18. Kehf Suresi 21. ayet Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı

Böylece, Allah'ın va'dinin hak olduğunu ve gerçekten kıyametin, kendisinde şüphe bulunmadığını bilmeleri için (şehir halkına ve sonraki insan kuşaklarına) onları buldurmuş olduk. (Onları görenler) Kendi aralarında durumlarını tartışıyorlardı, (bir kısmı) dedi ki: "Onların üstüne bir bina inşa edin, Rableri onları daha iyi bilir." Onların işine galip gelen (sözleri geçen)ler ise: "Üstlerine mutlaka bir mescid yapmalıyız" dediler.
وَكَذٰلِكَ اَعْثَرْنَا عَلَيْهِمْ لِيَعْلَمُٓوا اَنَّ وَعْدَ اللّٰهِ حَقٌّ وَاَنَّ السَّاعَةَ لَا رَيْبَ ف۪يهَاۚ اِذْ يَتَنَازَعُونَ بَيْنَهُمْ اَمْرَهُمْ فَقَالُوا ابْنُوا عَلَيْهِمْ بُنْيَاناًۜ رَبُّهُمْ اَعْلَمُ بِهِمْۜ قَالَ الَّذ۪ينَ غَلَبُوا عَلٰٓى اَمْرِهِمْ لَنَتَّخِذَنَّ عَلَيْهِمْ مَسْجِداً
Ve kezalike a'serna aleyhim li ya'lemu enne va'dallahi hakkun ve ennes saate la reybe fiha, iz yetenazeune beynehum emrehum fe kalubnu aleyhim bunyana, rabbuhum a'lemu bihim, kalellezine galebu ala emrihim le nettehızenne aleyhim mescida.
Ayetbul | Kuran Mealleri | Quran | Kehf suresi 21. ayet

Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Böylece, Allah'ın va'dinin hak olduğunu ve gerçekten kıyametin, kendisinde şüphe bulunmadığını bilmeleri için (şehir halkına ve sonraki insan kuşaklarına) onları buldurmuş olduk. (Onları görenler) Kendi aralarında durumlarını tartışıyorlardı, (bir kısmı) dedi ki: "Onların üstüne bir bina inşa edin, Rableri onları daha iyi bilir." Onların işine galip gelen (sözleri geçen)ler ise: "Üstlerine mutlaka bir mescid yapmalıyız" dediler.
Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an Çözümü
Böylece onlar hakkında bilgilendirdik ki, Allah'ın bildiriminin Hak olduğunu (ba'sı) ve o saatin (ölümün) şüphe götürmez olduğunu bilsinler! Hani onlar, aralarında onların olayını tartışıyorlardı. . . Şöyle dediler: "Onlar üzerine bina yapın; (ne olduklarını) Rableri daha iyi bilir". . . Onların hakkında sözü geçenler ise; "Elbette biz onların (Ashab-ı Kehf'in) üzerine ibadethane yapacağız" dediler.
Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Böylece Allah'ın vaadinin gerçek olduğunu ve kıyametin kopacağından şüphe edilemeyeceğini bilmeleri için, insanların onları bulmalarını sağladık. Çünkü, halk onların durumunu aralarında tartışıyorlardı. "Onların adına bir bina yapın" diyorlardı. Oysa, onları en iyi Rabbleri bilir. Tartışmayı kazananlar, "Onlaradına elbette bir mescit yapacağız" dediler.
Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
Böylece biz, (insanları) onların halinden haberdar ettik ki, Allah'ın va'dinin hak olduğunu ve kıyametin gerçekleşmesinde de hiçbir şüphe olmadığını bilsinler. Hani onlar (olayın mucizevi tarafını ve asıl hikmetini bırakmışlar da) aralarında onların durumunu tartışıyorlardı. (Bazıları), "Onların üstüne bir bina yapın, Rableri onların halini daha iyi bilir" dediler. Duruma hakim olanlar ise, "Üzerlerine mutlaka bir mescit yapacağız" dediler.
