10.
Yunus Suresi
88. ayet
E. Henry Palmer
Moses said, 'O our Lord! verily, Thou hast brought to Pharaoh and his chiefs ornaments and wealth in the life of this world; O our Lord! that they may err from Thy way! O our Lord! confound their wealth and harden their hearts that they may not believe until they see grievous woe!'
وَقَالَ مُوسٰى رَبَّـنَٓا اِنَّكَ اٰتَيْتَ فِرْعَوْنَ وَمَلَاَهُ ز۪ينَةً وَاَمْوَالاً فِي الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۙ رَبَّـنَا لِيُضِلُّوا عَنْ سَب۪يلِكَۚ رَبَّـنَا اطْمِسْ عَلٰٓى اَمْوَالِهِمْ وَاشْدُدْ عَلٰى قُلُوبِهِمْ فَلَا يُؤْمِنُوا حَتّٰى يَرَوُا الْعَذَابَ الْاَل۪يمَ
Ve kale musa rabbena inneke ateyte fir'avne ve melahu zineten ve emvalen fil hayatid dunya rabbena li yudıllu an sebilik, rabbenatmis ala emvalihim veşdud ala kulubihim fe la yu'minu hatta yerevul azabel elim.
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Musa dedi ki: "Rabbimiz, şüphesiz Sen, Firavun'a ve önde gelen çevresine dünya hayatında bir çekicilik (güç, ihtişam) ve mallar verdin. Rabbimiz, Senin yolundan saptırmaları için (mi?) Rabbimiz, mallarını yerin dibine geçir ve onların kalblerinin üzerini şiddetle bağla; onlar acı azabı görecekleri zamana kadar iman etmeyecekler."
Türkçe Kur'an Çözümü
Musa dedi ki: "Rabbimiz! Muhakkak ki Firavun ve ileri gelenlerine, dünya hayatının zinet ve mallarını sen verdin. . . Rabbimiz, (halkı) senin yolundan saptırsınlar diye mi? Rabbimiz mallarını sil-süpür; içlerini bunalt! Zira onlar acı azabı görmedikçe iman etmezler. "
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Musa dedi ki: "Ey Rabbimiz! Gerçekten sen, Firavun ve kavmine dünya hayatında ziynet ve nice mallar verdin. Ey Rabbimiz! Onlara bu nimetleri, insanları senin yolundan saptırsınlar ve elem verici cezayı görünceye kadar iman etmesinler diye mi verdin? Ey Rabbimiz! Onların mallarını yok et, kalplerine sıkıntı ver."
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
Musa, şöyle dedi: "Ey Rabbimiz! Gerçekten sen Firavun'a ve onun ileri gelenlerine, dünya hayatında nice zinet ve mallar verdin. Ey Rabbimiz, yolundan saptırsınlar diye mi? Ey Rabbimiz, sen onların mallarını silip süpür ve kalplerine darlık ver, çünkü onlar elem dolu azabı görünceye kadar iman etmezler."
Mesaj: Kuran Çevirisi
Musa dedi ki: 'Rabbimiz, sen Firavun ve konseyine dünya hayatında lüks ve mal verdin. Rabbimiz, senin yolundan saptırsınlar diye mi? Rabbimiz, onların mallarını silip süpür ve acı azabı görünceye kadar inanmasınlar diye kalplerini katılaştır.'
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Musa, ya rab! dedi, sen Fir'avne ve cem'iyyetine, dünya hayatta bir ziynet ve haşmet ve nice nice mallar verdin, yolundan saptırsınlar diye mi ya rab? Ya rab! Mallarını sil süpür ve kalblerini şiddetle sık ki o elim azabı görmedikçe iyman etmiycekler
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
Musa: "Ey Rabbimiz, dedi, hakıykaten Sen Fir'avne ve ileri gelenlerine dünya hayaatında zinet (-ü haşmet) ve (nice) mallar verdin, Senin yolundan sapdırsınlar diye mi hey Rabbimiz?! Sen onların mallarını yok et Rabbimiz, kalblerini şiddetle sık ki onlar o çetin azabı görecekleri zamana kadar iman etmeyeceklerdir".
