14. İbrahim Suresi 9. ayet Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı

Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad ve Semud ile onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Ki onları, Allah'tan başkası bilmez. Elçileri onlara apaçık delillerle gelmişlerdi de, ellerini ağızlarına götürüp (öfkelerinden ısırdılar) ve dediler ki: "Tartışmasız, biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyleri inkar ettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeyden de gerçekten kuşku verici bir tereddüt içindeyiz."
اَلَمْ يَأْتِكُمْ نَبَؤُا الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِكُمْ قَوْمِ نُوحٍ وَعَادٍ وَثَمُودَۜۛ وَالَّذ۪ينَ مِنْ بَعْدِهِمْۜۛ لَا يَعْلَمُهُمْ اِلَّا اللّٰهُۜ جَٓاءَتْهُمْ رُسُلُهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ فَرَدُّٓوا اَيْدِيَهُمْ ف۪ٓي اَفْوَاهِهِمْ وَقَالُٓوا اِنَّا كَفَرْنَا بِمَٓا اُرْسِلْتُمْ بِه۪ وَاِنَّا لَف۪ي شَكٍّ مِمَّا تَدْعُونَـنَٓا اِلَيْهِ مُر۪يبٍ
E lem ye'tikum nebeullezine min kablikum kavmi nuhın ve adin ve semud, vellezine min ba'dihim, la ya'lemuhum illallah, caethum rusuluhum bil beyyinati fe reddu eydiyehum fi efvahihim ve kalu inna keferna bi ma ursiltum bihi ve inna le fi şekkin mimma ted'unena ileyhi murib.
Ayetbul | Kuran Mealleri | Quran | İbrahim suresi 9. ayet

Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad ve Semud ile onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Ki onları, Allah'tan başkası bilmez. Elçileri onlara apaçık delillerle gelmişlerdi de, ellerini ağızlarına götürüp (öfkelerinden ısırdılar) ve dediler ki: "Tartışmasız, biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyleri inkar ettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeyden de gerçekten kuşku verici bir tereddüt içindeyiz."
Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an Çözümü
Sizden öncekilerin, Nuh halkının, Ad'ın, Semud'un ve onlardan sonrakilerin haberleri gelmedi mi size? (Ki) onları Allah'tan başkası bilmez! Onlara Rasulleri delillerle gelmişti de; onlar ellerini ağızlarına götürüp (Arap adetinde bir fikri ret jesti) şöyle dediler: "Doğrusu biz kendisiyle irsal olunduğunuzu inkar ediyoruz; gerçekten bizi kendisine davet ettiğine karşı, endişe verici bir kuşku içindeyiz. "
Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Sizden öncekilerin, Nuh, 'Ad ve Semud kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin haberleri size gelmedi mi? Onları Allah'tan başkası bilemez. Peygamberleri onlara mucizeler getirdi de onlar, ellerini/güçlerini kullanarak peygamberlerin ifade özgürlüğünü engellediler ve dediler ki: "Biz, size gönderileni inkar ettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeye karşı derin bir kuşku içindeyiz."
Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
Sizden önceki Nuh, Ad, ve Semud kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin –ki onları Allah'tan başkası bilmez- haberi size gelmedi mi? Onlara peygamberleri mucizeler getirdiler de onlar (öfkeden parmaklarını ısırmak için) ellerini ağızlarına götürüp, "Biz sizinle gönderileni inkar ediyoruz. Bizi çağırdığınız şeyden de derin bir şüphe içindeyiz" dediler.
Edip Yüksel (Eski Baskı) Mesaj: Kuran Çevirisi
Sizden öncekilerin, Nuh, Aad ve Semud halkının ve onlardan sonra gelip de sadece ALLAH'ın bildiği kimselerin haberleri size ulaşmadı mı? Elçileri onlara apaçık delillerle gittiler, fakat onları küçümsediler ve 'Biz getirdiğiniz şeyi inkar ediyoruz ve bizi çağırdığınız mesaj hakkında kuşkumuz ve şüphemiz var,' dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Size önünüzden geçenlerin haberleri gelmedi mi? Kavmi Nuhun, Adın ve Semudun ve daha onlardan sonrakilerin ki tafsıllerini ancak Allah bilir, onlara resulleri beyyinelerle geldiler de ellerini ağızlarına ittiler ve biz dediler: sizin gönderildiğiniz şey'i tanımıyoruz ve biz, sizin bizi da'vet ettiğiniz şeyden bir şekk içindeyiz
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Size, sizden önce gelip geçenlerin haberleri gelmedi mi? Nuh, Ad ve Semud kavminin ve onlardan sonrakilerin ki, ayrıntılarını ancak Allah bilir! Onlara peygamberleri açık delillerle geldiler de onlar, ellerini ağızlarına ittiler ve: "Biz, sizinle gönderilen şeyi tanımıyoruz ve biz, bizi davet ettiğiniz şeyden kuşkulu bir şüphe içindeyiz." dediler.
