2. Bakara Suresi 102. ayet Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı

Ve onlar, Süleyman'ın mülkü (nübüvveti) hakkında şeytanların anlattıklarına uydular. Süleyman inkar etmedi; ancak şeytanlar inkar etti. Onlar, insanlara sihri ve Babil'deki iki meleğe Harut'a ve Marut'a indirileni öğretiyorlardı. Oysa o ikisi: "Biz, yalnızca bir fitneyiz, sakın inkar etme" demedikçe hiç kimseye (bir şey) öğretmezlerdi. Fakat onlardan erkekle karısının arasını açan şeyi öğreniyorlardı. Oysa onunla Allah'ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezlerdi. Buna rağmen kendilerine zarar verecek ve yarar sağlamayacak şeyi öğreniyorlardı. Andolsun onlar, bunu satın alanın, ahiretten hiç bir payı olmadığını bildiler; kendi nefislerini karşılığında sattıkları şey ne kötü; bir bilselerdi.
وَاتَّـبَعُوا مَا تَتْلُوا الشَّيَاط۪ينُ عَلٰى مُلْكِ سُلَيْمٰنَۚ وَمَا كَفَرَ سُلَيْمٰنُ وَلٰكِنَّ الشَّيَاط۪ينَ كَفَرُوا يُعَلِّمُونَ النَّاسَ السِّحْرَۗ وَمَٓا اُنْزِلَ عَلَى الْمَلَكَيْنِ بِبَابِلَ هَارُوتَ وَمَارُوتَۜ وَمَا يُعَلِّمَانِ مِنْ اَحَدٍ حَتّٰى يَقُولَٓا اِنَّمَا نَحْنُ فِتْنَةٌ فَلَا تَكْفُرْۜ فَيَتَعَلَّمُونَ مِنْهُمَا مَا يُفَرِّقُونَ بِه۪ بَيْنَ الْمَرْءِ وَزَوْجِه۪ۜ وَمَا هُمْ بِضَٓارّ۪ينَ بِه۪ مِنْ اَحَدٍ اِلَّا بِاِذْنِ اللّٰهِۜ وَيَتَعَلَّمُونَ مَا يَضُرُّهُمْ وَلَا يَنْفَعُهُمْۜ وَلَقَدْ عَلِمُوا لَمَنِ اشْتَرٰيهُ مَا لَهُ فِي الْاٰخِرَةِ مِنْ خَلَاقٍ۠ وَلَبِئْسَ مَا شَرَوْا بِه۪ٓ اَنْفُسَهُمْۜ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ
Vettebeu ma tetluş şeyatinu ala mulki suleyman ve ma kefere suleymanu ve lakinneş şeyatine keferu yuallimunen nases sihra, ve ma unzile alel melekeyni bi babile harute ve marut, ve ma yuallimani min ehadin hatta yekula innema nahnu fitnetun fe la tekfur fe yeteallemune minhuma ma yuferrikune bihi beynel mer'i ve zevcih, ve ma hum bi darrine bihi min ehadin illa bi iznillah, ve yeteallemune ma yadurruhum ve la yenfeuhum ve lekad alimu le menişterahu ma lehu fil ahireti min halakın, ve le bi'se ma şerev bihi enfusehum lev kanu ya'lemun.
Ayetbul | Kuran Mealleri | Quran | Bakara suresi 102. ayet

Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Ve onlar, Süleyman'ın mülkü (nübüvveti) hakkında şeytanların anlattıklarına uydular. Süleyman inkar etmedi; ancak şeytanlar inkar etti. Onlar, insanlara sihri ve Babil'deki iki meleğe Harut'a ve Marut'a indirileni öğretiyorlardı. Oysa o ikisi: "Biz, yalnızca bir fitneyiz, sakın inkar etme" demedikçe hiç kimseye (bir şey) öğretmezlerdi. Fakat onlardan erkekle karısının arasını açan şeyi öğreniyorlardı. Oysa onunla Allah'ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezlerdi. Buna rağmen kendilerine zarar verecek ve yarar sağlamayacak şeyi öğreniyorlardı. Andolsun onlar, bunu satın alanın, ahiretten hiç bir payı olmadığını bildiler; kendi nefislerini karşılığında sattıkları şey ne kötü; bir bilselerdi.
Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an Çözümü
Bunlar Süleyman'ın (hakikatinin oluşturduğu) mülkü (tasarruf ettikleri) hakkında da (inkara gidip), şeytanlara (vehmi tahrik ederek saptıranlara) tabi oldular. Süleyman kafir olmamıştır (hakikatinden perdelenmemiştir). Lakin o şeytanlar (vehimlerine tabi olanlar) kafir olmuştur (hakikati inkar ederek); zira, insanlara sihirbazlık ve Babil'deki iki meleğe (Melik'e) inzal olanı öğretirlerdi. Oysa: "Biz imtihan vesilesiyiz; sakın hakikatinizdekini örterek (dış kuvvetlere başvurmak suretiyle sihir yapıp) kafir olmayın (hakikatinizdeki kuvveleri inkar etmeyin)" demedikçe kimseye bir şey öğretmezlerdi. Onlar karı-kocayı birbirinden ayıracak şeyleri öğretiyorlardı. Onlar Allah'ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezler. Onlar kendilerine faydası olmayıp aksine zarar vereni öğreniyorlardı. Andolsun ki, onu (sihri) satın alanların sonsuz gelecekte hiçbir nasibi olmayacaktır. Nefslerinin hakikatini ne kadar kötü bir şeye sattıklarını bir bilselerdi!
Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Kitap ehli, Süleyman'ın hükümranlığı hakkında şeytanların vesvesesine uydular. Oysa Süleyman büyü yapıp kafir olmadı. Fakat şeytanlar kafir oldular;çünkü insanlara sihri ve Babil'deki Harut ve Marut isimli iki meleğe indirileni öğretiyorlardı. Halbuki bu iki melek, "Biz sadece imtihan için gönderildik, sakın yanlışa inanıp da kafir olmayasınız" demeden hiç kimseye sihir öğretmezlerdi. Onlar, bu iki melekten, karı ile kocanın arasını açacak şeyleri öğreniyorlardı. Oysa büyücüler, Allah'ın izni olmadan kimseye zarar veremezler. Onlar, kendilerine faydalı olanı değil, zararlı olanı öğrenirler. Büyüye başvuranların ahiretten nasiplerinin olmayacağını iyi bilmektedirler. Kendilerini sattıkları şey ne kötüdür! Keşke bunu bilselerdi!
Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
"Süleyman'ın hükümranlığı hakkında şeytanların (ve şeytan tıynetli insanların) uydurdukları yalanların ardına düştüler. Oysa Süleyman (büyü yaparak) küfre girmedi. Fakat şeytanlar, insanlara sihri ve (özellikle de) Babil'deki Harut ve Marut adlı iki meleğe ilham edilen (sihr)i öğretmek suretiyle küfre girdiler. Halbuki o iki melek, "Biz ancak imtihan için gönderilmiş birer meleğiz. (Sihri caiz görüp de) sakın küfre girme" demedikçe, kimseye (sihir) öğretmiyorlardı. Böylece (insanlar) onlardan kişi ile karısını birbirinden ayıracakları sihri öğreniyorlardı. Halbuki onlar, Allah'ın izni olmadıkça o sihirle hiç kimseye zarar veremezlerdi. (Onlar böyle yaparak) kendilerine zarar veren, fayda getirmeyen şeyleri öğreniyorlardı. Andolsun, onu satın alanın ahirette bir nasibi olmadığını biliyorlardı. Kendilerini karşılığında sattıkları şey ne kötüdür! Keşke bilselerdi!
Edip Yüksel (Eski Baskı) Mesaj: Kuran Çevirisi
Süleyman'ın otoritesi hakkında şeytanların anlattığına uydular. Oysa Süleyman inkar etmedi; halka büyücülüğü ve Babil'de Harut ve Marut adlı iki meleğe indirileni öğreten şeytanlar inkar etmişti. Bu ikisi: 'Bu bir sınavdır, (bu bilgiyi kötüye kullanıp) nankör olmayın!,' demedikçe kimseye onu öğretmezlerdi. Fakat o ikisinden öğrendiklerini, koca ile karısının arasını açmak için kullandılar. Oysa ALLAH'ın izni olmadan onlar hiç kimseye bir zarar veremezdi. Kendilerine yarar vereni değil, zarar vereni öğreniyorlardı. Üstelik, ona müşteri olanların ahirette bir payı olmadığını da iyi biliyorlardı. Karşılığında kişiliklerini sattıkları şey ne kötü. Bir bilselerdi!
Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
tuttular Süleyman mülküne dair Şeytanların uydurup takib etdikleri şeylerin ardına düştüler, halbuki Süleyman küfretmedi ve lakin o şeytanlar küfr ettiler, nasa sihir ta'lim ediyorlar ve Babilde Harut Marut iki melek üzerine indirilen şeyleri öğretiyorlardı, halbuki o ikisi "biz ancak bir imtihan için gönderildik sakın sihir yapmayı tecviz edib de kafir olma" demedikce bir kimseye öğretmezlerdi, işte bunlardan kişi ile zevcesinin arasını ayıracak şeyler öğreniyorlardı, fakat Allahın izni olmadıkça bununla kimseye zarar verebilir değillerdi, kendilerine zarar verecek, menfaati olmıyacak bir şey öğreniyorlardı, kasem olsun onu her kim satın alsa her halde onun Ahırette bir nasibi yok, bunu muhakkak bilmişlerdi amma canlarını sattıkları o şey ne çirkin bir şeydi onu bilselerdi
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Tuttular Süleyman'ın mülküne dair şeytanların uydurup izledikleri şeylerin ardına düştüler. Oysa, Süleyman kafir olmadı, ama o şeytanlar kafir oldular; İnsanlara büyücülük ve Babil'de Harut, Marut adında iki meleğe indirilen şeyleri öğretiyorlardı. Halbuki o ikisi: "Biz ancak bir imtihan için gönderildik, sakın sihir yapıp kafir olma!" demedikçe bir kimseye büyü öğretmezlerdi. İşte bunlardan karı-koca arasını ayıran şeyler öğreniyorlardı. Fakat Allah'ın izni olmadıkça bununla kimseye zarar veremezlerdi. Kendilerine zarar verecek ve faydası olmayacak bir şey öğreniyorlardı. Andolsun ki, onu her kim satın alırsa, onun ahirette bir nasibi olmadığını da çok iyi biliyorlardı. Keşke kendilerini ne kötü şey karşılığında sattıklarını bilselerdi!
Gültekin Onan
Ve onlar Süleyman'ın mülkü hakkında şeytanların anlattığına / okuduğuna (tetluşşeyatıynu) uydular. Süleyman küfretmedi ancak şeytanlar küfrettiler. Onlar insanlara büyücülüğü (sihr) ve Babil'deki iki meleğe, Harut ve Marut'a indirileni öğretiyorlardı. Oysa o ikisi "Biz bir fitneyiz, (bu bilgiyi kötüye kullanıp) küfretmeyin?" demedikçe hiç kimseye onu / birşey öğretmezlerdi. Fakat onlardan koca (beynelmer) ile karısının (zevcihi) arasını açan şeyi öğrendiler / öğreniyorlardı. Oysa onunla Tanrı'nın izni olmadan hiç kimseye zarar veremezlerdi. Kendilerine yarar sağlayanı değil, zarar vereni öğreniyorlardı. Andolsun onlar, bunu satın alanın ahirette bir payı olmadığını da biliyorlardı. Karşılığında nefslerini sattıkları şey ne kötü. Bir bilselerdi!
Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
Şeytanların; Süleymanın mülk (-ü saltanat ve nübüvvet) i aleyhine uydurub ta'kib etdikleri şeylere (yalanlara) uydular. Halbuki Süleyman asla kafir olmadı. Fakat o şeytanlar kafirdiler ki insanlara sihri (büyücülüğü) ve Babildeki iki meleğe, Harur ve Maruta indirilen şeyleri öğretiyorlardı. Halbuki onlar (o iki melek) "Biz ancak fitneyiz (imtihan için gönderilmişizdir). "sakın (sihir, büyü yapıb da) kafir olma" demedikçe hiç bir kimseye (sihir) öğretmezlerdi. İşte onlardan (o iki melekden) koca ile karısının arasını ayıracak şeyler öğrendiler. Halbuki (sihirbazlar) Allahın izni olmadıkça onunla hiç bir kimseye zarar verici değillerdir. Onlar ise kendilerini zarara sokacak, onlara faide vermeyecek şeyleri öğreniyorlardı. Andolsun, onlar muhakkak biliyorlardı ki onu (sihri) satın alan (ona revac veren) kimsenin ahiretden hiç bir nasibi yokdur. Onların kendilerini cidden ne kötü şey mukaabilinde satdıklarını bilmiş olsalardı.