Kur'an Mesajı
Ve Musa: "Ey Rabbim!" dedi, "gerçek şu ki, Sen Firavun ve onun seçkinler çevresine dünya hayatında görkem ve zenginlik verdin; öyle ki, bunun sonucu olarak onlar da, ey Rabbim, (başkalarını) Senin yolundan çeviriyorlar! Ey Rabbimiz, öyleyse artık onların zenginliklerini silip yok et, (ve böylece) kalplerini katılaştır; çünkü çetin azabı görmedikçe inanmayacaklar!"
Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Musa: -Rabbimiz, doğrusu sen Firavun'a ve çevresine zinetler ve dünya hayatında mallar verdin. Rabbimiz, senin yolundan saptırsınlar diye mi? Rabbimiz, mallarını yok et, kalplerini sık; çünkü onlar can yakıcı azabı görmedikçe inanmazlar, dedi.
Kuran-ı Kerim ve Meali
Musa: "Ey bizim Rabbimiz!" dedi. "Sen Firavun ile onun ileri gelen yardımcılarına dünya hayatında muazzam zinet, haşmet ve servet verdin. Ey bizim Rabbimiz! İnsanları neticede Senin yolundan saptırsınlar diye mi onlara bu imkanı verdin? Ey bizim büyük Rabbimiz, mahvet, sil süpür onların servetlerini ve kalplerini şiddetle sık! Belli ki o acı azabı görmedikçe onlar imana gelmeyecekler."
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Musa: "Rabbimiz dedi, sen Fir'avn'a ve adamlarına yakın hayatta süs ve nice mallar verdin. Rabbimiz, senin yolundan saptırsınlar diye mi? Rabbimiz, onların mallarını yok et, kalblerini sık ki, acı azabı görünceye kadar inanmasınlar!"
Kur'an-ı Kerim Meali
Musa şöyle dedi: "Rabbimiz! Sen, Firavun ve kodamanlarına şu geçici hayatta debdebe verdin, mallar verdin. Rabbimiz! Senin yolundan saptırsınlar diye mi? Rabbimiz! Onların mallarını sil süpür, kalplerini şiddetle sık ki, acıklı azabı görünceye kadar inanmasınlar."
Hayat Kitabı Kur’an
Ve Musa "Rabbimiz!" dedi; "Şu bir gerçek ki Sen, Firavun ve onun yakın çevresine bu dünya hayatında göz kamaştırıcı bir saltanat ve mal verdin! Rabbimiz (işte) bu yüzden senin yolundan insanları saptırıyorlar. Rabbimiz! Onların servetlerini kökünden kazı ve yüreklerine bunun acısını oturt; belli ki onlar, can yakıcı azabı görmedikçe iman etmeyecekler!"
Kerim Kur'an
Musa: "Ey Rabb'imiz! Firavun ve melelerine dünya hayatında ziynet[1] ve mallar verdin. Ey Rabb'imiz! Onlar ise bunu Senin yolundan saptırmak için kullanıyorlar. Rabb'imiz! Mallarını yok et, kalplerine sıkıntı ver. Zira onlar can yakıcı azabı görmedikçe iman etmezler." dedi.
Kerim Kur'an
Musa: "Ey Rabb'imiz! Firavun ve ileri gelenlerine dünya hayatında ziynet[1] ve mallar verdin. Ey Rabb'imiz! Onlar ise bunu Senin yolundan saptırmak için kullanıyorlar. Rabb'imiz! Mallarını yok et, kalplerine sıkıntı ver. Zira onlar can yakıcı azabı görmedikçe iman etmezler." dedi.
