18. Kehf Suresi 86. ayet Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı

Sonunda güneşin battığı yere kadar ulaştı ve onu kara çamurlu bir gözede batmakta buldu, yanında bir kavim gördü. Dedik ki: "Ey Zu'l-Karneyn, (istiyorsan onları) ya azaba uğratırsın veya içlerinde güzelliği (geçerli ilke) edinirsin."
حَتّٰٓى اِذَا بَلَغَ مَغْرِبَ الشَّمْسِ وَجَدَهَا تَغْرُبُ ف۪ي عَيْنٍ حَمِئَةٍ وَوَجَدَ عِنْدَهَا قَوْماًۜ قُلْنَا يَا ذَا الْقَرْنَيْنِ اِمَّٓا اَنْ تُعَذِّبَ وَاِمَّٓا اَنْ تَتَّخِذَ ف۪يهِمْ حُسْناً
Hatta iza belega magribeş şemsi vecedeha tagrubu fi aynin hamietin ve vecede indeha kavma, kulna ya zel karneyni imma en tuazzibe ve imma en tettehıze fihim husna.
Ayetbul | Kuran Mealleri | Quran | Kehf suresi 86. ayet

Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Sonunda güneşin battığı yere kadar ulaştı ve onu kara çamurlu bir gözede batmakta buldu, yanında bir kavim gördü. Dedik ki: "Ey Zu'l-Karneyn, (istiyorsan onları) ya azaba uğratırsın veya içlerinde güzelliği (geçerli ilke) edinirsin."
Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an Çözümü
Ta Güneş'in battığı yere ulaştığında, onu koyu bir karanlık suda batarken buldu. . . (Bir de) o bölgede bir toplum buldu! Dedik: "Ey Zül-Karneyn! İster (onlara) azap edersin; ister haklarında bir güzellik oluşturursun. "
Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Nihayetgüneşin battığı yere varınca,güneşi kopkoyu bir suda batıyormuş gibi gördü. Orada bir topluluğa rastladı. "Ey Zülkarneyn!Onları ister cezalandır, ister onlara karşı iyi davran!" dedik.
Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
Güneşin battığı yere varınca, onu siyah balçıklı bir su gözesinde batar (gibi) buldu. Orada (kafir) bir kavim gördü. "Ey Zülkarneyn! Ya (onları) cezalandırırsın ya da haklarında iyilik yolunu tutarsın" dedik.
Edip Yüksel (Eski Baskı) Mesaj: Kuran Çevirisi
Uzak batıya varınca güneşi büyük bir okyanusta batar buldu ve orada bir topluluk ile karşılaştı. 'Ey İki Nesil Sahibi, dilersen onları cezalandır, dilersen onlara iyi davran,' dedik.
Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Ta gün batıya vardığı vakit onu balçıkla bir gözde gurub ediyor buldu, bir de bunun yanında bir kavim buldu, dedik ki: ey Zülkarneyn! ya ta'zib edersin veya haklarında bir güzellik ittihaz eylersin
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Güneşin battığı yere vardığında onu, balçıklı bir kaynakta batıyor buldu. Ayrıca onun yanında bir kavim gördü. Dedik ki: "Ey Zulkarneyn, ya onları cezalandırırsın veya haklarında bir güzel muamelede bulunursun."
Gültekin Onan
Sonunda güneşin battığı yere kadar ulaştı ve onu kara çamurlu bir gözede batmakta buldu, yanında bir kavim gördü. Dedik ki: "Ey Zu'l-Karneyn, (istiyorsan onları) ya azaba uğratırsın veya içlerinde güzeliği (geçerli ilke) edinirsin."
Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
Nihayet güneşin batdığı yere ulaşınca onu kara bir balçıkda batar buldu. Bunun yanında da bir kavm buldu. Dedik ki: "Zülkarneyn, (onları) ya azaba uğratmanda, yahud haklarında güzellik (tarafını) tutman (da serbestsin)".
İbni Kesir
En sonunda güneşin battığı yere vardığı zaman; onu kara bir suda batıyor buldu. Orada bir kavme rastladı. Zülkarneyn, onlara azab da edebilirsin, iyi muamelede de bulunabilirsin, dedik.
