56. Vakıa Suresi Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir

1. O olay (Son Saat) gerçekleştiği zaman,
2. Meydana gelişini yalanlayan kimse olmayacaktır.
3. (O, bazılarını) alçaltıcı, (bazılarını) yükselticidir.
4. (4, 5, 6, 7) Yer şiddetle sarsıldığı, dağlar tamamen parçalanıp toz duman hâline geldiği, (mahşerde) siz üç eş (grup) olacağınız zaman,
5. (4, 5, 6, 7) Yer şiddetle sarsıldığı, dağlar tamamen parçalanıp toz duman hâline geldiği, (mahşerde) siz üç eş (grup) olacağınız zaman,
6. (4, 5, 6, 7) Yer şiddetle sarsıldığı, dağlar tamamen parçalanıp toz duman hâline geldiği, (mahşerde) siz üç eş (grup) olacağınız zaman,
7. (4, 5, 6, 7) Yer şiddetle sarsıldığı, dağlar tamamen parçalanıp toz duman hâline geldiği, (mahşerde) siz üç eş (grup) olacağınız zaman,
8. Sağın halkı, ne mutlu insanlardır o sağın halkı!
9. Solun halkı, ne mutsuz insanlardır o solun halkı![1]
10. (Ahirette) önde olanlar, (dünyada fedakârlıkta da) önde olanlardır.
11. (11, 12) Bu kişiler, nimet cennetlerinde (Allah'a) yakınlaştırılanlardır.
12. (11, 12) Bu kişiler, nimet cennetlerinde (Allah'a) yakınlaştırılanlardır.
13. Çoğu önceki (ümmet)lerdendir.
14. Birazı da sonraki (ümmet)lerdendir.
15. (15, 16) Karşılıklı olarak yaslanacakları mücevherlerle işlenmiş tahtlar üzerinde (ağırlanacaklar)dır.
16. (15, 16) Karşılıklı olarak yaslanacakları mücevherlerle işlenmiş tahtlar üzerinde (ağırlanacaklar)dır.
17. (17, 18) Çevrelerinde, kaynağından çıkan (suyla dolu) testiler, ibrikler ve kadehler bulunan uzun ömürlü gençler dolaşır.
18. (17, 18) Çevrelerinde, kaynağından çıkan (suyla dolu) testiler, ibrikler ve kadehler bulunan uzun ömürlü gençler dolaşır.
19. O (içtiklerinden) dolayı başları ağrıtılmaz; sarhoş da olmazlar.
20. Tercih ettikleri meyve(ler),
21. Canlarının çektiği kuş et(ler)i,
22. (22, 23, 24) Saklı inciler gibi güzel gözlü huriler yaptıklarının bir karşılığı olarak kendilerine (verilecektir).[1]
23. (22, 23, 24) Saklı inciler gibi güzel gözlü huriler yaptıklarının bir karşılığı olarak kendilerine (verilecektir).[1]
24. (22, 23, 24) Saklı inciler gibi güzel gözlü huriler yaptıklarının bir karşılığı olarak kendilerine (verilecektir).[1]
25. (25, 26) O (cennet)lerde "Selam, selam"dan başka bir söz de günaha sokan bir (laf) da duymazlar.[1]
26. (25, 26) O (cennet)lerde "Selam, selam"dan başka bir söz de günaha sokan bir (laf) da duymazlar.[1]
27. Sağın halkı, ne mutlu insanlardır o sağın halkı!
28. (İşte onlar) düzgün (dalbastı) kiraz ağacında,
29. Meyveleri kat kat muz ağaçları(n)da,
30. Uzamış gölge(lik)te,
31. Çağlayarak akan sularda,
32. (32, 33) Kesilmeyen (tükenmeyen) ve engellenemeyen sayısız meyve(lik)lerde (ağırlanacaklardır).
33. (32, 33) Kesilmeyen (tükenmeyen) ve engellenemeyen sayısız meyve(lik)lerde (ağırlanacaklardır).
34. (34, 35, 36, 37) (Uyumlu), yepyeni olarak şekillendirdiğimiz ve tamamen yeni bir yaratılışla oluşturduğumuz kabartılmış döşeklerde[1] (onlara ödüller verilecektir).