Gültekin Onan
Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad ve Semud ile onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Ki onları, Tanrı'dan başkası bilmez. Elçileri onlara apaçık delillerle gelmişlerdi de, ellerini ağızlarına götürüp (öfkelerinden ısırdılar) ve dediler ki: "Tartışmasız biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeylere küfrettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeyden de gerçekten kuşku verici bir tereddüt içindeyiz."
Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
Sizden evvelkilerin, Nur, Ad ve Semud kavmlerinin ve onlardan sonra (gelib sayılarını) Allahdan başkasının bilmediği (kavmlerin) haberi size gelmedi mi? Peygamberleri onlara apaçık bürhanlar getirmişdi de onlar ellerini ağızlarına itib: "Biz size gönderileni inkar etdik ve biz sizin da'vet eder olduğunuz (din) den kat'i ve kocundurucu bir şek ve şübhe içindeyiz" demişlerdi.
İbni Kesir
Sizden önce geçenlerin Nuh, Ad, Semud kavimlerinin ve onlardan sonra Allah'tan başka kimsenin bilmediği kavimlerin haberi size gelmedi mi? Peygamberleri onlara ayetlerle geldiler de onlar, ellerini ağızlarına koyup: Biz, sizin gönderilmiş olduğunuz şeyi inkar ettik, bizi çağırdığınız şeyden şüphe ve endişe içindeyiz, dediler.
Muhammed Esed Kur'an Mesajı
Sizden önce gelip geçen (inkarcı toplum)ların başına gelenlerden hiç haberiniz olmadı mı; Nuh kavminin, 'Ad ve Semud kavimlerinin ve onlardan sonra gelip geçen daha nicelerinin? Onlar(ın başına gelenleri) Allah'tan başka kimse bilmez. Onlara da kendileri için görevlendirilmiş olan elçiler, hakkı bütün açıklığıyla gösteren delillerle gelmişlerdi; fakat onlar, ellerini şaşkınlıkla ağızlarına götürüp "Biz, sizinle gönderildiğini iddia ettiğiniz mesajın hak olduğuna inanmıyoruz" dediler, "ve doğrusu bizi çağırdığınız şey(in mahiyetin)den yana ciddi bir şüphe ve şaşkınlık içindeyiz".
Şaban Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Sizden önce geçen Nuh, Ad, Semud halklarının ve onlardan sonra gelenlerin haberleri size ulaşmadı mı? -ki onları Allah'tan başkası bilmez-. Onlara peygamberleri belgelerle geldiler, fakat elleriyle ağızlarını kapatıp: -Biz sizinle gönderilene inanmıyoruz. Bizi çağırdığınız şeyden de şüphe ve endişe içindeyiz, dediler.
Suat Yıldırım Kuran-ı Kerim ve Meali
Sizden önce gelip geçmiş ümmetlerin, Nuh, Ad ve Semud halklarının ve onlardan sonra gelip de Allah'tan başkasının tamtamına bilemeyeceği halkların başlarından geçen olaylardan haberdar olmadınız mı? Elçileri kendilerine delil ve mucizeler getirdiler de onlar ellerini ağızlarına götürüp: "Biz, dediler, sizinle gönderilen talimatları kabul etmiyoruz. Çünkü biz, bize yaptığınız davetin mahiyetinden derin bir kuşku içindeyiz."
Süleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Sizden öncekilerin: Nuh, 'Ad ve Semud kavimlerinin ve onlardan sonra gelenlerin -ki onları(n sayısını) Allah'tan başka kimse bilmez- haberi size gelmedi mi? Elçileri onlara kanıtlar getirdi de onlar, ellerini ağızlarına koydu (öfkelerinden parmaklarını ısırdı)lar (yahut: peygamberlerin ağızlarını tuttular): "Biz sizinle gönderilen mesajı tanımadık ve biz sizin bizi çağırdığınız şeye karşı derin bir kuşku içindeyiz!" dediler.
Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim Meali
Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad'ın, Semud'un ve onlardan sonrakilerin haberleri ulaşmadı mı size? Allah'tan başkası bilmez onları. Peygamberleri onlara açık deliller getirmişti de onlar ellerini ağızlarına itip şöyle demişlerdi: "Biz size gönderileni kesinlikle tanımıyoruz ve biz sizin çağırdığınız şey konusunda karmaşa ve çıkmaza iten bir kuşku içindeyiz."
Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’an
Sizden öncekilerin haberi size gelmedi mi? Nuh, Ad ve Semud kavimlerinin ve onlardan sonra gelenlerin (uğradıkları felaketin gerçek mahiyetini) Allah'tan başka kimse bilmez. Elçileri onlara hakikatin apaçık delilleriyle gelmiş, onlar ise nimeti teperek (sözlerini) ağızlarına tıkmışlar ve "Şunu aklınıza koyun ki biz sizinle gönderilenleri reddediyoruz; zira biz, davet ettiğiniz şeye dair şüphe içindeyiz" demişlerdi; mütereddit bir halde...
Erhan Aktaş Kerim Kur'an
Sizden öncekilerin; Nuh, Âd, Semud halklarının ve onlardan sonra gelenlerin haberleri size gelmedi mi? Allah'tan başkası onları bilmez. Resulleri onlara beyyinelerle[1] geldiği halde onlar zorla susturmaya çalışarak: "Biz, kendisiyle gönderildiğiniz şeyi küfrediyoruz;[2] bizi çağırdığınız şey konusunda kaygı verici ikilem içindeyiz." dediler.
Erhan Aktaş (Eski Baskı) Kerim Kur'an
Sizden öncekilerin; Nuh toplumunun, Ad, Semud ve onlardan sonra gelenlerin haberleri size gelmedi mi? Allah'tan başkası onları bilmez. Rasulleri onlara beyyinelerle[1] geldiği halde onlar zorla susturmaya çalışarak: "Biz, kendisiyle gönderildiğiniz şeyi küfrediyoruz;[2] bizi çağırdığınız şeyden kesinlikle kuşku içindeyiz." dediler, endişeli bir halde.
Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim Gerçek
Sizden öncekilerin; Nuh, Âd ve Semud toplumlarının ve onlardan sonra gelenlerin haberleri size gelmedi mi? Allah'tan başkası onları bilmez. Elçiler onlara açık kanıtlarla gelmişlerdi. Fakat onlar, ellerini ağızlarına götürüp, şöyle dediler: "Aslında, sizinle gönderileni inkar ediyoruz. Aslında, bizi çağırdığınız şeyden derin bir kuşku duyuyoruz!"
Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı Meali
Sizden önceki Nuh, Ad ve Semud halklarının haberi size ulaşmadı mı? Onlardan sonrakilerin haberlerini ise Allah'tan başkası bilmez. Elçileri onlara da açık belgelerle (ayetlerle) gelmişlerdi ama onlar, lafı ağızlarına tıkayarak şöyle demişlerdi: "Sizin elçi olarak gönderilmeniz bizi hiç ilgilendirmiyor, bizi çağırdığınız şeyden dolayı da kuşku veren bir şüphe içindeyiz."
Edip Yüksel Mesaj: Kuran Çevirisi
Sizden öncekilerin, Nuh, Ad ve Semud halkının ve onlardan sonra gelip de sadece ALLAH'ın bildiği kimselerin haberleri size ulaşmadı mı? Elçileri onlara apaçık delillerle gittiler, fakat onları küçümsediler ve "Biz getirdiğiniz şeyi inkar ediyoruz ve bizi çağırdığınız mesaj hakkında kuşkumuz ve şüphemiz var" dediler.
Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir
Sizden öncekilerin yani Nuh, Âd ve Semûd kavimleri ile onlardan sonrakilerin haberleri size gelmedi mi? Onları Allah'tan başkası bilemez.[1] Elçileri kendilerine deliller getirmişti[2] de onlar ellerini onların (peygamberlerin) ağızlarına koyup tıkamışlar[3] ve demişlerdi ki: "Biz size gönderileni inkâr ettik[4] ve bizi kendisine çağırdığınız şeye karşı derin bir şüphe içindeyiz."[5]
Əlixan Musayev
Sizdən əvvəlkilərin – Nuh, Ad və Səmud tayfalarının, onlardan sonrakıların xəbərləri sizə gəlib çatmadımı? Bu haqda Allahdan başqa heç kəs (heç nə )bilmir. Elçiləri onlara açıq-aydın dəlillər gətirdilər. Onlar isə əllərini ağızlarının üstünə qoyub dedilər: “Biz sizinlə göndərilənlərə inanmırıq və bizləri dəvət etdiyiniz (tövhid) barəsində şübhə doğuran şəkk içindəyik!”
Bünyadov-Məmmədəliyev
Məgər sizdən əvvəlki Nuh, Ad, Səmud tayfalarının və onlardan sonra gəlib getmiş, (saylarını və təfsilatını) ancaq Allahın bildiyi ümmətlərin xəbərləri sizə gəlib çatmadımı? Peyğəmbərləri onlara açıq-aşkar möcüzələrlə gəlmişdilər. Onlar əllərini (heyrətlərindən, qəzəblərindən özlərinin, yaxud danışmağa imkan verməmək üçün peyğəmbərlərin) ağızlarına qoyub: “Biz sizinlə göndərilənlərə (möcüzələrə və peyğəmbərliyinizə) inanmırıq və bizi dəvət etdiyiniz (din) barəsində də möhkəm bir şəkk-şübhə içindəyik!” – demişdilər.
Ələddin Sultanov
Sizdən əvvəlkilərin – Nuh, Ad və Səmud qövmlərinin və onlardan sonrakıların xəbərləri sizə gəlmədimi?! Allahdan başqası onları bilməz. Peyğəmbərləri onlara açıq-aşkar möcüzələr gətirmiş, onlar isə əllərini ağızlarına qoyub: “Biz sizinlə göndərilənləri inkar edirik və bizi dəvət etdikləriniz barəsində şəkk-şübhə içindəyik”, - demişdilər.
Rashad Khalifa The Final Testament
Have you not heard about those before you - the people of Noah, 'Aad, Thamoud, and others who came after them and known only to GOD? Their messengers went to them with clear proofs, but they treated them with contempt and said, "We disbelieve in what you are sent with. We are skeptical about your message; full of doubt." Following Our Parents Blindly: A Great Human Tragedy
The Monotheist Group The Quran: A Monotheist Translation
Did not news come to you of those before you: the people of Noah, and 'Aad, and Thamud, and those after them whom none know except God? Their messengers came to them with clarity, but they placed their hands onto their mouths and said: "We are rejecting what you have been sent with, and we are in doubt as to what you are inviting us to."
Edip-Layth Quran: A Reformist Translation
Did not news come to you of those before you: the people of Noah, and Aad, and Thamud. Those after them, whom none know but God? Their messengers came to them with proof, but they placed their hands to their mouths and said, "We are rejecting what you have been sent with, and we are in grave doubt as to what you are inviting us to."
Mustafa Khattab The Clear Quran
Have you not ˹already˺ received the stories of those who were before you: the people of Noah, ’Âd, Thamûd, and those after them? Only Allah knows how many they were. Their messengers came to them with clear proofs, but they put their hands over their mouths[1] and said, "We totally reject what you have been sent with, and we are certainly in alarming doubt about what you are inviting us to."
Al-Hilali & Khan
Has not the news reached you, of those before you, the people of Nûh (Noah), and ‘Âd, and Thamûd? And those after them? None knows them but Allâh. To them came their Messengers with clear proofs, but they put their hands in their mouths (biting them from anger) and said: "Verily, we disbelieve in that with which you have been sent, and we are really in grave doubt as to that to which you invite us (i.e. Islâmic Monotheism)."
Abdullah Yusuf Ali
Has not the story reached you, (O people!), of those who (went) before you? - of the people of Noah, and 'Ad, and Thamud? - And of those who (came) after them? None knows them but Allah. To them came messengers with Clear (Signs); but they put their hands up to their mouths, and said: "We do deny (the mission) on which ye have been sent, and we are really in suspicious (disquieting) doubt as to that to which ye invite us."
