9. Tevbe Suresi 120. ayet Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı

Medine halkına ve çevresindeki bedevilere, Allah'ın elçisinden geri kalmaları, kendi nefislerini onun nefsine tercih etmeleri yakışmaz. Bu, gerçekten onların Allah yolunda bir susuzluk, bir yorgunluk, 'dayanılmaz bir açlık' (çekmeleri), kafirleri 'kin ve öfkeyle ayaklandıracak' bir yere ayak basmaları ve düşmana karşı bir başarı kazanmaları karşılığında, mutlaka onlara bununla salih bir amel yazılmış olması nedeniyledir. Şüphesiz Allah, iyilik yapanların ecrini kaybetmez.
مَا كَانَ لِاَهْلِ الْمَد۪ينَةِ وَمَنْ حَوْلَهُمْ مِنَ الْاَعْرَابِ اَنْ يَتَخَلَّفُوا عَنْ رَسُولِ اللّٰهِ وَلَا يَرْغَبُوا بِاَنْفُسِهِمْ عَنْ نَفْسِه۪ۜ ذٰلِكَ بِاَنَّهُمْ لَا يُص۪يبُهُمْ ظَمَاٌ وَلَا نَصَبٌ وَلَا مَخْمَصَةٌ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ وَلَا يَطَؤُ۫نَ مَوْطِئاً يَغ۪يظُ الْكُفَّارَ وَلَا يَنَالُونَ مِنْ عَدُوٍّ نَيْلاً اِلَّا كُتِبَ لَهُمْ بِه۪ عَمَلٌ صَالِحٌۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يُض۪يعُ اَجْرَ الْمُحْسِن۪ينَۙ
Ma kane li ehlil medineti ve men havlehum minel a'rabi en yetehallefu an resulillahi ve la yergabu bi enfusihim an nefsih, zalike bi ennehum la yusibuhum zameun ve la nasabun ve la mahmesatun fi sebilillahi ve la yetaune mevtıan yagizul kuffare ve la yenalune min aduvvin neylen illa kutibe lehum bihi amelun salih, innallahe la yudiu ecrel muhsinin.
Ayetbul | Kuran Mealleri | Quran | Tevbe suresi 120. ayet

Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Medine halkına ve çevresindeki bedevilere, Allah'ın elçisinden geri kalmaları, kendi nefislerini onun nefsine tercih etmeleri yakışmaz. Bu, gerçekten onların Allah yolunda bir susuzluk, bir yorgunluk, 'dayanılmaz bir açlık' (çekmeleri), kafirleri 'kin ve öfkeyle ayaklandıracak' bir yere ayak basmaları ve düşmana karşı bir başarı kazanmaları karşılığında, mutlaka onlara bununla salih bir amel yazılmış olması nedeniyledir. Şüphesiz Allah, iyilik yapanların ecrini kaybetmez.
Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an Çözümü
Gerek Medine halkına gerekse çevresindeki Bedevilere, Allah Rasulünden geri kalmaları ve kendi nefslerini O'nun nefsine tercih etmeleri yakışmaz! Onların Allah yolunda susuzluğa, yorgunluğa, açlığa maruz kalmaları, hakikat bilgisini inkar edenleri öfkelendirecek yerlere yerleşmeleri, düşmana karşı bir zafer kazanmaları; kendilerine imanın gereği fiiller olarak yazılmıştır! Muhakkak ki Allah muhsinleri mükafatsız bırakmaz.
Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Medine halkına da, onların çevresindeki bedevilere de Allah'ın Peygamberinden geri kalmak ve kendi canlarını onun canından önde tutmak yakışmaz. Çünkü Allah yolunda uğrayacakları bir susuzluk, bir yorgunluk, bir açlık, kafirleri şaşırtan bir adım atmaları ve düşmana karşı herhangi bir başarı kazanmaları, kendileri için iyi bir amel olarak mutlaka yazılacaktır. Çünkü Allah iyi davrananların amellerini asla boşa çıkarmaz.
Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
Medine halkı ve onların çevresinde bulunan bedevilere, Allah'ın Resulünden geri kalmak, kendi canlarını onun canından üstün tutmak yaraşmaz. Çünkü onların, Allah yolunda çektikleri susuzluk, yorgunluk, açlık, kafirleri öfkelendirmek üzere bir yere adım atmaları ve düşmana karşı herhangi bir başarı kazanmaları gibi hiçbir olay yoktur ki karşılığında kendilerine iyi bir amel(in sevabı) yazılmış olmasın. Şüphesiz Allah, iyilik yapanların mükafatını elbette zayi etmez.
