38.
Sad Suresi
24. ayet
George Sale
David answered, verily he hath wronged thee, in demanding thine ewe as an addition to his own sheep: And many of them who are concerned together in business, wrong one another, except those who believe and do that which is right; but how few are they! And David perceived that We had tried him by this parable, and he asked pardon of his Lord: And he fell down and bowed himself, and repented.
قَالَ لَقَدْ ظَلَمَكَ بِسُؤَالِ نَعْجَتِكَ اِلٰى نِعَاجِه۪ۜ وَاِنَّ كَث۪يراً مِنَ الْخُلَطَٓاءِ لَيَبْغ۪ي بَعْضُهُمْ عَلٰى بَعْضٍ اِلَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَقَل۪يلٌ مَا هُمْۜ وَظَنَّ دَاوُ۫دُ اَنَّمَا فَتَنَّاهُ فَاسْتَغْفَرَ رَبَّهُ وَخَرَّ رَاكِعاً وَاَنَابَ
Kale lekad zalemeke bi suali na'cetike ila niacih, ve inne kesiren minel huletai le yebgi ba'duhum ala ba'dın illellezine amenu ve amilus salihati ve kalilun ma hum, ve zanne davudu ennema fetennahu festagfere rabbehu ve harre rakian ve enab.
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
(Davud) Dedi ki: "Andolsun senin koyununu, kendi koyunlarına (katmak) istemekle sana zulmetmiştir. Doğrusu, (emek ve mali güçlerini) birleştirip katan (ortak)lardan çoğu, birbirlerine karşı tecavüz ederler; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka. Onlar da ne kadar azdır." Davud, gerçekten bizim onu imtihan ettiğimizi sandı, böylece Rabbinden bağışlanma diledi ve rüku ederek yere kapandı ve (bize gönülden) yönelip döndü.
Türkçe Kur'an Çözümü
(Davud) dedi ki: "Yemin olsun ki senin bir tek koyununu kendi koyunlarına katmakla sana zulmetmiş. . . Muhakkak ki çok yakın olanların birçoğu, birbirlerinin benzeri davranışlarda bulunurlar. . . Ancak iman edip imanın gereğini uygulayanlar böyle değildir. . . Fakat onlar da ne kadar azdır!" Davud kendisini imtihan ettiğimizi zannetti; bundan dolayı Rabbinden mağfiret diledi ve boyun eğerek yere kapandı ve O'na yöneldi! (24. ayet secde ayetidir. )
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Davud, "Senden, koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle, sana haksızlık etmiştir. Ortaklardan birçoğu birbirinin haklarına tecavüz ederler. Ancak inanıp yararlı iş yapanlar hariç. Onlar da çok azdır" dedi. Davud, bizim kendisini denediğimizi anladı. Rabbinden bağışlanma diledi ve secdeye kapanarak tövbe etti.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
Davud dedi ki: "Andolsun, senin koyununu kendi koyunlarına katmak istemek suretiyle sana zulmetmiştir. Esasen ortakların pek çoğu birbirine haksızlık eder. Ancak iman edip salih ameller işleyenler başka. Onlar da pek azdır." Davud, bizim kendisini imtihan ettiğimizi anladı. Derken Rabbinden bağışlama diledi, eğilerek secdeye kapandı ve Allah'a yöneldi.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Dedi ki, 'Senin koyununu kendi koyunlarına katmayı istemekle sana haksızlık etmiştir. Doğrusu, ortakçıların çoğu bir birinin hakkına el uzatır. İnanıp erdemli davrananlar bunun dışındadır, onlar ise sayıca ne kadar azdır!' Davud, kendisini sınadığımızı sanarak bağışlanma diledi, eğildi ve tevbe etti.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Dedi ki: doğrusu senin bir koyununu kendi koyunlarına istemesiyle sana zulmetmiş ve hakıkaten karışıkların çoğu birbirlerine tecavüz ediyorlar, ancak iyman edib de salah istiyenler başka, onlar da pek az, ve sanmıştı ki Davud kendisine sırf bir fitne yaptık, hemen rabbına istiğfar etti ve rüku' ederek yere kapanıb tevbe ile rücu' etti
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
(Davud) dedi: "Andolsun ki o, senin dişi koyununu kendi dişi koyunlarına (katmak) istemesiyle sana zulmetmişdir. Gerçek (mallarını birbirine) katıb karışdıran (ortak) ların çoğu mutlakaa birbirine haksızlık eder. İman edib de güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar müstesna. (Fakat) bunlar da ne kadar azdır". Davud sandı ki biz kendisine mutlakaa bir azab (süikasd) hazırladık. Bunun üzerine o, rabbinden setr (ü himaye) edilmesini istedi, rüku' ile yere kapanıb (Allaha) döndü.