Marmaduke Pickthall
Hath not the history of those before you reached you: the folk of Noah, and (the tribes of) A'ad and Thamud, and those after them? None save Allah knoweth them. Their messengers came unto them with clear proofs, but they thrust their hands into their mouths, and said: Lo! we disbelieve in that wherewith ye have been sent, and lo! we are in grave doubt concerning that to which ye call us.
Abul A'la Maududi Tafhim commentary
Have[1] the accounts of your predecessors not reached you: the people of Noah, the Ad, the Thamud, and those who came after them - they whose number is not known to any except Allah? Their Messengers came to them with Clear Signs, but they thrust their hands in their mouths,[2] and said: "We do surely reject the Message you have brought, and we are in disquieting doubt about what[3] you are summoning us to."
Taqi Usmani
Has there not come to you the news of those before you, the people of NūH, ‘Ād and Thamūd and of those after them. No one knows them except Allah. Their prophets came to them with clear signs, but they put their hands into their mouths and said, "We reject what you are sent with, and indeed we are in confounding doubt about what you are calling us to believe."
Abdul Haleem
Have you not heard about those who went before you, the people of Noah, Ad, Thamud, and those who lived after them, known only to God? Their messengers came to them with clear proof, but they tried to silence them, saying, ‘We do not believe the message with which you were sent. We have disturbing doubts about what you are asking us to do.’
Mohamed Ahmed - Samira
Has not the news of those before you, the people of Noah and 'Ad and Thamud, and those who came after them, come to you? None knows (about) them except God. Their apostles came to them with clear proofs, but they tried to silence them and said: "We do not believe in what you have been sent with, and we are in doubt of what you call us to, about which we are in disquiet.'
Muhammad Asad
HAVE THE STORIES of those [deniers of the truth] who lived before you never yet come within your ken - [the stories of] the people of Noah, and of [the tribes of] `Ad and Thamud, and of those who came after them? None knows them [now] save God. There came unto them their apostles with all evidence of the truth -but they covered their mouths with their hands and answered: "Behold, we refuse to regard as true the message with which you [claim to] have been entrusted; and, behold, we are in grave doubt, amounting to suspicion, about [the meaning of] your call to us!"
Abdel Khalek Himmat Al- Muntakhab
Have you people not been informed of what became of your predecessors: the people of Nuh (Noah) and those of 'Ad and the people of Thamud and their successors whom no one knows but Allah! Their Messengers brought them clear and plain revelations guiding out of darkness and superstitions of later times and out of want of spiritual and intellectual sight into illumination and enlightenment but they drew their hands across their lips to menace with their mouths their refusal to accept the divine message and said: "We flatly deny the truth of your mission and we are in doubt of the system of faith which you invite us to follow. It excites suspicion."
Progressive Muslims
Did not news come to you of those before you: the people of Noah, and 'Aad, and Thamud, and those after them whom none know but God Their messengers came to them with clarity, but they placed their hands to their mouths and said: "We are rejecting what you have been sent with, and we are in grave doubt as to what you are inviting us to. "
Shabbir Ahmed
"Has not the history of the previous nations reached you? Of Noah and Aad and Thamud, and others who came after them, known only to Allah? (Their histories not known to people). Their Messengers came to them with clear evidence of the Truth, but the people tried to smother their voice, saying, "We reject what you have been sent with. We are in great doubt concerning your call."
Syed Vickar Ahamed
Has the story of those before you not reached you? Of the people of Nuh (Noah), and ‘Ad and Samood (Thamud) and of those who were after them? No one knows them but Allah. The messengers (from Allah) came to them with Clear (Signs): But they put their hands to their mouths, and said: "Verily, we reject (the very purpose) for which you have been sent, and we are really in distrustful (uneasy) doubt about that to which you invite us."
Sahih International (Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
Has there not reached you the news of those before you - the people of Noah and 'Aad and Thamud and those after them? No one knows them but Allah. Their messengers brought them clear proofs, but they returned their hands to their mouths and said, "Indeed, we disbelieve in that with which you have been sent, and indeed we are, about that to which you invite us, in disquieting doubt."