Kur'an-ı Kerim Gerçek
Musa, şöyle dedi: "Efendimiz! Aslında, Firavun ve ileri gelenlerine, dünya yaşamında varlık ve mal verdin!" "Efendimiz! Senin yolundan saptırmaları için mi?" "Efendimiz! Onların varlıklarını yok et, yüreklerine de darlık ver. Acı bir cezayı görünceye dek artık inanmazlar!"
Süleymaniye Vakfı Meali
Musa dedi ki "Rabbimiz! Sen Firavun'a ve ileri gelen adamlarına dünya hayatında süs ve mallar verdin. Rabbimiz! Senin yolundan saptırsınlar diye mi? Rabbimiz! Sen onların mallarını yok et, kalplerini öyle baskı altında tut ki o acıklı azabı görünceye kadar inanamaz olsunlar."
Mesaj: Kuran Çevirisi
Musa dedi ki: "Efendimiz, sen Firavun ve konseyine dünya hayatında lüks ve mal verdin. Efendimiz, senin yolundan saptırsınlar diye mi? Efendimiz, onların mallarını silip süpür ve acı azabı görünceye kadar gerçeği onaylamasınlar diye kalplerini katılaştır."[1]
Kur’an Meal-Tefsir
Musa şöyle demişti: "Rabbimiz! Şüphesiz ki sen Firavun ve yöneticilerine dünya hayatında ziynet ve mallar verdin.[1] Rabbimiz! (Onlara bu nimetleri) insanları senin yolundan saptırsınlar (diye mi verdin?)[2] Rabbimiz! Onların mallarını sil, kalplerine sıkıntı ver! Onlar o elem verici azabı görünceye kadar iman etmeyecekler."[3]
The Final Testament
Moses said, "Our Lord, you have given Pharaoh and his elders luxuries and wealth in this world. Our Lord, they only use them to repulse others from Your path. Our Lord, wipe out their wealth, and harden their hearts to prevent them from believing, until they see the painful retribution."
The Quran: A Monotheist Translation
And Moses said: "Our Lord, you have given Pharaoh and his commanders adornments and wealth in this worldly life so that they will misguide from Your path. Our Lord, wipe out their wealth and bring grief to their hearts; for they will not believe until they see the painful retribution."
Quran: A Reformist Translation
Moses said, "Our Lord, you have given Pharaoh and his entourage adornments and wealth in this worldly life so that they will misguide from Your path. Our Lord, wipe-out their wealth and bring grief to their hearts so that they will not acknowledge until they see the painful retribution."
The Clear Quran
Moses prayed, "Our Lord! You have granted Pharaoh and his chiefs luxuries and riches in this worldly life, ˹which they abused˺ to lead people astray from Your Way! Our Lord, destroy their riches and harden their hearts so that they will not believe until they see the painful punishment."
Tafhim commentary
Moses prayed:[1] 'Our Lord! You bestowed upon Pharaoh and his nobles splendour[2] and riches[3] in the world. Our Lord! Have You done this that they may lead people astray from Your path? Our Lord! Obliterate their riches and harden their hearts that they may not believe until they observe the painful chastisement.[4]
Al- Muntakhab
Mussa prayed, thus: "O Allah, our Creator ", he said, "You have graced Pharaoh and the Pharonic nobility with material grandeur of impressive character and You gave them riches and abundance of valuable possessions which induced them to stray from Your path of righteousness" "O Allah, our Creator, reduce their riches to insignificance and deafen their hearts' ears to the end that they do not recognize You until they have apprehended by sight the torment laid upon the damned"
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
And Moses said, "Our Lord, indeed You have given Pharaoh and his establishment splendor and wealth in the worldly life, our Lord, that they may lead [men] astray from Your way. Our Lord, obliterate their wealth and harden their hearts so that they will not believe until they see the painful punishment."
The Qur'an: A Complete Revelation
And Moses said: “Our Lord: Thou hast given Pharaoh and his eminent ones adornment and wealth in the life of this world, our Lord, that they might lead astray from Thy path. Our Lord: destroy Thou their wealth, and harden Thou their hearts, so that they believe not until they see the painful punishment.”