Edip Yüksel (Eski Baskı) Mesaj: Kuran Çevirisi
Böylece onları (halka) buldurduk ki ALLAH'ın sözünün gerçek olduğunu öğrensinler ve Saat (dünyanın sonu) konusunda da kuşkuları kalmasın. Halk onların durumunu aralarında tartışırken bir kısmı, 'Onların üzerine bir bina yapın,' dedi. Rab'leri onları daha iyi bilir. Onların durumuna karar verme yetkisini ellerine geçirenler, 'Onların üstüne bir mescid yapacağız,' dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Bu suretle de kendilerine vukuf peyda ettirdik ki Allahın va'di hakk olduğunu ve saat, hakıkaten şüphesiz bulunduğunu bilsinler, o sırada aralarında emirlerine niza' ediyorlardı, bunun üzerine dediler ki: üstlerine bir bina yapın, rabları onları daha iyi bilir, onların emri üzerine galebe etmiş olanlar elbette, dediler: biz bunların üzerine bir mescid ediniriz
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Böylece kendilerini haberdar ettik ki, Allah'ın va'dinin hak olduğunu ve kıyamet gününün şüphesiz bulunduğunu bilsinler. O sırada kavimleri kendi aralarında bunların olayını tartışıyorlardı. Bunun üzerine dediler ki: "Üstlerine bir bina yapın; Rableri onları daha iyi bilir!" Düşmanlarına karşı galip gelenler: "Biz muhakkak bunların üzerine bir mescit yaparız." dediler.
Gültekin Onan
Böylece, Tanrı'nın vaadinin hak olduğunu ve gerçekten kıyametin, kendisinde şüphe bulunmadığını bilmeleri için (şehir halkına ve sonraki insan kuşaklarına) onları buldurmuş olduk. (Onları görenler) Kendi aralarında buyruklarını / buyrultularını (isteklerini) tartışıyorlardı, (bir kısmı) dedi ki: "Onların üstüne bir bina inşa edin, rableri onları daha iyi bilir." Onların buyrultularına galip gelen (sözleri geçen)ler ise: "Üstlerine mutlaka bir mescid yapmalıyız" dediler.
Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
Böylece (kullarımızı ve mü'minleri) onlar (ın ahvaaline) muttali' kıldık ki Allahın (tekrar dirilteceğine dair olan) va'dinin şübhesiz bir hak olduğunu, kıyamet (in vukuunda) da hiç bir şübhe bulunmadığını bilmiş olsunlar. O sırada onlar, bunların işini aralarında niza'laşıyorlardı. Bunun üzerine "Onların etrafına bir bina yapın" dediler. Rabları onları daha iyi bilendir. Onların işine gaalib (ve vaakıf) olanlar ise: "Mutlakaa yanlarında bir mescid edineceğiz" dedi (ler).
İbni Kesir
Böylece, insanların onları bulmalarını sağladık ki Allah'ın sözünün gerçek olduğunu ve kıyametin kopmasından şüphe edilmeyeceğini bilsinler. Nitekim bunlar hakkında çekişip duruyorlar: Onların mağaralarının önüne bir bina kurun, diyorlardı. Halbuki Rabbları onları çok daha iyi bilendir. Onların yerlerine galib gelenler ise: Onların mağaralarının önüne mutlaka bir mescid yapacağız, dediler.
Muhammed Esed Kur'an Mesajı
İşte bu yolla (insanların) dikkatini onların kıssası üzerine çektik, ki onların başına gelenler konusunda aralarında tartıştıkları zaman bilsinler ki, Allah'ın (ölümden sonraki kalkış konusundaki) vaadi bütünüyle gerçektir ve Son Saat'in gelip çatacağına hiç şüphe yoktur. Ve böylece (o şehrin ahalisinden) bazıları: "Onların anısına bir anıt dikin; onların başına gelen her neyse, bunu en iyi Allah bilir" dediler. Görüşleri genel kabul gören başkaları ise: "Doğrusu, onların anısına mutlaka bir mescid yükseltmeliyiz!" dediler.
Şaban Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
İşte bu şekilde insanların onları bulmalarını sağladık ki Allah'ın vaadinin gerçek olduğunu ve kıyamet hakkında şüphe olmayacağını bilsinler. Aralarında onların durumunu tartışıyorlardı. -Onların üzerine bina yapın. Onları en iyi Rableri bilir, diyorlardı. Onlar hakkında tartışmada galip gelenler: -Oraya mescid yapacağız, dediler.
