11.
Hud Suresi
49. ayet
Ali Bulaç
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Bunlar: Sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Bunları sen ve kavmin bundan önce bilmiyordun. Şu halde sabret. Şüphesiz (güzel olan) sonuç takva sahiplerinindir.
تِلْكَ مِنْ اَنْـبَٓاءِ الْغَيْبِ نُوح۪يهَٓا اِلَيْكَۚ مَا كُنْتَ تَعْلَمُهَٓا اَنْتَ وَلَا قَوْمُكَ مِنْ قَبْلِ هٰذَاۜۛ فَاصْبِرْۜۛ اِنَّ الْعَاقِبَةَ لِلْمُتَّق۪ينَ۟
Tilke min enbail gaybi nuhiha ileyk, ma kunte ta'lemuha ente ve la kavmuke min kabli haza, fasbır, innel akıbete lil muttekin.
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Bunlar: Sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Bunları sen ve kavmin bundan önce bilmiyordun. Şu halde sabret. Şüphesiz (güzel olan) sonuç takva sahiplerinindir.
Türkçe Kur'an Çözümü
İşte bunlar Gayb haberlerindendir! Bunları sana vahyediyoruz. . . Bundan önce ne sen bunları biliyordun ne de halkın. . . O halde sabret. . . Muhakkak ki gelecek korunanlarındır.
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
"Ey Muhammed! İşte bunlar sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Bundan önce onları ne sen biliyordun ne de kavmin. O halde sabret! Çünkü iyi sonuç, sakınanlarındır."
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
İşte bunlar, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Bundan önce onları ne sen biliyordun, ne de kavmin. O halde sabret. Çünkü (iyi) sonuç, Allah'a karşı gelmekten sakınanların olacaktır.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Bunlar, sana vahyettiğimiz gayb haberleridir. Ne sen, ne de senin halkın bundan önce onları bilmezdi. Sabret. Sonuç, erdemlilerindir.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
İşte bunlar gayb haberlerinden, sana bunları vahyile bildiriyoruz, bundan evvel onları ne sen bilirdin ne kavmin, böyle, o halde sabret, her halde akıbet müttekılerindir.
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
Bunlar gayb haberlerindendir ki sana onları vahyediyoruz. Onları bundan evvel ne sen biliyordun, ne kavmin. O halde (Habibim) sen de (Nuh gibi her cefaye) katlan. Akıbet hiç şübhesiz takvaaye erenlerindir.
Kur'an Mesajı
Bütün bunlar (ey Muhammed,) sana vahyettiğimiz bilinmedik haberlerdendir ki onları ne sen ne de soydaşların bundan önce (bu haliyle ve tam olarak) bilmiyordunuz. Öyleyse, sen de artık (Nuh gibi) sabırlı ol. Çünkü, unutma ki, gelecek, mutlaka, Allah'a karşı sorumluluk bilincine sahip olanlardan yana olacaktır!
Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
İşte bunlar, sana vahyettiğimiz bilinmeyen haberlerdir. Bundan önce ne sen ne de kavmin onu bilmiyordunuz. O halde, sabret, sonuç muttakilerindir.
Kuran-ı Kerim ve Meali
İşte bunlar gayb olan birtakım haberlerdir. Onları sana Biz vahyediyoruz. Halbuki bu vahiyden önce onları ne sen, ne de milletin bilmezdiniz. Öyleyse onların red ve inkarlarına karşı sabret, dişini sık ve şüphen olmasın ki hayırlı akıbet müttakilerindir (Sonunda kazananlar, Allah'ı sayıp O'nun emirlerini çiğnemekten sakınanlar olacaktır).
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
(Ey Muhammed), bunlar sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Ne sen, ne de kavmin, daha önce bunları bilmiyordunuz. O halde sabret, sonuç korunanlarındır.
Kur'an-ı Kerim Meali
İşte bunlar, sana vahyetmekte olduğumuz gayb haberlerindendir. Bundan önce onları sen de bilmiyordun, toplumun da... Artık sabırlı ol! Sonuç, takvaya sarılanlarındır.
Hayat Kitabı Kur’an
Bunlar sana bildirdiğimiz gaybi haberlerdendir; bunları ne sen ne de toplumun daha önce biliyor değildiniz. Şu halde sabret! Unutma ki mutlu son, Allah'a karşı sorumluluğunun bilincinde olanlarındır.
Kerim Kur'an
"İşte bunlar, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Bunları ne sen ne de halkın daha önce bilmiyordunuz. O halde sabret. Sonuç, takva sahiplerinindir."
Kerim Kur'an
İşte bunlar, sana vahyettiğimiz gayb[1] haberlerindendir. Bunları ne sen ne de halkın daha önce bilmiyordunuz. O halde sabret. Sonuç, takva sahiplerinindir."
Kur'an-ı Kerim Gerçek
İşte bunlar, sana bildirdiğimiz gizli gerçeklerin haberlerindendir. Sen ve toplumun, şimdiye değin bunları bilmiyordunuz. Artık, dirençli ol. Sonuç, kesinlikle sorumluluk bilinci taşıyanlarındır.[158]
Süleymaniye Vakfı Meali
İşte bu, gizli kalmış bilgilerdendir; sana vahiy yoluyla bildiriyoruz. Daha önce bunları ne sen bilirdin, ne de halkın. Öyleyse, sen de sıkıntılara katlan (sabret). Mutlu son, Allah'tan çekinerek kendini koruyanlar[1] içindir."
Mesaj: Kuran Çevirisi
Bunlar, sana vahiy ettiğimiz metafizik haberleridir. Ne sen, ne de senin halkın bundan önce onları bilmezdi. Sabret. Sonuç, erdemlilerindir.[1]
Kur’an Meal-Tefsir
İşte şu(nlar), sana vahyettiğimiz gayb (bilinemeyen) haberlerindendir.[1] Bundan önce onları ne sen biliyordun ne de kavmin. Sabret! Şüphesiz ki (mutlu) son, muttakîler (duyarlı olanlar) içindir.
The Final Testament
This is news from the past that we reveal to you. You had no knowledge about them - neither you, nor your people - before this. Therefore, be patient. The ultimate victory belongs to the righteous.
The Quran: A Monotheist Translation
This is from the news of the unseen that We inspire to you. Neither did you nor your people know this, so be patient; the ending will be for the righteous.
Quran: A Reformist Translation
This is from the news of the unseen that We inspire to you. Neither did you nor your people know this, so be patient. The ending is always in favor of the righteous.
The Clear Quran
This is one of the stories of the unseen, which we reveal to you ˹O Prophet˺. Neither you nor your people knew it before this. So be patient! Surely the ultimate outcome belongs ˹only˺ to the righteous.
Tafhim commentary
We reveal to you these accounts of matters that are beyond the reach of human perception. Neither you nor your people knew about them before this. Be, then, patient. Surely, the good end is for the God-fearing.[1]
Al- Muntakhab
This true historic account which We relate to you O Muhammad is a narrative of facts and events belonging to the unseen and the unknown. Neither you nor your people knew it before. Therefore, be patient and do realize that the good and happy outcome shall fall to those entertaining the profound reverence dutiful to Allah.
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
That is from the news of the unseen which We reveal to you, [O Muúammad]. You knew it not, neither you nor your people, before this. So be patient; indeed, the [best] outcome is for the righteous.