Ali Quli Qarai
Has there not come to you the account of those who were before you —the people of Noah, ‘Ād and Thamūd, and those who were after them, whom no one knows [well] except Allah? Their apostles brought them manifest proofs, but they did not respond to them, and said, ‘We disbelieve in what you have been sent with. Indeed we have grave doubts concerning that to which you invite us.’
Bijan Moeinian
Have you not heard about the previous nations (such as the people of Noah, Aad, Thamood, and the others who followed them?) There were also other nations (such as Mayas, Incas, etc. ) that only God knows their full history. All those nations were blessed with Prophets who had undeniable miracles in support of their prophet hood. But when they conveyed the Message, people put their fingers in their mouth (the utmost sign of disrespect, as though they were vomiting) and said: "We disbelieve in your miracles and doubt about the way of life that you are inviting us to."
George Sale
Hath not the history of the nations your predecessors reached you; namely, of the people of Noah, and of Ad, and of Thamud, and of those who succeeded them; whose number none knoweth except God? Their apostles came unto them with evident miracles; but they clapped their hands to their mouths out of indignation, and said, we do not believe the message with which ye pretend to be sent; and we are in a doubt concerning the religion to which ye invite us, as justly to be suspected.
Mahmoud Ghali
Has there not come up to you the tidings of the ones who were even before you, the people of Nûh (Literally: Renderer; i. e., creator) and c?d and Thamûd and of the ones even after them? None knows them except Allah. Their Messengers came to them with the Supreme evidences; yet they turned back their hands in their mouths (i.e., put their hands in their mouths "biting them in anger") and said, "Surely we disbelieve in what you have been sent with, and surely we are indeed in doubt concerning that to which you call us, causing suspicion."
Amatul Rahman Omar
Has not the important news come to you of your predecessors, the people of Noah, (the tribes of) `Âd and Thamûd and those who came after them. None knows them (now) but Allâh. Their Messengers (of God) came to them with clear proofs, but they put their hands again and again on their mouths (showing great resentment and out of rage) saying, `We have already rejected that (revelation) you have been sent with and infact we are in disquieting doubt as to that (faith) you call us to.'
E. Henry Palmer
Has not the story come to you of those who were before you, of the people of Noah, and 'Ad, and Thamud, and those who came after them? none knows them save God. Apostles came unto them with manifest signs; but they thrust their hands into their mouths and said, 'Verily, we disbelieve in that which ye are sent with, and we are in hesitating doubt concerning that to which ye call us!'
Hamid S. Aziz
Has not the history come to you of those who were before you, of the people of Noah, and A'ad, and Thamud, and those who came after them? None knows them save Allah. Their Messengers came unto them with manifest signs; but they thrust their hands into their mouths and said, "Verily, we disbelieve in that with which you are sent, and we are in grave doubt concerning that to which you call us!"
Arthur John Arberry
Has there not come to you the tidings of those who were before you -- the people of Noah, Ad, Thamood, and of those after them whom none knows but God? Their Messengers came to them with the clear signs; but they thrust their hands into their mouths, saying, 'We certainly disbelieve in the Message you have been sent with, and we are in doubt, concerning that you call us unto, disquieting. '
Aisha Bewley
Has news not reached you of those who came before you, the peoples of Nuh and ‘Ad and Thamud, and those who came after them who are known to no one but Allah? Their Messengers came to them with Clear Signs, but they put their hands to their mouths, saying, ‘We reject what you have been sent with. We have grave doubts about what you are calling us to.’
Sam Gerrans The Qur'an: A Complete Revelation
Has not the report reached you of those before you: — the people of Noah, and ʿĀd, and Thamūd, and those after them? None knows them save God. Their messengers came to them with clear signs, but they returned their hands to their mouths, and said: “We deny that wherewith you have been sent, and we are in sceptical doubt about that to which you invite us.”
Эльмир Кулиев
Разве до вас не дошли вести о народе Нуха (Ноя), адитах и самудянах? И тех, кто жил после них? Никто, кроме Аллаха, не ведает о них. К ним приходили посланники с ясными знамениями, но они клали пальцы в рот и говорили: "Мы не веруем в то, с чем вы посланы, и нас терзают смутные сомнения относительно того, к чему вы призываете".