İbni Kesir
Ve onlar şeytanların Süleyman'ın mülkü aleyhine uydurdukları şeylerin ardına düştüler. Halbuki Süleyman asla küfretmedi. Sadece şeytanlar küfrettiler. Onlar, insanlara sihri ve Babil'de ki iki meleğe; Harut ile Marut a indirilenleri öğretiyorlardı. Bu iki melek ise: "Biz ancak imtihan için gönderildik, sakın küfretme. "demedikçe kimseye sihirden bir şey öğretmezlerdi. Onlardan koca ile karısının arasını ayıracak şeyler öğrendiler. Halbuki bunlar, Allah'ın izni olmadıkça o sihirle kimseye zarar verici değillerdi. Onlarsa kendilerine zarar verip fayda vermeyen şeyleri öğreniyorlardı. Andolsun ki, onlar onu satın alan kimse için ahirette hiçbir olmayacağını biliyorlardı. Ne fena birşey karşılığında nefislerini sattılar. Şayet bilmiş olsalardı?
Muhammed Esed Kur'an Mesajı
Ve (onun yerine) Süleyman'ın hükümdarlığı sırasında şeytanca niyetler taşıyan kimselerin telkin ede geldiklerine uyarlar. Hakikati inkar eden Süleyman değildi, ama o şeytanca niyetler taşıyan kişiler halka sihir öğreterek hakikati inkar ettiler; -ve onlar, Babil'deki iki melek Harut ve Marut vasıtasıyla ihdas edilene (uyarlar)- gerçi bu ikili, öncelikle, "Biz sadece ayartıcılar; sakın (Allah'ın vahyettiği) hakikati inkara yeltenmeyin!" şeklinde uyarıda bulunmadan hiç kimseye onu öğretmediler. Ve onlar, bu ikiliden, karı koca arasında nasıl huzursuzluk çıkarılacağını öğreniyorlardır; ancak Allah'ın izni olmadan onunla hiç kimseye zarar veremedikleri gibi sadece kendilerine zarar veren ve hiç faydası olmayan bir bilgi ediniyorlardı; oysa onlar, bu (bilgiyi) edinenin ahiret hayatının güzelliğinden nasipsiz kalacağını biliyorlardı. Doğrusu, karşılığında ruhlarını sattıkları o (sanat) ne kötüdür, keşke bunu bilselerdi!
Şaban Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Onlar şeytanların Süleyman'ın saltanatı hakkında uydurdukları şeylere tabi oldular. Oysa Süleyman kafir değildi. Fakat insanlara sihri öğreten şeytanlar kafir idi. Onlar insanlara büyüyü Babil'deki iki meleğe, Harut ile Marut'a indirileni öğretiyorlardı. O ikisi: -Biz bir imtihan vesilesiyiz, sakın kafir olma! demedikçe, hiç kimseye bir şey öğretmiyorlardı. O ikisinden karı ile kocanın arasını ayıracak şeyler öğreniyorlardı. Onlar kendilerine faydalı olanı değil zararlı olanı öğreniyorlardı. Andolsun onlar o büyüyü satın alanın ahirette bir nasibi olmadığını gayet iyi biliyorlardı. Kendilerini sattıkları şeyin ne kadar kötü olduğunu keşke anlasalardı!
Suat Yıldırım Kuran-ı Kerim ve Meali
Tuttular, Süleyman'ın hükümranlığı hakkında şeytanların uydurdukları sözlere tabi oldular. Halbuki Süleyman küfre gitmemişti. Fakat asıl o şeytanlar küfre gittiler. Halka sihiri ve Babil'de Harut ve Marut adlı iki meleğe indirilen şeyleri öğretiyorlardı. Oysa o ikisi: "Biz sırf imtihan için gönderildik, sakın kafir olma!" demedikçe hiç kimseye sihir öğretmezlerdi. İşte bunlardan koca ile karısının arasını açacak şeyler öğreniyorlardı. Fakat Allah'ın izni olmadıkça onlar bununla hiç kimseye zarar veremezlerdi. Onlar kendilerine zarar getirip fayda vermeyen şeyler öğreniyorlardı. Büyüye müşteri olan kimsenin ahiretten nasibi olmadığını pek iyi biliyorlardı. Karşılığında kendi varlıklarını sattıkları şey ne kötü! Keşke bunu anlasalardı!
Süleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Süleyman'ın hükümdarlığı hakkında onlar, şeytanların uydurdukları sözlere uydular (Süleyman'ın, büyü yaparak saltanatını kazandığını söyleyen şeytan ruhlu insanlara uyup, Süleyman'ın büyücü olduğuna inandılar). Oysa Süleyman (büyü yaparak) küfre gitmemişti. Fakat o şeytanlar küfre gittiler: İnsanlara büyü ve Babil'de Harut ve Marut adlı melekler(den ilham alan iki kişiy)e indirileni öğretiyorlar. Halbuki onlar: "Biz bir fitneyiz (sizin için bir sınavız), sakın, küfre gitme(yin)!" demedikçe kimseye bir şey öğretmiyorlardı. Fakat bunlar, onlardan, erkekle karısının arasını açacak şeyler öğreniyorlardı. Ama, onlar, Allah'ın izni olmadan onunla hiç kimseye zarar veremezler. Onlar, kendilerine yarar vereni değil, zarar vereni öğreniyorlardı. Andolsun, onu sat(ıp onunla çıkar sağlay)anın, ahirette bir nasibi olmadığını gayet iyi biliyorlardı. Vicdanlarını sattıkları şey ne kötüdür, keşke (bunu) bilselerdi!
Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim Meali
Süleyman'ın mülk ve saltanatı konusunda onlar, şeytanların okuyup durduklarına uydular. Halbuki Süleyman küfre sapmamıştı. Ancak şeytanlar küfre sapmıştı; insanlara büyüyü öğretiyorlardı. Ve Babil'de Harut ve Marut adlı iki melek üzerine indirileni öğretiyorlardı. Oysa ki o iki melek, "Biz bir imtihan aracıyız, sakın küfre sapma!" demedikçe hiç kimseye bir şey öğretmiyorlardı. İnsanlar onlardan erkekle eşinin arasını açacakları şeyi öğreniyorlardı. Ne var ki, onlar onunla Allah'ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezler. Onlar kendilerine zarar vereni, yarar vermeyeni öğreniyorlardı. Yemin olsun ki, onu satın alanın ahırette hiç bir nasibi olmayacağını açıkça bilmişlerdir. Öz benliklerini sattıkları şey ne kötüdür! Bir bilebilselerdi...
Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’an
ve onlar tutup Süleyman'ın yöntemi sırasında (o dönemin) şeytanlarının uydurduğu yalan ve desiselerin peşine takıldılar. Oysa ki Süleyman küfre sapıp nankörlük yapmadı, aksine o(na düzen kuran) şeytanlar küfre sapıp nankörlük yaptılar: insanlara sihri öğrettiler. Yine (Medine Yahudileri) Babilli iki güç sahibine; Harut ve Marut'a verileni izlediklerini (iddia ettiler). Oysa o ikisi "Baksanıza biz (Babil esaretiyle) sınanmaktayız, sakın küfre sapma(yın)!" demedikçe hiç kimseye bir şey öğretmiyorlardı. Fakat (Babil'deki düzenbazlar) bu ikiliden kişi ile eşinin arasını açacak şeyler öğreniyorlardı. Ne var ki o (Babilli düzenbazlar), Allah'ın izni olmadan hiç kimseye zarar veremezlerdi; ama yine de zarar verip yarar sağlamayan şeyler öğreniyorlardı. Doğrusu onlar, bu türden bir alışverişe giren kimsenin ahirette eli boş kalacağını çok iyi biliyorlardı. Kişiliklerini sattıkları şey ne fenadır; keşke bunu olsun bilebilselerdi.
Erhan Aktaş Kerim Kur'an
Ve onlar, Süleyman'ın sahip olduğu güç konusunda şeytanların[1] uydurdukları şeylere uydular. Oysa Süleyman gerçeğe aykırı bir şey[2] yapmadı. Ancak insanlara büyü yapmayı öğreten şeytanlar[3] gerçeği gizliyordu; Babil'deki iki meleğe/krala[4]; Harut ve Marut'a bir şey indirilmiş değildi. Hatta bu iki melek/kral: "Biz fitneyiz, sakın kafir olma!" demedikçe, hiç kimseye bir şey öğretmiyorlardı. Fakat onlar, o ikisinden karı ile kocanın arasını açacak şeyler öğrenmeye çalışıyorlardı. Ancak, Allah'ın izni olmadıkça bu şeyle hiç kimseye zarar veremezler. Onlar, kendilerine bir faydası olmayan, sadece zarar verecek şeyleri öğreniyorlardı. Halbuki onlar, büyü ile uğraşanların ahirette bir nasiplerinin olmayacağını biliyorlardı. Kendilerini karşılığında sattıkları şey ne kötüdür. Keşke bilselerdi.
Erhan Aktaş (Eski Baskı) Kerim Kur'an
Ve onlar, Süleyman'ın sahip olduğu güç konusunda şeytanların[1] uydurdukları şeylere uydular. Oysa Süleyman gerçeğe aykırı bir şey[2] yapmadı. Ancak insanlara büyü yapmayı öğreten şeytanlar[3] gerçeği gizliyordu; Babil'deki iki meleğe/krala[4]; Harut ve Marut'a bir şey indirilmiş değildi. Hatta bu iki melek: " Biz fitneyiz, sakın kafir olma!" demedikçe, hiç kimseye bir şey öğretmiyorlardı. Fakat onlar, o ikisinden karı ile kocanın arasını açacak şeyler öğrenmeye çalışıyorlardı. Ancak, Allah'ın izni olmadıkça bu şeyle hiç kimseye zarar veremezler. Onlar, kendilerine bir faydası olmayan, sadece zarar verecek şeyleri öğreniyorlardı. Halbuki onlar, büyü ile uğraşanların ahirette bir nasiplerinin olmayacağını biliyorlardı. Kendilerini karşılığında sattıkları şey ne kötüdür. Keşke bilselerdi.
Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim Gerçek
Süleyman'ın yönetimi hakkında, şeytanların anlattığına uydular. Süleyman, nankörlük etmemişti. Fakat şeytanlar nankörlük ettiler. Büyü yapmayı ve Babil'deki Harut ve Marut isimli iki meleğe indirileni insanlara öğretiyorlardı. Zaten o ikisi, "Biz, yalnızca sınama aracıyız; sakın nankörlük etmeyin!" demeden hiç kimseye öğretmezlerdi. Böylece, erkeği ve eşini onunla ayırmayı, o ikisinden öğreniyorlardı. Oysa Allah'ın izni olmadıkça, hiç kimseye onunla dokunca veremezlerdi. Kendilerine dokunca veren ve yararı olmayan bir şey öğreniyorlardı. Gerçek şu ki, onu satın alan kimsenin, sonsuz yaşamda bir payı olmadığını da biliyorlardı. Benliklerini ne kötü bir şeye sattılar; keşke bilselerdi!
Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı Meali
Sonra tuttular, Süleyman'ın iktidarı aleyhine şeytanların takip ettikleri yola girdiler. Süleyman kafir olmamıştı ama insanlara o büyülü (etkili) sözleri öğreten şeytanlar kafir olmuşlardı[1].[2] Harut ile Marut'un başına gelenlerin[3] Halbuki onlar: "Biz yandık[4], sakın bunu göz ardı etme (kimseyi yakma)!" demeden birine bir şey öğretmezlerdi. Bu ikisinden, kişi ile eşinin arasını ayıracak şeyler öğrenirlerdi, ama Allah'ın onayı olmadan kimseye zarar veremezlerdi. Bunlar (bu Yahudiler) de işlerine yaramayan, sadece zararı olan şeyi öğreniyorlar. İyi biliyorlar ki kendini o söze kaptıranın[5] ahirette eline bir şey geçmez. Kendilerini ne kötü satıyorlar! Keşke bunu bilseler!
