20. Taha Suresi 117. ayet Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı

Bunun üzerine dedik ki: "Ey Adem, bu gerçekten sana ve eşine düşmandır; sakın sizi cennetten sürüp çıkarmasın, sonra mutsuz olursun."
فَقُلْنَا يَٓا اٰدَمُ اِنَّ هٰذَا عَدُوٌّ لَكَ وَلِزَوْجِكَ فَلَا يُخْرِجَنَّكُمَا مِنَ الْجَنَّةِ فَتَشْقٰى
Fe kulna ya ademu inne haza aduvvun leke ve li zevcike fe la yuhricennekuma minel cenneti fe teşka.
Ayetbul | Kuran Mealleri | Quran | Taha suresi 117. ayet

Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Bunun üzerine dedik ki: "Ey Adem, bu gerçekten sana ve eşine düşmandır; sakın sizi cennetten sürüp çıkarmasın, sonra mutsuz olursun."
Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an Çözümü
Dedik ki: "Ey Adem, kesinlikle şu (iblis, vehmini tahrik eden kendini beden kabul etme fikri) senin ve eşin (bedenin) için bir düşmandır! Sakın sizi (kendinizi şuur {meleki yapı - kuvve} olarak yaşadığınız) cennetten (bedenselliğe - bilinç yaşamı boyutuna) çıkarmasın; sonra şaki (kendini beden sınırlamasının mutsuzluğu içinde bulan ve bunun sonuçlarını yaşayarak yanan) olursun!" Not: Burada anlatılmak istenen, müşahedemizdekine göre özetle şudur: Adem ismiyle işaret edilen, yokken, Allah Esma'sının ihtiva ettiği ruh {manalar bütünü} üflenerek, bir "şuur varlık" halinde beyinde yani madde bedenden açığa çıkarılmıştır. Beyin bu açığa çıkarılışı kabul edecek şekilde 'tesviye' edildikten sonra, açığa çıkan bu El Esma ruhu - data olan şuur varlık, meleki bir yapı - boyut olarak cinsiyetsizdir. Ne var ki beyinin oluşum sürecinde karındaki ikinci beyin denen nöronlar topluluğunun ve diğer organların yolladığı verilerin beyinde oluşturduğu "ben bu bedenim" düşüncesi, iblis tarafından da kullanılarak, Adem'i, kendini beden kabul noktasına düşürmüştür. İblis diye tanımlanan cin türünün, {göze göre görünmez} ışınsal bedenli varlığın, beyine yolladığı impulse ile tahrik ettiği kendini beden olarak kabullenme fikriyle, şuurun hakikati örtülmüş; kendisini, eşi diye tanımlanmış olan beden kabulü noktasına indirmiştir. Beyin, yapısı itibarıyla, veri tabanını oluşturan genetik bilgiler, şartlanmalar, değer yargıları ve bunun getirisi duygular ile çeşitli fikirler doğrultusunda açığa çıkan bilincin, akıl kuvvesini değerlendirmesiyle kendi DÜNYASI İÇİNDE YAŞAR! Bilincin yani oluşmuş benliğin, şuur boyutunu oluşturan Allah Esma'sına 'İman' etmesi ve "orijin BEN"deki özelliklerle yaşayarak farkında olmadığı meleki denen kuvvelere ermesi istenir. Ona bu hatırlatılmak üzere BİLGİ {KİTAP} yollanır! İşin doğrusunun bu olduğu 'hatırlatılmaktadır'. Şuur ise bu bağlardan öte, hakikati Allah ilmine uzanan meleki kuvve - nurdur. Şuur, kalp veya daha deriniyle hakikati aksettirmesi itibarıyla 'fuad' (Esma mana özelliklerini beyine yansıtıcılar - kalp nöronları) diye anlatılır. Fuad adıyla işaret edilen hakikati kavrama özelliği ana rahminde 120. günde ya beyne aksettirilir o takdirde kişi "said" olarak nitelendirilir; ya da aksettirilemez ve beyinde bu açılım olmaz, bu defa da o kişi "şaki" diye tanımlanır. Bundan sonra o nöronların işlevi kopyalandığı beyinden devam eder. "Ayna nöronlar" konusunun bir kapsamı da bu olaydır tespitimize