Edip Yüksel (Eski Baskı) Mesaj: Kuran Çevirisi
Ne şehir halkı, ne de onların çevresindeki Araplar, ALLAH'ın elçisinden geri kalmamalı ve kendilerini ona tercih etmemelidir. Zira ALLAH yolunda uğrayacakları her bir susuzluk, bir yorgunluk ve bir açlık, kafirleri öfkelendirecek her bir adım ve düşmana karşı kazandıkları her bir başarı, kendileri için bir kredi olarak yazılır. ALLAH iyi davrananların mükafatını yitirmez.
Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Ne medenilerin ne de etraflarındaki bedevilerin Resulullahtan tahallüf etmeleri, ve onun nefsinde ne yaptığına bakmayıb da kendi nefisleriyle mukayyed olmaları yaraşmaz, çünkü onların Allah yolunda ne bir susuzluk, ne bir yorgunluk, ne bir açlık çekmeleri ve ne küffarı gayza getirecek bir mevkii çiğnemeleri ne de düşmandan bir muvaffakıyyete nail olmaları olmaz ki mukabilinde kendileri için mutlak bir ameli salih yazılmış bulunmasın, çünkü Allah muhsinlerin ecrini zayi' etmez
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Ne Medine halkının ne de etrafındaki bedevilerin Resulullah'tan geride kalmaları ve kendilerini tercih edip ondan yüz çevirmeleri yakışmaz. Çünkü onların Allah yolunda çektikleri hiçbir susuzluk, hiçbir açlık ve kafirleri öfkelendirecek bir yere ayak basmaları ve düşman karşısında elde ettikleri hiçbir başarı yoktur ki, karşılığında kendilerine güzel bir amel yazılmış olmasın. Çünkü Allah iyilerin mükafatını zayi etmez.
Gültekin Onan
Medine ehline ve çevresindeki bedevilere, Tanrı'nın elçisinden geri kalmaları, kendi nefslerini onun nefsine tercih etmeleri yakışmaz. Bu, gerçekten onların Tanrı yolunda bir susuzluk, bir yorgunluk, 'dayanılmaz bir açlık' (çekmeleri), kafirleri 'kin ve öfkeyle ayaklandıracak' bir yere ayak basmaları ve düşmana karşı bir başarı kazanmaları karşılığında, mutlaka onlara bununla salih bir amel yazılmış olması nedeniyledir. Şüphesiz Tanrı, iyilik yapanların ecrini kaybetmez.
Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
Gerek Medineliler için, gerek çevrelerindeki bedeviler için (savaşda ve diğer hususlarda) Allahın Resulünden geri kalmaları, (onun emirlerine muhaalefetde bulunmaları) ve bizzat kendisine (katlandığı zahmetlerde) onların da canla başla (katlanmıya) rağbet etmemeleri yasakdır. Bunun sebebi şudur: (Çünkü onların) Allah yolunda bir susuzluk, bir yorgunluk, bir açlık (çekmeleri), kafirleri kızdıracak bir yere ayak basmaları, bir düşmana karşı muvaffakiyyete erişmeleri (gibi hiç bir hal ve hareket) yokdur ki mukaabilinde kendileri için bu sebeble iyi bir amel yazılmış olmasın. Çünkü Allah, iyi hareket edenlerin mükafatını zaayi etmez.
İbni Kesir
Gerek Medine'liler için, gerekse onların çevresinde bulunan Bedeviler için; Allah'ın peygamberinden geri kalmak, kendilerini ona tercih etmek yaraşmaz. Çünkü Allah yolunda susuzluk, yorgunluk, açlık, kafirleri kızdıracak bir yere ayak basmak ve düşmana karşı başarı kazanmak karşılığında; onlara mutlaka bir salih amel yazılır. Muhakkak ki Allah, ihsan edenlerin mükafatını zayi etmez.