Suat Yıldırım Kuran-ı Kerim ve Meali
Fakat bizim takdirimiz başka idi. Nasıl onları uyutup sonra uyandırdıksa, aynı şekilde öbür kullarımızı da Ashab-ı Kehfin durumundan haberdar ettik ki, Allah'ın haşir vadinin gerçeğin ta kendisi olup hakkında hiçbir şüphe olmayacağını onlar da anlasınlar. Derken onları bulan halk, kendi aralarında onlar hakkında ne yapacaklarını tartışmaya girişti. Bazıları: "Onların anısına bir anıt dikin, biz gerçek durumlarını anlayamadık, onların Rabbi hallerini pek iyi bilir" derken, görüşleri ağır basan müminler ise: "Mutlaka onların yanı başlarına bir mescid yapacağız." dediler.
Süleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
(Nasıl onları uyutup sonra uyandırdıksa yine) böylece onları (bazı insanlara) buldurduk ki, Allah'ın (öldükten sonra diriltme) va'dinin gerçek olduğunu ve (Duruşma) saatin(in geleceğin)de asla şüphe olmadığını bilsinler. (Bulanlar), o sırada kendi aralarında onların durumlarını tartışıyorlardı: "Onların üstüne bir bina yapın!" dediler. Rableri onları daha iyi bilir. Onların işine gaalip gelen(yetkili)ler: "Mutlaka onların üstüne bir mescid yapacağız" dediler.
Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim Meali
Böylece insanları onlar hakkında bilgilendirdik ki, Allah'ın vaadinin hak, kıyamet saatinin de kuşkusuz olduğunu bilsinler. Çünkü onlar, aralarında mağara yaranının durumunu tartışıyorlardı. "Onların üstüne bir bina kurun." dediler. Rableri onları daha iyi bilir. Onlar hakkında görüşleri galip gelenlerse şöyle dediler: "Üzerlerine mutlaka bir mescit edineceğiz."
Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’an
İşte bu yöntemle onların hikayesini (insanlara) aktardık ki, Allah'ın vaadinin bütünüyle gerçek olduğunu ve Son Saat'in gelip çatacağından kuşku duyulmaması gerektiğini bilip fark etsinler. O zamanlar, (işin bu yanını bırakıp) onların eylemini aralarında tartışmaya başladılar. Onlardan bir kısmı "Onların hatırasına anıtsal bir kitabe dikin; onların gerçek konumunu Rableri daha iyi bilir" dediler. Onların yönetimini ellerine geçirmiş olan egemen sınıfa mensup berikiler ise "(Kararımız) kesindir: onların üzerine ille de bir mabed yapılacaktır!" dediler.
Erhan Aktaş Kerim Kur'an
Böylece, Allah'ın verdiği sözün gerçek olduğunu, o Sa'at'in[1] kesin olduğunu bilmeleri için onları haberdar ettik. O zaman, onların durumu hakkında aralarında tartışıyorlardı. "Onların üzerlerine bir bina yapın; onların Rabb'leri, onları daha iyi bilir." dediler. Düşünceleri kabul edilenler: "Onların üzerlerine bir mescid yapalım." dediler.
Erhan Aktaş (Eski Baskı) Kerim Kur'an
Böylece, Allah'ın verdiği sözün gerçek olduğunu, o saat[1] hakkında hiç kuşku olmadığını bilmeleri için onları haberdar ettik. O zaman, onların durumu hakkında aralarında tartışıyorlardı." Onların üzerlerine bir bina yapın; onların Rabb'leri, onları daha iyi bilir." dediler. Düşünceleri kabul edilenler: "Onların üzerlerine bir mescid[2] yapalım." dediler.
Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim Gerçek
Ve işte böylece, onların bilinmesini sağladık ki, Allah'ın verdiği sözün kesinlikle gerçek olduğunu ve evrenlerin sonu hakkında kuşku olmadığını bilsinler. Onların durumunu aralarında tartıştıklarında, "Üstlerine bir yapı kurun!" dediler. Efendileri, onları bilir. Görüşleri öne çıkanlar ise şöyle dediler: "Üstlerine kesinlikle bir yakarış yeri yapacağız!"
Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı Meali
Öteki insanlar bunların durumunu aralarında tartıştıkları bir sırada, bunları birden bire karşılarına çıkardık ki böylece Allah'ın sözünün doğru olduğunu, kıyamet saatinde şüphe edilemeyeceğini bilsinler. Sonra dediler ki "Onların üzerine bir anıt yapın. Rableri onları çok iyi bilir." Sözü dinlenenler dediler ki "Onların üzerine bir mescit[1] yapacağız".