Muhammed Esed Kur'an Mesajı
(Batıya doğru giderek) günün birinde güneşin battığı yere vardı; (güneş) ona kopkoyu, bulanık bir suya dalıyormuş gibi göründü. Ve orada (kötülüğün her çeşidine gömülüp gitmiş) bir kavme rastladı. Ona, "Sen ey Zulkarneyn!" dedik, ("Onlara) azap da edebilirsin, yüce gönüllü de davranabilirsin!"
Şaban Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Sonunda, güneşin battığı yere varınca, onu kara bir çamurda, bir göze de batarken buldu. Orada da bir kavim buldu. Ona dedik ki: -Ey Zülkarneyn, onları ister cezalandır; ister iyi davran.
Suat Yıldırım Kuran-ı Kerim ve Meali
Nihayet Batıya ulaştığında, güneşi adeta kara bir balçıkta batar vaziyette buldu. Orada yerli bir halk bulunuyordu. Biz: "Zülkarneyn!" dedik, "ister onlara azab edersin, ister güzel davranırsın."
Süleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Nihayet güneşin battığı yere ulaşınca onu, kara balçıklı bir gözede batar buldu. Onun yanında da bir kavim buldu. Dedik ki: "Ey Zu'l-Karneyn, (onlara) ya azab edersin veya kendilerine güzel davranırsın (onları güzellikle yola getirirsin. Nasıl istersen öyle yaparsın)."
Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim Meali
Nihayet, Güneş'in battığı yere varınca onu kara balçıklı bir gözede batar buldu. Onun yanında bir de kavim buldu. Dedik ki: "Ey Zülkarneyn, ya bunlara azap edersin ya da haklarında güzel bir tavrı esas alırsın."
Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’an
Nihayet güneşin battığı yere ulaşınca, orada kara balçığa (benzer) bir su gözesinde (güneşi) batar buldu; ve orada yerleşik bir topluluğa rastladı. Biz "Ey Zülkarneyn!" dedik, "(Zulmederek) azab da çektirebilirsin, onlar hakkında (adil davranarak) güzel bir yönetim de benimseyebilirsin;
Erhan Aktaş Kerim Kur'an
Nihayet o, Güneş'in battığı yere vardığı zaman, onu koyu bir suda batıyor buldu. Bir de bunun yanında bir halkla karşılaştı. "Ey Zu'l-Karneyn! Dilersen onları cezalandırırsın, dilersen onlara iyilik edersin.[1]" dedik.
Erhan Aktaş (Eski Baskı) Kerim Kur'an
Nihayet o, Güneş'in battığı yere vardığı zaman, onu koyu bir suda batıyor buldu. Bir de bunun yanında bir halkla karşılaştı. "Ey Zu'l-Karneyn! "Dilersen onları cezalandırırsın, dilersen onlara iyilik edersin.[1]" dedik.
Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim Gerçek
Güneşin battığı yere ulaştığında, çok koyu bulanık bir suya batarken buldu. Ve orada, bir toplumla karşılaştı. Dedik ki: "Ey Zulkarneyn! İstersen onları cezalandırırsın, istersen güzel davranırsın!"
Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı Meali
Uzak batıya ulaşınca onu, güneşi sıcak sularda batar buldu. Orada bir topluluğa rastladı. Dedik ki "Bak Zülkarneyn! Onları sıkıntıya sokabileceğin gibi iyi davranış da gösterebilirsin."
Edip Yüksel Mesaj: Kuran Çevirisi
Uzak batıya varınca güneşi büyük bir okyanusta batar buldu ve orada bir topluluk ile karşılaştı. "Ey İki Nesil Sahibi, dilersen onları cezalandır, dilersen onlara iyi davran" dedik.
Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir
Sonunda güneşin battığı yere[1] varınca, onu kara balçık bir (su) kaynağında batar bulmuştu. Onun yanında (orada) bir toplum bulmuştu. Bunun üzerine "Ey Zülkarneyn! Onlara ya (kötü yöneterek) azap edersin ya da haklarında güzel davranma yolunu seçersin." demiştik.