Muhammed Esed Kur'an Mesajı
(Peygamber) şehrinin halkına da, onların çevresinde (yaşayan) bedevilere de (seferde) Allah'ın Elçisi'ne katılmaktan kaçınmak ve kendi canlarını o'nunkinden fazla gözetmek yaraşmaz. Çünkü, onlar Allah yolunda ne zaman susuzluk, yorgunluk ya da açlık çekseler; ne zaman hakkı inkar edenleri şaşırtan bir adım atsalar; ve ne zaman başlarına gelmesi mukadder olan şeye düşman eliyle uğratılsalar (sonuç ne olursa olsun) bu onların lehine mutlaka kaydedilmektedir. Çünkü Allah, iyilik yapanların emeklerini asla boşa çıkarmaz!
Şaban Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Medine halkına ve çevrelerinde bulunan bedevilere Resulullah'tan geri kalmaları ve kendilerini O'na tercih etmeleri yaraşmaz. Bu, onların Allah yolunda susuzluğa, yorgunluğa, açlığa ve kafirleri kızdıracak bir yere ayak basmaları ve düşmana karşı zafer kazanmaları karşılığında, onların doğru bir iş yaptıklarının yazıldığı içindir. Şüphesiz Allah, iyilik yapanların ecrini zayi etmez.
Suat Yıldırım Kuran-ı Kerim ve Meali
Ne Medine halkının, ne de etrafındaki bedevilerin,Allahın Resulünden geri kalmaları ve ona ihtimam göstermeyip kendi canlarının derdine düşmeleri olacak şey değildir (Bunu yapacak bir tek kişi bile çıkmasın). Bu böyledir, çünkü onların Allah yolunda uğrayacakları hiçbir susuzluk, yorgunluk, açlık,kafirleri öfkelendirecek tarzda bir yere ayak basıp ele geçirmeleri ve düşmana karşı başarı kazanmaları yoktur ki, mutlaka o sebeple kendilerine güzel bir iş ve sevap yazılmış olmasın. Çünkü Allah iyi davrananların mükafatlarını zayi etmez.
Süleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Ne Medine halkının, ne de onların çevresinde bulunan bedevi Arapların, Allah'ın Elçisinden geri kalmaları ve onun canından önce kendi canlarının kaygısına düşmeleri, onlara yakışmaz. Böyledir, çünkü Allah yolunda uğrayacakları hiçbir susuzluk, yorgunluk, açlık; kafirleri öfkelendirecek bir yeri çiğne(yip zaptet)meleri ve düşmana karşı bir başarı kazanmaları yoktur ki mutlaka bunlarla kendilerine iyi bir amel yazılmış olmasın. Allah güzel davrananların ecrini zayi etmez.
Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim Meali
Medine halkına ve çevrelerindeki Bedevi Araplara, Allah resulünden geri kalmaları ve onu bırakıp da kendi canlarının derdine düşmeleri yakışmaz. Çünkü Allah yolunda uğrayacakları bir susuzluk, bir yorgunluk, bir açlık, kafirleri öfkelendirmek üzere bir yere ayak basmaları, düşmana karşı herhangi bir başarı kazanmaları durumunda kendileri için, barışa yönelik iyi bir amel mutlaka yazılacaktır. Allah, güzel düşünüp güzel davrananların ödülünü yitirmez.
Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’an
(Peygamber) şehrinin halkına ve çevresindeki bedevilere, ne Allah'ın Elçisi'nden geriye kalmak, ne de kendi canlarını onunkinden fazla sakınmak yaraşır. Şöyle ki; ne zaman onların başına Allah yolunda bir susuzluk, yorgunluk ve şiddetli açlık gelse; ne zaman inkara gömülenleri öfkelendiren bir hamle yapsalar ve ne zaman mukadder olan sonuca düşman eliyle ulaşsalar; mutlaka bu onların lehine üretilmiş bir değer olarak yazılmaktadır: Elbette Allah iyilerin hakkını zayi edecek değildir.
Erhan Aktaş Kerim Kur'an
Ne Medine halkının ne de etrafındaki Bedevi Arapların, Allah'ın Resul'ünden geri kalmaları ve onun canından önce kendi canlarının kaygısına düşmeleri olacak şeydir. Çünkü Allah yolunda katlanacakları susuzluk, yorgunluk, açlık ve Kafirleri kızdıracak bir yeri zapt etmeleri ve düşmana karşı elde ettikleri başarı, kendilerine salih bir amel olarak yazılacaktır. Zira Allah, muhsin[1] olanların kazanımlarını yok etmez.
