18.
Kehf Suresi
101. ayet
Ali Bulaç
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Ki onlar, Beni zikretme (konusun)da gözleri bir perde içindeydi. (Kur'an'ı) dinlemeye katlanamazlardı.
اَلَّذ۪ينَ كَانَتْ اَعْيُنُهُمْ ف۪ي غِطَٓاءٍ عَنْ ذِكْر۪ي وَكَانُوا لَا يَسْتَط۪يعُونَ سَمْعاً۟
Ellezine kanet a'yunuhum fi gıtain an zikri ve kanu la yestetiune sem'a.
Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Ki onlar, Beni zikretme (konusun)da gözleri bir perde içindeydi. (Kur'an'ı) dinlemeye katlanamazlardı.
Türkçe Kur'an Çözümü
Onların, Benim zikrim (hatırlanmam) konusunda, basiretleri perdeliydi! Dinleyip algılamaya da kapasiteleri yetmiyordu!
Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
-Dünyada iken gözleri beni hatırlatan her şeye karşı perdeli, kulak vermeye de dayanamayan kafirleri, o gün cehennemle yüz yüze getireceğiz.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
(100-101) O gün cehennemi; gözleri Zikr'ime (Kur'an'a) karşı perdeli olan ve onu dinleme zahmetine dahi katlanamayan kafirlerin karşısına (bütün dehşetiyle) dikeriz!
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Onlar ki beni ıhtar eden ayetlerimden gözleri bir gıta içinde idi, işitmeğe de tehammül edemiyorlardı
Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
(100-101) Beni anmak (hakıykatı görmek) hususunda gözleri perdeli olan, (Kur'anı) dinlemiye tahammül edemeyen kafirlere o gün cehennemi öyle bir göstereceğiz ki!
Kur'an Mesajı
O inkarcılar ki, (gerçeğin sesini) işitmeye katlanamadıklarından ötürü gözlerine Beni hatırlatıcı şeylere karşı perde çekilmişti.
Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Onların gözleri öğütlerime/uyarılarıma karşı örtülü ve kulakları da duymuyordu.
Kuran-ı Kerim ve Meali
(100-101) Gözleri Benim kitabım karşısında perdeli olup, Kur'an'ı dinlemeye tahammül edemeyen kafirlere, o gün cehennemi gösteririz, cehennemle karşı karşıya koyarız onları.
Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Onlar ki beni anmağa karşı gözleri perde içinde idi ve (Kur'an'ı) dinlemeğe tahammül edemezlerdi.
Kur'an-ı Kerim Meali
Onlar, gözleri benim zikrim/Kur'anım karşısında perde içinde olan insanlardı. Dinlemeye dayanamıyorlardı.
Hayat Kitabı Kur’an
Onlar öyle kimselerdi ki; beni hatırlatan (her şeye) karşı gözlerine bir perde çekilmişti, üstelik onlar işitmeye de yanaşmıyorlardı.
Süleymaniye Vakfı Meali
Onların gözleri, benim zikrimden uzaklaştıran bir perdenin içindeydi. Onu dinlemeye de katlanamıyorlardı.
Kur’an Meal-Tefsir
(100, 101) Gözleri beni anmaya kapalı olmuş ve (gerçeği) duymaya da dayanamayan kâfirleri o gün cehennemle yüz yüze getireceğiz.
The Final Testament
They are the ones whose eyes were too veiled to see My message. Nor could they hear.
The Quran: A Monotheist Translation
Those whose eyes were covered against My remembrance, and they were unable to hear.
Quran: A Reformist Translation
Those whose eyes were closed from My remembrance, and they were unable to hear.
The Clear Quran
those who turned a blind eye to My Reminder[1] and could not stand listening ˹to it˺.
Tafhim commentary
whose eyes had become blind against My admonition and who were utterly disinclined to hear it.
Al- Muntakhab
Whose bodily eyes and their minds' eyes were veiled. from apprehension, knowledge or perception of My divine nature and My Omnipotence and Authority and from My signs and veritable revelations; they counselled deaf and were unwilling to open their hearts' ears.
(Umm Muhammad, Mary Kennedy, Amatullah Bantley)
Those whose eyes had been within a cover [removed] from My remembrance, and they were not able to hear.