26.
Şuara Suresi
201. ayet
Ali Bulaç
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Onlar, o pek acı azabı görünceye kadar ona inanmazlar.
لَا يُؤْمِنُونَ بِه۪ حَتّٰى يَرَوُا الْعَذَابَ الْاَل۪يمَۙ
La yu'minune bihi hatta yeravul azabel elim.
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
- Onu, günahkarların kalplerine böyle soktuk. Bu yüzden, acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
(201-203) Onlar, farkında olmadan ansızın kendilerine gelecek olan elem dolu azabı görüp de, "Bize mühlet verilmez mi?" demedikçe, ona inanmazlar.
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
o pek çetin azabı görecekleri (ana) kadar onlar (kaabil değil) bu (Kur'ana) inanmazlar.
Kuran-ı Kerim ve Meali
(200-201) İşte aynen bunun gibi, Biz o yalanlamayı suçlu kafirlerin kalplerine öyle bir soktuk ki, o can yakıcı azaba girmedikçe ona iman etmezler.
Kur’an Meal-Tefsir
(201, 202) Hiç farkına varmadan kendilerine ansızın[1] gelecek acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.[2]
The Quran: A Monotheist Translation
Theydo not believe in it until they see the painful retribution.
Al- Muntakhab
Who shall not acknowledge it as the truth personified until they have had the wind in their faces and they are face to face with the promised punishment here, at the hands of the Muslims or with the torment laid upon the damned Hereafter,
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
They will not believe in it until they see the painful punishment.