Erhan Aktaş (Eski Baskı) Kerim Kur'an
Ne Medine halkının ne de etrafındaki Bedevi Araplar'ın, Allah'ın Rasul'ünden geri kalmaları ve onun canından önce kendi canlarının kaygısına düşmeleri olacak şey değildir. Çünkü Allah yolunda katlanacakları susuzluk, yorgunluk, açlık ve kafirleri kızdıracak bir yeri zapt etmeleri ve düşmana karşı elde ettikleri başarı, kendilerine salih bir amel olarak yazılacaktır. Zira Allah, muhsin[1] olanların kazanımlarını yok etmez.
Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim Gerçek
Allah'ın elçisinden geride kalmaları ve kendi canlarını Onun canından üstün tutmaları, kent halkına ve çevresindeki Araplara yakışmaz. Bu böyledir. Çünkü Allah'ın yolunda, bir susuzluk, bir yorgunluk, zorlu bir açlık, nankörlük edenleri öfkelendiren bir adım ve düşmana karşı bir başarı kazanmış olmaları yoktur ki, erdemli bir edim olarak yazılmamış olsun. Kuşkusuz, Allah, güzel davrananları ödülsüz bırakmaz.
Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı Meali
Medine halkının ve çevrelerindeki çöl Araplarının Allah'ın elçisine kayıtsız kalmaya hakları yoktur. Kendilerini ona tercih de edemezler. Bunların Allah yolunda bir susuzluk, bir yorgunluk ve bir açlık çekmeleri, kafirleri öfkelendirecek bir adım atmaları ve düşmandan bir kötülük görmeleri mutlaka lehlerine iyi bir iş olarak yazılacaktır. Çünkü Allah, güzel davrananların ödülünü eksiltmez.
Edip Yüksel Mesaj: Kuran Çevirisi
Ne şehir halkı ne de onların çevresindeki Araplar ALLAH'ın elçisinden geri kalmamalı ve kendilerini ona tercih etmemelidir. Zira ALLAH yolunda uğrayacakları her bir susuzluk, bir yorgunluk ve bir açlık, kafirleri öfkelendirecek her bir adım ve düşmana karşı kazandıkları her bir başarı, kendileri için iyi bir iş olarak yazılır. ALLAH iyi davrananların mükafatını yitirmez.
Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir
Medine halkının ve civarlarındaki göçebe Arapların Allah'ın Elçisinden geri kalmaları ve onun canından (önce) kendi canlarını düşünmeleri doğru olmaz. İşte onların Allah yolunda bir susuzluğa, yorgunluğa ve açlığa uğramaları, kâfirleri öfkelendirecek bir yere (ayak) basmaları ve düşmana karşı bir başarı kazanmaları da sadece bunların karşılığında kendilerine iyi bir iş yazılması içindir. Şüphesiz ki Allah güzel davrananların ödülünü ziyan etmez.
Əlixan Musayev
Mədinə əhalisinə və onların ətrafındakı bədəvilərə (döyüşdə) Allahın Elçisindən geri qalmaq, onun canından öncə öz canlarının hayına qalmaq yaraşmaz. Çünki Allah yolunda onlara üz verən elə bir susuzluq, yorğunluq və aclıq, kafirləri qəzəbləndirən elə bir atılmış addım, düşmən üzərində qazanılan elə bir uğur yoxdur ki, bunların müqabilində onlara yaxşı bir əməl yazılmasın. Hə­­qiqətən, Allah yaxşı iş görənlərin müka­­fatını puç etməz.
Bünyadov-Məmmədəliyev
Mədinəlilərə və onların ətrafında olan bədəvilərə (döyüşdə) Allahın Peyğəmbərindən geri qalmaq, ondan (ona üz verən məşəqqətlərdən) özlərini kənara çəkmək (belə çətinliklərin özlərinə üz verməsini istəməmək, beləliklə də, özlərini Peyğəmbərdən üstün tutmaq) yaraşmaz. Çünki Allah yolunda onlara elə bir susuzluq, yorğunluq və aclıq üz verməz, kafirlərin qəzəbinə səbəb olan elə bir yerə onlar ayaq basmaz və düşməndən elə bir bəla, müsibət görməzlər ki, bunların müqabilində onlara yaxşı bir əməl yazılmamış olsun! Həqiqətən, Allah yaxşı işlər görənlərin mükafatını zay etməz!
