26. Şuara Suresi 189. ayet Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı

Sonunda onu yalanladılar, böylece onları o gölgelik gününün azabı yakaladı. Gerçekten o, büyük bir günün azabıydı.
فَكَذَّبُوهُ فَاَخَذَهُمْ عَذَابُ يَوْمِ الظُّلَّةِۜ اِنَّهُ كَانَ عَذَابَ يَوْمٍ عَظ۪يمٍ
Fe kezzebuhu fe ehazehum azabu yevmiz zulleh, innehu kane azabe yevmin azim.
Ayetbul | Kuran Mealleri | Quran | Şuara suresi 189. ayet

Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Sonunda onu yalanladılar, böylece onları o gölgelik gününün azabı yakaladı. Gerçekten o, büyük bir günün azabıydı.
Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an Çözümü
Böylece Onu yalanladılar da bu yüzden o kararan günün şiddetli azabı onları yakaladı. . . Muhakkak ki o aziym bir sürecin azabı idi.
Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Bunun üzerine onu yalanladılar. Derken o gölge gününün çetin azabı onları yakıp yok etti. Şüphesiz o, korkunç bir günün azabı idi.
Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
Onlar Şu'ayb'ı yalanladılar. Derken gölge gününün azabı onları yakaladı. Şüphesiz o, büyük bir günün azabı idi.
Edip Yüksel (Eski Baskı) Mesaj: Kuran Çevirisi
Onu yalanladılar ve sonuç olarak Sayvan Gününün cezası kendilerini yakaladı; müthiş bir günün cezasıydı.
Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Hasılı onu tekzib ettiler, kendilerini de o zulle gününün azabı alıverdi ki o cidden büyük bir günün azabı idi
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Hülasa onu yalanladılar, kendilerini de o gölge gününün azabı yakalayıverdi. O cidden büyük bir günün azabı idi.
Gültekin Onan
Sonunda onu yalanladılar, böylece onları o gölgelik gününün azabı yakaladı. Gerçekten o, büyük bir günün azabıydı.
Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
Hulasa: Onu tekzib etdiler de kendilerini o gölge gününün azabı yakalayıverdi. Hakıykat bu, o günün büyük azabı idi.
İbni Kesir
Onu da yalanladılar ve onları bulutlu bir günün azabı yakaladı. Doğrusu o, büyük bir günün azabı idi.
Muhammed Esed Kur'an Mesajı
Böylece onu yalanlamış oldular; ve bu yüzden, (kopkoyu) gölgelerle kaplı bir günün azabı onları kıskıvrak yakaladı.
Şaban Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Onu yalanlamışlardı da, onları bulutlu bir günün azabı yakalamıştı. O, büyük günün azabı idi.
Suat Yıldırım Kuran-ı Kerim ve Meali
Hasılı onu yalancı saydılar. Bunun üzerine o gölge gününün azabı onları bastırıverdi. Gerçekten o, müthiş bir günün azabı idi.
Süleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Onu yalanladılar, nihayet o gölge gününün azabı, kendilerini yakaladı. Gerçekten o, büyük bir günün azabı idi.
Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim Meali
Onu yalanladılar; bunun üzerine o gölgelik gününün azabı onları yakalayıverdi. O, gerçekten büyük bir günün azabıydı.
Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’an
Neticede, onu işte böyle yalanladılar; bunun üzerine onları Gölge Günü'nün azabı yakalayıverdi; gerçekten de o pek korkunç bir günün azabıydı.
Erhan Aktaş Kerim Kur'an
Ne var ki onu yalanladılar. Bunun üzerine gölge gününün azabı onları yakaladı. Kuşkusuz o, büyük günün azabıydı.
Erhan Aktaş (Eski Baskı) Kerim Kur'an
Ne var ki onu yalanladılar. Bunun üzerine gölge gününün azabı onları yakaladı. Kuşkusuz o, büyük günün azabıydı.
Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim Gerçek
Böylece, Onu yalanladılar. Sonunda, Gölgelik Gün'ün cezası onları yakaladı. Aslında, Büyük Gün'ün cezasıydı.
Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı Meali
Onu yalancı yerine koydukları için o gölgeli günün azabı onları çarptı. O, korkunç bir günün azabıydı.
Edip Yüksel Mesaj: Kuran Çevirisi
Onu yalanladılar ve sonuç olarak Sayvan Gününün cezası kendilerini yakaladı; müthiş bir günün cezasıydı.
Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir
Onu yalanlamışlar ve kendilerini o gölge gününün azabı yakalamıştı. Şüphesiz ki o, büyük bir günün azabıydı!
Əlixan Musayev
Onlar isə onu yalançı saydılar və buna görə də kölgəli günün əzabı onları yaxaladı. Həqiqətən, o, böyük bir günün əzabı idi.
Bünyadov-Məmmədəliyev
Nəhayət, onu (Şüeybi) təkzib etdilər və buna görə də buludlu günün (qızmar günəşdən sonra peyda olan qara buludun) əzabı onları yaxaladı. Həqiqətən, o, böyük (müdhiş) bir günün əzabı idi.
