7. Araf Suresi 155. ayet Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim

Musa, ta'yin etdiğimiz vakıtda (tevbe için beraberinde götürmek üzere) kavminden yetmiş adam ayırdı. Vaktaki onları müdhiş bir sarsıntı tuttu, dedi ki: "Ya Rab, eğer dileseydin onları da, beni de daha evvel helak ederdin, içimizden bir takım beyinsizlerin işlediği (günah) yüzünden hepimizi helak mı edeceksin? Zaten o da Senin imtihaanından başka (bir şey) değildi. Sen onunla kimi dilersen sapıklığa götürür, yine onunla kimi dilersen (bunu da) doğru yola iletirsin. Sen bizim velimizsin. O halde bizi yarlığa, bizi esirge. Sen yarlığayıcıların en hayırlısısın".
وَاخْتَارَ مُوسٰى قَوْمَهُ سَبْع۪ينَ رَجُلاً لِم۪يقَاتِنَاۚ فَلَمَّٓا اَخَذَتْهُمُ الرَّجْفَةُ قَالَ رَبِّ لَوْ شِئْتَ اَهْلَكْتَهُمْ مِنْ قَبْلُ وَاِيَّايَۜ اَتُهْلِكُنَا بِمَا فَعَلَ السُّفَـهَٓاءُ مِنَّاۚ اِنْ هِيَ اِلَّا فِتْنَتُكَۜ تُضِلُّ بِهَا مَنْ تَشَٓاءُ وَتَهْد۪ي مَنْ تَشَٓاءُۜ اَنْتَ وَلِيُّنَا فَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا وَاَنْتَ خَيْرُ الْغَافِر۪ينَ
Vahtara musa kavmehu seb'ine raculen li mikatina, fe lemma ehazet humur recfetu kale rabbi lev şi'te ehlektehum min kablu ve iyyaye, e tuhlikuna bi ma feales sufehau minna, in hiye illa fitnetuk, tudıllu biha men teşau ve tehdi men teşau ente veliyyuna fagfirlena verhamna ve ente hayrul gafirin.
Ayetbul | Kuran Mealleri | Quran | Araf suresi 155. ayet

#kelimeanlamkök
1 vehtara ve seçti وَٱخْتَارَ
2 musa Musa مُوسَىٰ
3 kavmehu kavminden قَوْمَهُۥ
4 seb'iyne yetmiş سَبْعِينَ
5 raculen adam رَجُلًۭا
6 limikatina bizimle buluşma vakti için لِّمِيقَـٰتِنَا ۖ
7 felemma ne zaman ki فَلَمَّآ
8 ehazethumu onları yakalayınca أَخَذَتْهُمُ
9 r-racfetu sarsıntı ٱلرَّجْفَةُ
10 kale (Musa) dedi ki قَالَ
11 rabbi Rabbim رَبِّ
12 lev şayet لَوْ
13 şi'te dileseydin شِئْتَ
14 ehlektehum bunları da helak ederdin أَهْلَكْتَهُم
15 min مِّن
16 kablu daha önce قَبْلُ
17 ve iyyaye ve beni de وَإِيَّـٰىَ ۖ
18 etuhlikuna bizi helak mı edeceksin? أَتُهْلِكُنَا
19 bima ötürü بِمَا
20 feale yaptıklarından فَعَلَ
21 s-sufeha'u bazı beyinsizlerin ٱلسُّفَهَآءُ
22 minna içimizden مِنَّآ ۖ
23 in إِنْ
24 hiye bu (iş) هِىَ
25 illa başka bir şey değildir إِلَّا
26 fitnetuke senin imtihanından فِتْنَتُكَ
27 tudillu şaşırtırsın تُضِلُّ
28 biha onunla بِهَا
29 men مَن
30 teşa'u dilediğini تَشَآءُ
31 ve tehdi ve yol gösterirsin وَتَهْدِى
32 men مَن
33 teşa'u dilediğine تَشَآءُ ۖ
34 ente sen أَنتَ
35 veliyyuna bizim velimizsin وَلِيُّنَا
36 fegfir bağışla فَٱغْفِرْ
37 lena bizi لَنَا
38 verhamna ve bize acı وَٱرْحَمْنَا ۖ
39 ve ente ve sen وَأَنتَ
40 hayru en iyisisin خَيْرُ
41 l-gafirine bağışlayanların ٱلْغَـٰفِرِينَ