Ələddin Sultanov
Mədinəlilərə və onların ətrafındakı bədəvi ərəblərə Allahın Peyğəmbərindən geri qalmaq və onun canından əvvəl öz canlarını düşünmələri yaraşmaz. Bu, onların Allah yolunda susuzluğa, yorğunluğa və aclığa düçar olmaları, kafirləri qəzəbləndirəcək bir yerə ayaq basmaları və düşmənə qarşı zəfər qazanmalarının özlərinə yaxşı bir əməl kimi yazılması üçündür. Şübhəsiz ki, Allah yaxşı işlər görənlərin mükafatını zay etməz.
Rashad Khalifa The Final Testament
Neither the dwellers of the city, nor the Arabs around them, shall seek to stay behind the messenger of GOD (when he mobilizes for war). Nor shall they give priority to their own affairs over supporting him. This is because they do not suffer any thirst, or any effort, or hunger in the cause of GOD, or take a single step that enrages the disbelievers, or inflict any hardship upon the enemy, without having it written down for them as a credit. GOD never fails to recompense those who work righteousness.
The Monotheist Group The Quran: A Monotheist Translation
It is not advisable for the dwellers of the city and those around them of the Nomads that they should lag behind after the messenger of God, nor should they yearn for themselves above him. That is because any thirst that will come to them, or fatigue, or hunger in the cause of God, or any step that they take which will annoy the rejecters, or any gain they have over any enemy; it will be recorded as a good deed for them. God does not waste the reward of the good doers.
Edip-Layth Quran: A Reformist Translation
It is not advisable for the city dwellers and those around them of the Arabs that they should lag behind after God's messenger, nor should they yearn for themselves above him. That is because any thirst, fatigue, or hunger that afflicts them in the cause of God, or any step that they take which will annoy the ingrates, or any gain they have over any enemy; it will be recorded as a good deed for them. God does not waste the reward of the good doers.
Mustafa Khattab The Clear Quran
It was not ˹proper˺ for the people of Medina and the nomadic Arabs around them to avoid marching with the Messenger of Allah or to prefer their own lives above his. That is because whenever they suffer from thirst, fatigue, or hunger in the cause of Allah; or tread on a territory, unnerving the disbelievers; or inflict any loss on an enemy—it is written to their credit as a good deed. Surely Allah never discounts the reward of the good-doers.
Al-Hilali & Khan
It was not becoming of the people of Al-Madinah and the bedouins of the neighbourhood to remain behind Allâh’s Messenger (Muhammad صلى الله عليه وسلم when fighting in Allâh’s Cause) and (it was not becoming of them) to prefer their own lives to his life. That is because they suffer neither thirst nor fatigue, nor hunger in the Cause of Allâh, nor they take any step to raise the anger of disbelievers nor inflict any injury upon an enemy but is written to their credit as a deed of righteousness. Surely, Allâh wastes not the reward of the Muhsinûn [1]
Abdullah Yusuf Ali
It was not fitting for the people of Medina and the Bedouin Arabs of the neighbourhood, to refuse to follow Allah's Messenger, nor to prefer their own lives to his: because nothing could they suffer or do, but was reckoned to their credit as a deed of righteousness,- whether they suffered thirst, or fatigue, or hunger, in the cause of Allah, or trod paths to raise the ire of the Unbelievers, or received any injury whatever from an enemy: for Allah suffereth not the reward to be lost of those who do good;-
Marmaduke Pickthall
It is not for the townsfolk of Al-Madinah and for those around them of the wandering Arabs so stay behind the messenger of Allah and prefer their lives to his life. That is because neither thirst nor toil nor hunger afflicteth them in the way of Allah, nor step they any step that angereth the disbelievers, nor gain they from the enemy a gain, but a good deed is recorded for them therefor. Lo! Allah loseth not the wages of the good.
Abul A'la Maududi Tafhim commentary
[9:120] It did not behove the people of Madinah and the bedouin Arabs around them that they should refrain from accompanying the Messenger of Allah and stay behind and prefer their own security to his. For whenever they suffer from thirst or weariness or hunger in the Way of Allah, and whenever they tread a place which enrages the unbelievers (whenever anything of this comes to pass), a good deed is recorded in their favour. Allah does not cause the work of the doers of good to go to waste.