Edip Yüksel Mesaj: Kuran Çevirisi
Böylece onları buldurduk ki ALLAH'ın sözünün gerçek olduğunu öğrensinler ve o an konusunda da kuşkuları kalmasın. Halk onların durumunu aralarında tartışırken bir kısmı, "Onların üzerine bir bina yapın" dedi. Efendi'leri onları daha iyi bilir. Onların durumuna karar verme yetkisini ellerine geçirenler, "Onların üstüne bir mescid yapacağız" dediler.[1]
Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir
Böylece (insanları) onlardan haberdar etmiştik ki Allah'ın vaadinin gerçek olduğunu ve o (Son) Saat'te şüphe olmadığını bilsinler. Hani aralarında onların durumunu tartışıyor ve şöyle diyorlardı: "Üzerlerine bir bina yapın! Rableri onları çok iyi bilendir." Onların durumunu bilenler ise "Biz elbette onların üzerlerine (yanlarına) bir mescit yapacağız"[1] demişlerdi.
Əlixan Musayev
Beləcə, (insanları) onların halından xəbərdar etdik ki, Allahın vədinin həqiqət olduğunu və o Saatın gələcəyinə şübhə olmadığını bilsinlər. O zaman (möminlər və kafirlər) öz aralarında onların işi barəsində mübahisə edirdilər. (Bəziləri): “Onların üstündə bir bina tikin. Rəbbi onların halını daha yaxşı bilir!”– dedilər. (Mübahisədə) üstün gələnlər isə: “Onların (məzarı) üstündə mütləq bir məscid tikəcəyik!”– dedilər.
Bünyadov-Məmmədəliyev
(İnsanları–Tərsusun əhalisini) onların halı ilə beləcə tanış etdik ki, Allahın (məxluqatın öləndən sonra diriləcəyi haqqındakı) vədinin doğru olduğunu və qiyamətin qopacağına əsla şübhə olmadığını bilsinlər. O zaman (Tərsusdakı möminlər və kafirlər) öz aralarında onların (əshabi-kəhfin) işi (və ya insanın öləndən sonra dirilib-dirilməyəcəyi, dirilmənin yalnız ruhla, yaxud ruh və bədənlə birlikdə olacağı kimi dini məsələlər) barəsində mübahisə edirlər. (Nəhayət, əshabi-kəhf öldükdən sonra kafirlər) dedilər: “Onların üstündə bir bina tikin. Rəbbi (onların öldüyünü, yaxud yenidən yuxuya getdiyini və nəyə etiqad etdiyini) daha yaxşı bilir!” Onların (əshabi-kəhfin) haqqındakı mübahisədə qalib gələnlər (möminlər) isə: “Onların (məzarı) üstündə (Allaha ibadət etmək məqsədilə) bir məscid tikəcəyik!” – dedilər.
Ələddin Sultanov
Beləcə (insanları) onların halından xəbərdar etdik ki, Allahın vədinin haqq olduğunu və qiyamətin qopacağına dair heç bir şübhə olmadığını bilsinlər. O zaman aralarında onların (Əshabi-kəhfin) məsələsini müzakirə edərək: “Onların üstündə bir bina tikin! Rəbbi onları ən yaxşı biləndir”, - dedilər. Onların işinə bələd olanlar isə: “Biz onların yanında bir məscid tikəcəyik!” - dedilər.
Rashad Khalifa The Final Testament
We caused them to be discovered, to let everyone know that GOD's promise is true, and to remove all doubt concerning the end of the world. The people then disputed among themselves regarding them. Some said, "Let us build a building around them." Their Lord is the best knower about them. Those who prevailed said, "We will build a place of worship around them."
The Monotheist Group The Quran: A Monotheist Translation
And as such, We revealed their case so that they would know that the promise of God is true and that there is no doubt regarding the Hour. They argued among themselves regarding them, so they said: "Erect a monument for them!" Their Lord is fully aware of them, those who managed to win the argument said: "We will construct a temple over them."
Edip-Layth Quran: A Reformist Translation
Thus We let them be discovered so that they would know that God's promise is true and that there is no doubt regarding the moment. They argued amongst themselves regarding them, so they said, "Erect a monument for them!" Their Lord is fully aware of them. Those who managed to win the argument said, "We will construct a temple over them."
Mustafa Khattab The Clear Quran
That is how We caused them to be discovered so that their people might know that Allah’s promise ˹of resurrection˺ is true and that there is no doubt about the Hour.[1] When the people disputed with each other about the case of the youth ˹after their death˺,[2] some proposed, "Build a structure around them. Their Lord knows best about them." Those who prevailed in the matter said, “We will surely build a place of worship over them.”