göre! Şuurun, eşi olarak kendisine geçici süre verilmiş olan beden ise, kah maddeden meydana gelmesi itibarıyla 'arzın dabbesi', kah bedendeki hayvanlarla ortak özellikler dolayısıyla 'en'am', kah da şuurun meleki vasfını sınırlaması veya örtmesi fikrini beyinde tetiklemesi itibarıyla 'şeytan' diye tanımlanmıştır. "İnsan" diye tanımlanmış "şuur", kendi orijin yapısını, bedende gözünü açması dolayısıyla da unutmuş, 'hatırlamaz' olduğu için 'zikir - hatırlatıcı' gönderilmiştir. Kur'an bilgisi, 'zikir' yani 'hatırlatıcı'dır. İnsana hakikatini hatırlatmak içindir. Beyin - beden kabulünün getirisi sınırlı - kayıtlı cehennemi bedensel yaşam; şuur boyutundaki meleki boyuttaki seyir ise cennet yaşamı olarak tanımlanmaktadır. Bütün bu olaylar ve cennet - cehennem tasvirleri bir kısım ayetlerde vurgulandığı üzere, tamamıyla misal yollu benzetme ve işaret yollu anlatımdır. Cennet şuur yaşamı ve şuurdan, El Esma özelliklerinin açığa çıktığı bir yaşam olduğu içindir ki; biyolojik - hayvansı beden var olmadığı ve dahi söz konusu olmadığı içindir ki; buna dair oluşlar da o boyutta yer almaz. Onun için cennetin gerçekte, çok algı dışı bir yaşam boyutu olduğuna işaret edilmiştir. Konunun detayları ayrı bir kitap mevzuudur. Ancak Kuran'daki işaretlerin yerli yerinde değerlendirilip anlaşılması için bu kadar bir özet anlayışımızı buraya eklemeyi uygun gördüm. Eksik veya yanlış müşahedem oluşmuşsa bağışlanma dilerim. Hakikatini bilen Allah'tır. A. H. )
Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
- "Ey Adem! Doğrusu bu, senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, yoksa mutsuz olursun. Zira cennette ne acıkırsın ne de çıplak kalırsın; orada ne susarsın, ne de güneşin sıcağında kalırsın" dedik.
Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
Biz de şöyle dedik: "Ey Âdem! Şüphesiz bu (İblis), sen ve eşin için bir düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın; sonra mutsuz olursun."
Edip Yüksel (Eski Baskı) Mesaj: Kuran Çevirisi
'Adem,' dedik, 'Bu senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, yoksa perişan olursun.'
Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Bunun üzerine biz de ya Adem dedik: haberin olsun bu sana ve zevcene düşmandır, sakın sizi Cennetten çıkarmasın ki sonra bedbaht olursun
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Bunun üzerine Biz de: "Ey Adem, haberin olsun, bu, sana ve eşine düşmandır; sakın sizi cennetten çıkarmasın, sonra mutsuz olursun.
Gültekin Onan
Bunun üzerine dedik ki: "Ey Adem, bu gerçekten sana ve eşine düşmandır; sakın sizi cennetten sürüp çıkarmasın, sonra mutsuz olursun."
Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
Biz de: "Ey Adem, demişdik, hiç şübhesiz ki bu, senin de, zevcenin de düşmanıdır. Bundan dolayı sakın sizi cennetden çıkarmasın o. Sonra zahmete düşersin".
İbni Kesir
Biz de demiştik ki: Ey Adem, doğrusu bu, hem senin hem de eşinin düşmanıdır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın. Yoksa bedbaht olursun.
Muhammed Esed Kur'an Mesajı
ve bunun üzerine Adem'e: "Ey Adem!" dedik, "Gerçek şu ki, bu senin ve eşinin düşmanıdır; öyleyse, dikkat edin, sizi (bu) hasbahçeden çıkarıp da seni bedbaht kılmasın.
