2.
Bakara Suresi
66. ayet
Ali Bulaç
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Bunu, hem çağdaşlarına, hem sonra gelecek olanlara 'ibret verici bir ceza', takva sahipleri için de bir öğüt kıldık.
فَجَعَلْنَاهَا نَكَالاً لِمَا بَيْنَ يَدَيْهَا وَمَا خَلْفَهَا وَمَوْعِظَةً لِلْمُتَّق۪ينَ
Fe cealnaha nekalen li ma beyne yedeyha ve ma halfeha ve mev'ızaten lil muttakin.
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Bunu, hem çağdaşlarına, hem sonra gelecek olanlara 'ibret verici bir ceza', takva sahipleri için de bir öğüt kıldık.
Türkçe Kur'an Çözümü
Bu; olayı yaşayanlara ve onlardan sonra gelenlere ibret bir ceza olsun; korunmak isteyenler de bundan öğüt alsınlar, diyedir.
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Biz bu cezayı, bizzat görenlere ve sonradan gelenlere bir ders, sakınanlar için de bir öğüt vesilesi kıldık.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
Biz bunu, hem onu görenlere, hem de sonra geleceklere bir ibret ve Allah'a karşı gelmekten sakınanlara da bir öğüt kıldık.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Bu cezayı çağdaşlarına ve sonraki kuşaklara bir ibret ve erdemli insanlar için de bir öğüt yaptık.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
ve bu ukubeti önündekilere ve arkasındakilere bir dersi ibret ve korunacaklara bir va'z-u nasıhat olmak üzere yaptık.
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
Binaen'aleyh onu hem önündekilere (o zaman hazır olanlara), hem ardındakilere (sonradan geleceklere) ibret verici ceza ve (mü'minlerden) takvaaye erenler de bir öğüd yaptık.
Kur'an Mesajı
Ve onları hem kendi zamanları, hem de bütün gelecek zamanlar için uyarıcı bir örnek kıldık, Allah'a karşı sorumluluklarının bilincinde olanlara da ibret alınacak bir ders.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Böylece onların akıbetini hem önlerinde bulunanlar için, hem de kendilerinden sonra gelecekler için bir ibret ve Allah'tan korkanlar için de bir öğüt vesilesi yaptık.
Kuran-ı Kerim ve Meali
Bunu, hem bu hadiseye şahit olanlara, hem de sonradan gelecek olan nesillere bir ibret ve korunacaklara da bir öğüt kıldık.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Ve bunu, önündekilere ve ardından geleceklere ibret bir ceza, (Allah'ın azabından) korunanlara da bir öğüt yaptık.
Kur'an-ı Kerim Meali
Bu durumu, o zamankilere ve onların ardından geleceklere ibret dolu bir ceza, takva sahiplerine de bir öğüt yaptık.
Hayat Kitabı Kur’an
Ve onları, hem ilk kuşaklar hem de sonraki nesiller için bir ibret vesikası, (taklitten) sakınanlar içinde uyarıcı bir örnek kıldık.
Kerim Kur'an
Biz bunu, yanında onlara ve onlardan sonra gelecek kuşaklara ibret; muttakilere[1] de bir öğüt olarak yaptık.
Kerim Kur'an
Biz bunu, onlara ve onlardan sonra gelecek kuşaklara ibret; muttakilere[1] de öğüt olarak yaptık.
Kur'an-ı Kerim Gerçek
Böylece, bunu, aynı dönemde yaşayanlara ve sonra gelecek olanlara uyarıcı bir örnek; sorumluluk bilinci taşıyanlara da bir öğüt yaptık.
Süleymaniye Vakfı Meali
Bunu, o gün yaşayanlara ve arkadan gelenlere ders ve müttakilere[1] öğüt olsun diye yapmıştık.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Bu cezayı çağdaşlarına ve sonraki kuşaklara bir ibret ve erdemli insanlar için de bir öğüt yaptık.
Kur’an Meal-Tefsir
Bunu öndekilere (onları görenlere) ve arkalarındakilere (ibretlik) bir ceza, muttakîler (duyarlı olanlar) için de bir öğüt kılmıştık.
The Final Testament
We set them up as an example for their generation, as well as subsequent generations, and an enlightenment for the righteous.
The Quran: A Monotheist Translation
So it was that We made it into an example for what had happened in it and also what had passed, and a reminder to the righteous.
Quran: A Reformist Translation
We did this as a punishment for what they had done on it and afterwards, and a reminder to the righteous.
The Clear Quran
So We made their fate an example to present and future generations, and a lesson to the God-fearing.
Tafhim commentary
And thus We made their end a warning for the people of their own time and for the succeeding generations, and an admonition to the God-fearing.
Al- Muntakhab
Such fateful attribute We ascribed to them was intended to serve as an example to their contemporaries and to those who would follow, as well as a caution to those who entertain the profound reverence dutiful to Allah.
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
And We made it a deterrent punishment for those who were present and those who succeeded [them] and a lesson for those who fear Allah.