Al-Hilali & Khan
And thus We made their case known (to the people), that they might know that the Promise of Allâh is true, and that there can be no doubt about the Hour. (Remember) when they (the people of the city) disputed among themselves about their case, they said: "Construct a building over them; their Lord knows best about them;" (then) those who won their point said (most probably the disbelievers): "We verily shall build a place of worship over them."
Abdullah Yusuf Ali
Thus did We make their case known to the people, that they might know that the promise of Allah is true, and that there can be no doubt about the Hour of Judgment. Behold, they dispute among themselves as to their affair. (Some) said, "Construct a building over them": Their Lord knows best about them: those who prevailed over their affair said, "Let us surely build a place of worship over them."
Marmaduke Pickthall
And in like manner We disclosed them (to the people of the city) that they might know that the promise of Allah is true, and that, as for the Hour, there is no doubt concerning it. When (the people of the city) disputed of their case among themselves, they said: Build over them a building; their Lord knoweth best concerning them. Those who won their point said: We verily shall build a place of worship over them.
Abul A'la Maududi Tafhim commentary
Thus did We make their case known to the people of the city[1] so that they might know that Allah's promise is true, and that there is absolutely no doubt that the Hour will come to pass.[2] But instead of giving thought to this, they disputed with one another concerning the People of the Cave, some saying: "Build a wall over them.[3] Their Lord alone knows best about them." But those who prevailed over their affairs[4] said: "We shall build a place of worship over them."[5]
Taqi Usmani
And in this way, We made them known to the people (of the city), so that they realize that Allah’s promise is true, and that there is no doubt about the Hour (the Day of Resurrection). When they were disputing among themselves in their matter, they said, "Erect a building over them. Their Lord knows them best." Said those who prevailed in their matter, “We will certainly make a mosque over them.”
Abdul Haleem
In this way We brought them to people’s attention so that they might know that God’s promise [of resurrection] is true and that there is no doubt about the Last Hour, [though] people argue among themselves. [Some] said, ‘Construct a building over them: their Lord knows best about them.’ Those who prevailed said, ‘We shall build a place of worship over them.’
Mohamed Ahmed - Samira
Thus did We inform the people about them that they may know the promise of God is true, and there is no doubt that the Hour will come. As they were arguing among themselves as to what should be done with them, (some) said: "Erect a monument over them. Their Lord is best cognisant of them." Those who prevailed, said: "We shall build a place of worship over their (sepulchre)."
Muhammad Asad
AND IN THIS way have We drawn [people's] attention to their story, so that they might know - whenever they debate among themselves as to what happened to those [Men of the Cave] that God's promise [of resurrection] is true, and that there can be no doubt as to [the coming of] the Last Hour. And so, some [people] said: "Erect a building in their memory; God knows best what happened to them." Said they whose opinion prevailed in the end: "Indeed, we must surely raise a house of worship in their memory!"
Abdel Khalek Himmat Al- Muntakhab
To serve Our purpose We ordained that their identity be revealed so that they, as well as others, would realize that the promise of Allah is truth personified and that the Day of Judgement is a certainty. The aftermath of the event resolved itself in the manner that was inevitably expected. The people who by then had conformed to Allah's will –Christians- debated the number and the event and its significance, some concluding to construct a memorial on the site, others whose decision prevailed resolved to erect a house of worship thereon.
Progressive Muslims
And as such, We revealed their case so that they would know that God's promise is true and that there is no doubt regarding the Hour. They argued amongst themselves regarding them, so they said: "Erect a monument for them!" Their Lord is fully aware of them, those who managed to win the argument said: "We will construct a temple over them."
Shabbir Ahmed
And in this way We caused them to be discovered (their mission had succeeded), and everyone realized that Allah's Promise is always true. There remained no doubt about the Revolution. (The Dwellers of the Cave were revered by their nation as the Divine Order was restored. Time went by and they passed on. The reverence of the people took a turn). Some people said, "Erect a building in their memory. God knows best their true stature." Others, whose opinion prevailed, said, "Indeed, we must raise a house of worship in their memory." The building in which they would submit to the One True God, like a Masjid. (But they converted the building into a monastery and placed huge tombstones with superstitious inscriptions, another RAQEEM but man-made. The sanctuary became a haven for nuns and monks).