Şaban Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
-Ey Adem, bu senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, yoksa sıkıntı çekersin, dedik.
Suat Yıldırım Kuran-ı Kerim ve Meali
Biz de dedik ki: "Adem! İyi bil ki bu, sana da eşine de tam bir düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, sonra perişan olur, helake sürüklenirsin!"
Süleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Dedik ki: "Ey Adem, bu, senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın, sizi cennetten çıkarmasın, sonra yorulursun."
Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim Meali
Bunun üzerine biz şöyle demiştik: "Ey Adem! Şu, senin de eşinin de düşmanıdır, dikkat et de sizi cennetten çıkarmasın; sonra bedbaht olursun."
Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’an
Bunun üzerine Biz de "Ey Adem!" demiştik, "İşte bu, sana ve eşine tarifsiz bir düşmanlık beslemektedir; dolayısıyla, onun sizi bu has bahçeden çıkarma girişimlerine karşı çok dikkatli olun; yoksa bedbaht olursun!
Erhan Aktaş Kerim Kur'an
Bunun üzerine Biz de: "Ey Âdem! Kuşkusuz bu sana ve eşine düşmandır. Sakın sizi Cennet'ten[1] çıkarmasın. Sonra mutsuz olursun." dedik.
Erhan Aktaş (Eski Baskı) Kerim Kur'an
Bunun üzerine Biz de: "Ey Âdem! Kuşkunuz olmasın ki bu sana ve eşine düşmandır. Sakın sizi Cennet'ten[1] çıkarmasın. Sonra mutsuz olursun." dedik.
Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim Gerçek
Bunun üzerine, "Ey Âdem!" dedik; "Aslında, işte bu, senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın; mutsuz olursunuz!"
Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı Meali
Dedik ki "Bak Âdem! Bu sana da eşine de düşmandır. Sakın sizi bu bahçeden çıkarmasın yoksa mutsuz olursun.
Edip Yüksel Mesaj: Kuran Çevirisi
"Adem" dedik, "Bu senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın sizi bahçeden çıkarmasın, yoksa perişan olursun."
Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir
Demiştik ki: "Ey Âdem! Bu (İblis) hem senin için hem de eşin için düşmandır. Sakın sizi cennetten (bahçeden) çıkarmasın! Sonra sıkıntı çekersin.
Əlixan Musayev
Biz dedik: “Ey Adəm! Bu, həm sənin, həm də zövcənin düşmənidir. O sizi Cənnətdən çıxartmasın, yoxsa bədbəxt olarsan.
Bünyadov-Məmmədəliyev
Biz də belə dedik: “Ey Adəm! Bu (İblis) sənin də, övrətinin də düşmənidir. (Ehtiyatlı olun ki) sizi (tovlayıb) Cənnətdən çıxartmasın, yoxsa (ey Adəm!) məşəqqətə düşüb bədbəxt olarsan! (Gecə-gündüz əziyyət çəkib öz əlinin zəhməti ilə yaşamağa məcbur olarsan!)
Ələddin Sultanov
Buna görə də Biz dedik: “Ey Adəm! Şübhəsiz, bu (İblis) həm sənin, həm də zövcənin düşmənidir. Nəbadə sizi cənnətdən çıxartsın! Yoxsa (dünyada) məşəqqət çəkərsən.
Rashad Khalifa The Final Testament
We then said, "O Adam, this is an enemy of you and your wife. Do not let him evict you from Paradise, lest you become miserable.
The Monotheist Group The Quran: A Monotheist Translation
So We said: "O Adam, this is an enemy to you and your mate. So do not let him take you out from the paradise, else you will have hardship."
Edip-Layth Quran: A Reformist Translation
So We said, "O Adam, this is an enemy to you and your mate. So do not let him take you out from the paradise, else you will have hardship."
Mustafa Khattab The Clear Quran
So We cautioned, "O Adam! This is surely an enemy to you and to your wife. So do not let him drive you both out of Paradise, for you ˹O Adam˺ would then suffer ˹hardship˺.