35. (34, 35, 36, 37) (Uyumlu), yepyeni olarak şekillendirdiğimiz ve tamamen yeni bir yaratılışla oluşturduğumuz kabartılmış döşeklerde[1] (onlara ödüller verilecektir).
36. (34, 35, 36, 37) (Uyumlu), yepyeni olarak şekillendirdiğimiz ve tamamen yeni bir yaratılışla oluşturduğumuz kabartılmış döşeklerde[1] (onlara ödüller verilecektir).
37. (34, 35, 36, 37) (Uyumlu), yepyeni olarak şekillendirdiğimiz ve tamamen yeni bir yaratılışla oluşturduğumuz kabartılmış döşeklerde[1] (onlara ödüller verilecektir).
38. (38, 39, 40) (Bütün bunlar) bir bölümü önceki (ümmet)lerden, bir bölümü de sonrakilerden oluşan sağın halkı içindir.
39. (38, 39, 40) (Bütün bunlar) bir bölümü önceki (ümmet)lerden, bir bölümü de sonrakilerden oluşan sağın halkı içindir.
40. (38, 39, 40) (Bütün bunlar) bir bölümü önceki (ümmet)lerden, bir bölümü de sonrakilerden oluşan sağın halkı içindir.
41. Solun halkı, ne mutsuz insanlardır o solun halkı![1]
42. (42, 43, 44) (Onlar) içlerine işleyen bir ateş ve kaynar su ile serinliği de rahatlatması da olmayan zifiri bir karanlığın içinde olacaklardır.
43. (42, 43, 44) (Onlar) içlerine işleyen bir ateş ve kaynar su ile serinliği de rahatlatması da olmayan zifiri bir karanlığın içinde olacaklardır.
44. (42, 43, 44) (Onlar) içlerine işleyen bir ateş ve kaynar su ile serinliği de rahatlatması da olmayan zifiri bir karanlığın içinde olacaklardır.
45. Şüphesiz ki onlar bundan önce (dünyada) şımartılmışlardı.
46. Büyük günahı (şirki) işlemekte ısrar ediyorlar.
47. (47, 48) Şöyle diyorlardı: "Hem biz hem de önceki atalarımız, ölüp toprak ve kemik hâline geldikten sonra (yeniden) diriltilecekmişiz, öyle mi?"
48. (47, 48) Şöyle diyorlardı: "Hem biz hem de önceki atalarımız, ölüp toprak ve kemik hâline geldikten sonra (yeniden) diriltilecekmişiz, öyle mi?"
49. De ki: "Hem öncekiler (atalarınız) hem de sonrakiler,
50. Bilinen bir günün belirlenen vaktinde mutlaka toplanacaksınız."[1]
51. Sonra siz ey yalancı sapkınlar!
52. (52, 53) Elbette zakkum ağacından[1] yiyenler ve karınlar(ını) ondan dolduranlar (olacaksınız).
53. (52, 53) Elbette zakkum ağacından[1] yiyenler ve karınlar(ını) ondan dolduranlar (olacaksınız).
54. (54, 55) Üzerine (bir) de susamış develer(in su içişi) gibi insanın içine işleyen kaynar sudan içeceksiniz.
55. (54, 55) Üzerine (bir) de susamış develer(in su içişi) gibi insanın içine işleyen kaynar sudan içeceksiniz.
56. Hesap gününde onların ağırlanması(!) böyle (olacak)tır!
57. Sizi biz yaratmıştık. (Gerçekleri) onaylamanız gerekmez miydi?
58. Atmakta olduğunuz meniyi (spermi) hiç düşündünüz mü?
59. Onu siz mi yaratıyorsunuz; yoksa yaratanlar biz miyiz?
60. (60, 61) Aranızda ölümü belirleyen biziz. Sizi, benzerlerinizle değiştirmemiz ve yine sizi bilemeyeceğiniz şekilde (ahirette) yeniden yaratmamızda kimse bizim önümüze geçemez.
61. (60, 61) Aranızda ölümü belirleyen biziz. Sizi, benzerlerinizle değiştirmemiz ve yine sizi bilemeyeceğiniz şekilde (ahirette) yeniden yaratmamızda kimse bizim önümüze geçemez.
