11.
Hud Suresi
94. ayet
Ali Bulaç
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Emrimiz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmetle Şuayb'ı ve O'nunla birlikte iman edenleri kurtardık; o zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.
وَلَمَّا جَٓاءَ اَمْرُنَا نَجَّيْنَا شُعَيْباً وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مَعَهُ بِرَحْمَةٍ مِنَّا وَاَخَذَتِ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا الصَّيْحَةُ فَاَصْبَحُوا ف۪ي دِيَارِهِمْ جَاثِم۪ينَۙ
Ve lemma cae emruna necceyna ?uayben vellezine amenu meahu bi rahmetin minna ve ehazetillezine zalemussayhatu fe asbahu fi diyarihim casimin.
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Emrimiz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmetle Şuayb'ı ve O'nunla birlikte iman edenleri kurtardık; o zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.
Türkçe Kur'an Çözümü
Hükmümüz açığa çıktığında, Şuayb'ı ve beraberindeki iman etmişleri rahmetimizle kurtardık. . . Zulmedenleri ise şiddetli titreşimli, korkunç ses yakaladı da evlerinde göçüp gittiler.
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Emrimiz gelince, Şu'ayb'ı ve onunla beraber iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık; zulmedenleri ise korkunç bir gürültü yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
(Azap) emrimiz gelince, Şu'ayb'ı ve onunla birlikte iman edenleri, katımızdan bir rahmetle kurtardık. Zulmedenleri ise o korkunç (uğultulu) ses yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Emrimiz gelince Şuayb'ı ve kendisiyle beraber inanmış olanları bizden bir rahmetle kurtardık. Zulmedenleri korkunç gürültü yakaladı; yurtlarında çöküp kaldılar.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Vakta ki emrimiz geldi Şuaybı ve ma'ıyyetinde iyman edenleri tarafımızdan bir rahmet ile kurtardık, o zulmedenleri ise, sayha yakaladı da diyarlarında çöke kaldılar
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
Vaktaki (azab) emrimiz geldi. Hem Şuaybı, hem onun maiyyetinde iman etmiş olanları, bizden bir esirgeme olarak, kurtardık. Zulmedenleri ise korkunç bir ses yakaladı da yurdlarında diz üstü çöke kaldılar (helak oldular).
Kur'an Mesajı
Ve derken, hükmümüz vaki olunca, katımızdan bir rahmetle Şuayb'ı ve o'nunla aynı inancı paylaşanları kurtardık; zulüm ve haksızlık içinde olanları ise bir sayha, bir gürlemeyle tepeledik; öyle ki, kendi evlerinde cansız yere yığılıp kaldılar,
Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Emrimiz gelince, Şuayb'i ve beraberindeki mü'minleri katımızdan bir rahmetle kurtardık. Zalimleri bir çığlık yakaladı. Oldukları yerde yapışıp kaldılar.
Kuran-ı Kerim ve Meali
(94-95) Azap emrimiz gelince, tarafımızdan bir lütuf olarak Şuayb ve beraberindeki müminleri o azaptan kurtardık. Zulmedenleri ise o korkunç ses bastırıverdi de diyarlarında çökekaldılar. Sanki hiç orada yaşamamış gibi oldular... Evet, Semud halkı defolup gittiği gibi Medyen halkı da defoldu gitti!
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Emrimiz gelince, Şu'ayb'i ve onunla beraber inanmış olanları bizden bir acıma ile kurtardık; zulmedenleri de o korkunç ses yakaladı, yurtlarında çöküp kaldılar.
Kur'an-ı Kerim Meali
Emrimiz gelince Şuayb'ı ve onunla birlikte iman edenleri bizden bir rahmetle kurtardık. Zulmedenleri o yüksek titreşimli sayha yakaladı da öz yurtlarında yere çömelmiş hale geldiler.
Hayat Kitabı Kur’an
Derken emrimizin (infaz) vakti geldi: Şuayb'ı ve onunla aynı inancı paylaşan kimseleri katımızdan bir rahmet sayesinde kurtardık, zulme gömülüp gidenleri malum sayha ansızın yakalayıverdi; öz yurtlarında cansız donakaldılar:
Kerim Kur'an
Hükmümüz gerçekleşince Şu'ayb'ı ve onunla birlikte iman etmiş olanları, Tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. Zulmedenleri de dehşete düşürücü bir ses yakaladı. Yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.
Kerim Kur'an
Emrimiz gelince Şu'ayb'ı ve onunla birlikte iman etmiş olanları, Tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. Zulmedenleri de dehşete düşürücü bir ses yakaladı ve oldukları yerde çöküp kaldılar.
Kur'an-ı Kerim Gerçek
Buyruğumuz geldiği zaman, Şuayb'ı ve Onunla birlikte inananları, Kendi katımızdan bir rahmetle kurtardık. Haksızlık yapanları ise bir gürleme yakaladı. Sonunda, kendi ülkelerinde diz üstü çöküp kaldılar.
Süleymaniye Vakfı Meali
Emrimiz gelince Şuayb'ı ve onunla beraber inanmış olanları ikramımızla kurtardık. Yanlış yapanları ise dehşet bir ses yakaladı da yurtlarında diz çöküp kaldılar.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Emrimiz gelince Şuayb'ı ve kendisiyle beraber gerçeği onaylamış olanları bizden bir rahmetle kurtardık. Zulmedenleri korkunç gürültü yakaladı; yurtlarında çöküp kaldılar.
Kur’an Meal-Tefsir
(94, 95) (Azap) emrimiz gelince, Şuayb'ı ve onunla birlikte iman edenleri tarafımızdan bir merhametle (azaptan) kurtarmıştık. Haksızlık edenleri de o korkunç ses yakalamış ve sanki orada hiç oturmamışlar gibi yurtlarında diz üstü (hareketsiz) kalmışlardı.[1] Dikkat edin! Semûd (kavmi Allah'ın merhametinden) uzak olduğu gibi Medyen (kavmi) de uzak kılınmıştı.
The Final Testament
When our judgment came, we saved Shu'aib and those who believed with him, by mercy from us. As for the evil ones, they were struck by a disaster that left them dead in their homes.
The Quran: A Monotheist Translation
And when Our command came, We saved Shu'ayb and those who believed with him by a mercy from Us; and the scream took those who had wronged, thus they became lifeless in their homes.
Quran: A Reformist Translation
When Our command came, We saved Shuayb and those who acknowledged with him by a mercy from Us; and the scream took those who had wronged, so they lay motionless in their homes.
The Clear Quran
When Our command came, We saved Shu’aib and those who believed with him by a mercy from Us. And the ˹mighty˺ blast overtook the wrongdoers, so they fell lifeless in their homes,
Tafhim commentary
And when Our command came to pass, We delivered Shu'ayb and those who shared his faith, through Our mercy, and the Blast seized those who were engaged in wrong-doing, so they lay lifeless in their homes
Al- Muntakhab
When Our commend came to pass, We rescued Shuaib together with those who gave credence to his mission and acknowledged Allah's message, an act of mercy vouchsafed by us to whom We bless. And how direful was the one cry* from heaven's realm stirring up a merciless blast which overtook the wrongful of actions. They were reduced to a useless form and were laid prostrate and dead under the ruins of their demolished homes.
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
And when Our command came, We saved Shu'ayb and those who believed with him, by mercy from Us. And the shriek seized those who had wronged, and they became within their homes [corpses] fallen prone