3.
Ali İmran Suresi
166. ayet
Ali Bulaç
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
İki topluluğun karşı karşıya geldiği gün, size isabet eden ancak Allah'ın izniyle idi. (Bu, Allah'ın) mü'minleri ayırdetmesi;
وَمَٓا اَصَابَكُمْ يَوْمَ الْتَقَى الْجَمْعَانِ فَبِاِذْنِ اللّٰهِ وَلِيَعْلَمَ الْمُؤْمِن۪ينَۙ
Ve ma asabekum yevmel tekal cem'ani fe bi iznillahi ve li ya'lemel mu'minin.
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
İki topluluğun karşı karşıya geldiği gün, size isabet eden ancak Allah'ın izniyle idi. (Bu, Allah'ın) mü'minleri ayırdetmesi;
Türkçe Kur'an Çözümü
(Uhud'da) iki topluluğun savaşında başınıza gelenler, hakikatiniz olan Allah Esma'sının getirisinin iman edenlerde açığa çıkıp, kimin ne olduğunun bilinmesi içindir.
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
İki ordunun karşılaştığı gün başınıza gelenler Allah'ın izniyle gerçekleşti. Bu, Allah'ın gerçek müminleri belirlemesi içindi.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
(166-167) İki topluluğun (ordunun) karşılaştığı günde başınıza gelen musibet Allah'ın izniyledir. Bu da mü'minleri ortaya çıkarması ve münafıklık yapanları belli etmesi içindi. Onlara (münafıklara), "Gelin, Allah yolunda savaşın veya savunmaya geçin" denildi de onlar, "Eğer savaşmayı bilseydik, arkanızdan gelirdik" dediler. Onlar o gün, imandan çok küfre yakın idiler. Ağızlarıyla kalplerinde olmayanı söylüyorlardı. Oysa Allah, içlerinde gizledikleri şeyi çok iyi bilmektedir.
Mesaj: Kuran Çevirisi
İki ordu çarpıştığı gün başınıza gelenler ALLAH'ın izniyle oldu. İnananlar böylece ayırdedilir.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
O iki cem'iyet çarpıştığı gün başınıza gelen de yine Allahın izniledir. Hem mü'minleri belli edeceği için,
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
İki ordu karşılaşdığı gün size gelen musıybet Allahın emriyle idi. (Bu, Allahın) mü'minleri ayırd etmesi.
Kur'an Mesajı
iki ordunun harpte karşılaştığı gün başınıza gelenler Allah'ın izni ile gerçekleşti. Bu, Allah'ın (gerçek) müminleri belirlemesi içindi;
Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
(166-167) İki ordunun çarpıştığı gün başınıza gelen ancak Allah'ın izni ile olmuştu. Müminleri belirlemek ve münafıklık edenleri de ortaya çıkarmak için. O münafıklara: -Gelin, Allah yolunda savaşın veya müdafaada bulunun! denilmiş, onlar da: -Savaşmayı bilseydik, ardınızdan gelirdik elbette, demişlerdi. Onlar o gün, imandan çok küfre yakındılar. Ağızlarıyla kalplerinde olmayanı söylüyorlardı. Allah onların gizlediğini çok iyi biliyor.
Kuran-ı Kerim ve Meali
(166-167) İki ordunun karşılaştığı gün başınıza gelen musibet Allah'ın izniyle olmuştu. Bu da O'nun müminleri ayırd etmesi, münafıklık yapanları da meydana çıkarması için idi. O münafıklara: "Gelin, Allah yolunda savaşın veya hiç olmazsa düşmanınızın size ve ailelerinize saldırmasını önleyin!" denildiğinde: "Biz savaş olacağını bilseydik size katılırdık." dediler. Doğrusu o gün onlar imandan ziyade küfre yakın idiler. Onlar, ağızlarıyla, kalplerinde olmayan şeyleri söylüyorlardı. Ama Allah onların gizlediklerini pek iyi bilir.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
İki topluluğun karşılaştığı gün, sizin başınıza gelen, ancak Allah'ın izniyle olmuştur ki (O), inananları bilsin (deneyip ortaya çıkarsın).
Kur'an-ı Kerim Meali
İki topluluğun karşılaştığı gün sizin başınıza gelen, Allah'ın izniyledir ve Allah, müminleri bilsin diyedir.
Hayat Kitabı Kur’an
İki ordunun karşılaştığı gün başınıza gelenler Allah'ın izni sonucunda gerçekleşmişti. Bu da (Allah'ın) mü'minleri belirlemesi içindi.
Kerim Kur'an
İki toplumun karşılaştığı gün, başınıza gelen musibet, Allah'ın izniyleydi.[1] Bu Mü'minlerin belirlenmesi içindi.
Kerim Kur'an
İki toplumun karşılaştığı gün, başınıza gelen musibet, Allah'ın izniyleydi. Bu mü'minlerin belirlenmesi içindi.
Kur'an-ı Kerim Gerçek
İki topluluğun karşılaştığı gün başınıza gelenler, Allah'ın izniyle olmuştur; inananları belirlemesi için.
Süleymaniye Vakfı Meali
İki ordunun karşılaştığı gün başınıza gelenler, Allah'ın onayıyla geldi. Bunu yaptı ki inanıp güvenenleri bilsin.
Mesaj: Kuran Çevirisi
İki ordu çarpıştığı gün başınıza gelenler ALLAH'ın izniyle oldu. Gerçeği onaylayanlar böylece ayırt edilir.
Kur’an Meal-Tefsir
(166, 167) (Uhud'da) iki ordu karşılaştığı gün başınıza gelenler ancak Allah'ın izniyle olmuştur ki bu da müminleri (diğerlerinden) ayırt etmesi ve münafıkları ortaya çıkarması içindi.[1] Onlara (münafıklara) "Gelin, Allah yolunda çarpışın veya savunma yapın!" dendiği zaman, "Savaşmayı (savaşın olacağını) bilseydik elbette size uyardık." demişlerdi. Onlar (o gün) imandan çok küfre yakındı. Ağızlarıyla, kalplerinde olmayanı söylüyorlardı.[2] (Oysa) Allah onların içlerinde gizlediklerini çok iyi bilendir.
The Final Testament
What afflicted you the day the two armies clashed was in accordance with GOD's will, and to distinguish the believers.
The Quran: A Monotheist Translation
And what you suffered on the day the two hosts met was with the permission of God, and to let the believers know.
Quran: A Reformist Translation
What you suffered on the day the two armies met was by God's leave, and to let those who acknowledge know.
The Clear Quran
So what you suffered on the day the two armies met was by Allah’s Will, so that He might distinguish the ˹true˺ believers
Tafhim commentary
What befell you on the day when the two hosts met was by the leave of Allah, and in order that He might mark out those who believe
Al- Muntakhab
What befell you that day when the two forces met was justly brought about by Allah’s permission to distinguish those whose hearts reflect the image of religious and spiritual virtues,
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
And what struck you on the day the two armies met was by permission of Allah that He might make evident the [true] believers.