Əlixan Musayev
Nəhayət, günəşin batdığı yerə gəlib çatdıqda onu qara palçıqlı bir çeşmədə batan gördü. (Zülqərneyn) onun yanında bir tayfaya rast gəldi. Biz buyurduq: “Ey Zülqərneyn! Sən ya onları cəzalandırmalı, ya da onlarla yaxşı rəftar etməlisən!”
Bünyadov-Məmmədəliyev
Nəhayət, günəşin batdığı yerə gəlib çatdıqda onu qara palçıqlı bir çeşmədə (lehməli bir suda) batan gördü. O, çeşmənin yanında (Allahı tanımayan, kafir) bir tayfa da gördü. Biz ona belə buyurduq: “Ya Zülqərneyn! Sən onlara (imana gəlməsələr) əzab da verə bilərsən, (haqq yola dəvət edib) onlarla yaxşı rəftar da edə bilərsən!”
Ələddin Sultanov
Nəhayət, günəşin batdığı yerə gəlib çatanda onu palçıqlı bir gölməçədə batan gördü. Gölməçənin yanında da bir qövm gördü. Biz: “Ey Zülqərneyn! Ya (onlara) əzab verməli, ya da onlar barəsində yaxşılıq yolunu tutmalısan!” – dedik. (Təfsirlərdə qeyd olunduğuna görə, Zülqərneyn qərbdə Sakit okeanına, yaxud Qara dənizə qədər getmiş və orada günəşin dəniz üfqündə batmasını seyr etmişdi. Bu zaman günəş dumanla örtülü dəniz üfqündə, sanki palçıqlı bir su gölməçəsinə batırmış kimi görünürdü. Sahildə qarşılaşdığı qövm isə kafir idi. Ona görə də Allah-Təala bu qövmü cəzalandırmaq, yaxud irşad etmək üçün Zülqərneyni onların yanına göndərmişdi.)
Rashad Khalifa The Final Testament
When he reached the far west, he found the sun setting in a vast ocean, and found people there. We said, "O Zul-Qarnain, you can rule as you wish; either punish, or be kind to them."
The Monotheist Group The Quran: A Monotheist Translation
Until he reached the setting of the sun; he found it setting at a hot spring, and he found a people near it. We said: "O Two Horned One, either you shall punish, or you shall do them good."
Edip-Layth Quran: A Reformist Translation
Until he reached the setting of the sun, and he found it setting at a black water, and he found near it a people. We said, "O Two Eras, either you are to punish, or you are to do them good."
Mustafa Khattab The Clear Quran
until he reached the setting ˹point˺ of the sun, which appeared to him to be setting in a spring of murky water, where he found some people. We said, "O Ⱬul-Qarnain! Either punish them or treat them kindly."
Al-Hilali & Khan
Until, when he reached the setting place of the sun, he found it setting in a spring of black muddy (or hot) water. And he found near it a people. We (Allâh) said (by inspiration): "O Dhul-Qarnain! Either you punish them, or treat them with kindness."
Abdullah Yusuf Ali
Until, when he reached the setting of the sun, he found it set in a spring of murky water: Near it he found a People: We said: "O Zul-qarnain! (thou hast authority,) either to punish them, or to treat them with kindness."
Marmaduke Pickthall
Till, when he reached the setting-place of the sun, he found it setting in a muddy spring, and found a people thereabout. We said: O Dhu'l-Qarneyn! Either punish or show them kindness.
Abul A'la Maududi Tafhim commentary
until when he reached the very limits where the sun sets,[1] he saw it setting in dark turbid waters;[2] and nearby he met a people. We said: "O Dhu al-Qarnayn, you have the power to punish or to treat them with kindness."[3]
Taqi Usmani
until when he reached the point of sunset, he found it setting into a miry spring, and found a people near it. We said, "O Dhul-Qarnain, either punish them or adopt good behavior with them."
Abdul Haleem
then, when he came to the setting of the sun, he found it [seemed to be] setting into a muddy spring. Nearby he found some people and We said, ‘Dhu ’l-Qarnayn, you may choose [which of them] to punish or show kindness to.’
