2. Bakara Suresi 260. ayet Shabbir Ahmed

Abraham wanted to understand the Law of Revival of nations. Allah asked him if he believed that it were possible. Abraham said he believed but that he wanted a practical example to educate his heart and mind. Allah told him to take four birds and train them in a kind manner, and then to leave them far apart on each hilltop. And then call them; they will come in haste. (At one call of Abraham, those birds came flying back to him. This is how mankind can be brought to the Word of Allah with decent training, giving them a new life). Know that this Wisdom comes to you from Allah, the Almighty, the Wise.
وَاِذْ قَالَ اِبْرٰه۪يمُ رَبِّ اَرِن۪ي كَيْفَ تُحْـيِ الْمَوْتٰىۜ قَالَ اَوَلَمْ تُؤْمِنْۜ قَالَ بَلٰى وَلٰكِنْ لِيَطْمَئِنَّ قَلْب۪يۜ قَالَ فَخُذْ اَرْبَعَةً مِنَ الطَّيْرِ فَصُرْهُنَّ اِلَيْكَ ثُمَّ اجْعَلْ عَلٰى كُلِّ جَبَلٍ مِنْهُنَّ جُزْءاً ثُمَّ ادْعُهُنَّ يَأْت۪ينَكَ سَعْياًۜ وَاعْلَمْ اَنَّ اللّٰهَ عَز۪يزٌ حَك۪يمٌ۟
Ve iz kale ibrahimu rabbi erini keyfe tuhyil mevta kale e ve lem tu'min kale bela ve lakin li yatmainne kalbi kale fe huz erbeaten minet tayri fe surhunne ileyke summec'al ala kulli cebelin minhunne cuz'en summed'uhunne ye'tineke sa'ya, va'lem ennallahe azizun hakim.
Ayetbul | Kuran Mealleri | Quran | Bakara suresi 260. ayet

#kelimeanlamkök
1 ve iz ve bir zaman وَإِذْ
2 kale demişti قَالَ
3 ibrahimu İbrahim إِبْرَٰهِـۧمُ
4 rabbi Rabbim رَبِّ
5 erini bana göster أَرِنِى
6 keyfe nasıl كَيْفَ
7 tuhyi dirilttiğini تُحْىِ
8 l-mevta ölüleri ٱلْمَوْتَىٰ ۖ
9 kale (Allah) dedi قَالَ
10 evelem yoksa أَوَلَمْ
11 tu'min inanmadın mı تُؤْمِن ۖ
12 kale (İbrahim) dedi ki قَالَ
13 bela Hayır (inandım) بَلَىٰ
14 velakin fakat وَلَـٰكِن
15 liyetmeinne tatmin olması için لِّيَطْمَئِنَّ
16 kalbi kalbimin قَلْبِى ۖ
17 kale dedi قَالَ
18 fehuz o halde tut فَخُذْ
19 erbeaten dördünü أَرْبَعَةًۭ
20 mine -dan مِّنَ
21 t-tayri kuşlar- ٱلطَّيْرِ
22 fe surhunne onları alıştır فَصُرْهُنَّ
23 ileyke kendine إِلَيْكَ
24 summe sonra ثُمَّ
25 c'al koy ٱجْعَلْ
26 ala üzerine عَلَىٰ
27 kulli her كُلِّ
28 cebelin dağın جَبَلٍۢ
29 minhunne onlardan مِّنْهُنَّ
30 cuz'en bir parça جُزْءًۭا
31 summe sonra ثُمَّ
32 d'uhunne onları (kendine) çağır ٱدْعُهُنَّ
33 ye'tineke sana gelecekler يَأْتِينَكَ
34 sea'yen koşarak سَعْيًۭا ۚ
35 vea'lem bil ki وَٱعْلَمْ
36 enne şüphesiz أَنَّ
37 llahe Allah ٱللَّهَ
38 azizun daima üstün عَزِيزٌ
39 hakimun hüküm ve hikmet sahibidir حَكِيمٌۭ