5. Maide Suresi 33. ayet Amatul Rahman Omar

The only recompense of those who make war against Allâh and His Messenger and who strive hard to create disorder in the land, is (according to the nature of the crime) that they be executed or crucified to death, or that their hands and feet be cut off on account of their opposition, or their (free) movement in the land be banned (by exile or imprisonment). This would mean ignominy for them in this world and there awaits them in the Hereafter a severe punishment.
اِنَّمَا جَزٰٓؤُا الَّذ۪ينَ يُحَارِبُونَ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَيَسْعَوْنَ فِي الْاَرْضِ فَسَاداً اَنْ يُقَتَّلُٓوا اَوْ يُصَلَّـبُٓوا اَوْ تُقَطَّعَ اَيْد۪يهِمْ وَاَرْجُلُهُمْ مِنْ خِلَافٍ اَوْ يُنْفَوْا مِنَ الْاَرْضِۜ ذٰلِكَ لَهُمْ خِزْيٌ فِي الدُّنْيَا وَلَهُمْ فِي الْاٰخِرَةِ عَذَابٌ عَظ۪يمٌۙ
İnnema cezaullezine yuharibunallahe ve resulehu ve yes'avne fil ardı fesaden en yukattelu ev yusallebu ev tukattaa eydihim ve erculuhum min hılafin ev yunfev minel ard, zalike lehum hızyun fid dunya ve lehum fil ahırati azabun azim.
Ayetbul | Kuran Mealleri | Quran | Maide suresi 33. ayet

#kelimeanlamkök
1 innema şüphesiz إِنَّمَا
2 ceza'u cezası جَزَٰٓؤُا۟
3 ellezine kimselerin ٱلَّذِينَ
4 yuharibune savaşanların يُحَارِبُونَ
5 llahe Allah ٱللَّهَ
6 ve rasulehu ve elçisiyle وَرَسُولَهُۥ
7 ve yes'avne ve çalışanların وَيَسْعَوْنَ
8 fi فِى
9 l-erdi yeryüzünde ٱلْأَرْضِ
10 fesaden bozgunculuk yapmağa فَسَادًا
11 en أَن
12 yukattelu öldürülmeleri يُقَتَّلُوٓا۟
13 ev veya أَوْ
14 yusallebu asılmaları يُصَلَّبُوٓا۟
15 ev yada أَوْ
16 tukattaa kesilmesi تُقَطَّعَ
17 eydihim ellerinin أَيْدِيهِمْ
18 ve erculuhum ve ayaklarının وَأَرْجُلُهُم
19 min مِّنْ
20 hilafin çapraz خِلَـٰفٍ
21 ev veya أَوْ
22 yunfev sürülmeleridir يُنفَوْا۟
23 mine مِنَ
24 l-erdi bulundukları yerden ٱلْأَرْضِ ۚ
25 zalike bu ذَٰلِكَ
26 lehum onlar için لَهُمْ
27 hizyun bir rezilliktir خِزْىٌۭ
28 fi فِى
29 d-dunya dünyada ٱلدُّنْيَا ۖ
30 velehum onlara vardır وَلَهُمْ
31 fi فِى
32 l-ahirati Âhirette ise ٱلْـَٔاخِرَةِ
33 azabun bir azab عَذَابٌ
34 azimun büyük عَظِيمٌ