26.
Şuara Suresi
202. ayet
Ali Bulaç
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Artık o (azab), kendileri şuurunda olmadan onlara apansız gelecektir.
فَيَأْتِيَهُمْ بَغْتَةً وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَۙ
Fe ye'tiyehum bagteten ve hum la yeş'urun.
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Artık o (azab), kendileri şuurunda olmadan onlara apansız gelecektir.
Türkçe Kur'an Çözümü
(Ölüm azabı) onlara, düşünmedikleri bir anda, ansızın gelir! (Ölüm, en büyük azaptır; çünkü kişi ölümü tadarak hakikatini bizzat müşahede eder ve hakikatinin hakkını veremediğini kavrar; artık bunun gereğini yerine getirme imkanı kalmadığını idrak ederek çok büyük bir pişmanlığın azabı içine düşer. A. H. )
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
(201-203) Onlar, farkında olmadan ansızın kendilerine gelecek olan elem dolu azabı görüp de, "Bize mühlet verilmez mi?" demedikçe, ona inanmazlar.
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
İşte bu (azab) onlara, kendileri de farkında olmayarak, ansızın gelecekdir.
Kur’an Meal-Tefsir
(201, 202) Hiç farkına varmadan kendilerine ansızın[1] gelecek acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.[2]
The Quran: A Monotheist Translation
So it will come to them suddenly, while they do not perceive it.
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
And it will come to them suddenly while they perceive [it] not.