due to their arrogance. Note the consequences for the evildoers.
The Quran: A Monotheist Translation
And they rejected them, while their souls knew, out of transgression and arrogance. So see how it ended for the wicked.
Quran: A Reformist Translation
They rejected them; they justified transgression and arrogance for themselves. So see how it ended for the wicked.
The Clear Quran
And, although their hearts were convinced the signs were true, they still denied them wrongfully and arrogantly. See then what was the end of the corruptors!
Tafhim commentary
They denied those Signs out of iniquity and arrogance although their hearts were convinced[1] of their truth. So see how evil was the end of those mischief-makers!
Al- Muntakhab
Unjustly and with inordinate self-esteem, they refused to accept these signs- as emblematic of Allah's Omnipotence and Authority, notwithstanding that they had a sense perception of the truth in their innermost beings And you can see how fatal was the consequence which united all those characterized with playful malice.
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
And they rejected them, while their [inner] selves were convinced thereof, out of injustice and haughtiness. So see how was the end of the corrupters.