Edip Yüksel Mesaj: Kuran Çevirisi
Süleyman'ın otoritesi hakkında sapkınların anlattığına uydular. Oysa Süleyman inkar etmedi; halka büyücülüğü ve Babil'de Harut ve Marut adlı iki meleğe indirileni öğreten sapkınlar inkar etmişti. Bu ikisi: "Bu bir sınavdır, nankör olmayın!" demeden kimseye onu öğretmezlerdi. Fakat o ikisinden öğrendiklerini, koca ile karısının arasını açmak için kullandılar. Oysa ALLAH'ın izni olmadan onlar hiç kimseye bir zarar veremezdi. Kendilerine yarar vereni değil, zarar vereni öğreniyorlardı. Üstelik, ona müşteri olanların ahirette bir payı olmadığını da iyi biliyorlardı. Karşılığında kişiliklerini sattıkları şey ne kötü. Bir bilselerdi![1]
Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir
Onlar, Süleyman'ın hükümdarlığı hakkında şeytanların (uydurup) söylediklerine uymuşlardı. (Oysa) Süleyman, (büyü yapıp) kâfir olmamıştı. Ancak şeytan (ruhlu insan)lar kâfir olmuşlardı. (Çünkü) onlar, insanlara büyü ve Babil'de Harut ile Marut isimli iki hükümdara[1] indirileni öğretiyorlardı. (O iki hükümdar): "Biz sadece bir imtihanız; sakın kâfir olmayın!" demeden kimseye (bir şey) öğretmezlerdi. Onlar, o ikisinden (Harut ile Marut'tan), kişi ile eşinin arasını açacak şeyleri öğreniyorlardı. Oysa onlar (büyücüler), Allah'ın izni olmadan kimseye zarar veremezler(di). Onlar ise, kendilerine zarar veren ve yarar sağlamayan şeyleri öğreniyorlardı. Yemin olsun ki (büyüyü) satın alanların ahiretten payı olmadığını çok iyi bilmektelerdi. Karşılığında kendilerini sattıkları şey ne kötüdür! Keşke bunu bilselerdi!
Əlixan Musayev
Onlar Suleymanın səltənətində şeytanların oxuduqlarının ardınca getdilər. Süleyman kafir olmadı. Lakin şeytanlar sehri və Babildə Harut və Marut adlı iki mələyə nazil olanı insanlara öyrədərək kafir oldular. (Mələklər): “Biz ancaq bir sınağıq, sən gəl kafir olma!”– deməmiş (onu) heç kəsə öyrətmirdilər. (Yəhudilər) ərlə arvadı bir-birindən ayıracaq işləri onlardan öyrənirdilər. Lakin onlar Allahın izni olmadan heç kəsə zərər verə bilməzlər. Onlar özlərinə zərər verən, faydası olmayan şeyləri öyrənirdilər. Onlar bilirdilər ki, onu əldə edən kimsə üçün axirətdə heç bir pay yoxdur. Nəfslərinin əvəzində satın aldıqları şey necə də pisdir! Kaş (bunu) biləydilər!
Bünyadov-Məmmədəliyev
(Yəhudilər) Süleymanın səltənətinə (şahlığına) dair şeytanların oxuduqlarına (sehr kitablara) uydular. Süleyman (bu kitablara uymadığı üçün) kafir olmadı, lakin şeytanlar (bildikləri) sehri və Babildə Harut və Marut adlı iki mələyə nazil olanları xalqa öyrədərək kafir oldular. Halbuki (o iki mələk): “Biz (Allah tərəfindən göndərilmiş) imtahanıq (sınağıq), sən gəl kafir olma!” – deməmiş heç kəsə sehr öyrətmirdilər. (Bununla belə yəhudilər) yenə də ər-arvad arasına nifaq salan işləri onlardan öyrənirdilər. Lakin onlar (sehrbazlar) Allahın izni olmadan heç kəsə zərər verə bilməzlər. Onlar (yəhudilər) ancaq özlərinə faydası olmayan, zərər verən şeyləri öyrənirdilər. Həqiqətən, onlar (yəhudilər) belə şeyləri satın alanların (Allahın kitabını şeytan əməlləri ilə mübadilə edənlərin) axirətdə payı olmadığını yaxşı bilirlər. Kaş ki, onlar özlərini nə qədər yaramaz bir şeyə satdıqlarını biləydilər!
Ələddin Sultanov
Onlar Süleymanın hökmranlığına dair şeytanların oxuduqlarına uydular. Süleyman isə kafir olmadı. Lakin şeytanlar cadunu və Babildə Harut və Marut adlı iki mələyə nazil olanı insanlara öyrədərək kafir oldular. Halbuki (o iki mələk): “Biz sadəcə imtahan vəsiləsiyik. Ona görə də kafir olma!” - deməmiş heç kimə (cadu) öyrətmirdi. Beləcə, ər-arvad arasını vuran əməlləri onlardan öyrənirdilər. Ancaq onlar Allahın izni olmadan onunla heç kəsə zərər verə bilməzlər. Onlar özlərinə faydası olmayıb zərər verən şeyləri öyrənirdilər. Onu (cadunu) satın alanların axirətdə bir payı olmadığını da bilirlər. Kaş özlərini nə qədər pis bir şeyə satdıqlarını biləydilər! (Qədim xalqların çoxu caduya inanırdı. Buna görə də dini etiqadlarının içinə də cadu qarışmışdı. Yəhudilər arasında da cadugərlik yayılmışdı və onlar Süleyman peyğəmbərin cadugər olduğuna inanırdılar. Quranda Süleymanın peyğəmbər olduğu xəbər verildikdə yəhudilər: “Mühəmməd Süleymanı peyğəmbər zənn edir. Halbuki o, bir cadugər idi”, – demişdilər.)