62. Üstelik ilk yaratılışı biliyorsunuz.[1] (Buna rağmen gerçeği) hatırlamanız gerekmez mi?
63. Ektiğinizi (tohumu) düşündünüz mü hiç?
64. Onu siz mi yetiştiriyorsunuz; yoksa yetiştiren biz miyiz?
65. (65, 66, 67) Dileseydik onu kuru bir çöp yapardık da "Şüphesiz ki borçlandık (zarardayız); dahası biz (üründen) mahrum bırakıldık!" diyerek şaşar kalırdınız.
66. (65, 66, 67) Dileseydik onu kuru bir çöp yapardık da "Şüphesiz ki borçlandık (zarardayız); dahası biz (üründen) mahrum bırakıldık!" diyerek şaşar kalırdınız.
67. (65, 66, 67) Dileseydik onu kuru bir çöp yapardık da "Şüphesiz ki borçlandık (zarardayız); dahası biz (üründen) mahrum bırakıldık!" diyerek şaşar kalırdınız.
68. İçmekte olduğunuz suyu düşündünüz mü hiç?
69. Onu bulutlardan siz mi indirdiniz; yoksa indirenler biz miyiz?
70. Dileseydik onu da tuzlu yapardık. Şükretmeniz gerekmez mi?
71. Tutuşturmakta olduğunuz ateşi hiç düşündünüz mü?
72. Onun ağacını siz mi yetiştirdiniz; yoksa oluşturanlar biz miyiz?
73. İşte, biz onu (ağacı, gerçeğin) hatırlatması ve ihtiyacı olanlar için geçimlik yaptık.
74. Yüce Rabbinin adını tesbih et (yücelt)![1]
75. Hayır! Nücûm'un yerlerine[1] yemin ederim.[2]
76. Bilirseniz şüphesiz ki bu büyük bir yemindir.
77. Şüphesiz ki bu değerli bir Kur'an'dır.
78. Saklı bir kitaptadır.
79. Ona arındırılmış (melek)lerin dışında kimse dokunamaz.[1]
80. Alemlerin Rabbinden indir(il)medir.
81. Siz bu sözü küçümsüyor musunuz?
82. Rızkınızı yalanlamaya dönüştürüyorsunuz?
83. Peki (ya can) boğaza dayandığı zaman (haliniz nasıl olacak)!
84. O zaman siz (ölmekte olan kişiye) bakar durursunuz.
85. Biz ona sizden daha yakınız fakat siz göremezsiniz.[1]
86. (86, 87) Mademki hesaba çekilmeyeceksiniz,[1] doğruysanız (ölmekte olanı geri) döndürsenize!
87. (86, 87) Mademki hesaba çekilmeyeceksiniz,[1] doğruysanız (ölmekte olanı geri) döndürsenize!
88. (88, 89) (Ölen kişi Allah'a) yakınlaştırılanlardan ise ona rahatlık, güzel rızık ve nimet cenneti vardır.
89. (88, 89) (Ölen kişi Allah'a) yakınlaştırılanlardan ise ona rahatlık, güzel rızık ve nimet cenneti vardır.
90. (90, 91) Sağın halkından ise (kendisine) "Sana (senin gibi olan) sağın halkından selam olsun!" (denecektir).
91. (90, 91) Sağın halkından ise (kendisine) "Sana (senin gibi olan) sağın halkından selam olsun!" (denecektir).
92. (92, 93, 94) Sapkınlık yapan, yalanlayanlardan ise ona da kaynar sudan bir ziyafet(!) ve cehenneme yaslanma vardır.[1]
93. (92, 93, 94) Sapkınlık yapan, yalanlayanlardan ise ona da kaynar sudan bir ziyafet(!) ve cehenneme yaslanma vardır.[1]
94. (92, 93, 94) Sapkınlık yapan, yalanlayanlardan ise ona da kaynar sudan bir ziyafet(!) ve cehenneme yaslanma vardır.[1]
95. İşte bu, gerçeğin ta kendisidir.
96. Yüce Rabbinin adını tesbih et (yücelt)!
Ayetbul | Kuran Mealleri | Quran | Mehmet Okuyan meali | Vakıa suresi