Mohamed Ahmed - Samira
Till he reached the point of the setting sun, and saw it set behind a muddy lake, and near it found a people. We said: "O Dhu'l-Qarnain, you may either punish them or treat them with kindness."
Muhammad Asad
[And he marched westwards] till, when he came to the setting of the sun, it appeared to him that it was setting in a dark, turbid sea; and nearby he found a people [given to every kind of wrongdoing]. We said: "O thou Two-Horned One! Thou mayest either cause [them] to suffer or treat them with kindness!"
Abdel Khalek Himmat Al- Muntakhab
He took the lead in an expedition toward he west until he reached a body of water -said to be the Atlantic Ocean, or more likely a mirky land abounding in swamps– where -he thought when viewing the horizon- the sun sets and where he found a -disorderly and unruly- people over whom We gave him authority. We left to him the manner of dealing with them. Either you punish them, We said or show them kindness;
Progressive Muslims
Until he reached the setting of the sun, and he found it setting at a boiling lake, and he found near it a people. We said: "O Two Eras, either you are to punish, or you are to do them good."
Shabbir Ahmed
(Conquering land to the West toward Lydia, he reached as far as the Black Sea. ) The sun was setting and it appeared to him as if it was setting in the dark waters. (The local nation, given to wrongdoing, fought against him and lost). We said, "O Zul-Qarnain! Either punish or be kind to them."
Syed Vickar Ahamed
Until, when he reached the setting place of the sun, he found it set in a pool of murky water: And near it he found a people: We said: "O Zul-Qarnain! You either punish them or treat them with kindness. "
Sahih International (Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
Until, when he reached the setting of the sun, he found it [as if] setting in a spring of dark mud, and he found near it a people. Allah said, "O Dhul-Qarnayn, either you punish [them] or else adopt among them [a way of] goodness."
Ali Quli Qarai
When he reached the place where the sun sets, he found it setting in a muddy spring, and by it he found a people. We said, ‘O Dhul Qarnayn! You may either punish them, or treat them with kindness.’
Bijan Moeinian
If you want, punish them (for their wrongdoings and style of life) or (forgive their past behavior and) rule them with kindness. "
George Sale
until he came to the place where the sun setteth; and he found it to set in a spring of black mud; and he found near the same a certain people. And we said, O Dhu'lkarnein, either punish this people, or use gentleness towards them.
Mahmoud Ghali
Until, when he reached the setting of the sun, (The western part of the then known world) he found it setting in a muddy spring, and he found a people at it. We said, "O Thulqarnayn, either you will torment (them) or you will take to yourself towards them a fair (way)."
Amatul Rahman Omar
So that when he reached (the land of) the setting of the sun, (the western most part of his empire,) he found it (- the sun) disappearing (as if) in a vast muddy pool of murky water (- the Black Sea), and close to it he found a certain people. We said, `Dhul-Qarnain! you may either punish (them) or treat them with kindness. (They being at your disposal.)'
E. Henry Palmer
until when he reached the setting of the sun, he found it setting in a black muddy spring, and he found thereat a people. ' We said, 'O Dhu 'l Qarnain! thou mayest either torment these people, or treat them well.'
Arthur John Arberry
until, when he reached the setting of the sun, he found it setting in a muddy spring, and he found nearby a people. We said, 'O Dhool Karnain, either thou shalt chastise them, or thou shalt take towards them a way of kindness.'
Aisha Bewley
until he reached the setting of the sun and found it setting in a muddy spring and found a people by it. We said, ‘Dhu’l-Qarnayn! You can either punish them or else you can treat them with gentleness.’
Sam Gerrans The Qur'an: A Complete Revelation
When he had reached the setting of the sun, and found it setting in a murky spring, and found a people nearby, We said: “O Dhūl-Qarnayn: thou shalt either punish, or take concerning them good.”
Эльмир Кулиев
Когда он прибыл туда, где закатывается солнце, он обнаружил, что оно закатывается в мутный (или горячий) источник. Около него он нашел народ. Мы сказали: "О Зуль Карнейн! Либо ты накажешь их, либо сделаешь им добро".