Al-Hilali & Khan
Then We said: "O Adam! Verily, this is an enemy to you and to your wife. So let him not get you both out of Paradise, so that you will be distressed.
Abdullah Yusuf Ali
Then We said: "O Adam! verily, this is an enemy to thee and thy wife: so let him not get you both out of the Garden, so that thou art landed in misery.
Marmaduke Pickthall
Therefor we said: O Adam! This is an enemy unto thee and unto thy wife, so let him not drive you both out of the Garden so that thou come to toil.
Abul A'la Maududi Tafhim commentary
Then We said: "Adam![1] He is an enemy to you and to your wife.[2] So let him not drive both of you out of Paradise[3] and plunge you into affliction,
Taqi Usmani
So, We said "’Ādam, this is an enemy to you and to your wife. So let him not expel you from Paradise, lest you should get into trouble.
Abdul Haleem
so We said, ‘Adam, this is your enemy, yours and your wife’s: do not let him drive you out of the garden and make you miserable.
Mohamed Ahmed - Samira
So We said; "O Adam, he is truly your enemy and your wife's. Do not let him have you turned out of Paradise and come to grief.
Muhammad Asad
and thereupon We said: "O Adam! Verily, this is a foe unto thee and thy wife: so let him not drive the two of you out of this garden and render thee unhappy.
Abdel Khalek Himmat Al- Muntakhab
And there, We said to Adam: "This - Iblis - is an avowed enemy to you and to your wife; let him not be the cause of ousting you from Paradise wherefore you suffer".
Progressive Muslims
So We said: "O Adam, this is an enemy to you and your mate. So do not let him take you out from the paradise, else you will have hardship."
Shabbir Ahmed
And thereupon We said, "O Adam! Verily, this is an enemy to you and your wife so let him not drive the two of you out of this Garden so that you are landed into difficulty. You shall then have to toil hard for getting your sustenance."
Syed Vickar Ahamed
Then We said: "O Adam! Surely, this (creature of smokeless flame) is an enemy to you and your wife: So let him not get you both out of the Garden, so that you end up in suffering.
Sahih International (Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
So We said, "O Adam, indeed this is an enemy to you and to your wife. Then let him not remove you from Paradise so you would suffer.
Ali Quli Qarai
We said, ‘O Adam! This is indeed an enemy of yours and your mate’s. So do not let him expel you from paradise, or you will be miserable.
Bijan Moeinian
Then I reminded Adam: "this is an enemy to you and to your wife. Do not let him succeed in deporting you from the Heaven as you will be miserable."
George Sale
And we said, O Adam, verily this is an enemy unto thee, and thy wife: Wherefore beware lest he turn you out of paradise; for then shalt thou be miserable.
Mahmoud Ghali
Then We said, "O Adam, surely this is an enemy to you and to your spouse; so definitely do not let him drive you both out of the Garden, so that you (The Arabic pronoun here is singular) be wretched. "
Amatul Rahman Omar
At this We said, `Adam! surely this fellow is an enemy to you and to your wife. Take care that he does not turn you both out of the garden (of earthly bliss) lest you fall into trouble.
E. Henry Palmer
And we said, 'O Adam! verily, this is a foe to thee and to thy wife; never then let him drive you twain forth from the garden or thou wilt be wretched.
Hamid S. Aziz
And when We said to the angels, "Prostrate yourselves before Adam," they prostrated themselves, save Iblis, who refused.
Arthur John Arberry
Then We said, 'Adam, surely this is an enemy to thee and thy wife. So let him not expel you both from the Garden, so that thou art unprosperous.
Aisha Bewley
We said, ‘Adam, this is an enemy for you and your wife, so do not let him expel you from the Garden and thus make you miserable.
Sam Gerrans The Qur'an: A Complete Revelation
Then We said: “O Adam: this is an enemy to thee and to thy wife. Then let him not turn you out of the garden, that thou be wretched.
Эльмир Кулиев
Мы сказали: "О Адам! Это — враг тебе и твоей жене. Пусть же он не выведет вас из Рая, а не то ты станешь несчастным.