Syed Vickar Ahamed
Thus We made their story known to the people, that they might know that the Promise of Allah is true, and that there may be no doubt about the Hour of Judgment. (Remember) they argued within about their affair. (Some) said, "Construct a building over them:" Their Lord knows best about them: Then those who were in control over their affair said, "Surely, let us build a place of worship over them."
Sahih International (Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
And similarly, We caused them to be found that they [who found them] would know that the promise of Allah is truth and that of the Hour there is no doubt. [That was] when they disputed among themselves about their affair and [then] said, "Construct over them a structure. Their Lord is most knowing about them." Said those who prevailed in the matter, "We will surely take [for ourselves] over them a masjid."
Ali Quli Qarai
So it was that We let them come upon them, that they might know that Allah’s promise is true, and that there is no doubt in the Hour. As they were disputing among themselves about their matter, they said, ‘Build a building over them. Their Lord knows them best.’ Those who had the say in their matter said, ‘We will set up a place of worship over them.’
Bijan Moeinian
Thus (when the man went to the city) I revealed their secret (which they, themselves, had not discovered yet) to every one in town (who had embraced Christianity while they were sleeping for some two hundred years) so that they know that the Lord’s promise (about the Resurrection) is nothing but the truth. Then people started to dispute about what they should do with their bodies (when they died shortly after.) Some (the true believers) said: "Let us construct a building over them (and leave them in peace) as this is the Lord’s business. The others (who succeeded in imposing their opinion) said: “Let us build a place of worship over them."
George Sale
And so We made their people acquainted with what had happened to them; that they might know that the promise of God is true, and that there is no doubt of the last hour; when they disputed among themselves concerning their matter. And they said, erect a building over them: Their Lord best knoweth their condition. Those who prevailed in their affair answered, we will surely build a chapel over them.
Mahmoud Ghali
And thus We made the (people of the city) discover them that they might know that the promise of Allah is true and that the Hour, there is no suspicion about it. As they were contending among themselves their Command, (The Command of Allah concerning Resurrection; or: their affair) (then) they said, "Build over them a structure; their Lord knows them best." (But) the ones who prevailed over their Command (Literally: overcame them in their Command; or: in their affair) said, "Indeed we will definitely build (Literally: take to ourselves) over them a mosque."
Amatul Rahman Omar
That is how We let (other people) know about them (- their intentions and the real state of their affairs), that people might know that the promise of Allâh is true and that as to the (coming of the promised) hour there is no doubt about it. And (recall the time) when the people (that followed) argued among themselves about their affairs and they said, `Build a monument over them;' their Lord knows them best. Those (of them) who won their point said, `We will certainly build a mosque (- place of worship) over them.'
E. Henry Palmer
Thus did we make their people acquainted with their story, that they might know that God's promise is true; and that the Hour, there is no doubt concerning it. When they disputed amongst themselves concerning their affair, and said, 'Build a building over them, their Lord knows best about them;' and those who prevailed in their affair said, 'We will surely make a mosque over them.'
Hamid S. Aziz
"For should they perceive you, they would stone you, or would force you back again unto their faith, and you would never prosper (or succeed). "
Arthur John Arberry
And even so We made them stumble upon them, that they might know that God's promise is true, and that the Hour -- there is no doubt of it. When they were contending among themselves of their affair then they said, 'Build over them a building; their Lord knows of them very well.' Said those who prevailed over their affair, 'We will raise over them a place of worship.'
Aisha Bewley
Accordingly We made them chance upon them unexpectedly so they might know that Allah’s promise is true and that there is no doubt about the Hour. When they were arguing among themselves about the matter, they said, ‘Wall up their cave, their Lord knows best about them.’ But those who got the better of the argument concerning them said, ‘We will build a place of worship over them.’
Sam Gerrans The Qur'an: A Complete Revelation
“And thus did He acquaint us with them: that they might know that the promise of God is true, and that the Hour — there is no doubt concerning it.” When they contended with one another about their affair, then they said: “Build over them a structure; their Lord best knows concerning them.” Those who prevailed over their affair said: “We will take for them a place of worship.”
Эльмир Кулиев
Так Мы дали знать о них людям для того, чтобы они узнали, что обещание Аллаха есть истина и что в Часе невозможно усомниться. Но вот они стали спорить о них и сказали: "Воздвигните над ними строение. Их Господу лучше знать о них". А те, которые отстояли свое мнение, сказали: "Мы непременно воздвигнем над ними мечеть".