38.
Sad Suresi
35. ayet
Ali Bulaç
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
"Rabbim, beni bağışla ve benden sonra hiç kimseye nasib olmayan bir mülkü bana armağan et. Şüphesiz sen, karşılıksız armağan edensin."
قَالَ رَبِّ اغْفِرْ ل۪ي وَهَبْ ل۪ي مُلْكاً لَا يَنْبَغ۪ي لِاَحَدٍ مِنْ بَعْد۪يۚ اِنَّكَ اَنْتَ الْوَهَّابُ
Kale rabbigfir li veheb li mulken la yenbagi li ehadin min ba'di, inneke entel vehhab.
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
"Rabbim, beni bağışla ve benden sonra hiç kimseye nasib olmayan bir mülkü bana armağan et. Şüphesiz sen, karşılıksız armağan edensin."
Türkçe Kur'an Çözümü
"Rabbim beni mağfiret et (birimselliğimi ört) ve bana, benden sonra kimseye gerekmeyecek (bana has) bir özellik hibe et. . . Muhakkak ki sen Vehhab'sın" (diye dua etti).
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
O şöyle dedi: "Ey Rabbim!Beni bağışla, bana benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir mülk ver. Şüphesiz bağışlayıcı sadece sensin."
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
Süleyman, "Ey Rabbim! Beni bağışla. Bana, benden sonra kimseye layık olmayacak bir mülk (hükümranlık) bahşet! Şüphesiz sen çok bahşedicisin!" dedi.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Dedi ki, 'Rabbim beni bağışla. Bana, benden sonra kimsenin ulaşamıyacağı bir yönetim ver. Sen Bahşedensin.'
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Ya rab! bana mağrifet buyur ve bana öyle bir mülk bağışla ki ardımdan kimseye yaraşmasın, şübhesiz sensin bütün dilekleri veren vehhab sen, dedi
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
Dedi ki: "Ey Rabbim, beni yarlığa. Bana öyle bir mülk (-ü saltanat) ver ki o, benden başka hiçbir kimseye layık olmasın. Şübhesiz bütün muradları ihsan eden Sensin, Sen".
Kur'an Mesajı
"Rabbim!" demişti, "Günahlarımı affet, bana benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık ver; çünkü sen lütuf sahibisin!"
Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
-Rabbim, beni bağışla ve bana, benden sonra hiç kimseye nasip olmayacak bir hükümranlık ver. Bol bol bağışta bulunan şüphesiz sensin!
Kuran-ı Kerim ve Meali
"Ya Rabbi!" dedi, "affet beni ve bana, benden sonra hiç kimseye nasib olmayacak bir hakimiyet lutfet. Çünkü Sen, lütufları son derece bol olan vehhabsın!"
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
"Rabbim," dedi, "beni affet, bana, benden sonra hiç kimseye nasib olmayan bir mülk (hükümdarlık) ver. Çünkü Sensin o çok lutfeden, Sen!"
Kur'an-ı Kerim Meali
Şöyle yakardı: "Rabbim, affet beni! Benden sonra kimseye yaraşmayacak bir mülk/saltanat ver bana! Kuşkusuz sensin, evet sensin Vahhab!"
Hayat Kitabı Kur’an
"Rabbim!" demişti, "Bana mağfiret eyle! Bana, benden sonra hiç kimsenin üstlenmeye layık olmadığı bir iktidar ver: çünkü Sen, evet Sensin cömertçe bahşeden!"
Kerim Kur'an
"Ey Rabb'im! Beni bağışla. Bana, benden sonra hiç kimsenin sahip olamayacağı bir mülk[1] bağışla. Kuşkusuz ki Sen, Bol Bol Bağışlayıcı'sın." dedi.
Kerim Kur'an
"Ey Rabb'im! Beni bağışla. Bana, benden sonra hiç kimsenin sahip olamayacağı bir mülk[1] bağışla. Kuşkusuz ki Sen, bol bol bağışlayıcısın." dedi.
Kur'an-ı Kerim Gerçek
"Efendim!" dedi; "Beni bağışla! Bana, benden sonra kimsenin erişemeyeceği bir yönetim gücü ver. Kuşkusuz, Sen, Bağışı Sonsuzsun!"[389]
Süleymaniye Vakfı Meali
"Sahibim, suçumu affet ve bana öyle bir hakimiyet ver ki benden sonra kimse ona ulaşamasın. Çünkü çokça bağışta bulunan Sensin" dedi.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Dedi ki, "Efendim beni bağışla. Bana, benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir yönetim ver. Sen Bahşedensin."
Kur’an Meal-Tefsir
"Rabbim! Beni bağışla; bana, benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümdarlık ver (lütfet)! Şüphesiz ki bolca veren sensin, sen!" demişti.
The Final Testament
He said, "My Lord, forgive me, and grant me a kingship never attained by anyone else. You are the Grantor."
The Quran: A Monotheist Translation
He said: "My Lord, forgive me, and grant me a kingship that will never be attained by anyone after me. You are the Grantor."
Quran: A Reformist Translation
He said, "My Lord, forgive me, and grant me a kingship that will never be attained by anyone after me. You are the Grantor."
The Clear Quran
He prayed, "My Lord! Forgive me, and grant me an authority that will never be matched by anyone after me. You are indeed the Giver ˹of all bounties˺."
Tafhim commentary
He said: "My Lord, forgive me and bestow upon me a kingdom such as none other after me will deserve. Surely You are the Bounteous Giver."[1]
Al- Muntakhab
He prayed, thus: "I pray and beseech you O Allah, my Creator, to forgive me and to bestow on me a kingdom none else after me will be fit to have; You are in command of the gratuitous blessings of heaven.
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
He said, "My Lord, forgive me and grant me a kingdom such as will not belong to anyone after me. Indeed, You are the Bestower."