Rashad Khalifa The Final Testament
They pursued what the devils taught concerning Solomon's kingdom. Solomon, however, was not a disbeliever, but the devils were disbelievers. They taught the people sorcery, and that which was sent down through the two angels of Babel, Haroot and Maroot. These two did not divulge such knowledge without pointing out: "This is a test. You shall not abuse such knowledge." But the people used it in such evil schemes as the breaking up of marriages. They can never harm anyone against the will of GOD. They thus learn what hurts them, not what benefits them, and they know full well that whoever practices witchcraft will have no share in the Hereafter. Miserable indeed is what they sell their souls for, if they only knew.
The Monotheist Group The Quran: A Monotheist Translation
And they followed what the devils recited regarding the kingship of Solomon. Solomon did not reject, but it was the devils who rejected by teaching people magic, and teaching them what was sent down on the two angels in Babylon, Haroot and Maroot. They did not teach anyone until they would say: "We are a test, so do not lose faith!" Thus they teach what can separate between a person and his mate; but they cannot harm anyone except with the permission of God. And they learn what harms them and does not benefit them, and they have known that he who purchases such has no place in the Hereafter. Miserable indeed is what they purchased with their souls if only they knew!
Edip-Layth Quran: A Reformist Translation
They followed what the devils recited regarding Solomon's kingship. Solomon did not reject, but it was the devils that rejected by teaching people magic and what was sent down on the two controllers in Babylon, Haroot and Maroot. They would not teach anyone until they would say, "We are a test, so do not be unappreciative!" Thus, they teach what can separate a person from his mate; but they cannot harm anyone except by God's permission. They learn what harms them and does not benefit them, and they have known that he who purchases such a thing has no place in the Hereafter. Miserable indeed is what they traded themselves with; if only they knew!
Mustafa Khattab The Clear Quran
They ˹instead˺ followed the magic promoted by the devils during the reign of Solomon. Never did Solomon disbelieve, rather the devils disbelieved. They taught magic to the people, along with what had been revealed to the two angels, Hârût and Mârût, in Babylon.[1] The two angels never taught anyone without saying, "We are only a test ˹for you˺, so do not abandon ˹your˺ faith." Yet people learned ˹magic˺ that caused a rift ˹even˺ between husband and wife; although their magic could not harm anyone except by Allah’s Will. They learned what harmed them and did not benefit them—although they already knew that whoever buys into magic would have no share in the Hereafter. Miserable indeed was the price for which they sold their souls, if only they knew!
Al-Hilali & Khan
They followed what the Shayâtîn (devils) gave out (falsely of the magic) in the lifetime of Sulaimân (Solomon). Sulaimân did not disbelieve, but the Shayâtîn (devils) disbelieved, teaching men magic and such things that came down at Babylon to the two angels, Hârût and Mârût, but neither of these two (angels) taught anyone (such things) till they had said, "We are only for trial, so disbelieve not (by learning this magic from us)." And from these (angels) people learn that by which they cause separation between man and his wife, but they could not thus harm anyone except by Allâh’s Leave. And they learn that which harms them and profits them not. And indeed they knew that the buyers of it (magic) would have no share in the Hereafter. And how bad indeed was that for which they sold their ownselves, if they but knew.
Abdullah Yusuf Ali
They followed what the evil ones gave out (falsely) against the power of Solomon: the blasphemers Were, not Solomon, but the evil ones, teaching men Magic, and such things as came down at babylon to the angels Harut and Marut. But neither of these taught anyone (Such things) without saying: "We are only for trial; so do not blaspheme." They learned from them the means to sow discord between man and wife. But they could not thus harm anyone except by Allah's permission. And they learned what harmed them, not what profited them. And they knew that the buyers of (magic) would have no share in the happiness of the Hereafter. And vile was the price for which they did sell their souls, if they but knew!
Marmaduke Pickthall
And follow that which the devils falsely related against the kingdom of Solomon. Solomon disbelieved not; but the devils disbelieved, teaching mankind magic and that which was revealed to the two angels in Babel, Harut and Marut. Nor did they (the two angels) teach it to anyone till they had said: We are only a temptation, therefore disbelieve not (in the guidance of Allah). And from these two (angles) people learn that by which they cause division between man and wife; but they injure thereby no-one save by Allah's leave. And they learn that which harmeth them and profiteth them not. And surely they do know that he who trafficketh therein will have no (happy) portion in the Hereafter; and surely evil is the price for which they sell their souls, if they but knew.
Abul A'la Maududi Tafhim commentary
and then followed what the evil ones falsely attributed to the Kingdom of Solomon[1] even though Solomon had never disbelieved; it is the evil ones who disbelieved, teaching people magic. And they followed what had been revealed to the two angels in Babylon – Harut and Marut – although these two (angels) never taught it to anyone without first declaring: "We are merely a means of testing people; so, do not engage in unbelief."[2] And yet they learned from them what might cause division between a man and his wife[3]. They could not cause harm to anyone except by the leave of Allah, and still they learned what harmed rather than profited them, knowing well that he who bought it will have no share in the World to Come. Evil indeed is what they sold themselves for. Had they but known!
Taqi Usmani
They followed what the devils used to recite in the reign of Sulaimān (Solomon); and it was not Sulaimān who became an infidel, but the devils did become infidels, teaching people magic, and what had been sent down to the two angels, Hārūt and Mārūt, in Babylon. And these two did not teach anyone without first having said (to him), "We are but a trial, so do not go infidel." Then, they used to learn from them that with which they could cause separation between a man and his wife. But they were not to bring harm through it to anyone without the will of Allah.They used to learn what harmed them and did no good to them; and they certainly knew that he who buys it has no share in the Hereafter. And, indeed, vile is the thing for which they sold themselves away. If only they knew!
Abdul Haleem
and followed what the evil ones had fabricated about the Kingdom of Solomon instead. Not that Solomon himself was a disbeliever; it was the evil ones who were disbelievers. They taught people witchcraft and what was revealed in Babylon to the two angels Harut and Marut. Yet these two never taught anyone without first warning him, ‘We are sent only to tempt- do not disbelieve.’ From these two, they learned what can cause discord between man and wife, although they harm no one with it except by God’s leave. They learned what harmed them, not what benefited them, knowing full well that whoever gained [this knowledge] would lose any share in the Hereafter. Evil indeed is the [price] for which they sold their souls, if only they knew.