Kur'an Mesajı
(Davud) dedi ki: "Bu (adam) senin koyununu kendininkiler arasına katmayı istemekle sana haksızlık yapmış! Zaten yakınların çoğu birbirlerine aynı şeyi yaparlar, (Allah'a) inanıp doğru ve yararlı işler yapanlar hariç. Böylesi de ne kadar az!" Davud, (bunları söylerken) Bizim kendisini sınadığımızı (birden) anladı; bunun üzerine Rabbinden günahını bağışlamasını diledi, secdeye kapandı ve tevbe ederek O'na yöneldi.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Davut: -Koyununu kendi koyunları arasına katmak istemekle sana haksızlık etmiş. Zaten ortakların çoğu, birbirinin hakkına tecavüz eder. Ancak iman eden ve doğruları yapanlar hariç... Bunlarda ne kadar az! Davut, kendisini imtihan ettiğimizi anlamış ve Rabbi'nden bağışlanma dileyerek secdeye kapanmış ve O'na yönelmişti.
Kuran-ı Kerim ve Meali
Davud: "Doğrusu, senin tek koyununu, kendi koyunlarına katmak istemekle o sana haksızlık etmiştir. Zaten malda ortak olanların çoğu birbirlerine haksızlık ederler. Ancak gerçekten iman edip makbul ve güzel davranışlarda bulunanlar böyle yapmazlar. Onlar da o kadar azdır ki!" Davud kendisini imtihan ettiğimizi anladı, derhal Rabbinden mağfiret diledi, eğilip secdeye kapandı ve Allah'a yöneldi.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
(Davud) dedi ki: "And olsun (o) senin, koyununu kendi koyunlarına katmayı istemekle sana zulmetmiştir. Zaten (mallarını birbirine) karıştıran(ortak)ların çoğu birbirine zulmederler. Yalnız inanıp iyi işler yapanlar bunun dışındadır ki, onlar da ne kadar azdır!" Davud, (bu hükümle) kendisini denediğimizi (kendisine bir bela vereceğimizi) sandı da Rabbinden mağfiret diledi, eğilerek secdeye kapandı ve tevbe edip (bize) döndü.
Kur'an-ı Kerim Meali
Davud dedi ki: "Vallahi, senin bir tek koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle sana zulmetmiş. Zaten ortaklardan birçoğu birbiri aleyhine haksızlık ve zulme sapar. İman edip hakka ve barışa yönelik işler yapanlar böyle değildir. Ama onlar da pek azdır." Davud, kendisini imtihan ettiğimizi düşündü; hemen Rabbinden af diledi; rüku ederek yerlere eğildi ve Allah'a yöneldi.
Hayat Kitabı Kur’an
(Davud) dedi ki: "Doğrusu bu kişi, senin koyununu alıp kendininkine katmakla sana zulmetmiş. Zaten toplumsal hayatı paylaşan insanlar (genellikle) birbirlerinin hakkına tecavüz ederler; iman edip dürüst ve erdemli davrananlar hariç: ama böyleleri, ne kadar da az. Derken Davut, bizim kendisini sınadığımızı fark etti; hemen Rabbinden af diledi ve baş eğip iki büklüm bir halde tevbe ederek O'na yöneldi.
Kerim Kur'an
"Gerçekten, senin koyununu kendi koyunlarına katmayı istemekle doğrusu sana haksızlık etmiştir. Ortakların çoğu, birbirlerine haksızlık ediyorlar. Ancak iman edenler ve salihatı[1] yapanlar haksızlık etmezler. Ancak onlar da ne kadar azdır!" dedi. Davud, kendisini fitnelendirdiğimizi[2] iyice anladı. Hemen Rabbinden bağışlanma[3] diledi, ruku[4] ederek, tam bir teslimiyetle Rabb'ine yöneldi.[5]
Kerim Kur'an
"Ant olsun ki, senin koyununu kendi koyunlarına katmayı istemekle doğrusu sana haksızlık etmiştir. Ortakların çoğu, birbirlerine haksızlık ediyorlar. Ancak iman edenler ve salihatı[1] yapanlar haksızlık etmezler. Ancak onlar da ne kadar azdır!" dedi. Davud, kendisini fitnelendirdiğimizi[2] iyice anladı. Hemen Rabb'inden bağışlanma[3] diledi, rüku[4] ederek, tam bir teslimiyetle Rabb'ine yöneldi.[5]
Kur'an-ı Kerim Gerçek
Dedi ki: "Senin koyununu istemekle sana haksızlık yapmış; zaten ortakların çoğu, birbirine haksızlık yapar. İnanmış olarak erdemli edimler yapanlar böyle değildir; onlar da ne denli azdır!" Davut, kendisini sınadığımızı anladı. Bunun üzerine, Efendisinden bağışlanma diledi; eğilerek secdeye kapandı ve yöneldi.