Taqi Usmani
It was not (permissible) for the people of Madīnah and for those around them of the Bedouins to stay behind abandoning the Messenger of Allah, nor to prefer their own lives to his life. That is because whatever thirst or fatigue or hunger strikes them in the way of Allah, and whenever they step into a place which infuriates the infidels, and whenever they make a gain from an enemy, a virtuous deed is credited to their account. Surely, Allah does not nullify the reward of the virtuous.
Abdul Haleem
The people of Medina and their neighbouring desert Arabs should not have held back from following God’s Messenger, nor should they have cared about themselves more than him: if ever they suffer any thirst, weariness, or hunger in God’s cause, take any step that angers the disbelievers, or cause any harm to an enemy, a good deed is recorded in their favour on account of it- God never wastes the reward of those who do good-
Mohamed Ahmed - Samira
It was not worthy of the people of Madina, and the Arabs of the desert around them, to abandon the Prophet of God, and to care more for themselves than for him; for there is no hardship or thirst or hunger that they know in the service of God, and no place they walk on where walking provokes the unbelievers, and no harm they receive from the enemy, but is put down as a good deed in their favour. Surely God does not let the recompense of those who do good to go waste.
Muhammad Asad
It does not behove the people of the [Prophet's] City and the bedouin [who live] around them to hold back from following God's Apostle, or to care for their own selves more than for him -for, whenever they suffer from thirst or weariness or hunger in God's cause, and whenever they take any step which confounds those who deny the truth, and whenever there comes to them from the enemy whatever may be destined for them -[whenever anything thereof comes to pass,,] a good deed is recorded in their favour. Verily, God does not fail to requite the doers of good!
Abdel Khalek Himmat Al- Muntakhab
It was not right nor was it excusable that the Muslim residents of Madina and those of the desert Arabs round about them desert the Messenger in his expedition and remain behind, nor was there any cause inducing them to prefer their own lives to his. The conclusion of all this is that no thirst, hardship or hunger they suffer in Allah's cause or a scheme they design to outwit and anger the infidels and obtain an advantage over them or whether they gain victory or suffer loss but it is credited to them as a righteous deed; Allah does not annul, withhold or withdraw the fruit which people are entitled to reap from deeds of wisdom and piety.
Progressive Muslims
It is not advisable for the city dwellers and those around them of the Nomads that they should lag behind after God's messenger, nor should they yearn for themselves above him. That is because any thirst that will come to them, or fatigue, or hunger in the cause of God, or any step that they take which will annoy the rejecters, or any gain they have over any enemy; it will be recorded as a good deed for them. God does not waste the reward of the good doers.
Shabbir Ahmed
People of Madinah, and the Bedouins around, should not stay behind the Messenger. Nor shall they prefer their lives to his life. For, any thirst, effort or hunger that afflicts them in the Cause of Allah, or a single step that they take that angers the rejecters, and whatever gain they gain from the enemy, becomes a credit, a good deed recorded for them. Allah never loses the wages of the doers of good.
Syed Vickar Ahamed
It was not befitting for the people of Medinah and the Bedouin Arabs from around (Medinah) to refuse to follow Allah’s Messenger (Muhammad), nor to prefer their own lives to his life: Because nothing could they suffer or do, except that it would be (added) to their credit as an act of righteousness— Whether they felt thirst, or (felt) tired, or hunger, in Allah’s Cause, or taken to the road to cause anger to the disbelievers, or taken any (tiny) injury from an enemy: Surely, Allah does not let the reward to be lost by those who do good—
Sahih International (Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
It was not [proper] for the people of Madinah and those surrounding them of the bedouins that they remain behind after [the departure of] the Messenger of Allah or that they prefer themselves over his self. That is because they are not afflicted by thirst or fatigue or hunger in the cause of Allah, nor do they tread on any ground that enrages the disbelievers, nor do they inflict upon an enemy any infliction but that is registered for them as a righteous deed. Indeed, Allah does not allow to be lost the reward of the doers of good.
Ali Quli Qarai
It is not fitting for the people of Madinah and the Bedouins around them to hang back behind the Apostle of Allah and prefer their own lives to his life. That is because they neither experience any thirst, nor fatigue, nor hunger, in the way of Allah, nor do they tread any ground enraging the faithless, nor do they gain any ground against an enemy but a righteous deed is written for them on its account. Indeed Allah does not waste the reward of the virtuous.