Mohamed Ahmed - Samira
When a messenger was sent to them by God affirming the Books they had already received, some of them put (His message) behind their backs as if they had no knowledge of it.
Muhammad Asad
and follow [instead] that which the evil ones used to practice during Solomon's reign - for it was not Solomon who denied the truth, but those evil ones denied it by teaching people sorcery -; and [they follow] that which has come down through the two angels in Babylon, Hurut and Marut-although these two never taught it to anyone without first declaring, "We are but a temptation to evil: do not, then, deny [God's] truth!" And they learn from these two how to create discord between a man and his wife; but whereas they can harm none thereby save by God's leave, they acquire a knowledge that only harms themselves and does not benefit them - although they know; indeed, that he who acquires this [knowledge] shall have no share in the good of the life to come. For, vile indeed is that [art] for which they have sold their own selves -had they but known it!
Abdel Khalek Himmat Al- Muntakhab
And they pursued vanity and neglected religion; they were attracted to characteristics befitting AL-Shayatin who attributed Sulayman's (Solomon) prerogative of Prophethood and power to the art of sorcery and occult qualities; a defying impiety and a serious offence for which Sulayman was innocent. In fact it was the blasphemers who defied Allah. They taught people necromancy which they practised through contact with evil spirits and through the knowledge they acquired from revelations imparted to the two angelic Babylonians Harùt and Marut. But Harùt and Marùt made it clear that their art was a source of temptation and an incitement to evil and they cautioned against indulgence as it meant defiance to Allah. Yet those blasphemers pursued the evil aspect of this art using those spirits to sow discord between husband and wife and other similar evil acts. Nonetheless no one suffers harm unless divinely predetermined. They applied themselves to learning the art which inflicts harm upon them and they derive no profit from it. Yet they knew that he who engages in sorcery for vice shall have no bliss of the Hereafter; how worthless was the price they received for selling their own souls to immorality and wickedness if they only knew!
Progressive Muslims
And they followed what the devils recited regarding Solomon's kingship. Solomon did not reject, but it was the devils that rejected by teaching people magic, and teaching them what was sent down on the two Angels in Babylon, Haroot and Maroot. They did not teach anyone until they would Say: "We are a test, so do not lose faith!" Thus they teach what can separate between a person and his mate; but they cannot harm anyone except by God's permission. And they learn what harms them and does not benefit them, and they have known that he who purchases such has no place in the Hereafter. Miserable indeed is what they purchased with their souls if only they knew!
Shabbir Ahmed
(They followed conjecture in the past as well. ) Some rebellious people spread a rumor in the Kingdom of Solomon. Solomon never disbelieved in the Divine Laws, but the rebellious ones did. They fabricated a story that two angels Harut and Marut had descended in Babylon and taught magic to people. That they used to warn people, "We are only a temptation, therefore be not oblivious to the rational Divine Laws." The rumor further stated that people learned magic from these two angels how to create discord between a man and his wife. (This entire story is nothing but falsehood. Magic, amulets, ghoul, demon-possession, exorcism, witchcraft, evil eye, fortune telling, astrology, palm reading, clairvoyance, voodoo are nothing but conjecture). These things can neither harm nor benefit anyone since they are contrary to the Divine Laws in Nature ((3:123-127), (6:73), (7:54), (45:22)). (Superstitions can harm people by becoming self-fulfilling prophecies). And that which they try to learn only harms them and profits not. They are well aware that any person indulging in this trade (of the so-called "Occult sciences") will be a loser in the long run, and shall have no portion in the Hereafter. And surely, evil is the price for which they (magicians, diviners, clairvoyants, fortunetellers and claimants to witchcraft) sell their humanity, if they but knew better.
Syed Vickar Ahamed
They followed what the Satans falsified against the belief of Sulaiman (Solomon); But the Satans disbelieved, teaching men magic, and such things as came down at Babel (Babylon), to the angels, Harut and Marut. (These are two idolized men from the ancient times.) But neither of these two (angels) taught anyone (such things) without warning: "We are only for trial; So do not disbelieve or curse." They learnt from them [Satans] the means to cause separation between man and wife. But they could not harm anyone except by Allah’s permission. And they learnt that which harms them and helps them not and they knew that the buyers of (such magic) would have no share in the happiness of the Hereafter. And low was the price for which they sold their souls, if they only knew!
Sahih International (Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
And they followed [instead] what the devils had recited during the reign of Solomon. It was not Solomon who disbelieved, but the devils disbelieved, teaching people magic and that which was revealed to the two angels at Babylon, Harut and Marut. But the two angels do not teach anyone unless they say, "We are a trial, so do not disbelieve [by practicing magic]." And [yet] they learn from them that by which they cause separation between a man and his wife. But they do not harm anyone through it except by permission of Allah. And the people learn what harms them and does not benefit them. But the Children of Israel certainly knew that whoever purchased the magic would not have in the Hereafter any share. And wretched is that for which they sold themselves, if they only knew.
Ali Quli Qarai
And they followed what the devils pursued during Solomon’s reign —and Solomon did not turn faithless, but it was the devils who were faithless— teaching the people magic, and what was sent down to the two angels at Babylon, Hārūt and Mārūt, and they would not teach anyone without telling [him], ‘We are only a test, so do not be faithless. ’ But they would learn from those two that with which they would cause a split between man and his wife —though they could not harm anyone with it except with Allah’s leave. And they would learn that which would harm them and bring them no benefit; though they certainly knew that anyone who buys it has no share in the Hereafter. Surely, evil is that for which they sold their souls; had they known!
Bijan Moeinian
These are the same people who used to practice black magic. The Satan had convinced them that the greatness of the Solomon’s kingdom was due to such practices! Solomon, in fact, was never involved in these types of activities as he was a believer. The Satan’s army [who practiced such things], however, belonged to the camp of the disbelievers. The tatters were enchanted by the knowledge of the two Angels known as Haroot and Maroot who were sent to the Babylon. These two, however, would always teach the art of the black magic with the following warning: "The possession of this trial is only meant for your trial (to see how you will use it.)" People, instead, used their knowledge to cast a spell between husbands and wives leading to their separation. The sorcerers, naturally, could not harm anyone without the permission of God [some miseries in life is meant by God to make man stronger.] What they learned, however, did not profit them. Besides, they knew well [before selling their souls to Satan] that the sorcery will ruin their Hereafter. If they knew what price they are paying for their fascination with magic.