Süleymaniye Vakfı Meali
Davut (konuyu anlamadan) dedi ki "Senin koyununu kendi koyunlarına katmak istemesi yanlıştır. Çünkü malları karışmış olanların çoğu birbirlerinin hakkına girerler. İnanıp güvenen ve iyi iş yapanlar, öyle yapmazlar ama onlar da pek azdır[1]." Davut, sınandığını[2] anladı. Hemen Rabbinde(Sahibinden) bağışlanma diledi, secdeye kapandı ve bütün samimiyetiyle ona yöneldi.
Mesaj: Kuran Çevirisi
Dedi ki, "Senin koyununu kendi koyunlarına katmayı istemekle sana haksızlık etmiştir. Doğrusu, ortakçıların çoğu birbirinin hakkına el uzatır. Gerçeği onaylayıp erdemli davrananlar bunun dışındadır, onlar ise sayıca ne kadar azdır!" Davud, kendisini sınadığımızı sanarak bağışlanma diledi, eğildi ve tövbe etti.[1]
Kur’an Meal-Tefsir
(Davud şöyle demişti): "Şüphesiz ki (kardeşin) senin koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle sana haksızlık etmiştir. Doğrusu iman edip iyi işler yapanlar hariç -ki böyleleri azdır- ortakların çoğu birbirlerine haksızlık ederler."[1] Davud kendisini denediğimizi anlamış,[2] Rabbinden bağışlanma dileyerek eğilip boyun eğmiş[3] ve (Allah'a) yönelmişti.
The Final Testament
He said, "He is being unfair to you by asking to combine your sheep with his. Most people who combine their properties treat each other unfairly, except those who believe and work righteousness, and these are so few." Afterwards, David wondered if he made the right judgment. He thought that we were testing him. He then implored his Lord for forgiveness, bowed down, and repented.,
The Quran: A Monotheist Translation
He said: "He has wronged you by asking to combine your lamb with his lambs. And many who mix their properties take advantage of one another, except those who believe and do good works, and these are very few." And David guessed that We had tested him, so he sought forgiveness from his Lord, and fell down kneeling, and repented.
Quran: A Reformist Translation
He said, "He has wronged you by asking to combine your lambs with his lambs. Many who mix their properties take advantage of one another, except those who acknowledge and promote reforms, and these are very few." David guessed that We had tested him, so he sought forgiveness from his Lord, and fell down kneeling, and repented.
The Clear Quran
David ˹eventually˺ ruled, "He has definitely wronged you in demanding ˹to add˺ your sheep to his. And certainly many partners wrong each other, except those who believe and do good—but how few are they!" Then David realized that We had tested him so he asked for his Lord’s forgiveness, fell down in prostration, and turned ˹to Him in repentance˺.
Tafhim commentary
David said: "He has certainly wronged you in seeking to add your ewe to his ewes;[1] and indeed many who live together commit excesses, one to the other, except those that believe and act righteously; and they are but few." (While so saying) David realized that it is We Who have put him to test; therefore, he sought the forgiveness of his Lord, and fell down, bowing and penitently turning (to Him).[2]
Al- Muntakhab
And there said Dawud in his judicial decision. "He, your brother has wronged you indeed by asking you to add your ewe to his ewes and sure enough some of the business partners, and they are many, do wrong their associates except those in whose hearts reigns habitual reverence and obedience to Allah and their deeds reflect wisdom and piety and how few they are". There and then it occurred to Dawud that We had tried him and He invoked Allah, his Creators for forgiveness and fell down with comely prostration of his body expressing repentance. He had listened to the claimant and neglected the defendant
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
[David] said, "He has certainly wronged you in demanding your ewe [in addition] to his ewes. And indeed, many associates oppress one another, except for those who believe and do righteous deeds - and few are they." And David became certain that We had tried him, and he asked forgiveness of his Lord and fell down bowing [in prostration] and turned in repentance [to Allah ].
The Qur'an: A Complete Revelation
Said he: “He has wronged thee in asking thy ewe for his ewes; and many among acquaintances oppress one another save those who heed warning and do righteous deeds — and few are they.” And David understood that We had but subjected him to means of denial; and he asked forgiveness of his Lord, and fell down humbly and repented.