Bijan Moeinian
It was beneath the dignity of the people of Al-Medina and its suburban Arabs to abandon the Lord’s Messenger and (instead of supporting him) stay at home in order to take care of their worldly interests. They should know that any hardship such as hunger, thirst, physical pain (earned in the cause of God), as well as every step that they take toward enraging the disbelievers and every acts of theirs aimed to inflict a hardship upon the enemy will be credited to their account with God. Rest assured that God does not let go not rewarded the worthy deeds of the righteous people.
George Sale
There was no reason why the inhabitants of Medina, and the Arabs of the desert who dwell around them, should stay behind the apostle of God, or should prefer themselves before him. This is unreasonable: Because they are not distressed either by thirst, or labour, or hunger, for the defence of God's true religion; neither do they stir a step, which may irritate the unbelievers; neither do they receive from the enemy any damage, but a good work is written down unto them for the same; for God suffereth not the reward of the righteous to perish.
Mahmoud Ghali
In no way should the population of Al-Madînah and the Arabs (of the desert) around them stay behind the Messenger of Allah or desirously care more for themselves than for him (Literally: care more for their selves than for his self ; i. e., prefer their lives to his life). That is for that they are afflicted neither by thirst, nor toil, nor scantiness in the way of Allah, nor do they tread any tread enraging the steadfast disbelievers nor attain from an enemy any attainment, except that a righteous deed is thereby written for them (i.e., written to their account) Surely Allah does not waste the reward of the fair-doers
Amatul Rahman Omar
It was not proper for the people of Madînah and (for) the Arabs of the desert (who live) around them to have stayed behind the Messenger of Allâh (at the time of expedition to Tabûk) nor (was it proper for them) to have preferred their own lives to his. That is because they suffer no thirst, nor fatigue, nor hunger in Allâh's way nor do they make a journey which enrages the disbelievers, nor do they gain an advantage over an enemy, but a righteous deed is credited to their account (in the record of their deeds) because of it. Verily, Allâh suffers not the reward of the doers of good to be lost.
E. Henry Palmer
It was not for the people of Medinah, and those around about them of the Arabs of the desert, to stay behind the Apostle of God and not to prefer their souls to his: that is because neither thirst, nor toil, nor heat, nor hunger befell them on God's way. Nor do they stop to anger the misbelievers, nor do they get any (harm) from the enemy without a good work being written down to them; verily, God wastes not the hire of those who do well.
Hamid S. Aziz
It was not fitting for the people of Medina and for those around them of the wandering Arabs of the desert, to stay behind the Messenger of Allah and prefer their lives to his. That is because neither thirst, nor toil, nor heat, nor hunger befell them on Allah's way, nor do their acts anger the disbelievers, or they receive injury from the enemy, but a good deed is recorded for them. Verily, Allah wastes not the wages of those who do good.
Arthur John Arberry
It is not for the people of the City and for the Bedouins who dwell around them to stay behind God's Messenger, and to prefer their lives to his; that is because they are smitten neither by thirst, nor fatigue, nor emptiness in the way of God, neither tread they any tread enraging the unbelievers, nor gain any gain from any enemy, but a righteous deed is thereby written to their account; God leaves not to waste the wage of the good-doers.
Aisha Bewley
It was not for people of Madina, and the desert arabs around them, to remain behind the Messenger of Allah nor to prefer themselves to him. That is because no thirst or weariness or hunger will afflict them in the Way of Allah, nor will they take a single step to infuriate the kafirun, nor secure any gain from the enemy, without a right action being written down for them because of it. Allah does not let the wage of the good-doers go to waste.
Sam Gerrans The Qur'an: A Complete Revelation
It is not for the people of the city and those around them of the desert Arabs to remain behind the messenger of God, and prefer their lives to his life. Is it not that there befalls them neither thirst, nor fatigue, nor hunger, in the cause of God, neither take they any step that enrages the atheists, nor achieve they against the enemy an attainment save that it is recorded for them as a righteous deed! God causes not to be lost the reward of the doers of good.
Эльмир Кулиев
Не следовало жителям Медины и бедуинам из окрестностей оставаться позади Посланника Аллаха и отдавать предпочтение собственным жизням перед его жизнью. Это потому, что жажда, усталость и голод, постигающие их на пути Аллаха, и каждый шаг, вызывающий гнев неверующих, и каждое поражение, нанесенное врагу, непременно запишутся им как добрые дела. Воистину, Аллах не теряет вознаграждения творящих добро.