Ələddin Sultanov
Beləcə, onu təkzib etdilər. Buna görə də kölgəli günün əzabı onları yaxaladı. Həqiqətən, o, böyük bir günün əzabı idi. (Çox isti keçən günlərdən sonra kölgə salan buludlar ortaya çıxmış və Şüeyb peyğəmbərin qövmü bu buludların kölgəsinə sığınmışdı. Allah buludlardan od yağdıraraq onları yandırıb cəzalandırmışdı.)
Rashad Khalifa The Final Testament
They disbelieved him and, consequently, they incurred the retribution of the Day of the Canopy. It was the retribution of an awesome day.
The Monotheist Group The Quran: A Monotheist Translation
But they denied him, so the retribution of the day of shadow took them. It was the retribution of a terrible day.
Edip-Layth Quran: A Reformist Translation
But they denied him, so the retribution of the day of shadow took them. It was the retribution of a terrible day.
Mustafa Khattab The Clear Quran
So they rejected him, and ˹so˺ were overtaken by the torment of the day of the ˹deadly˺ cloud.[1] That was really a torment of a tremendous day.
Al-Hilali & Khan
But they belied him, so the torment of the day of shadow (a gloomy cloud) seized them. Indeed that was the torment of a Great Day.
Abdullah Yusuf Ali
But they rejected him. Then the punishment of a day of overshadowing gloom seized them, and that was the Penalty of a Great Day.
Marmaduke Pickthall
But they denied him, so there came on them the retribution of the day of gloom. Lo! it was the retribution of an awful day.
Abul A'la Maududi Tafhim commentary
Then they branded him a liar, whereupon the chastisement of the Day of Canopy overtook them.[1] It was the chastisement of a very awesome day.
Taqi Usmani
Thus they rejected him, so they were seized by the torment of the Day of Canopy. Indeed it was the punishment of a terrible day.
Abdul Haleem
They called him a liar, and so the torment of the Day of Shadow came upon them- it was the torment of a terrible day.
Mohamed Ahmed - Samira
But they denied him, and We seized them with the torment of the Day of Shadowing (when the cloud had rained down fire). It was indeed the torment of a terrible day!
Muhammad Asad
But they gave him the lie. And thereupon suffering overtook them on a day dark with shadows: and, verily, it was the suffering of an awesome day!
Abdel Khalek Himmat Al- Muntakhab
They disbelieved him and refused credence to Our message wherefore were they seized with a wave of suffocating heat followed by a cumulus which overshadowed them and gave them a rainbow of hope of relief. But it was a joy in which they could not rejoice. It spoke thunder and reduced them to a useless form. It was indeed a torment that befell them on a momentous day.
Progressive Muslims
But they denied him, so the retribution of the day of shadow took them. It was the retribution of a terrible day.
Shabbir Ahmed
But they persisted in denial. Then the Day of overshadowing gloom seized them. It was the suffering of an awesome day. (Historically, a dark extensive cloud rained upon them heavily and incessantly. It is sometimes referred to as the Day of the Canopy).
Syed Vickar Ahamed
But they denied him. Then the punishment of a day of great sorrow seized them, indeed that was the penalty of a Great Day.
Sahih International (Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
And they denied him, so the punishment of the day of the black cloud seized them. Indeed, it was the punishment of a terrible day.
Ali Quli Qarai
So they impugned him, and then they were overtaken by the punishment of the day of the overshadowing cloud. It was indeed the punishment of a tremendous day.
Bijan Moeinian
Thus they rejected him and, consequently, a Canopy (out of which they were being bombarded, as they has asked for) was sent for their punishment. It was an awesome day, an awesome punishment.
George Sale
And they charged him with falsehood: Wherefore the punishment of the day of the shadowing cloud overtook them; and this was the punishment of a grievous day.
Mahmoud Ghali
Yet they cried him lies; then the torment of the Day of the Overshadowing took them (away); surely it was the torment of a Tremendous Day.
Amatul Rahman Omar
Yet they cried him lies, so the punishment of the gloomy day with dark overshadowing clouds overtook them; it was indeed the punishment of an awful day.
E. Henry Palmer
but they called him liar, and the torment of the day of the shadow seized them; for it was the torment of a mighty day:
Arthur John Arberry
But they cried him lies; then there seized them the chastisement of the Day of Shadow; assuredly it was the chastisement of a dreadful day.
Aisha Bewley
They denied him and the punishment of the Day of Shadow came down on them. It was indeed the punishment of a terrible Day.
Sam Gerrans The Qur'an: A Complete Revelation
Then they denied him; then there seized them the punishment of the Day of Shadow; it was the punishment of a tremendous day.
Эльмир Кулиев
Они сочли его лжецом, и их постигли мучения в день тени. Воистину, это были мучения в Великий день.