George Sale
And they followed the device which the devils devised against the kingdom of Solomon; and Solomon was not an unbeliever; but the devils believed not, they taught men sorcery, and that which was sent down to the two angels at Babel, Harut and Marut: Yet those two taught no man until they had said, verily we are a temptation, therefore be not an unbeliever. So men learned from those two a charm by which they might cause division between a man and his wife; but they hurt none thereby, unless by God's permission; and they learned that which would hurt them, and not profit them; and yet they knew that he who bought that art should have no part in the life to come, and woful is the price for which they have sold their souls, if they knew it.
Mahmoud Ghali
And they closely followed what the Ash-Shayatîn (the all-vicious (ones), i. e., the devils) recited over Sulayman's (Soloman's) kingdom. And in no way did Sulayman (Solomon) disbelieve but Ash- Shayatîn (The all-vicious (ones), i.e., the devils) disbelieved, teaching mankind sorcery, and that which was sent down upon the two Angels in Babil, (Babylon) Harût and Marût; and in no way did they teach anyone till they said, "Surely we are only a temptation, so, do not disbelieve." Then from them (The two angels) they learned that by which they could cause separation between a person and his spouse. And in no way are they harming anyone except by the permission of Allah ; and they learned what harmed them and did not profit them. And indeed they already knew that indeed whoever trades it, in no way should he have any apportioning (of Grace) in the Hereafter; and miserable indeed was (that) for which they bartered themselves, if they had known (the Truth).
Amatul Rahman Omar
Moreover, they (- the Jews of the Prophet's time) pursue (the same tactics) which the rebels had followed against the empire of Solomon. And it was not Solomon that had committed breach of faith, but it was the rebels that had committed breach of faith. They (- the Jews of Madînah) teach the people the modes of intriguing; and also (pursue) that which had (once) been revealed to the two angels, Hârût and Mârût in Babylon. But these two would not teach (anything to) anyone without first declaring, `We are but a trial (for you here), do not, therefore commit breach of faith.' So they (- the followers of Hârût and Mârût), learnt from them that (teaching) by which they made a distinction between man and his wife, (- they taught men only and not women), yet they would not harm anyone thereby (by their practice), save by the command of Allâh. But these people (- the Jews of the Prophet's time, on the contrary) are learning things that would harm them and do them no good. (They do it) even though they know that he who adopts this course will have no share (of good) in the Hereafter. Indeed, evil is that thing which they have sold themselves for. Had they but known (this fact).
E. Henry Palmer
And they follow that which the devils recited against Solomons kingdom;- it was not Solomon who misbelieved, but the devils who misbelieved, teaching men sorcery,- and what has been revealed to the two angels at Babylon, Harut and Marut; yet these taught no one until they said, 'We are but a temptation, so do not misbelieve. ' Men learn from them only that by which they may part man and wife; but they can harm no one therewith, unless with the permission of God, and they learn what hurts them and profits them not. And yet they knew that he who purchased it would have no portion in the future; but sad is the price at which they have sold their souls, had they but known.
Hamid S. Aziz
And they follow that which the devils recited against Solomon's kingdom;- it was not Solomon who disbelieved, but the devils who disbelieved, teaching men sorcery, and what has been revealed to the two angels, Harut and Marut, at Babylon, yet neither taught any one until they said, "We are but a temptation, so do not blaspheme. " Men learn from them only that by which they may part man and wife; but they can harm no one therewith, unless with the permission of Allah, and they learn what hurts them, not what profits them. And they knew that those who indulge in magic would have no share in the bliss of the Hereafter. Vile is the price of that for which they sell their souls, if they but knew.
Arthur John Arberry
and they follow what the Satans recited over Solomon's kingdom. Solomon disbelieved not, but the Satans disbelieved, teaching the people sorcery, and that which was sent down upon Babylon's two angels, Harut and Marut; they taught not any man, without they said, 'We are but a temptation; do not disbelieve.' From them they learned how they might divide a man and his wife, yet they did not hurt any man thereby, save by the leave of God, and they learned what hurt them, and did not profit them, knowing well that whoso buys it shall have no share in the world to come; evil then was that they sold themselves for, if they had but known.
Aisha Bewley
They follow what the shaytans recited in the reign of Sulayman. Sulayman did not become kafir, but the shaytans did, teaching people sorcery and what had been sent down to Harut and Marut, the two angels in Babylon, who taught no one without first saying to him, ‘We are merely a trial and temptation, so do not become kafir.’ People learned from them how to separate a man and his wife but they cannot harm anyone by it, except with Allah's permission. They have learned what will harm them and will not benefit them. They know that any who deal in it will have no share in Next World. What an evil thing they have sold themselves for if they only knew!
Sam Gerrans The Qur'an: A Complete Revelation
And they followed what the satans recited during the reign of Solomon; and Solomon denied not; but the satans denied, teaching men sorcery, and what was sent down upon the two angels at Babylon, Hārūt and Mārūt. And they taught no one until they had said: “We are but a means of denial, so deny thou not.” Then from them they learn that by which they cause division between a man and his wife; but they harm no one thereby save by the leave of God. And they learn what harms them, and profits them not, knowing well that whoso buys it has in the Hereafter no share; and evil is that for which they sold their souls, had they but known.
Эльмир Кулиев
Они последовали за тем, что читали дьяволы в царстве Сулеймана (Соломона). Сулейман (Соломон) не был неверующим. Неверующими были дьяволы, и они обучали людей колдовству, а также тому, что было ниспослано двум ангелам в Вавилоне — Харуту и Маруту. Но они (ангелы) никого не обучали, не сказав: "Воистину, мы являемся искушением, не становись же неверующим". Они обучались у них тому, как разлучать мужа с женой, но никому не могли причинить вред без соизволения Аллаха. Они обучались тому, что приносило им вред и не приносило им пользы. Они знали, что тому, кто приобрел это, нет доли в Последней жизни. Скверно то, что они купили за свои души! Если бы они только знали!